Araplar, Arap dünyası dışında çoğunlukla Batı Asya, Kuzey Afrika, Afrika Boynuzu ve Batı Hint Okyanusu adalarında (Komorlar dahil) yaşarlar. Ayrıca Amerika kıtası, Batı Avrupa, Endonezya, İsrail, Türkiye ve İran’da da önemli sayıda yaşamaktadırlar.
Arap adının kökeni
Tarihte Arap adına ilk olarak Asur kaynaklarında rastlanmıştır. Asurlular, bugünkü adı Arabistan olan bölgedeki çöllerde göçebe olarak yaşayan Semitik topluluklara Arabaya diyordu. Bu isim daha sonra değişime uğrayarak Arap şeklini almıştır.
Arapların soyu
Soy bilimcilerin çoğu, Arapları 2 gruba ayırır: Arab-ı Baide ve Arab-ı Bakıye. Baide ile kastedilen Arap yarımadasında yaşamış ve İslamiyet öncesinde nesilleri tükenmiş olan Arap kabilelerdir. Bu kabilelerden bazıları Âd, Semûd ve Amâlika’dır. Bakıye Arapları ise Arapçayı Baide Araplarından öğrenmiş olan Ya’rub bin Kahtan oğulları ve Mead bin Adnan oğullarıdır. Bu gruba Arab-ı Müstaribe ve Mütearribe de denir.
Arap Kaynaklarında Kürtler
Arşak Poladyan’ın ‘VII-X. Yüzyıllarda Kürtler (Öz-Ge Yayınları, Ankara-1991, 112 s.)’ kitabı’nda 7.-10. yüzyıllarda Arapça olarak telif edilen kaynaklardaki Kürdlerin tarihinine ışık tutmaktadır. A. Poladyon’dan sonra, Bekir Biçer’in ‘İslâm Tarihi Kitaplarında Kürtler Hakkındaki Rivayetler (7. ve 12. yy)’ ve ‘İslâm Coğrafyacılarının Eserlerinde Kürtler Hakkındaki Rivayetler (9. ve 13. yy)’ isimli iki makalesinde Ortaçağ Arapça/Farsça kaynaklardan hareketle Kürtler ele alınmıştır.
Belirtmek gerekir ki, Ortaçağ Kürt tarihi hakkında en fazla bilgi Arap kaynaklarında bulunmaktadır. Bu kaynaklardan Ubeydu’llah bin Xurdâdbeh’ın (ö.913) “Kitân al-masâil va’l mamâlik (Yollar ve Ülkeler)”, Ahmed bin al-Vazih al-Ya’qubî’nin (ö.905) “Kitâbu’l-buldân (Ülkeler Kitabı)”, Ahmad bin Yayha al-Balâzirî (ö.897) “Futûh al-buldân (Ülkelerin Fethi)”, Ebu’l Kasım’in (ö.886) “el-Mesâlik ve’l-Memâlik”, Deneweri’nin (ö.895) “el-Ahbâr et-Tıval”, Yakubi’nin (ö.897) “Tarihi Yakubi”, Taberi’nin (839-932) “Tarih’ül-Ümen ve’l-Müluk/Taberi Tarihi”, Ebu Ali Ahmed’in (ö.912) “Kiyâbü’l-A’lâk’ın-Nefîse”, Mesudi’nin (ö.957) “Müruc’üz-Zeheb ve Maadin’il Cevahir”, Miskeveyh’nin (ö.1029) “Tecarib’ül-Ümem ve Teakub el-Himem”, Utbi’nin (961-1036) “Tarih el-Yemini”, Makdisi’nin (961-1037) “Kitab el-Bed‘ ve’t-Tarih”, Ebu Said Gerdizî’nin (ö.1061) “Zeynü’l-Ahbâr”, Azimi’nin (ö.1090-1160) “Azimi Tarihi”, el-Sem‘ani’nin (1113-1167) “Ensâb’ül-Sem‘âni”.
Usâme İbn Munkız’in (1095-1188) “Kitab’ül-İtibar”, el-Hüseyni’nin (ö.1194) “Ahbarü’d-Devleti’s-Selçukiyye”, el-Bundâri’nin (1125-1201) “Nusret el-Fetre ve Usret el-Kadre fi Ahbar ed-Devle es-Selçukiyye”, el-Cezvi’nin (1116-1201) “el-Muntazam fî Târîhi’l-Mülûk ve’l-Ümem”, el-Cezerî’nin (1160-1233) “el-Kamil fit-Tarih”, “El-Lübab fi Tezhib’ül-Ensâb”, İbn-i Şeddad’ın (1145-1234) “Nevadir es-Sultaniye ve’l-Mehâsin’ül-Yusufiyye”, Sıbt İbnü’l-Cevzi’nin (1186-1257) “Miratü’z-Zaman fî Tarihi’l-Ayan”, el-Adim’nin (1191-1262) “Bugyet el-Taleb fi Tarihi Halep”, Xeliqan’ın (1211-1282) “Vefayat el-A’yan ve Enbai’z-Zaman”, Kazvînî’nin (1202-1283) “Asarü’l-Bilad ve Ahbar’ul-Ibad”, İbn Bibi’nin (13.yy) “El-Evâmirü’l-Alâ’iyye fi’l-Umûri’l-Alâiyye”, İbn Vâsıl’ın (ö.1298) “Müfericü’l-Kürûb fî Ahbâri Beni Eyyûb” sadece birkaçıdır.
Arap tarihçi, coğrafyacı ve gezgin ‘Arapların Herodotu’ Mesûdî (896 – 956) dünya tarihini konu eden eseri “Murûc ez-Zeheb ve Ma’âdin el-Cevâhir/Altın Bozkırlar ve Cevher Madenleri” namındaki eserinde, Kürtlerin yerleşim alanlarını da şu şekilde sıralamıştır: Fars, Kirman, Sicistan, Horasan’da Rumumular, İsfahan, Cibal (özellikle Mah Kufe, Mah Basra, Mah Sabazan, Hamedan, Şahrizur ve ona bağlı olan Darabad ve Şamgan (Zimkan), Baylakan, Bab al Sugur (Kilikya tarafındaki kale hattı), Azerbaycan’ın ve Ermenistan’ın bazı bölgeleri. Mesudi; Kürtlerin, yaklaşık üç yüz kavme/aşirete bölündüğü bilgisini vermiştir. Mesudî (ö. 957), “Kadet’ül-Fethi’l-İslâmî fî Ermeniyye”de Kürtlerin milattan önceden beri Van Gölü çevresinde yaşadıkları notunu düşürmüştür.
İbn Hawqal, 977 yılında tamamlamış olduğu “Surat al-Arz/Dünyanın Yüzü)” isimli kitabına yerleştirdiği “El-Cîbal” haritasında “Mesayifu’l- Ekrad we Meşatîhim/Kürtlerin Yaylak ve Kışlakları”nın bulunduğu yerleri göstermektedir. “El-Mesâlik we’l-Memâlik” kitabında ise Erbil ve Duhok’u Kürt şehirleri olarak göstermiştir.
9/10. Asırda İran’ın doğu ve kuzey coğrafyalarını gezme imkanı bulan Arap şair ve seyyah Ebu Dülef Mis’ar (ö.390/1000?) “İran Sefernames”sinde Kürtlerin Hazbanî, Sermaç, Şehr-i Zor’da yaşadıklarını söylemiştir.
Şahabeddin el-Ömeri (ö.749/1348) “Mesalik el-Abşar” adlı yapıtında Kürtlerin Irak, el-Diyar el-Arab, Suriye ve Yemen’de yaşadığını; Kürtlerin Hemedan’dan (el-Cibal) başlayıp Kilikya’ya (bilad el-Tekfur) uzanan dağlı bir ülkede şu yirmi aşiretin Gerani, Gilali, Zangali/Zengine, Sabuli/Sutuni, Hasnani/Xoşanvi, Kûsa, Mabir, Mazancan, Sohri/Soran, Zarzari, Culamêrg, Markawan/Margawar, Gawar Nahiyesi, Zibari Nahiyesi, Hakkari, Besitki, Bokhti, Dasini ve Dınbıli adlarına yer verir.
Muhammed b. Muhammed el-Hüseynî ez-Zebîdi, (ö.1205/1791), 1700’lerde yazmış olduğu Arapça-Arapça “Tâcu’l-‘Arûs” sözlüğünde Bâriz, el-Buhtiyye, Beşneviyye, Câvân, Celâl, Cevrekân, Dunbul, Hazer, Kûrân, Nuğâî, Surunc, et-Tevbiyye ve Zûmân gibi Kürt aşiretlerinin yaşadığı yerler arasında ‘Allûs, Âtîl, Bâz el-Hamrâ, Dahlân, Düneyser/Qoser/Qızıltepe, Erbil, Fenek, İmâdiyye, Hakkari, Lîr, Şehrezor, Vestân/Van Gevaş bölgeleri gösterilmiştir.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!