Araştırmacı yazar ve yayıncı Cemâlnur Sargut, 3 Kasım 1952 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.
Mutasavvıf bir ailenin kızıdır.
Üniversite öğrenimini kimya mühendisliği dalında tamamladı.
Gençliğinde felsefeye ilgi duyan Sargut, büyük felsefecilerin yaşamını incelediğinde, bu ilmin yaşanamayan bir ilim olduğu kanaatına varınca, İslâm’a ve tasavvufa yöneldi.
Sâmiha Ayverdi’nin yakın çevresinde Kur’ân ve Mesnevî çalışmalarına başladı.
Tasavvuf ve İslâm hakkındaki araştırma ve incelemeleriyle tanınmaktadır.
Nefes Yayınevi’nin ve Kerim Vakfı’nın kurucusu, Türk Kadınları Kültür Derneği’nin İstanbul şubesi başkanıdır.
Ken’an Rifâî, Meşkûre Sargut ve Sâmiha Ayverdi etkisinde tasavvuf araştırmalarının yanı sıra Mevlânâ Celâleddîn-î Rûmî, Abdülkâdir Geylânî, İbn-i Arabî, Niyazî-î Mısrî, Abdülkerîm el-Cîlî, Şems-î Tebrizî ve Sultan Veled gibi önemli mutasavvıfların yorumlarıyla Kur’an sûrelerini açıklayan eserler kaleme aldı.
Ayrıca halka açık “Mesnevî”, “Füsusu’l Hikem” ve “Tasavvuf” dersleri ve sohbetleri yapmayı sürdürmektedir.
Cemalnur Sargut, 20 sene kimya öğretmeni olarak çalıştı.
Hocası Sâmiha Ayverdi tarafından 1966 senesinde kurulmuş olan Türk Kadınları Kültür Derneği’nin (TÜRKKAD) İstanbul Şubesi Başkanlığı görevini yürüttü.
TÜRKKAD, Cemâlnur Sargut’un önderliğinde tasavvufun kişi ve toplumların ortak dili, ortak nefesi olabileceği inancıyla her kesimden bilim, kültür ve sanat insanını, manevî şahsiyeti ve her düzeyden dinleyiciyi bir araya getiren uluslararası sempozyumlar düzenlemektedir.
Bu konferanslarda ilmi hal, ibadeti aşka yolculuk olarak gören İslâm tasavvufunun günümüz sorunlarına getirdiği çözümler ele alınmaktadır.
Sargut, hocasının bu konudaki anlayışının insanlık âlemine tanıtmak amacıyla 2000 senesinden bu yana dersler verdiği ABD’nin North Carolina Üniversitesi’nde 2009 senesinde bir İslâm kürsüsü kurdu.
İkinci bir İslâm kürsüsü de Çin’de Pekin Üniversitesi’nde kurulmuştur.
Bu çalışmalarının ortak hedefi öğrencilerin İslâm’ın yaşam biçimi olan tasavvuf eğitimini yaşayışlarıyla örnek olan hocalardan almalarını sağlamaktır.
İslâm’ın hakîkatinin tanıtılması için Doğu ve Batı arasında mânevî bir köprü kurulmasına önderlik etmeyi amaçlayan çalışmalarıyla tanınmaktadır.