Molla Ahmed-i Xasi, 1867 yılında Diyarbakır’ın Lice ilçesine bağlı Hazan nahiyesinde dünyaya gelmiştir. Babasının adı Hasan, annesinin adı da Medine’dir. Aslen Bingöl’ün Genç ilçesi Külçe köyündendirler. Dedesi Molla Osman, Hazan’da imamlık yapmış ve sonrasında da ailesi buraya yerleşmiştir.
Ahmed-i Xasi’nin iki kardeşi vardır; birinin adı Mehmet Emin, diğerinin adı ise Mustafa’dır. Ahmed-i Xasi üç defa evlenmiştir. Sadece son eşinden bir kızı olmuştur. Xasi, medrese eğitimini Diyarbakır’da tamamlamıştır, icazetini de Müftü İbrahim Efendi’den almıştır. Xasi aynı zamanda bir mutasavvuftur. Bir dönem memurluk yapmış ve sonrasında kendi köyüne müderris olarak tayin edilmiştir.
Buradan da Lice müftüsü olarak atanır, fakat kısa bir süre sonra istifa eder. Tekrardan Hazan’a döner ve hayatının geri kalan kısmını burada geçirir. 18 Şubat 1951 yılında da vefat etmiştir. Mezarı Hazan’dadır. Molla Ahmed-i Xasi, Osmanlı Devleti’nin hâkim ideoloji ve bakış açısı ile farklı düşüncelere sahiptir. Xasi, zaman zaman bu farklı düşünmenin bedelini sürgün ile öder.
Hayatının bu kısmı kaynaklarda şöyle anlatılmaktadır: Sistem ile devamlı sorunlar yaşardı. Bu yüzden de zaman zaman tutuklanmıştır. Dönemin hükümeti ile arasında epey bir ihtilaflı durumlar olmuştur. Seyda doğru bildiği şeyleri yüksek sesle söyler ve yönetimi tenkid ederdi. Bu yüzden Seydayı Rodos’a sürgüne gönderirler.
Xasi sürgün hakkında şöyle der:
“Bir gece evdeydim. Evimin kapısı çaldı. Kapıyı açtım, baktım ki bir memur. Dedi ki: ‘Efendi, nahiyedeki ilim adamları bir mesele üzerinde fikir birliğine varamadılar. Vali Bey, gelip bu meseleyi çözmeni istiyor.’ Dedim ki hemen gidip geri döneyim. Ceketimi-kaftanımı omuzlarımın üzerine attım, sigaramı yaktım ve gittik. O gece beni sürgün ettiler.“
Arapça, Farsça, Türkçe, Kürtçe ve Zazaca bilen Molla Ahmed-i Xasi; aynı zamanda kalemi güçlü bir şairdir. Xasi’nin, Zazaca mevlid kitabını yazmasının da ilginç bir hikâyesi vardır.
Kürt yazar Musa Anter, anılarında, bu hususla ilgili olarak şunları kaydediyor: “Bir gün Kurmanc Kürt Şeyhler [Xasi’ye] demisler ki, ‘Zazalar nedir ki? Düşün, Ehmedê Xanî, Melayê Cizîrî, Feqiyê Teyran’ı bir yana bıraksak da, Melayê Batê gibi, içinizde bir mevlit yazacak kimse dahi olmamıştır.’ Molla Hassê [Xasi] şaka olarak yapılan bu tarizi bahane ederek, ‘Vallahi ben Zazaca bir mevlit yazmadan bu evden çıkmayacağım’ demiş, bir hafta içinde de bugün elimizdeki Zazaca mevlidi yazmıstır.
Buna benzer bir rivayet, bir başka kaynakta da şöyle aktarılır: “Bazı Kürt hocalar, kendileri [Xasi] ile şakalaşarak, ‘Siz Zazaların bir tek kültürel birikiminiz var mı? Yok. Halbuki bizim sayısız eserlerimiz var’ dediklerinde, Seyda [Xasi] üzülür ve ‘bekleyin size göstereceğim’ der. Bir Cuma günü Cuma namazından sonra evine kapanır yazmaya başlar, diğer Cuma günü namazdan evvel bitirip evden çıkar, alimlere giderek, ‘alın size Zaza edebiyatının küçük bir numunesi’ der, yazdığı mevlidi gösterir. Mevlidi inceleyen ulema hayretler içinde kalır, kendilerini tebrik ederler.”
Arap alfabesi ile orijinal metin olarak ilk defa 1899 tarihinde Diyarbakır Litografya Matbaası’nda 400 adet basılan Molla Ahmed-i Xasi’nin mevlidi, ilk defa 1985 tarihinde Malmisanıj tarafından Arap harflerinden Latin harflerine
çevrilmiş ve “Hêvî” dergisinde yayımlanmıştır. Kitabın ikinci transkripsiyonu, 1994 tarihinde Mihani tarafından yapılmış ve Fırat Yayınları tarafından basılmıştır. Molla Mehamedê Kavari de 2005 yılında mevlidin üçüncü bir defa transkripsiyonunu yapmış ve kendi şiirlerinden oluşan birkaç ekleme ile matbaada baskısını yapmıştır. W.K.Merdımin tarafından da 2008 yılında Arap harflerinden Latin harflerine çevirisi yapılmış ve sayfanın bir yüzünde Arap harfleri, diğer yüzünde de Latin harfleri olmak üzere Hivda İletişim tarafından baskısı yapılmıştır.
Eserin son transkripsiyonu ise Roşan Lezgin tarafından 2008 tarihinde yapılmıştır. Bu metin de Zazaki.net sitesinde ve Newepel adlı Zazaca gazetenin 2-17 arasındaki sayılarında bölüm bölüm neşredilmiştir. Molla Ahmed-i Xasi tarafından yazılan; 16.5 x 24.5 ebatında ve 14 bölümden olusan 29 sayfalık Zazaca manzum eserdeki beyit sayısı 366’dır. Eserin sonunda, düzyazı ile Zazaca kısa bir bölüm de yer almaktadır. Kitabın birinci sayfasında ki Osmanlıca kısa açıklamada eserin “Zaza Lisanı” ile yazıldığı belirtilmiştir. Eserin basımı ile ilgili yapılan yazışmalar resmi kayıtlarda şu şekilde geçmektedir. Diyarbekir Vilayeti tarafından Maarif Nezareti’ne gönderilen yazıda Lice kazasına bağlı Hizan köyü ulemasından Ahmedê Xâsê Efendi’nin Zaza lisanı ile telif ettiği Mevlid-i Şerif ’in basım ve yayın izni talep edilmiştir.
Zilkade 1316 (6 Nisan 1899) tarihindeki belgede, Diyarbekir’de mukim talebeden Ahmed Efendi’nin “Zaza lisanı’’yla yazdığı Mevlid-i Şerif ’in basım ve yayınına ruhsat verildiği bilgisi yer almaktadır. Aynı vesikada, Zazaca Mevlid-i
Şerif ’in basım ve yayın izni alındıktan sonra Diyarbekir’de 400 adet basıldığı belirtilmektedir.
Kaynak:
-Murat Varol, Zazalarda Mevlid ve Siyer Geleneği, Bingöl, 2012.
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!