ERMENİ KAYNAKLARINA GÖRE KÜRTLER

ERMENİLER VE ERMENİ KAYNAKLARINA GÖRE KÜRTLER

Ermeniler Anayurdu Batı Asya’daki Ermeni Yaylaları olan etnik grup ve millettir.

Ermeniler, Ermenistan’ın ve fiilen bağımsız Artsah’ın demonimidir. Anayurtları Ermenistan ve Artsah dışında dünyanın çeşitli bölgelerine yayılarak diaspora oluşturmuş Ermeniler sırasıyla Rusya, Birleşik Devletler, Fransa ve Gürcistan’da yüksek nüfusa sahiptiler. İran ve eski Sovyet devletleri haricindeki Ermeni diasporası, çoğunlukla 20. yüzyıl başındaki Ermeni Kırımı sonrası ortaya çıkmıştır.

Ermenilerin çoğu, dünyanın en eski ulusal kiliselerinden biri olan Ermeni Apostolik Kilisesi’ne bağlıdır. Hristiyanlık, İsa’nın ölümünden kısa bir süre sonra, iki havarisi Aziz Yudah ve Aziz Bartalmay’ın çabalarıyla ilk defa Anadolu’daki Ermeniler arasında yayılmaya başladı. Dördüncü yüzyılın başlarındaki Ermenistan Krallığı, Hristiyanlığı bir devlet dini olarak benimseyen ilk devlet oldu.

Ermenistan tarihi günümüzdeki Ermenistan Cumhuriyeti’nin sınırları içinde kalan bölgelerin tarih öncesi zamanlardan günümüze kadar süregelen tarihidir. Antik Ermenistan tarihsel olarak Ermeni krallığı olarak biliniyordu. Imparatorluk Büyük Dikran hükümdarlığı altında zirveye ulaştı. Ermenistan, MS 300 yılında dünyada Hıristiyanlığı kabul eden ilk ülke oldu.

Prof. Dr. Ekrem Memiş Ermeni Tarihinin Kökeni ile ilgili olarak şöyle bir tespitte bulunur:

”Ermeni adına ilk defa M.Ö. 6. yüzyıla tarihlenen Pers Kralı Darius’un kitabelerinde rastlanır. Ve asıl ilginç olan nokta sudur ki, Ermeniler kendilerine hiçbir zaman “Ermeni” dememisler, bilâkis kendilerini “Haiklar” olarak adlandırmıslardır. Ermeni adı, Ermeniler tarafından sonradan benimsenmis olup, bu isim aslında cografi bir bölgeye
isaret etmektedir. Bu bölge, Dogu Anadolu Bölgesi’dir. Çünkü M.Ö. 3. Binyıla ait Akkad çivi yazılı belgelerinde de Dogu Anadolu bölgesine “Armanu” yada “Armenia” denilmekteydi. Demek oluyor ki, Ermenilerin bu bölgeye gelmesinden yaklasık 1600 yıl önce de Dogu Anadolu Bölgesi “Armenia” adıyla anılıyordu. İşte Pers Kralı Darius, hakimiyeti altında bulunan ve muhtemelen batıdan göçmen olarak gelen bu yabancılara “Armenia Bölgesinde oturanlar” anlamına “Ermeniler” ismini vermisti. Su hususu da özellikle belirtmek isteriz ki, Ermenilerin, adı geçen
bölgede kendilerinden önce oturan Urartularla da herhangi bir akrabalıkları söz konusu değildir.”

Artak Movsisyan ise Ermeni Tarihi üzerine olan görüşlerini şöyle dile getirmiştir:

”Ermeni Yüksek Yaylası (Platosu): Ermenilerin vatanı (Hayrenik) Ermeni Yüksek Yaylasıdır. Ermeni Yüksek Yaylası,otokton Ermeni Halkının (Ulusunun) doğduğu, onbinlerce yıl yaşadığı, Ermeni kültürünün yaratılıp, tarihin yaşanıldığı coğrafi alandır. Bu yüksek yayla, Karadeniz, Akdeniz ve Hazar Denizin ortasında kalan alanın büyük bir kısmını kapsar. XIX. yüzyılın tarihsel gerçekliğine dayanarak, Avrupalı bilim adamları bu alana “Armenian Highlands” yani Ermeni Yüksek Yaylası (Platosu) adını verdiler. Ermeni Yüksek Yaylası, Küçük Asya ve İran platosu arasında bulunup, sınırları güneyde orta Mezopotamya, kuzeyde Karadeniz havzası ve Kura Nehri ile buluşur. Ermeni Yüksek Yaylası, en az 400 bin km2 karelik bir alanı kapsar.”

Devamla kökeni ta Sümerler dönemine kadar götürerek şöyle der:

”İlk Devlet Olan Aratta’nın Kuruluşu: Daha önceki konularda Ermeni Yaylasında kurulan ilk bilinen devletin Aratta olduğunu belirtmiştik. Aratta Devleti hakkında M.Ö. XXVIII-XXVII. yüzyıllara ait Sümer metinlerinde bahsedilmektedir.
Aratta teokratik (dini ile yönetilen, dini otorite organlarının siyasi otorite organları yerine devlet idaresini elde tuttuğu devlet biçimi) bir devletti. Laik ve manevi güç rahiplerin elinde bulunuyor ve bu yöneticiler Tanrı adına ülkeyi yönetiyorlardı. Aratta Kralı aynı zamanda ülkeninen büyük rahibi, dini önderiydi. Kral-rahibin yanı sıra, ülkede bir de üst düzey danışma heyeti vardı, bu gruba “Akiller (Büyükler) Heyeti” deniyordu. Yazıtlarda ülkenin ekonomisinden
sorumlu olan kişiye “yönetici” denildiği görülmekte. Aratta’da ayrıca ekonomi alanında memurlar; vergi toplayıcılar, gözetmen ve farklı yetkililer olduğu bilinmekte.”

Ermeniler kendilerine Hay  ve ülkelerine Hayastan veya Hayk  adını verirler. Bu isim, geleneksel olarak Ermenilerin efsanevi atası olan ve Horenli Movses’e göre: Babil Kralı Bel’i, MÖ 2492 yılında mağlup edip, ülkesini Ararat bölgesinde kuran Nuh’un büyük torunu Hayk’tan türetilmiştir. Ayrıca “Hay” isminin iki konfederasyonlu Hitit vasal devletlerinden biri olan Hayasa-Azzi’den geldiği veya ilişkili olduğu da ileri sürülmektedir. En nihayetinde “Hay” sözcüğü, Proto Hint-Avrupa sözcüklerinden póti (lord veya efendi) veya *h₂éyos/*áyos “(metal anlamına gelir) kelimelerinden türetilebilir.

Ermeni Dili

Ermenice, Hint-Avrupa dil ailesi içinde bağımsız bir koldur. Yukarı Fırat ve Aras havzasında MÖ 5. yüzyıldan itibaren varlığı kaydedilmiş ve 405 yılından itibaren Ermeni alfabesi ile yazılmaya başlanmıştır. Din adamı Mesrop Maştots (y. 361-441) tarafından geliştirilerek günümüze dek kullanılan Ermeni alfabesi 38 harften oluşur.

Modern Ermenice yazı lehçeleri, İstanbul merkezli olarak gelişen Batı Ermenicesi ile, İsfahan merkezli olarak yayılan Doğu Ermenicesidir. Ermenistan’ın resmî dili Doğu Ermenicesidir. Batı ülkelerindeki Ermeni diasporası bünyesinde Batı Ermenicesi daha yaygın olmakla birlikte, son yıllarda Ermenistan Cumhuriyeti’nin kültürel etkisinin artmasıyla birlikte Doğu Ermenicesi giderek ön plana çıkmıştır.

Ermeni Kaynaklarına Göre Kürtler

Kaynak bakımından dünyanın en zengin kütüphanelerinden biri olan Ermenistan Matenadaran Kütüphanesi’nde bulunan binlerce yazma ve basma eserde, Kürtlere dair bilgilerin bulunup bulunmadığına yönelik şimdiye kadar kapsamlı bir araştırma yapılmamıştır. Bu konuda ilk defa çalışan Kınyazê İbrahim, 1985 yılında yayınladığı “Kürt-Ermeni Edebi İlişkileri”başlıklı makalesinde, Ermeni tarihinde Kürtlere dair ilk bilgilerin 5. yüzyılda yaşamış olan Pavıstos Püzant, Movses Khorenatsi ve Yeğişe’ye ait kitaplarda bulunduğunu; eski Ermeni tarihçilerinin yapıtlarında ‘Kürd’, ‘Kürdik’ ve ‘Kurdo’ şeklinde Kürtlere yer verdiklerini belirtir.

Ermeni Tarihçi Moses Khorenatsi (M.S. 410-490), “Ermenilerin Tarihi” adlı eserinde,  Partların Ermenistan’a hakim oldukları zamanda ülkeyi eyaletlere bölerek yönettiğini ve “Korduats’i (Korduk, Korçek)” eyaletinin aynı adı taşıyan beylik tarafından yönetildiğini yazmaktadır.

9/10. yüzyılda yaşayan Ermeni tarihçi Thomas Artsruni, Hz. Nuhun gemisinin ‘Korduk (Kürdistan)’ dağında bulunduğunu belirtir. 13. yüzyıl Ermeni tarihçisi Heyton/Hethom ise Türkçe’ye “Doğu Ülkeleri Tarihinin Altın Çağı (İstanbul, 2015)” adıyla çevrilen eserinde “Mısır’da Müslümanların egemenliği 346 sene sürdü.

Bundan sonra Müslümanlar, Mısır egemenliğini kaybettiler ve Cordin/Kürt olarak anılan Medliler, Mısır hakimiyetini ele geçirdiler.”, “Med ülkesi ikiye ayrılır. Bunlardan birisinin halkı Cordin/Kürt diğeri ise Müslümandır.” kaydını düşürmüştür.

Urfalı Mateos’un, Ermeni Tarihi niteliğindeki “Vakayinâme (952-1136)”sinde Rewadi Kürt  Devleti Memlan hakkında abartılı ve olumsuz ifadelere yer verilmiştir: “Bunların hâkimiyetleri zamanında, İran’ın zalim ve menfur müstebidi ve Müslümanların baş emiri olan Mamlan, asker toplayıp kana susamış bir ejder gibi merhametsizce, Hıristiyanlara karşı yürüdü ve her yeri mahvetmeye niyet etti. Mamlan, muazzam bir ordu ile beraber yürüyüp dağ ve ovaları askerleriyle doldurdu. Yeryüzü bu zalimin korkusundan sarsıldı.”.

11. yüzyıl Ermeni yazar Matt‘eos Urhayec‘i (ö. 1138 veya 1144), Ermenice “Zamanakagrut‘iwn” isimli yazma eserinde Diyarbakır (Amid) ve Urfa (Sewerak) arasında bulunan bölge için “K‘rdstanac/Kürdistân” tabirini kullanmıştır (Urhayec‘i, Matt‘êos ‘Zamanakagrut‘iwn’ Haz: Melik‘-Adamyan Erivan, 1991). 1200 tarihli başka bir Ermenice yazma eserde de “K‘rdstanac/Kürdistân” ibaresi kullanılmıştır (A. S. Mat‘evosyan ‘Hayeren jeragreri hisatakaranner’, V-XII, Erivan 1988).

On altıncı yüzyıl Ermeni tarihçilerinden Musa Horînî ise, Miladî 44 yılından önce Ermenistan’da meydana gelmiş olan hadiseleri anlattığı kitabında, Ermeni kralı Büyük Tigran’ın (M.Ö. 140-55) zamanında, Arakis/Arakas (10.yy)/Aras Nehri civarında Marların (Ermenice Med) bulunduğuna işaret eder.

BERNAMEGEH

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Jülide Gülizar Kimdir Hayatı

Sunucu, yazar ve eğitmen Jülide Gülizar, 1929 senesinde Adana’da dünyaya geldi. Gülizar; ilk ve ortaokulu …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!