Asıl ismi Bektaş Eyi olan Âşık Garip Bektaş , 1 Ocak 1938 tarihinde Erzurum’un Aşkale ilçesine bağlı Özler [Şoik] köyünde dünyaya geldi.
Babası Mehmet Ali Ağa, annesi Ballı Hanım’dır.
Henüz yedi yaşındayken köylerine gelen bir âşıktan etkilenmiştir ve gördüğü rüya sonucunda şiir söylemeye başlamıştır.
Rüyasında kendisini, bir tanesi tanıdığı Hamza Dede olmak üzere üç Pir’in arasında onlarla birlikte otururken muhabbetlere dalarken gördü.
Rüyasında bir muhabbet şarabı için denmesi üzerine bir tatlı şerbet içtiğini görmüş ondan sonra ne olduysa oldu, içindeki sevda kendisi alıp sürüklemiş, bilmediği bir yöne götürmüş böylece gönlünü açarak -kendi deyimiyle- “halk ozanı” olmuştur (Ayhan 2000).
Gelenek içinde öncelikle Âşık Daimî ile tanışmıştır ve onun çaldığı sazdan etkilenmiştir.
İlkokulu köyünde okuyan Âşık Garip Bektaş, 17-18 yaşlarındayken Âşık Davut Sularî ile tanışmıştır.
Âşık Garip Bektaş, o dönemde içine düşen gurbet hasretiyle 1952 yılında köyünden ayrılmıştır ve İstanbul’a gelmiştir. İstanbul’da 1957 senelerinde şiir yazmaya başlamıştır.
Önce Âşık Ali İzzet Özkan ile daha sonra da Âşık Veysel ile tanışma fırsatı bulmuştur ve bu iki büyük gelenek temsilcisine hizmet etmiştir.
Âşık Kul Ahmet, Âşık Mahzuni Şerif, Âşık Hüdaî, Âşık Yaşar Reyhanî ve başka âşıklarla da tanışıp görüşmüştür (Ayhan 2000).
İstanbul’da bir türlü doğru düzgün iş bulmayan Âşık Garip Bektaş, sıkıntılı geçirdiği yıllar sonrasında askerlik çağına geldi.
1963 yılında İzmir Bornova 57. Topçu Tugay’ında askerlik görevini yerine getirmiştir.
1965 yılında terhis olduktan sonra tekrar İstanbul’a döndü ve bir müddet seyyar işlerde çalıştı.
1976 yılında İstanbul Büyük Şehir Belediyesi’nde kadrolu işçi olarak girdi ve 1999 yılında emekliye ayrıldı.
Yaşamı büyük sıkıntılarla geçen Âşık Garip Bektaş evlenmemiştir.
Yaşadığı yalnız ve zorluklarla dolu yaşama rağmen dışa dönük, ümitvar, mütevekkil ve kanaatkâr bir ruh hâlinden yansıyan şiirler yazdı.
Bütün şiirlerinde Garip Bektaş mahlasını kullanmıştır. Âşığın mahlasını nasıl aldığına dair bir bilgi bulunmamaktadır.
Şiirleri Erzurumlu Âşık Garip Bektaş adıyla Geldim [İstanbul 1985; 2007], Gördüm [İstanbul 1988; 2007], Gezdim [İstanbul 1993], Yazdım [İstanbul 2000] ve Gidiyorum [İstanbul 2005] başlıklarıyla kitap hâlinde basılmıştır (Aydın 2004: 119-122).
Söz konusu kitaplardan Geldim [İstanbul 2007] ve Gördüm [İstanbul 2007] ikinci defa basılmıştır.
Öldüğü yılda Bektaş Eyi adıyla Son Adım [İstanbul 2008] başlığı altında bir kitabı daha yayımlanmıştır.
Şiirlerine kimi antolojilerde (Nasrattınoğlu 1892: 19) ve internet sayfalarında yer verilmiştir.
Ayrıca birçok şiiri bestelenmiştir.
Bu şiirlerden özellikle Kadir Şeker tarafından bestelenen ve Seyfi Doğanay başta olmak üzere çok çeşitli muganniler tarafından defalarca okunan “Ayrılık Treni/ Yine Bugün Hatırıma Sen Geldin” isimli şiiri ve yurt genelinde büyük bir üne kavuşur.
Kasetlerde seslendirilen şiirleri vesilesiyle radyo ve televizyon programlarına katılır, buralarda şiirlerinden örnekler verir.
Küçük yaşlardan itibaren şiire ve halk edebiyatına ilgi beslemeye başlayan ve köyüne gelen âşıklar vasıtasıyla geleneğe aşina olan Âşık Garip Bektaş, tam anlamıyla gelenek içinde yetişen âşıklardan değildir (Özarslan 2001: 392).
Bu ifadeden onun âşık fasıllarına katıldığı, irticalen şiir söylediği ve karşılaşma yaptığı söylenemez.
Ağırlıklı olarak koşma, semai, öğütleme, güzelleme biçim ve türünde söylediği ve genellikle yazdığı şiirlerinde Kerbela, Ehlibeyt sevgisi başta olmak üzere yetimlik, gariplik, gurbet, hasret, ayrılık, dostluk, barış, insan sevgisi, dünyanın faniliği, felekten şikâyet gibi konuları işlemiştir.
Kitaplarına verdiği “Geldim”, “Gördüm”, “Gezdim”, “Yazdım” ve “Gidiyorum” gibi isimlerle âdeta insan hayatı özetlenmiştir. Böyle bir sıralama, Âşık Garip Bektaş’ın bütün şiirlerinin hacimli bir “devriye”nin bölüm başlıkları olarak da ele alınabilir.
Âşık Garip Bektaş’ın şiirleri yazılı olarak ya da klipler hâlinde ve kendisinin katıldığı televizyon programlarına ait klipler internet ortamında ve sosyal medyada bulunmaktadır.
Âşık Garip Bektaş, 26 Mayıs 2008 tarihinde İstanbul’da hayatını kaybetti.
Bernamegeh Türkçe
