Hüseyin Tenecioğlu, gerçek adıyla Hüseyin Tahtacı ve Aşık olarak bilinen adıyla Âşık Hüseyin, 1 Temmuz 1896 tarihinde Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Erçene köyünde doğdu.
Osman isminde bir erkek, Melek isminde de iki kardeşi genç yaşta yaşamını yitirdikten sonra Aşık Hüseyin Çukurova’ya yerleşme kararı aldı.
Burada tanıştığı Miyase isimli bir kadınla gayriresmi evliliğinden 3 erkek çocuğu dünyaya geldi. Miyase Hanım hakkında bundan başka bir kayıt bulunmamaktadır.
Daha sonra, Hatice Hanım ile ikinci evliliğini yaptı. Bu evliliğinden 2 kız ve 1 erkek çocuğu daha dünyaya geldi.
2 Ocak 1935 yılında çıkan soyadı kanunu ile Tahtacı soyadını aldı.
1915 senesinde yaşanan seferberlik döneminde, Elbistan ilçesinin Afşin köyünde Aşık Hüseyin dahil olmak üzere toplam 40 kişi asker kaçağı olarak yakalandı ve idam edilmek üzere Gaziantep’e götürüldü, dar ağacına çıkartıldı.
İdamdan önce, idam mahkumlarına son istekleri sorularak makul istekler gerçekleştirildi. 32 kişi idam edildikten sonra sıra Aşık Hüseyin’e geldi, son dileği soruldu.
Aşık Hüseyin bir sigara ve gözleri ve ellerindeki bağın açılmasını istedi. Sigarasını içerken Tahsin Beye Arzuhal isimli türküsünü söyledi. Sanata ve Sanatçıya kıymet veren Komutan Aşık Hüseyin’i affetti ve serbest bıraktı.
Söz ve müziği Neşet Ertaş’a ait olan “Acem Kızı” isimli türkünün söz yazarının aslında Âşık Cananî ve Hüseyin Tenecioğlu olduğuna dair anlaşmazlıklar bulunmaktadır.
İrfan Can tarafından yazılan “Kadirli Bohçası” adlı kitap içerisindeki röportajlarda bahsi geçen Acem Kızı türküsünün Aşık Hüseyin’e ait olduğu iddiası, Aşık Feymani tarafından, kendisinin Ceyhan’da bu türküyü, Neşet Ertaş söylemeden önce defalarca duyup dinlediğini, Neşet Ertaş’ın babasının da Ceyhan taraflarından birçok türkü bulup derlediğinin bilindiğini söyleyerek desteklemektedir.
Ek olarak “Bilemedim Kadrini Kıymetini” ve “Gayri Dayanamam Ben Bu Hasrete” türkülerinin de yine Aşık Hüseyin’e ait olduğu iddiaları yer almaktadır.
Bernamegeh Türkçe