BERNAMEGEH / Tel Halaf yerleşimi MÖ 6.000 ile MÖ 5.400 yılları arasına tarihlenir. Halaf Kültürü’nün ise MÖ 5.200’lerden itibaren kendisini göstermeye başladığı kabul edilmektedir. İki yüz yıl içinde geniş bir coğrafyada yayılım göstermiştir. M.Ö.4500’lerde etkinliğini kaybeder. M.Ö.6000’lerde başlayıp M.Ö.5400’lerde sona erdiğini kabul eden görüş de mevcuttur.
Halaf kültürünün arkeoloji dünyasında ilk kez ortaya çıkışı, 20.yyın hemen başına rastlamaktadır. Garstang’ın 1908’de Sakçagözü’nde bulduğu belirgin, boyalı bir tür çanak çömlek, bundan bir kaç yıl sonra Max von Oppenheim’ın (1911-1926) Suriye’de, Tell Halaf’taki kazılan sonucu ortaya çıkardığı bulgular, Woolley’in Yunus’taki (Kargamış) çalışmaları (1913) Halaf kültürü araşhrmalannın ilk’lerini oluşturur [\Vatson 1982:231] [Watson-LeBlanc 1990:2).
Bunları Mallowan’m 1930’larda başlayan Nineveh, Arpachiyah ve Chagar Bazar araşhrmaları izler. 19-lO’larda ise Reilly’nin Tilkitepe, Lloyd-Safar’ın Tell Hassuna, Watson’m Gird Banahilk kazılan, gerek Halaf kültürünün yayılımı, gerekse kültür özellikleri açısından verilerin çeşitlenmesini sağlar. 1960’lardaki Perrot’nun Turlu’daki kazısı, 1968-70 yıllarında Girikihaciyan, 1969’da Yarım Tepe II gibi Halaf yerleşmeleri kazılarını [Watson 1982:232), Irak’taki Eski Musul, Hamrin bölgesi araştırmaları, Suriye’ deki Habur ve Balik vadisi araştırmaları ve kazılan izler.
Bunlara Doğu ve Güneydoğu Anadolu’ daki Keban ile Karakaya ve Atatürk Barajları kurtarma kazılarını da eklemek yerinde olacaktır. Kazılar ve araşhrmalar sayıca fazlalaşhkca, Halaf kültürü özellikleri gösteren yerleşmeler, doğuda Gird Banahilk, güneyde Choga Mami, batıda Akdeniz ve kuzeyde Keban bölgesine kadar genişleyen alanda kültürün bölgelere göre gösterdiği çeşitlilik/ farklılıklar gibi sorunlar gündeme gelmeye başlar. Halaf kültürünün belirleyici özelliği olarak kabul edilen tipik boyalı Halaf çanak çömleğinin bölgelere göre incelenmesi sorunu konusunda farklı görüşler belirir. Bunlardan ilki Perkins’in Doğu ve Batı ayı-ımıdır. Perkins Halaf’ı Doğu (Irak, Musul yöresi) ve Batı (Habur) olarak ikiye ayınr. Doğu grupta, Arpachiyah ve Tepe Gawra’yı esas alarak tezini, Doğu Halaf’ın Batı’ya oranla daha gelişkin olduğuna, doğuda teknik, kalite, biçim ve bezeklerin eskiden yeniye belli bir gelişim gösterdiğine dayandırır. Kuzey Irak’ın Halaf kültürünün kökeni olmaya daha elverişli olduğunu savunur. Dabbagh bu görüşe katlır ve Kuzey lrak’ın Halaf çanak çömleğinin kökeni olduğuna inandığını belirtir [Perkins 1949:43-44] [Hijara 1980 a:l-2].
LeBlanc ve Watson, Doğu-Batıı ayrımı olup olmadığını, bunun gibi başkaca grupların varlığı ve yerleşmeler arasındaki benzerliklerin ne gibi özelliklere dayandığı sorularını ortaya koyarlar. Temelde doğu-batı ayrımına inanmadıklarını, tüm yerleşmelerin hem çanak çömlek üzerindeki bezek, hem de coğrafik açıdan birbirleriyle sıkı bağlanh halinde olduklarım savunurlar [LeBlanc-Watson 1973:118].
Campbell ve Watkins, Halaf kültüründe izlendiği savunulan geniş ‘homojenlik’ sorununa dikkatle yaklaşılmasını isterler. Buna Halaf’ın örnek yerleşmesi type-site’ı olarak kabul edilen Arpachiyah’ a çok yakın bir mesafede yer alan Kharabeh Shattani’ de rastlanan ve Arpachiyah’ dan oldukça farklı buluntu topluluğunu örnek gösterirler ve aynı kültür bölgesi içinde yer alan yerleşmeler arası farklılıklar olabildiğini savunurlar [Watkins-Campbell 1987:429].
Hijara, LeBlanc’ın tüm yerleşmelerin birbirleriyle sağlam ilişkiler içinde olduğu görüşüne, kazılan tüm yerleşmelerin aynı büyüklükte ve çağdaş olmadıklarını savunarak karşı çıkar, bazı bezeklerin tüm kültür boyunca kullanıldıklarını, bazılarının bir yerleşmede belli bir evrede yaygın olarak kullanılageldiğini, buna karşın diğer bir yerleşmede aynı bezeğin görülmediğini öne sürer [Hijara 1980 a:3].
Davidson, Halaf kültürünün bölgelere göre farklılıklar gösterdiğini ve bunların Musul, Jazira, Fırat bölgesi, Kuzey Halaf yerleşmeleri ve Suriye-Kilikya olmak üzere 5 bölgede toplanabileceğini savunur fDavidson 1977]. Watson, Davidson’ın ayrımım esas alarak bu 5 bölgeye “Halaf etki alam/yan bölge” (periplıery) olarak adlandırdığı, çekirdek bölgenin doğu, batı, kuzey ve güneyinde kalan bölgeleri de ekler [Watson 1982:232].
Hijara, Irak Halaf yerleşmelerini 1. Sincar bölgesi, 2. Hassuna, 3. Doğu Musul bölgesi, 4. Mahmur ve Erbil ovaları,
5. Doğu Jebel Hamrin, 6. Halaf dağlık bölgesi olarak 6’ya ayırır [Hijara 1980 a:238]. Kubba [1987:33] ‘de bu görüşlerin toplu bir özetini vermektedir.
Halaf Kültürü, Kuzey Mezopotamya’nın Çanak Çömlekli Neolitik Çağ’ında, Tell Halaf’da (Halaf Höyüğü) kesintisiz olarak gelişen bir tarihöncesi kültürdür. Tell Halaf yerleşimi, MÖ 6.000 civarı ile MÖ 5.400 arasında[1] Halaf Dönemi olarak adlandırılan bir dönem boyunca gelişmiştir. Halaf Kültürü’nü yine aynı bölgede Obeyd Kültürü izlemiştir. Halaf Kültürü adını, günümüzde Türkiye – Suriye sınırının hemen güneyinde yer alan ve Erken Kalkolitik Çağ’a tarihlenen Tell Halaf yerleşiminden almaktadır. Halaf Kültürü’nün Samarra ve Hassuna kültürlerinden kaynaklanmadığı ama onlardan etkilendiği görüşü hakimdir.[2]
Çanak Çömlekli Neolitik Çağ başlarından itibaren iskan edilen yerleşimlerin tarihlendirmesinde, kazılarda ele geçen çanak çömlek özellikleri önemli bir çıkış noktası oluşturmaktadır. Dilğer bir ifadeyle kazılarda ulaşılan çanak çömlekler, o yerleşme katının tarihlendirilebilmesini sağlayan önemli bir bulgudur. Bu bağlamda Halaf çanak çömleği, bilirli bir tarihsel döneme tarihlenmiş bir şablon görevi görebilmektedir.[3]
Halaf Kültürü
Kalkolitik Çağ’ın ilk evresi olan Erken Kalkolitik Çağ, en azından Yakındoğu için, “yüksek ısıda fırınlanmış zengin boya bezemeli özgün çanak çömleği“,[4] tolos olarak adlandırılan dairesel planlı yapıları ve Neolitik Çağ’a göre daha gelişkin bir sosyal yapılanmaya işaret eden mühürleri ile tanımlanan Halaf Kültür’dür.[4]
Tell Halaf yerleşimi MÖ 6.000 ile MÖ 5,400 yılları arasına tarihlenmekte ise de Halaf Kültürü’nün MÖ 5.200 yıllarından itibaren gelişmeye başladığı kabul edilmektedir. İki yüz yıl gibi bir sürede geniş bir coğrafyaya yayılan bu kültür[5] bu yayılma dönemi içinde, dolayısıyla en parlak döneminde Geç Neolitik Çağ – Erken Kalkolitik Çağ Geçiş Dönemi (Proto Kalkolitik, MÖ 5.600-5.500[6]) geçirmiş, Erken Kalkolitik Çağ’a geçmiştir.
Halaf Kültürü’nün, kültürel ürünleri içinde çanak çömlek özellikli bir yer tutmaktadır. Halaf tipi boyalı çanak çömlek öncesinde, esas olarak yöresel farklılıklar gösteren seramik ürünleri üretilmekteydi. Ancak Halaf seramiği, yayıldığı bölgelerde standart denebilecek bir özellik gösterir ve bu bağlamda genel bir ürün tipidir. Dolayısıyla, pişmiş topraktan seramik üretiminin ortaya çıktığı tarihlerden, yani Çanak Çömlekli Neolitik Çağ’ın başlarından, Halaf seramiğine kadar uzanan dönem, genel olarak Halaf öncesi (yabancı kaynaklarda Pre-Halaf) olarak adlandırılır. Bu dönem Yakındoğu için Proto-Hassuna, Arkaik-Hassuna, Standart-Hassuna ve Samarra dönemleri olarak bölümlendirilir.[7]
Halaf Kültürü’nün tek çekirdek yerleşmesi Tell Halaf olarak görülmemektedir. Tell Halaf, bulunan ilk Halaf yerleşmesidir. Bunun yanında Suriye’deki Sabi Abyad, Tell Boueid ve Şanlıurfa ili sınırları içinde yer alan Mezraa Höyük Halaf Kültürü’nün çekirdek bölgeleri olarak kabul edilmektedir.[8]
Halaf Kültürü’ne dayandırılan bulgular, orijinal Halaf Kültürü yayılma alanında olduğuna benzer şekilde Anadolu’da da, Son Neolitik Çağ – Erken Kalkolitik Çağ Geçiş Dönemi (Proto Kalkolitik Çağ) tabakalarının hemen üstünde ele geçmektedir.[9]
Yayılma alanı
Her ne kadar bugüne kadar hiçbir Halaf yerleşimi, tüm özelliklerini ortaya çıkaracak ayrıntılı bir biçimde kazılmasıysa da,[10] Halaf Kültürü buluntuları doğu-batı hattında Çukurova’dan Zagros Dağları’na (özellikle Fırat – Zap Suyu arası), kuzey-güney hattında ise Muş Ovası’nda Orta Mezopotamya’ya yayılan bir alanda görülmektedir.[6]
Günümüz Türkiye’sinde Halaf kültür buluntuları, Doğu Anadolu Bölgesi, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve Doğu Akdeniz genelinde karşımıza çıkmaktadır. Kuzeyde, Elâzığ – Muş – Van illerinden geçen hattın kuzeyinde buluntu vermez.[6] Van Gölü Havzası’nda Halaf çanak çömleği buluntularının elde edildiği en kuzey nokta, yine önemli bir obsidiyen hammadde kaynağı olan Tilkitepe Höyüğü’dür.[11] Bu bölge içinde en fazla buluntu Şanlıurfa civarıdır.[6] Doğu yönünde yayılımı konusunda ise, Halaf çanak çömleğinin bulunduğu Karaman yakınlarındaki Can Hasan Höyüğü hattı öngörülmektedir.[12] En iyi bilinen Halaf yerleşimlerine Yunus Höyük, Çavi Tarlası ve Girikihacıyan örnek verilmektedir.[13]
Güney Mezopotamya’dan yayılan bir başka kültür olan Obeyd Kültürü, MÖ 5. binyılın yarılarından itibaren Halaf Kültürü’nün yerini almaya başlamıştır. Anadolu’da Obeyd çanak çömleği, aynı Halaf çanak çömleği gibi Doğu Akdeniz, Güneydoğu Anadolu ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yayılma göstermiştir.[2]
Ekonomi
Tell Halaf sakinlerinin geçim tarzı kuru tarıma dayanmaktadır. Bu tarz tarım, insan eliyle bir sulama yapılmaksızın, doğal iklim döngüsünün ve hava koşullarının getirdiği yağışa bel bağlamaktadır. Bu toplumda tarımsal üretim ağırlıklı olarak, yabanıl bir buğday türü olan emmer buğdayını, arpayı ve keteni ana ürün kullanmaktadır. Halaf Dönemi boyunca iki sıralı arpanın ekildiği, ama dönemin sonlarına doğru altı sıralı arpaya geçildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca sığır, koyun ve keçi yetiştirmişlerdir.[2]
Mimari
Halaf Dönemi mimarisi, “tolos” adı verilen, dairesel planlı, taş temel üzerine kerpiç duvarlı, ahşap malzemeden kubbe tavanlı yapılarla özdeş tutulmaktadır. Bazı toloslarda, bitişik inşa edilmiş “dromos” adı verilen, yapıya eklenmiş dörtgen planlı yapılar görülmektedir. Anadolu’da bu tarz yapılar Yunus Höyük, Turlu Höyük (Şehzade Höyük olarak da bilinir), Coba Höyük, Girikihaciyan Höyüğü, Kurban Höyük, Çavi Tarlası ve Nevali Çori’de görülmektedir.[10] Tolosların çapları değişken olup 1,75 metre ile 7,75 metre arasında değişebilmektedir.[14] Küçük çaplı tolosların, konut olarak kullanılmak için çok küçük olduğu gerekçesine dayanılarak zahire ambarı olarak kullanıldığı düşünülmektedir. Dörtgen planlı odaların da konut olduğu, bitişik tolosun da zahire ambarı olduğunu öne sürmek olasıdır.
Çanak çömlek
Çanak çömlekli Neolitik Çağ’da seramikler, henüz yaşken kazıma ya da baskı yöntemiyle bezenmekteydi. Bir Kalkolitik Çağ kültürü olan Halaf Kültürü’nde ise süsleme, boya kullanılarak yapılmaya başlanmıştır.[15]
En iyi bilinen, Tell Halaf’ın en karakteristik çanak çömleği, bazıları geometrik ve hayvan motifleriyle bezenmiş, ikiden fazla renge boyanmış, ustalaşmış çömlekçiler elinden çıkmış çanak çömleklerdir. Halaf çanak çömleğinin bilinen diğer türleri, bir kısmına bezeme yapılmamış olan perdahlanmış yüzeyli çanak çömlekler ile yemek pişirmekte kullanılan çömleklerdir. Bu kültürde farklı çanak çömlek tarzlarının nasıl geliştiğini tartışmaya açık bir konudur. Civar bölgelerde giderek yayılarak taklit edilen Halaf çanak çömleğinin, yerel beğenilere göre farklılaşmış olması mümkündür. Diğer yandan söz konusu çanak çömleğin, farklı yerleşmeler arasında takas edildiği düşünülebilir.
Halaf çanak çömleklerinde işlenen hayvan motiflerinden bazıları kuş motifleridir. Tanımlanabilen sekiz kuş türü, bahri, kaşıkçı, flamingo, leylek, kuğu, akbaba, kumru, puhudur.[16]
Kullanılan boyalar, hafal çanak çömleğinin yayılma gösterdiği hemen tüm bölgedlerde esas olarak aynıdır. Bu durum, bu boyaların belirli merkezlerde üretildiği, Halaf çanak çömleği üreten yerleşimlere buradan ihraç edildiği şeklinde yorumlanmaktadır.[10]
Halaf çanak çömleği Kuzey Mezopotamya’nın başka bölgelerinde de bulunmuştur. Örnek olarak Ninova gibi Kuzey Suriye yerleşimleri ve Güneydoğu Anadolu bölgesindeki birçok yerleşim gösterilebilir.
Halaf çanak çömlekçiliği, teknik ve bezemelerin gösterdiği gelişme esas alınarak, ilk, orta ve son olarak üç ana döneme ayrılmaktadır. Bu ayrım, Halaf yerleşmelerinin evre tarihlendirmesinde temel alınmaktadır.[10] Yine de Halaf – Obeyd Geçiş Evresi olarak dördüncü bir evre öngörülmektedir. Bu dönemlendirmeden ayrı olarak yayılma alanına göre Doğu Halaf ve Batı Halaf olarak ikili bir ayrımlaştırma da yapılmaktadır.[17]
Diğer buluntular
Yontma taş endüstrisinde hammadde olarak çakmak taşı ve obsidiyen kullanılmıştır. Öte yandan Erken kaldolitik Çağ’da çakmak taşı ve obsidiyen aletlerin kullanımının devam ettiği bilinmektedir. Obsidiyenin tümü Doğu Anadolu Bölgesi’nden gelen malzemedir. Bu bağlamda, Van ve Muş çevresindeki yerleşimlerde bulunan Halaf çanak çömleği, obsidiyenle takas edilmiş görünmektedir. Bu durum, uzak bölgelere kadar uzanan bir ticareti sağlayacak sosyal örgütlenmenin varlığına işaret etmektedir.[2]
Kaynakça
- ^ Yrd. Doç. Dr. Engin Akdeniz Halaf ve Obeyd Kültürleri Üzerine Bazı Gözlemler ve Pirot Höyüğün Halaf-Obeyd Boyalı Çanak Çömleği Anadolu Araştırmaları Sayı 17/2 Sh.: 3
- ^ a b c d Dr. Savaş Harmankaya, Türkiye Kalkolitik Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme Sh.: 11
- ^ Vildan Gürdil, Güneydoğu Anadolu’da Halaf Kültürü’ne Kadar Boya Bezemeli Çanak Çömlek’in Gelişimi Yüksek Lisans Tezi – İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Arkeoloji Anabilim Dalı Prehistorya Bilim Dalı, (2006), Sh.: 3
- ^ a b Vildan Gürdil, Sh.: 1
- ^ Engin Akdeniz, Sh.: 2
- ^ a b c d Savaş Harmankaya, Sh.: 9
- ^ Yrd. Doç. Dr. Halil Tekin, Yeni Buluntuların Işığı Altında Anadolu’da Hassuna ve Samarra Seramiğinin Yayılımı Üzerine Bir Gözlem Hacettepe Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi – 2005/ Sayı 1 Sh.: 186
- ^ Vildan Gürdil, Sh.: 2
- ^ Savaş Harmankaya Sh.: 8,9
- ^ a b c d Savaş Harmankaya, Sh.: 10
- ^ Yrd. Doç. Dr. Davut Yiğitpaşa, Süleyman Can (Arkeolog, Van Müzesi), Van Müzesi Buluntuları Işığında Van-Muş Bölgesinde Erken Tunç Çağı ve Karaz Kültürü
- ^ Engin Akdeniz, Sh.: 5
- ^ Halaf’ın Kuşları
- ^ Vildan Gürdil, Sh.: 33d
- ^ Vildan Gürdil, Sh.: 3
- ^ Kültür Tarihi ve Kuşlar
- ^ Engin Akdeniz, Sh.: 6-7
- Mihriban ÖZBAŞARAN, DOGU VE GÜNEYDOĞU ANADOLU KALKOLİTİK MiMARİSİNDE TÜLİNTEPE YERLEŞMESİNİN YERİ.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda
yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!