Cafer Höyük, Malatya il merkezinin yaklaşık 40 km. kuzeydoğusunda bulunan höyük bugün için Karakaya Barajı suları altında bırakılarak bir tarih yok edilmiştir. Höyükte sadece kurtarma kazısı yapılabildiği için “pek çok bilinmeyenle birlikte” artık su altındadır.
1979 ve 1986 yılları arasında Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi ( CNRS ) tarafından Jacques Cauvin başkanlığında kurtarma kazıları yapılmıştır.
Alandaki buluntular Paleolitik, Çanak Çömleksiz Neolitik, Çanak Çömlekçi Neolitik , Erken Tunç Çağı’na ve birkaç Orta Çağ buluntusuna tarihlenmiştir.
Yerleşimin “eski dönemi”, aletler için baskın bir çakmaktaşı kullanımını gösteriyor, ancak “orta dönem” obsidyen giderek yaygınlaşıyor. “Yeni dönem”, yaklaşık% 90 oranında obsidyen kullanıldığını kanıtlıyor.
İki çocuğa ait iskeletler de ortaya çıkarıldı. İlk aşamada yaban domuzu, karaca, tilki ve diğer avlar gibi daha büyük hayvanların yanı sıra tavşan avlandığını gösteren bir evcil köpek iskeleti bulundu.
Cauvin, çeşitli yerleşim inşaat aşamalarının ayrıntılı tasarımlarını çizdi ve “eski dönem”i MÖ 8450-7180 civarında c14 tarihleriyle Çanak Çömleksiz Neolitik B’ye tarihlendirdi. Daha yeni kalibrasyonlar, en eski seviyelerin tarihlenmesini MÖ 8920’ye kadar geri götürdü.
Coğrafi konum itibariyle tabii yol üzerinde olan Malatya ön tarihinin Paleolitik çağa kadar indiği, Malatya’nın birçok yerleşim alanlarındaki mağaralar ile özellikle de Yazıhan’daki Ansır (Buzluk) ve Malatya merkezinde İnderesi mevkiinde bulunan mağaralardan anlaşılmıştır.
1979 yılında başlayan Karakaya Baraj Gölü kurtarma kazıları kapsamındaki İzollu mevkii Cafer Höyükte yapılan kazılarda, o yöre insanının Paleolitik mağaralardan çıkıp ilk defa ovada tarım ve hayvancılıkla uğraştıkları ve yerleşik köy hayatına başladıkları anlaşılmıştır.
Bölgenin günümüzde 9 bin yıl önce iskan edildiği düşünülmektedir. Paleolitik Çağ insanlarının, Malatya civarında sık rastlanan mağaralardan çıkıp yabanıl tahıl devşiriciliği ile yerleşik yaşama geçtikleri, ardından da tarıma başladıkları (Neolitik Devrim) anlaşılmaktadır. Ancak hayvan evcilleştirildiğine ilişkin bir bulgu yoktur.
Kazı çalışmaları, 1979-1986 yılları arasında Fransız Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi (CNRS) tarafından Jacques Cauvin başkanlığında yapılmıştır.
Yerleşme esas olarak Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ yerleşmesidir ancak, İlk Tunç Çağı’na ait olduğu ileri sürülen bazı
buluntularla Ortaçağ’a ait az sayıda olmakla birlikte parçalar bulunmuştur.
Cafer Höyük, özellikle yapı tekniği yönünden Çayönü ile benzerlikler gösteren bir yerleşme olarak görülmektedir. Bu yerleşmede büyük olasılıkla tarım yapılırken hayvancılık henüz başlamamıştı. Öte yandan köpek dışında evcil hayvan iskeletine rastlanmamıştır.
Cafer Höyük’ün dikkati çeker bir özelliği, bereket tanrıçasını temsil eden ve geniş bir çevrede kanıksanmış kadın idolleri yanı sıra bir erkek idolünün bulunmuş olmasıdır. Çayönü ve Göbeklitepe kazılarında da bulunan bu erkek idollerinin tanrı adak heykelcikleri olması muhtemeldir.
Kazılarda ilk tabakalardan itibaren yabanıl buğdayın yanı sıra emmer ve einkorn buğdayı da bulunmuştur. Bu iki buğdayın kültüre alındığı anlaşılmaktadır.
Aynı şekilde mercimek ve bezelye de yabanıl türleri yanında kültüre alınmış haliyle bulunmaktadır. Arpa, üst evrelere
doğru kültüre alınmıştır.
Cafer Höyük kazılarıyla, Malatya ve çevresinin M.Ö. 7000 yılında İskâna başladığı anlaşılmaktadır.
1979-1986 yılları arasında kazıları sürdürülen Pirot-Caferhöyük sonucu dünyanın ilk heykel örneği sayılan, beyaz kireçtaşından yapılmış küçük figürünler, M.Ö. 7000 yılına tarihlenmektedir.
Kazı sonrası gün ışığına çıkarılan bu eserler halen Malatya Müzesinde sergilenmektedir.
Bernamegeh Türkçe