DOGONLAR

DOGONLAR KİMDİR – DOGONLARIN KÖKENİ

Dogonlar, Mali’nin orta plato bölgesinde, Batı Afrika’da, Nijer kıvrımının güneyinde, Bandiagara şehrinin yakınında ve Burkina Faso’da yaşayan etnik bir gruptur.

Nüfuslarının 400.000 ile 800.000 arasında olduğu bilinmektedir.

Dogonlar Nijer-Kongo dil ailesinin ayrı  bir kolu olan  Dogon dillerini konuşurlar.

Diğer dillerle yakından ilişkili değildirler.

Dogonlar; en iyi dini gelenekleri, maske dansları, ahşap heykelleri ve mimarileriyle öne çıkmaktadırlar.

20.yüzyıldan beri, Dogonların sosyal organizasyonunda, maddi kültüründe ve inançlarında ciddi farklılıklar olmuştur.

Bunun gerekçesi Dogonların yaşadığı bölgelerin, Mali’nin başlıca turistik yerlerinden biri olmasıdır. 

Dogon kabilesi Batı Afrika’da Mali’de yaşamaktadır.

Mali’nin merkezi yayla bölgesinin sınır boyunca Burkina Faso’ya yayılan etnik grubudur.

Mali’nin %4’ü Dogonlardan oluşturmaktadır.

Dogonlar’ın, Mali’ye nereden ve nasıl geldikleri henüz bilinmemektedir. 

Dogonların Kökeni

Sözlü gelenekler ve ileri sürülen teorilerden öteye Dogonların kökenleriyle ilgili  bilgiye ulaşılamamıştır. 

Dogonların kökeni sözlü kültüre göre Nijer nehrinin ötesi ya da Bandigara geldikleri yönündedir.

Bir teoriye göre Dogonlar, Mısırlıların torunu olup Libya’dan gelmiştir.

Dogonların, Mali’ye göçmesinin sebebi köle tacirleri ve İslam fetihleridir.

O zamanlar köle  tacirleri Dogonları gördükleri yerde yakalıyordu.

Müslümanlar o dönemde  İslamiyeti yaymak amacıyla gayret gösteriyorlardı.

Dogonlar, Fransa sömürgesinde kaldı. 1960 yılından itibaren Mali kontrolündedirler.

Dogon Sanatı

Dogonların sanatsal yönleri de bulunmaktadır.

Dogon sanatı öncelikle heykelcilik üzerinedir.

Dogon sanatında dini değerler, idealler ve özgürlükler ölçüt olarak alınır. 

Dogon heykelleri halka açık alanlarda sergilenmez ve çoğunlukla ailelerin evlerinde, tapınaklarda veya Hogon ile beraber tutulur.

Gizliliğin nedeni parçaların ardındaki sembolik anlamdan ve bunların yapıldığı süreçten ileri gelmektedir.

Dogon heykelinde bulunan  başlıca temalar; yükseltilmiş kolları olan figürler, üst üste binen sakallı figürler, atlılar, karyalitli tabureler, çocuklu kadınlar, yüzlerini kaplayan figürler, inci darı taşlama kadınlar, başlarında kap taşıyan kadınlar, başlıklar taşıyan eşekler, müzisyenler, köpekler, dörtayak şekilli oluklar  ya da banklar, belden bükülen figürler, ayna görüntüleri, apron figürleri ve ayakta duran figürlerdir.

Diğer kaynaşma ve kökenlerin etkileri  Dogon sanatında apaçıktır.

Dogon halkı Bandiagara kayalıklarının ilk yerleşimcileri değildi.

Dogonlar, Tellem sanatından etkilenmiştirlerdir ve doğrusal tasarımlar Dogon sanatında barizdir.

Dogon Mimarisi ve Kültürü

Dogon yerleşim yerlerinden biri olan köyler, eğimli bir arazi boyunca ve  su kaynaklarının civarında inşa edilmiştir.

Bir Dogon köyünde ‘ginna’ ya da yöneticinin evi etrafında düzenlenmiş tahminen 44 ev bulunmaktadır.

Her köy, eril soy boyunca izlenen bir ana soydan meydana gelir.

Evler birbirine çok yakın bir şekilde  inşa edilir.

Evler çoğu zaman ortak  duvarları ve zeminleri paylaşmaktadırlar.

Dogon köyleri farklı binalara sahiptir.

Erkek ambarı, darı ve diğer tahıllar için muhafaza yeri olarak kullanılır. 

Bina sivri çatılıdır ve farelerden çok  iyi korunmaktadır.

Erkek ambarlarının miktarı, guinna’nin büyüklüğü ve zenginliğinin bir göstergesidir.

Kadın ambarı da kadın eşyalarının depolandığı yerdir ve bu ambara kocasının erişimi mümkün değildir.

Kadın ambarı, Sivri çatılı binadır. Görünümü erkek ambarı gibidir; fakat farelere karşı daha az korunaklıdır.

Burada  kadınlar kıyafet, mücevher, para ve yiyecek gibi kişisel eşyalarını muhafaza ederler .

Kadınların bir dereceye kadar ekonomik bağımsızlıkları vardır.

Kadınlar kazançlarıyla aldıkları malları ve kişisel şeyleri bu ambarda saklarlar. 

Bu ambarlarda örneğin pamuk ya da  çömlek saklanılabilir.

Kadın ambarı sayısı, guinna’da yaşayan kadın sayısıyla doğru orantılıdır.

Tógu nà, yalnızca erkekler için bir binadır. Burada kuru mevsim sıcağında günün büyük bir bölümünü  dinlenerek geçirirler.

Togu na’da işleri tartışırlar  ve ciddi kararları alırlar.

Bir Togu na’nın çatısı 8 kat darı sapıyla yapılmaktadır.

Bir insanın dik vaziyette duramayacağı şekilde düşük tavanlıdır.

Tartışmalar kızıştığında şiddetten kaçınmak amacıyla bu şekilde inşa edilmiştir.

Punulu, adet gören kadınlar için inşa edilen bir evdir.

Bu ev köyün dışında bulunmaktadır ve  kadınlar tarafından inşa edilmiştir.

Yapı malzemesi diğer köy binalarından daha düşük kalitededir. 

Dogonlarda adet gören kadınlar kirli olarak kabul edilir ve beş gün boyunca bu evde yaşamak için aile evlerinden ayrılmak zorunda kalırlar.

Evdeki mutfak eşyaları sadece burada kullanılmak amacıyla tutulur.

Kadınlar beraberinde en küçük çocuklarını da getirirler.

Bu ev, akşamları kadınlar için bir toplanma  yeridir.

Bu evlerde sadece adet dönemlerinde olan ve hamile olmayan kadınların bulunmaktadır.

Tarlalarda çalışan erkekler tarafından kolayca görülebilmesi nedeniyle bir çeşit üreme sembolizmi olduğu düşünülmektedir.

Dogon mimarisi genel itibariyle bu yapılardan ibarettir.

Dogon Dili

Dogonlar, Nijer-Kongo dil ailesinin ayrı  kolu olan Dogon dillerini konuşmaktadırlar.

Etnik olarak Dogon olan kişi Bangimece dilini de konuşur.

Bu dil Dogon dilleri ile ilişkili değildir ve  Dogon dillerinden çok  önce konuşulmuş bir dil olduğu düşünülmektedir.

Çoğu dilbilimciye göre bu dil izole bir dildir ve Nil-Sahra dilleriyle ilişkilidir.

Dogon Halkının İnançları

Dogonların astronomik inançları da bulunmaktadır. Dogonlar hakkında en çok araştırma yapan ve Dogon kültürünü Batı’ya tanıtan önemli  etnolog Marcel Griaule’dür.

Totemleri bulunan ve inisiyatik bir yapılanması olan bu halk, geleneklerini sözlü aktarma  aracılığıyla devam ettirmiştir.

Dogonların geleneksel astronomi hakkındaki bilgileri, özellikle de Sirius sistemi  ile ilgili bilgileri Griaule tarafından 1930’lar ve 1950’ler arasında incelenmiştir.

Grialue, Dogonların Sirus’a  eşlik eden iki ayrı yıldızın var olduğunu düşündüklerini kaydetmiştir.

Grialue, Dogonların Jüpiter’in uyduları ve Satürn’ün halkaları hakkında da bilgi sahibi olduklarını  iddia etmiştir.

Bu iddialar ileriki yıllarda çokça eleştirilmiştir. Antropolog Wouter van Beek, Dogonların sigu tolo diye bir yıldızı bildiklerini, ama bunu Grialu’nun iddia ettiğinin aksine Sirus yerine farklı gök cisimleri olarak bildiklerini öne sürmüştür.

Tüm Dogonlar sigu tolo adı verilen bu yıldızı ve ismi Grialu’dan öğrendiklerini belirtmişlerdir.

Ridpath, Grialu’nun ilk ziyaretinden önce Dogonların çoktan Batılılar ile etkileşime geçtiğini  ve tüm bu bilgileri de  bu etkileşimler aracılığıyla öğrenmiş olabileceklerine yer vermiştir.

Kaynaklar:

1-Timothy Insoll, The Archaeology of Islam in Sub-Saharan Africa (2003) Cambridge University Press.

2-Dieterlen, G., 1955. “Mythes et organisation sociale au Soudan français”. Journal de la Société des Africanistes.

3-Shannon Dorey, The Master of Speech, Elemental Expressions Ltd., Elora, Canada, 2002.

4-Beek, W. E. A. (1993). “Processes and Limitations of Dogon Agricultural Knowledge”. Anthropological Critique of
Development: The Growth of Ignorance.

5-Geneviève Calame-Griaule: “On the Dogon Restudied”. Current Anthropology.

6-Ciarcia, Gaetano “Dogons et Dogon. Retours au ‘pays du reel'”, L’Homme 157 (janvier/mars).

Bernamegeh Türkçe

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Can Coşkun Kimdir Hayatı

Muhabir, editör, rejisör, spiker ve yapımcı Can Coşkun, 1989 senesinde Mersin’de dünyaya geldi. İlk, orta …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!