Van’a yaklaşık 50–60 km arası uzaklıkta Van-Başkale yolu üzerinde, Güzelsu mevkiinde olan Hoşap kalesi, son halini Orta Çağ’ da aldı.
Hoşap, anlam olarak iyi veya tatlı suya karşılık olur. Mahmudi beyi Sarı Süleyman bey tarafından 1643 yılında yeniden yaptırılmıştır. “Mahmûdî Kalesi” ve “Narin Kale” adlarıyla da bilinmektedir.
Kalenin batıya bakan girişi ve özgün kapısı bozulmadan günümüze ulaşabilmiştir. Kapının üzerinde yapımı ile ilgili Farsça kitabe ve aslan kabartmaları yer almaktadır. Kale içindeki eski hamam, cami, medrese, su sarnıcı, zindan ve odalarda geçmişin izlerini görmek mümkündür.
İçiçe üç surla çevrilmiş bulunan kalede iki cami, üç hamam, çeşmeler ve yeraltı zindanları bulumaktadır. İçkale kapısının üzerindeki armanın yanlarında zincirle bağlı iki aslan motifi yer almaktadır. Kalenin altındaki Hoşap çayı üzerinde Zeyne Bey in yaptırdığı tarihi köprü bulunmaktadır.
İçkale, güneyden sarp, kuzeyden eğimli bir kütle üzerine kurulmuştur. Kuzey doğu ve batıda kale beden duvarları, burç ve kulelerle tahkim edilmiş, kuzey doğuya ikinci bir tahkimat yapılmıştır.
Duvarlar genelde 3,20-4,00 m. kalınlığında, birbirine harçla tutturulan taş malzemeyle yapılmış, orta beden duvarlarının barbata kısımlarında dış kalede olduğu gibi kerpiç kullanılmıştır.
Dış kale surları arazinin yapısına göre şekillenmiş; doğu, kuzey ve batıdan dolanan surlarla çevrelenmiştir. Doğu surları kısmen, batıdakiler ise büyük ölçüde yıkılmış bulunmaktadır. Surları destekleyen burçlardan bazıları günümüze gelmiş, ayrıca doğu ve batıdaki kapıları tamamen yıkılmıştır.
1,80-3,20 m. kalınlığındaki duvarların alt kısımları yaklaşık 2 m. yüksekliğe kadar taş, üst kısımları ise yöre halkı arasında “bat” adı verilen bir çeşit kerpiç malzemeyle yapılmıştır. Kuzeye doğru tepeye tırmanan kesim araziye uygun olarak merdiven şeklinde teraslanmıştır.
Evliya Çelebi’nin bahsettiği cami, 13,30 × 20,50 m. ölçülerinde dikdörtgen planlı bir harimden ibaret olup düzgün kırma taşlarla yapılmış ve izlerden anlaşıldığına göre düz toprak damla örtülmüştür; duvarların kireçle sıvanan iç yüzlerinde bazı kalem işi süsleme kalıntıları mevcuttur.
19. yüzyıl ortalarında terk edilmiş olan kale, içerisindeki yapılarıyla günümüze büyük ölçüde sağlam olarak gelmiştir.
İçisinde Mahmudi sarayı olarak nitelenen kompleks yapılar yer almaktadır. Bunlar kalenin güney tarafında sıralanmaktadır. En üst ve doğu kesiminde seyir köşkü, bunun hemen batısında harem ve batı ucunda da selamlık yer almaktadır.
Hoşap Kalesinde Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehmet Top başkanlığında 2007 yılından bu yana yürütülen kazı ve restorasyon çalışmalarına 10’u uzman 30 kişilik ekip katılmıştı.
Yrd. Doç. Dr. Top, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Hoşap Kalesi’nin Urartulara ait olduğu konusunda yanlış bir algı bulunduğunu iddia etmişti.
Kalede yaptıkları çalışmalarda farklı bilgilere ulaştıklarını belirten Top, “Açık ve net bir şekilde söylüyorum ki bu kale 10 yıllık çalışmalarımıza göre, temelden en üst katmanına kadar bir Osmanlı dönemi kalesidir. Osmanlı döneminde buralara hakim olan Mahmudi beyleri tarafından inşa edilmiş.” demişti.
Kazı çalışmalarında çıkardıkları ve süslemede kullanılan alçı parçalarında hem Osmanlı hem de İran mimari özelliklerinin bulunduğunu tespit ettikleri bilgisini veren Top, “Özellikle bu altın süslemeler ile o dönemdeki klasik Osmanlı süslemelerinin olduğunu gördük. Bu da bizleri çok heyecanlandırdı. Bu alçılar üzerinde çalışmalarımız devam ediyor. Hoşap Kalesi bir kayanın üzerine mimarinin giydirilmesiyle oluşturulmuştur çok önemli ve yapıt.” demişti.
Bernamegeh Türkçe