CEMÎLÊ ÇETO

CEMÎLÊ ÇETO’NUN HİKAYESİ

”Cemile Çeto’nun mahkemesinden bir gün önce, Şex Said’in yanında direnişe katılan Emere Temir’e idam cezası verilir. Temir, cezaevine dönünce, Çeto ağlayarak kendini Temir’in kucağına atar. Temir, Çeto’yu iter ve “Cemil! Ben üzerine ağlanacak adam değilim. Ben milletim ve dinim için elimden gelenini yaptım, gönlüm rahat. Fakat sen zavallı, düşmanlara yardımcı oldun ve bugün de seni öldürmek istiyorlar. Ağlamanı kendine sakla!”der.”

 

CEMÎLÊ ÇETO’NUN HİKAYESİ

Kürtlerin, son yüzyılda kahramanlıklar yarattığı kadar, ihanetlere da uğradığı biliniyor. Türk devletiyle işbirliğine girip, Kürtlere ihanet edenlerin, “ibretlik” akıbetleri çok öğreticidir.
Cemile Çeto’nun yaşam tarz ve tercihleriyle akıbeti, günümüze de ışık tutacak tarih bilinciyle yüklüdür..
1900’lü yıllarında başlarında, Bahtiyar/Pençinar aşireti ağırlığı Kurtalan olmak üzere, Siirt dolaylarında etkilidir. Aşiret başında abi Bışar ve kardeşi Cemile Çeto’lar var. Bişarê Çeto ve Cemîlê Çeto kardeştir. Çetoyê İskan’ın çocuklarıdır.
Bişar, aşiretler arası kavgalarda nam salmış, yiğitliğiyle bilinen, tanınan biridir. Cemil ise, hain, içten pazarlıklı, iki yüzlü, zalim, çıkarcı ve talancıdır.

1907’de, Said-i Kurdi, İstanbul’da “deli” diye tımarhaneye kapatılınca, Bışare Çeto bundan çok etkilenir. Küçük yerel kavgalardan vazgeçer, kendini “din” ve “ulusal” bilince verir. 1914’de, Bitlis’e kadar gelen Rus Çarlığına direnirken, cephede şehit düşer. Cemil, Bişar’dan kalan askeri ve imaj açısından güçlü aşireti, zulüm ve talan üretmekte kullanır. Cemil, çevredeki aşiretlere saldırır, zor duruma düşünce devlete sığınır, işbirliği yapar, çevresini aldatır, namertlik eder. Milletin malına talanla el koyar.

1920 Mayıs ayı ilk haftasında, Kurtalan ve çevresinde “Kürt Teali Cemiyeti”ne ait olduğu iddia edilen bir bildiri dağıtılır. Bildiride, “İtilaf Devletleri’nin bağımsız bir Kürdistan kurulmasına yardım edeceği” haberi ile birlikte, “silahlanarak, hazırlıklı bulunulması” önerilir.
Cemile Çeto, durumdan vazife çıkarır, kurulacak Kürdistan’a “beleşten” konma hesapları yapar. Bildiriyi dağıtan Hıdranlı Aşireti Reisi Hüseyin Paşa başta olmak üzere, çevre aşiretlerini davet eder, “bana destek vereceksiniz, Kürdistan’ı kuruyorum” diye iknaya çalışır. Destek vermeyenleri tehdit eder, etrafta terör estirir.
Acele ile 20 Mayıs 1920’de dağa çıkar.

Ankara Hükümeti, Cemile Çeto’nun “basitliğini” bilir, tanır. Mustafa Kemal’e ait olduğu iddia edilen bir telgraf Cemil’e ulaştırılır. Telgrafta, Cemilé Çeto’ya, “Cemil Bey” diye hitap edilir, “Siirt mümessili” olarak tanımlanır. “Elviye-i müstakilesi” yani bağımsız livalardan bahsedilir. Cemile Çeto, bunu kendisine bir liva verileceği sözü olarak görür, 7 Haziran 1920’de dört oğlu ile birlikte teslim olur. Ankara hükümeti emrine girer,hükümete karşı olanlara zulmetmeye başlar, Mustafa Kemal’e sık sık mektup ve telgraflar yollar.

1925’te Şex Said, Cemile Çeto’ya direnişe destek vermek üzere, bir mektup yollar. Çeto, direnişe destek vermediği gibi, mektubu Mustafa Kemal’e gönderir, Ankara Şex Said’e karşı tedbirler almaya başlar. Kasım hainini Şex Said’e yakın durmak ve gelişmelerden Mustafa Kemal’i bilgilendirmek üzere görevlendirir.
Şex Said kıyamında direnişçiler bireysel olarak gözaltına alınırken, Cemile Çeto dört oğlu ve karısıyla tutuklanır.
Çeto, bu tutuklamanın, Ankara hükümetine sunduğu hizmetlerini gizlemek, Kürtlerce sorumlu tutulmasını aşmak için yaşandığını düşünür. Her sabah serbest bırakılacağı umuduyla güne başlar, günlük traş olur. Bir elinde ayna, bir elinde cımbızla bakımını günlük yapar. Seyyid Abdulkadir’in idamı sırasında, “ben uzak durun demiştim” edasıyla, bıyıklarını yağlamakla uğraşır.

Cemile Çeto’nun mahkemesinden bir gün önce, Şex Said’in yanında direnişe katılan Emere Temir’e idam cezası verilir. Temir, cezaevine dönünce, Çeto ağlayarak kendini Temir’in kucağına atar. Temir, Çeto’yu iter ve “Cemil! Ben üzerine ağlanacak adam değilim. Ben milletim ve dinim için elimden gelenini yaptım, gönlüm rahat. Fakat sen zavallı, düşmanlara yardımcı oldun ve bugün de seni öldürmek istiyorlar. Ağlamanı kendine sakla!”der.

Cemile Çeto, ihanetinin derinliğini yaşamaya başlar. Yeme, içme, uyumadan kesilir. Sürekli şekilde, “Cemilê Çeto, ji kerê keto, Cemilê Çeto, ji kerê keto, Cemilê Çeto, ji kerê keto….” diye söylenir. Etraftakiler, “neden böyle söylüyorsun?” diye sorduklarında, Çeto, “Çünkü, dinimizin ve milletimizin önderleri bizi mücadeleye çağırdılar, ölürseniz şehid olursunuz dediler ama kulak asmadım. Şeyhlerle beraber şerefimizle ölümü kaçırdık. Hem dünyada rezil olduk, hem de ahirete şerefli bir ölümle gidemedik. Şimdi neden öleceğimizi bile bilmiyoruz” der.

Mahkeme, 1926’da Çeto’nun ismini bile anmaz. Çeto bir nolu sandalyeye oturtulur. Mahkeme “Bir nolu sandalyedekinin idamına” der ve Çeto, kendi ulusuna ihanet ederek sığındığı Türk devletince, layık olduğu şekilde ödüllendirilir; aynı gece idam sehpasında sallandırılır…

Tarihte Kürtler Sayfası (facebook)

BERNAMEGEH / bernamegeh@gmail.com

AYRICA BAKIN

Aylin Urgal Kimdir Hayatı

Türk Pop Müziğinin unutulmaz isimleri arasında yer alan Aylin Urgal, 1951 senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!