AZADİ CEMİYETİ

1925 AZADİ HAREKETİ, CİBRANLI HALİT BEY VE YUSUF ZİYA BEY

“Bize mevki ve rütbe bahşetmek suretiyle bizi aldatabilirsiniz endişesi içindeydim. Şükür Allah’a ki bizi mermi ve iple karşılıyorsunuz ve bundan dolayı biz hiç pişman değiliz. Verdiğimiz ders sayesinde torunlarımız öcümüzü alacaklardır.”

 

Ali Buran / Tarihimiz ve Azadî Örgütümüz

1925 Azadî Hareketi’nin Örgütlendirilmesi Sürecinde, Miralay Cibranlı Halit Bey ve Yusuf Ziya Bey

Lozan Anlaşması imzalanır ve Kemalistler dinsel reform adı altında Kürt Ulusunu eritme politikasını açıkça yürürlüğe koyarlar. Bunun üzerine; Yusuf Ziya Bey’in de merkezi düzeyde üyesi olduğu Kürdistan İstiklal Komitesi, genel bir ayaklanma için düğmeye basar. Yusuf Ziya Bey, genel bir ayaklanmanın örgütlendirilmesin de aktif görev alır ve Kürdistan illerini dolaşmaya başlar. 1923 ve 1924 yıllarında iki kez olmak üzere Kürdistan İstiklal Komitesi’nin aldığı kararları bölge bölge dolaşarak aşiret reislerine ve din adamlarına sunar. Dönemin devlet milisi Mehmet Şerif Fırat, Yusuf Ziya Bey’in faaliyetlerini şöyle anlatıyor:

“1340 (1924) yılı ilkbaharında Bitlis eski mebusu Yusuf Ziya Ankara- İstanbul yoluyla Erzurum’a gelerek Cibranlı Halid’in evinde bir hafta misafir kalmıştı. Burada verdikleri kararda: Aşiretler silahlanıp hazırlanacak, hududumuz haricinde olan Barzan-Neyri Şeyhi Mahmûd ve Simko’un eliyle İngilizlerin yardımları temin edilecek…

Yusuf Ziya bu kararla birlikte Cibranlı Halid’in mektubunu alıp Hınıs’ın Kol hisar köyündeki Şeyh Said’in evine gelerek kararı Şeyh’e imzalatmış …”[6] diye devam eder.

Yusuf Ziya Bey, 1923 ve 1924 ilkbaharında olmak üzere iki kez Şeyh Said’i ziyaret eder. Azadi’nin aldığı karar doğrultusunda, etkili din adamları ve aşiret reislerini ikna etmeye çalışır. Şeyh Said, Şark İstiklal Mahkemesi’ndeki ifadesinde; Yusuf Ziya Bey’in kendisini iki kez ziyaret ettiğini doğrular. Şark İstiklal Mahkemesi Üyesi Ali Saip (Ur savaş)’in “Yusuf Ziya Bey’le neler görüştünüz?” sorusu üzerine Şeyh Said’in yanıtı şöyledir:

“- Yusuf Ziya’yı tanırım, bana gelmişti. Ramazan idi. Bitlisli Haydar Efendi Yusuf Ziya Bey’in Muşlu Reşit Bey’e ziyarete geldiğini bana söyledi. Kendisinden ders okumuştum. Tanıdım, Yusuf Ziya’nın Bitlis mebusu olduğunu orada öğrendim. Bir saat kaldılar, çay içtiler ve kalktılar, gittiler.
– Yusuf Ziya size Kürt meselelerinden bir şey söylemedi mi?
– Bir müddet sonra bahar eyyamı idi. Hınıs’a gelmişti. Benim köyüme misafir geldi. Orada açtı bu meseleyi ve dedi ki: Bir Kürdistan Hükümeti teşkil etmek üzereyiz.. Bu muhaldir dedim. Fikrim bunu kabul edemiyordu. Sonra Erzurum’a gitti.”

Ayaklanma hazırlıkları devam ederken; 3-4 Eylül 1924 Beytüşşebap Ayaklanması patlak verir. Şırnak’ta konumlanan 18. Alay’da görevli Kardeşi Teğmen Ali Rıza’yla karşılıklı telgraflarına istinaden 10 Ekim 1924 günü Erzurum’da tutuklanarak, Bitlis cezaevine gönderilir. Mehmet Şerif Fırat’ta göre tutuklanma tarihi 10 Ekim 1924′tür. Bazı kaynaklara göre ise tutuklanma tarihi daha erken bir tarihtir. 3-4 Eylül 1924 tarihinde patlak veren Beytüşşebap Ayaklanması, bölge aşiretlerinin katılımı sağlanamayınca, bastırılır. Teğmen Ali Rıza tutuklanır. Yüzbaşı İhsan Nuri (İhsan Nuri Paşa- Ağrı Ayaklanmasının lideri T.S.) İngilizlerin denetimdeki Güney Kürdistan’a geçerler. Beytüşşebap Ayaklanması’nın bastırılmasıyla beraber Azadî kadrolarına yönelik operasyonların stardı verilir.

Yusuf Ziya Bey, Kürdistan İstiklal Komitesi lideri Cibranlı Miralay Halid Bey, Yusuf Ziya Bey’in kardeşi Teğmen Ali Rıza, damadı Faik Bey ve Molla Abdurrahman ile beraber Bitlis Harp Divanı’nda yargılanırlar. Yargılamanın nasıl ve kimler tarafından yapıldığı tam olarak bilinemedi. Bitlis Harp Divanı’nın tutanakları hakkında bugüne değin tek satır sızdırılmadı. Sadece Şark İstiklal Mahkemesi Savcısı Ahmet Süreyya Örge evren, Bitlis Harp Divanı dosyası için şunları söyler:

“Nitekim, Birinci Büyük Millet Meclisinde Bitlis Mebusu olarak bulunmuş olan Ali Rıza(Yusuf Ziya olması gerekir T.S.), enişteleri olan, Cibranlı Aşireti Reisi Miralay(Albay) Halit Bey ve Şırnaklı Molla Abdurrahman ve daha birkaç kişi “Divan-ı Harbi Mahsus” kararıyla-Kürtlük ve Kürdistan davası suçundan- idama mahkum olmuşlar ve asılmışlardı.”

Savcı Örge evren’in kararla ilgili olarak işaret ettiği husus; dosyanın üzerindeki sır perdesinin nedenlerini ortaya koymaktadır. Muhtemelen Azadi’nin önder kadroları ciddi bir siyasi savunma ortaya koydular.

Kürt Halkının beş kişiden oluşan, seçkin önder kadrosu 14 Nisan 1925 günü Bitlis Çarşısında asılarak idam edildiler. İdam edilen şahsiyetlerin cenazeleri, devlet tarafından bilinmeyen bir yere defin edilir. Halk arasında söylentilere göre; cenazelerin defin edildiği yerin üstüne, sonradan tütün fabrikası(eski tütün fabrikası) inşa ettirilir.

Yusuf Ziya Bey, yaşamının her dönemini Kürt halkının özgürlük mücadelesine adamıştır. Yusuf Ziya Bey, Kürt halkının hem sözcüsü, hem diplomatı hem de savaşçısı olma özelliklerini birlikte taşır. Garo Sasuni’nin aktardığına göre; 14 Nisan 1925 günü Bitlis çarşısında asılırken söylediği sözler son derece öğreticidir.

“Bize mevki ve rütbe bahşetmek suretiyle bizi aldatabilirsiniz endişesi içindeydim. Şükür Allah’a ki bizi mermi ve iple karşılıyorsunuz ve bundan dolayı biz hiç pişman değiliz. Verdiğimiz ders sayesinde torunlarımız öcümüzü alacaklardır.”

Bernamegeh Türkçe

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Azad Barış Kimdir Hayatı

Siyasetçi Azad Barış, Ezidi bir ailenin ilk çocuğu olarak 1969 yılında Viranşehir’e bağlı Karacadağ’ın Zewra …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!