Ali BURAN / 15 KASIM 1937, DERSİM ÖNDERLERİNİN ELAZIĞ-BUĞDAY MEYDANINDA İDAM EDİLDİĞİ TARİHTİR
Seyit Rıza veya Pir Seyit Rıza, Alevi-Zaza Dersim Vilayeti’ndeki Şeyh Hasanlılar aşiretine mensup 1937–1938 Dersim başkaldırı mimarı ve baş lideri. Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk dönemlerinde rejime karşı çıkarılan isyanlardan biri olan Dersim İsyanı’nın liderlerinden olması sebebi ile idam edilen bir aşiret önderiydi.
Doğum tarihi: 1863, Tunceli idam tarihi ve yeri: 15 Kasım 1937, Elâzığ Eşi: Bese (e. ?–1937)
Ebeveynleri: Seyid Ibrahim Doğum: 1863; Dersim Vilayeti, Osmanlı İmparatorluğu Diğer ad(lar)ı: Pir Sey Rıza Çocukları: Leyla Polat, Bava İbrahim, Uşene Seyid Elazığ-Buğday meydanında idam edilen, Dersim önderlerinin itibarları iade edilsin, mezar yerleri açıklansın çağrımızdır.
İdam edilenlerin isimleri şöyledir:
1)-Seyit Rıza-(1862 Dersim-1937 Elaziğ) 2)-Seyit Rıza oğlu Resik Hüseyin 3)-Şexanlı Aşiret Reisi Seyd Hüsen 4)-Yusufun Aşiretinin Reisi Kamer’in oğlu Fındık 5)-Demanan Aşiretinin Reisi Cebrail’in oğlu Hasan 6)-Kureyşan Aşiretinden Ulkiye oğlu Hasan 7)-Mirza Ali’nin oğlu Ali
İhsan Sabri Çağlayangil’ in anıları; “Ayıptır Zulümdür Cinayettir”
Biz Seyit Rıza’yı aldık. Otomobilde benimle polis müdürü İbrahim’in arasına oturdu. Jeep jandarma karakolunun yanındaki meydanda durdu. Seyit Rıza sehpaları görünce durumu anladı.
-Asacaksınız; dedi ve bana döndü. “Sen Ankara’dan beni asmak için mi geldin”? bakıştık. ilk kez idam edilecek bir insanla yüz yüze geliyordum. Bana güldü. Savcı namaz kılıp kılmayacağını sordu. İstemedi. Son sözünü sorduk.
-Kırk liram ve saatim var. Oğluma verirsiniz, dedi.
Bu sırada Fındık Hafiz asılırken görmesin diye pencerenin önünde durdum. Fındık Hafız’ın idamı bitti. Seyit Rıza’yı meydana çıkardık. Hava soğuktu ve etrafta kimseler yoktu. Ama Seyit Rıza meydan insan doluymuş gibi, sessizliğe ve boşluğa hitabetti.
-Evladı kerbelayıme, be gunayime, ayibo zulimo, cinayeto. (evlad-i kerbelayız, günahsızız, ayıptır, zulümdür, cinayettir.) dedi.
Benim tüylerim diken, diken oldu. Bu yaşlı adam rap – rap yürüdü. çingeneyi itti. İpi boynuna geçirdi. Sandalyeye ayağıyla tekme vurdu. İnfazı yaptı. . ihtiyarın bu cesaretini takdir etmekten kendimi alamadım. Asabım çok bozuldu. Emniyet Müdürüne; -Ben üşüdüm, otele gidiyorum, dedim.”
“Ben sizin yalan ve hilelerinizle baş edemedim, bu bana dert oldu. Ama ben de sizin önünüzde diz çökmedim, bu da size dert olsun.” (Seyit Riza) 15 KASIM 1937 Elazığ Buğday meydanı…
4 MAYIS Dersim Tertelesini Anma Günüdür
1937/38 Dersim Tertelesi sadece bir defaya mahsus yaşanmış bir katliam değildir; 1937/38 katliamı, Osmanlı-Türk devlet yapısına aykırı yaşam tarzına, siyasi, sosyal ve kültürel kimliğe sahip bir topluluğa karşı yönelmiş, grubun yaşam tarzını ortada kaldırmayı hedeflemiş, başlangıç yılları on yıllarca geriye giden uzun bir siyasi kampanyanın en tepe noktasını oluşturmuştur.
Dersimliler, egemen Osmanlı-Türk devlet geleneği ile çelişen yaşam tarzları, sosyal-siyasal ve kültürel kimlikleri nedeniyle sistemli olarak baskı, terör ve asimilasyon altında yaşamışlar ve bir imha politikasının hedefi olmuşlardır.
1937/38 Dersim Teltelesi Dersim halkına yönelik baskı ve asimilasyon politikalarının toptan bir imha haline dönüşme tarihidir ve 4 Mayıs, Dersim Tertelesi’nin günü olarak kabul edilmiştir. Dersim 38 Tertelesi`nde katledilen insanların anıları önünde saygı ile eğilirken, katliamı uygulayan, gizleyerek suç ortaklığı yapanları şiddetle kınıyoruz.
“Tunceli tenkil harekatı“ olarak bilinen Dersim halkına yönelik toplu imha kararı 4 Mayıs 1937’de yapılan bir Bakanlar Kurulu toplantısında alınmıştır. Aynı gün Dersim toprakları bombalanarak; yüzlerce, kadın, erkek, yaşlı, çocuk sivil öldürülmüştür. Yaklaşık olarak iki yıl süren askeri operasyonlarda on binlerce Dersimli katledilmiş, bir o kadarı da bilinmedik yerlere sürgün edilmiş, aileler parçalanarak, tek tek köylere, ilçe ve vilayetlere dağıtılmıştır.
Dersim 38 Tertelesi ile Dersim’in önde gelenleri haksız hukuk dışı bir şekilde idam edildiler. İdam edilen Dersim Seyitlerinin yakınları, bugün hala dedelerinin mezarlarını aramaktadırlar. 1938‘de evlatlık verilen ya da kimsesizler yurduna verilen binlerce çocuk vardır.
Gazeteler hala kayıp kardeşlerini / yakınlarını arayan insanların haberleriyle doludur. Dersim 38 ile koca bir nesil anasız-babasız bırakıldı. Dersimliler nenemizi, dedemizi ve yakın akrabamızı tanıma olanağından mahrum edildik. Çoğumuz kardeş, amca, dayı, hala duygusundan yoksun büyüdük. Annesiz, babasız, yakın akrabasız yaşamanın ne demek olduğunu belki de Dersimliler kadar kimse bilemez. Bu duyguyu ancak benzeri soykırımlara uğramış topluluklar bilir ve anlarlar.
Tarihleriyle yüzleşmek bir devlet ve toplumları küçük düşürmedi aksine saygınlık kazandırdı. Türkiye de ancak kendi tarihi ile yüzleşebilirse, bu onurlu toplumlar ailesine katılabilir . Ülkemizde barış ve demokrasinin yolu geçmişin acıları ile yüzleşmekten geçer. ölülerimiz için dua etmek istiyoruz. Onların anısına mum yakmak, kurban kesmek ve niyaz dağıtmak istiyoruz.
Coğrafyamızda yaşanan katliamların bilinmesini, tarihimizin, kültürümüzün, dilimizin ve inancımızın yaşamasını ve yaşatılmasını istiyoruz. Sayın Başbakan, sayın Cumhurbaşkanı, 4 Mayıs’da bizim ile beraber anmalara katılın; Dersim 38 mağdurlarının üzüntülerini paylaşın.
Sizlerden, 4 Mayısı resmi anma günü ilan ederek katledilen on binlerce kadın, çocuk, yaşlı mahsum insanın anısı önünde eğilmenizi bekliyoruz. Demokrasi‘den, insan haklarından, insan sevgisinden, ve adaletten yana olan herkesi bu acılı günümüzde aramızda görmek.
Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com