ROGER ACUN

“ANLIYORUM AMA KONUŞAMIYORUM” / Roger Acun

  1. Anadilin Şifreleri

Dil, her şeyden önce insan olmayı imliyor çünkü insan dışında hiçbir canlı böyle karmaşık bir anlaşma sistemi kullanmıyor. Her sözcüğün imgesel bir karşılığı var. Bu imge somut ya da soyut olabiliyor. Asıl büyüleyici olan her sözcüğün fonetik karşılığının herkesçe aynı şekilde anlamlandırılması. Bu genel bir kabul gerektirir. Peki ama bu genel kabulün ilk toplantısında kaç kişi vardı? Bu sözcük dağarcığına sonradan dahil olan sözcükler için bir konsensüs nasıl oluştu? Elbette dil bilimde bu soruların olası cevapları vardır ancak en karmaşık konularda bile konuşan kişinin anlattıkları, aynı anda o dili konuşan binlerce kişinin zihninde az çok aynı biçimde deşifre ediliyor.

Bir kitap okuduğunuzda yazarın zihninde yarattığı dünya, tüm ayrıntılarıyla sizin dünyanızın bir parçası oluyor. Üstelik bu defa sadece seslerin işaret karşılığı olan harfler var kâğıdın üzerinde.

Yaşar Kemal, yazarlık serüveninde milat olduğunu söylediği bir çerçi anekdotu anlatır. Çocukluğunda folklor derlemeleri yapan Yaşar Kemal, bunları bir süre sonra unuttuğunu fark eder. Bir gün köye gelen bir çerçinin cebinden bir defter çıkardığını gören Yaşar Kemal, çerçiye ne yapıyorsun, diye sorduğunda çerçi, borçlularıma bakıyorum, der. Ne yani kâğıt sana kimin sana borcu olduğunu mu söylüyor, deyince evet, yanıtını alır. Bir kâğıdın konuşması ve size bir dünya sunması tek kelimeyle dilin sihridir.

  1. Kürtçe ve Akademik Çalışmalar

Pek çok üniversite kütüphanesi ya da devlet kütüphanesinde Kürtçe kitaplar bulamazsınız. Bu, Kürtçe üzerindeki yasakların doğurduğu bir sonuç. Kürtçe, Türk akademi çevrelerinde yıllarca dil olarak sayılmıyor, Farsçanın bir lehçesi olarak kabul ettirilmeye çalışılıyordu. Bazı kütüphanelerde Arap harfli bazı Kürtçe kitaplar, kütüphane kayıtlarına Farsça olarak geçiriliyor. Kitap, fiş kataloglarına yerleştirilmiyor ve doğal olarak da fiş kataloglarında yer almayan bu kitaplar dijital kayıtlara da geçmiyor.

Günümüzde “Yök Tez” üzerinden Kürt Dili ve Kültürü / edebiyatı bölümlerindeki tez çalışmaları görülebliyor yine “Dergi Park” ve benzerleri dijital ağlarda Kürtçe makalelere ulaşılabiliyor.

Kürtçe akademik bir çalışma yaptığınız vakit en büyük sorun kaynak kitap yetersizliği. Üstelik çalışmanızda kullanacağınız Kürtçe kitap varsa yayın olarak bunu satın almanız gerekir çünkü bu Kürtçe kitaplardan yararlanabileceğiniz bir kütüphane çoğunlukla yoktur.

Kaynak kitapların birçoğu farklı dilde yazılmıştır. Onlardan yararlanırken yapacağınız alıntıları önce Kürtçeye çevirmelisiniz ardından tez ya da makalenizde kullanabilirsiniz yani iki kat emek ve zaman harcamanız gerekir.

  1. Anlıyorum ama Konuşamıyorum Çıkmazı

Kürtçe, yok olma tehlike eşiğini geçmiş durumda. Şu an için onlarca televizyon ve radyo yayını söz konusu. Binlerce Kürtçe kitap ve onlarca dergi yayınlanıyor. Bu olanaklara sahip bir dil kolayca ortadan kalkmaz.

Kürtçenin en büyük sorunu, belli bir yaşın altındaki kişiler tarafından aktif olarak kullanılmaması. Bilinçli aileler, çocuklarının linguistik dönemlerinde onlara Kürtçe öğretse dahi bu çocuklar sokakta, okulda Türkçe ile ve Türkçe eğitim ile karşılaştıkları vakit Kürtçe konuşmayı bırakıyor ya da etrafında kendisi le Kürtçe iletişim kurabileceği bir akran bulamıyor. Bir noktadan sonra bildiği Kürtçe kelimeleri de kullanmayan çocuk, “anlıyorum ama konuşamıyorum” eşiğine takılıyor.

Adı Azad, Berfin, Zozan, Rodi; Rûbar olan çocuklar, Kürtçe konuşamıyor. Eskiden Kürt çocuklarının adları Türkçe idi ama anadilleri olan Kürtçeyi konuşabiliyorlardı.

  1. Sentetik Kürtçe Sevdası

Kürtçe ile yüzlerce eser veriliyor ancak halkın canlı dili yerine “sentetik sözcükler”le bir dil oluşturuluyor bu da halk tarafından ne yazık ki yeterince anlaşılamıyor. Böyle olunca da gerçek manada bir “aydın halk anlaşmazlığı” gündeme oturuyor Dil ve sözcükler konusunda bir zamanlar Türklerin düştüğü “öz dil” sevdasının tuzağına düşmemek ve dilin doğallığnı bozmamak gerekir.

  1. Kürtçenin Arkaik Kelimeleri ve Derleme Çalışmaları

Her dilde o dile özgü kelimeler vardır. Bu, kültür ve coğrafya ile ilişkilidir. Mesela Eskimo dilinde karın yüzlerce adı vardır. Her biri için elbette diğer dillerde bir karşılık bulmak mümkün değildir. Aynı şekilde Araplarda deve için onlarca farklı kelime kullanılır. Biz ise en fazla deve ve deve yavrusu der geçeriz. Kürtlerde de tarım, hayvancılık ve diğer kültür sahalarında da yüzlerce arkaik kelime vardır ki bunların başka dillerde karşılığı yoktur. Bu kelimelerle ilgili sözlük ya da arşiv çalışmaları Kürt Dili ve Kültürü bölümlerinde tez çalışmaları olarak yapılmalı.

 

  1. Dijital Medya ve Kürtçe

Dijital medya, Kürtçe açısından büyük kazanımları olan bir saha çünkü yazılı ve görsel materyale daha çabuk ve görece daha masrafsız bir şekilde ulaşabiliyorsunuz ancak her şeyin kolayca ve filtresiz biçimde yayınlanması nitelik sorununu beraberinde getiriyor. Nicelik artarken nitelik zayıflıyor.

Standartlaşma sancıları ile uğraşan dilin kaidesiz kullanımları, okurun zihnini daha da bulanıklaştırıyor. Hangisi doğru, hangisi yanlış? Bunu anlamak güçleşiyor. Bir de kabul etmek gerekir ki bu çağ görüntü çağı. İnsanlar okumak yerine izlemeyi ve dinlemeyi tercih ediyor, bu dadijital medya platformlarında müziği ön plana çıkarıyor, müzikte ise kullanılan sözler çok dar bir kelime dağarcığı ile oluşturulduğu için dilin gelişimine çok da bir katkısı olmuyor. Ben, bugüne kadar Kürt müziğine olan ilgisinden ötürü Kürtçeyi layıkıyla öğrenmiş birine rastlamadım.

Sonuç

Anadili, bir toplumun kültür hafızasının kodlarını içerir. Bu hafızada kişilerin kimlik mühürleri saklıdır. Sizi siz yapan hatıra ormanları ve his ırmakları bu dilin bereketli yatağında kıvrıla kıvrıla akar.

Ana dili ile arası açılanların öz kültür rayları hırpalanır.

Bir anadil olarak Kürtçenin öğretilmesi sadece Kürtler için değil aynı zamanda gelecek nesillerin Türk çocukları için de bir gereklilik olacaktır. Önümüzdeki yirmi – otuz yıl içinde Kürt dili ve edebiyatı sahasında on binlerce eser verilecektir ve bu eserler, gerçek manada bir kültür rönesansı havası estirecektir.

Bunun için çeviri çalışmalarına yoğunlaşmak pek çok badirenin daha rahat atlatılmasını sağlayacaktır. Kürtçenin yanında başka dil ya da diller bilen herkesin, diller arası tercüme yoluyla bu sürece katkı sunması bir gerekliliktir.

*Dicle Üniv. Sosyal Bilimler Enstitüsü Kürt Dili ve Kültürü Doktora Öğrencisi

BERNAMEGEH

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Murat Orkun Çerçi Kimdir Hayatı

Murat Orkun Çerçi, 4 Temmuz 1974 tarihinde İstanbul’da  dünyaya geldi. ilkokulu Fatih/Karagümrük Neslişah ilköğretim okulunda …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!