Coba Höyük, Gaziantep il merkezinin yaklaşık 45 km. batı kuzeybatısında, eski adı Keferdiz olan Sakçagözü bucağına 3 km. mesafede yer alan bir höyüktür.
Bazı arkeolojik metinlerde Sakçegözü ya da Sakçagözü olarak de geçen höyük bu adı, İslahiye Ovası’nın devamı olan Sakçagözü Ovası’ndan almıştır.
Site ilk olarak 1883’te Karl Humann ve Felix von Luschan tarafından keşfedildi. John Garstang , 1908 ve 1911’de ilk kazıcıydı.
Modern Sakçagözü köyünün yaklaşık üç kilometre kuzeybatısında yer almaktadır. Çanak Çömleksiz Neolitik, Halaf, Ubeyd, Geç Kalkolitik / Uruk ve Neo-Hitit dönemlerinde yerleşim görmüştür.
Höyük ilk kez 1883 yılında Karl Humann ve Felix von Luschan tarafından saptanmış ve yüzeydeki ortostadlarla ilgi çekmiştir.
İlk dönem kazıları 1907 yılında İngiliz arkeolog John Garstang başkanlığında yapılmıştır. Birkaç yıl ara verilip 1911 ve 1912 yıllarında yeniden kazılmıştır. Son dönem kazılar ise 1949 yılında Seton Lloyd başkanlığında yapılmıştır.
Orta boy bir höyük olan Coba Höyük, 140 x 90 metre boyutlarında ve 9 metre yüksekliğinde bir tepedir. Bazı arkeolojik metinlerde Sakçegözü ya da Sakçagözü olarak de geçen höyük bu adı, İslahiye Ovası’nın devamı olan Sakçagözü Ovası’ndan almıştır.
Ova, Amanos Dağları ve Sof Dağı’ndan kaynaklanan ve güneyde Asi Nehri’ne dökülen küçük derelerin yer aldığı verimli bir ovadır.
Samarra-Erken Halaf Dönemi tabakasında (II. tabaka) rastlanan 13–15 cm. kalınlıktaki birçok kil taban ve dal örgü yapı izleri bu yerleşim katının kulübe tipinde evler ve yapılardan oluştuğunu göstermektedir.
Bu tabaka, Halaf çanak çömleğinin görülmesiyle Geç Neolitik çağ’dan Erken Kalkolitik Çağ’a geçişi temsil etmektedir.
Geç Halaf Dönemi katında (III. tabaka) ise 5 cm. kalınlıkta kil taban üzerinde pise duvar (masif kerpiç) tekniği kullanıldığı düşünülmektedir.
Halaf çanak çömleğinin tüm çeşitlerinin görüldüğü tabakadır. Obeyd Dönemi’ni temsil eden IV. tabakada ise ilk kez Coba Höyük’te görülen ve Coba kasesi olarak tanımlanan kapları vermektedir.
Arkeoloji dünyası için en önemli buluntular MÖ 1. binyıl birinci çeyreğine tarihlenen bir Geç Hitit Dönemi kraliyet merkezidir. Çok sayıda ortostadla süslenmiş büyük bir saray, geniş yapılar ve kent surları, kazılarda ortaya çıkarılmıştır.
Taş kabartmalar Arami sanatının en seçkin örnekleri olarak görülmektedir. Saray girişindeki iki kapı aslanı özellikle ilginçtir. Ortostatlardaki kabartmalar arasında kuşadamlar ve tanrı motifleri yer almaktadır.
Kazılar sırasında ele geçen taşınabilir eserler Berlin as Vorderasiatische Museum, Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Höyükteki kazılar sonucunda saptanan tabakalanma eskiden yeniye doğru,
I. tabaka Halaf Öncesi,
II. tabaka Samarra – Erken Halaf Dönemi,
III. tabaka Geç Halaf Dönemi,
IV. tabaka Obeyd Dönemi,
V. tabaka Uruk Dönemi (şüpheli) – Jemdet Nasr-İlk Hanedan Dönemi
VI – VIII. tabakalar Habur Devri,
IX. tabaka Geç Hitit Dönemi,
X. – XI. tabakalar Post-Hitit Dönemi,
XII. tabaka Ortaçağ çukurları şeklindedir.
Höyük, MÖ 7. binyılın ikinci yarısından MÖ 1. binyıla kadar aralıklarla iskan edilmiş gibi görünüyor. Kazılar küçük ölçekliydi ve kesin bir stratigrafik sekans güvenilir bir şekilde inşa edilemiyor.
MÖ 1. binyılda site, Neo-Hitit devletinin bir parçasıydı, şehrin adı bilinmiyor. Kent duvarları ve bit-hilani tipinde bir saray bulundu ve M.Ö. 730-700 yıllarına tarihleniyor.
1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın patlak vermesiyle höyüğün yüzeyini temizleyen Türk yetkililer tarafından portikonun kaldırılmasının ardından, 1949 yılında John d’Arcy Waechter liderliğindeki bir ekip tarafından yeniden kazılmıştır.
Sakçagözü’nde çıkarılan eserler, Berlin’deki Vorderasiatisches Müzesi, Ankara’daki Anadolu Medeniyetleri Müzesi ve İstanbul Eski Şark Eserleri Müzesi gibi müzelerde bulunabilir.
Bernamegeh Türkçe