Amidi Sevda, hem Diyarbakır’ın eski isimleri olan Amid, Amida Reş, Kara Amid isimlerine tekabül etmekte hem de Diyarbakır aşkı, sevgisi anlamına gelmektedir. Gazete, 1909’da Ali Emiri tarafından İstanbul’da çıkarılmıştır. Gazetenin imtiyaz sahibi ve müdürü Mehmet Şükrü Diyarbakır’dır.
Amidi Sevda’nın kapağında şunlar yazılmıştır: Her on beş günde bir neşrolunur. İlmî, fennî, içtimaî, edebî gazetedir.
Sahib-i İmtiyaz ve Müdürü: Şükrü Amidî.
Basıldığı Yer: Diyarbakır, 4 Matbaa-i Amidî.
Boyutları: 20×28
Dış kapak ana başlık altında “Diyarbakır- Elcezire: Mesopotamie” ibareleri vardır.
Ali Emiri’nin yayınladığı Amidi Sevda gazetesi, siyasi nitelikte yayın yapmamaktadır. On beş günde bir yayınlanacağı söylenen gazete, toplamda 6 sayı basılmıştır. Genel olarak Türkçe ama bazı yerlerde de Kürtçe yazılara yer vermiştir. Gazete, Diyarbakır’ın Matbaa-i Amidi isimli matbaasında basılmıştır. Gazete; sosyal, kültürel, bilimsel ve edebî bir gazetedir. Bu nedenle, siyasi nitelikteki yazı ve yorumlardan çok, sosyal, edebî ve ilmî yanına ağırlık verilmiştir. Gazetenin dış kapağında, ana başlık altında Diyarbakır-Elcezire: Mesopotamie ibarelerinin yer alması dikkat çekicidir.
Amide Res yani Kara Amid adıyla da anılan dergi 1909 yılında İstanbul’da Türkçe olarak 6 sayı çıkarılmıştır. Kara Amid Diyarbakır’ın eski ismidir. Bu gazetede bazı Kürtçe yazılara da yer verilmiştir.
Ali Emiri’nin kişiliği, edebî şahsiyeti ve devlet görevleri, gazetenin yayın politikasına belirlemiştir. Bu nedenle Amidi Sevda, İslam, vatan ve birlik gibi temel temaların daha fazla işlendiği bir gazetedir. Gazetenin içeriği ve yayın süreçleri ile ilgili yapılmış ayrıntılı bir araştırmaya rastlanmamıştır.
Aziz Aşan tarafından transkripsiyonu yapılan ve Ali Emiri tarafından kaleme alınan kısa bir bölümü sizlere aktarıyoruz:
Ali Emirî-i Âmidî
Âmid-i Sevdâ Gazetesi
7 Şubat 1325
Devr-i istibdât ki seher-i süfliyanesiyle bütün erbâb-ı ‘irfan ve zekanın nümune-i mu’cizât kudret olan kalemlerini kırmış, lisanlarını ebkem etmiş, kitaplarını nar-ı lehîb-i nemrudaneye yakmış….
Cihan-ı hürriyet ve onun bedayi‘ behişt asârından bulunan gülistân-ı fazileti birer harabezâr hiçe hiçe döndürmüş idi.
Hangi bir sahib-i kalemin kudreti olabilirdi ki me’ali-i umûr-ı medeniyete hâdim, ciddi olacak şekil ve heyette bir cerîde neşrini lisana almaya cüret edebilsin?
Bazı mücahidîn-i hürriyetin âmâl-ı zatiyelerinden müberre‘ olarak hamiyeten ve vicdanen saha-i ceberruta dökmek istedikleri kanlarının safvetine mükâfâten kudret-i rabbaniye celâl perdesinden cemâl sahasına nakl-i cilve-i ‘inayet ederek erbâb-ı hamiyetin ‘id-i ruhu ve erbâb-ı ‘ismetin temaşagâh-ı vicdanı olan şahid-i nazenîn-i hürriyet ref’-i
nikab dîdar eyledi.
Erbâb-ı ‘irfan ve zekâmız şu nişve-i tecelliyi feyza feyz ile cihanı mecbur tahsîn edecek bir surette i’lan-ı serbesti-i kemalât eylemeğe başladılar. Geçen gün ihvanımızdan Şükrü Beyle görüştüğümüzde (Âmid) namıyla yevmî, üsbu’î neşr olunmak üzere iki adet gazete imtiyazını istihsal eylediğini tebşir ve ol emirde üsbu’îsi çıkarılmak suretiyle bu ‘abd-i hakîrin de mu’avenet-i tahririyede bulunmasını teklif eyledi.
(Âmid) şehri ki ba’de’t-tufan beşeriyetin mehd-i zühûru olan (Diyarbekir) ve (el- Cezire) kıtalarının en kadîm ve bugünkü günde dahi ma’mur bir şehri ve devlet-i Osmanîyenin mühim vilayetlerinin mühim vilayetlerinden birinin merkezidir. Ezmine-i tarihîyenin ta’ayyunundan beri bu şehr-i kadîmden zühûr eden fuzelâ, tarih ve edebiyât kitaplarında (Âmidî) diye mezkûrdur.
Kaynaklar:
-Kaya, F . (2008). Osmanlı Döneminde Kürt Basını, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Marmara Üniversitesi,
İstanbul.
-Osmanlı Dönemi Kürt Basını, İlhan Kaya, Enver Yalçın, Gülşah Savaş Çakmakcı, Ukam.
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal
işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!