Cem Ersever

JİTEM’in Fikir Babası Ahmet Cem Ersever Kimdir

Binbaşı Ahmet Cem Ersever 29 Ekim 1993 günü faili meçhul bir cinayete kurban gitti. Ersever’le birlikte, PKK itirafçısı Mustafa Deniz (İhsan Hakan) ve Ersever’in sevgilisi Neval Boz’un (Mahsune Dguvebe) cesetleri 4 Kasım 1993 günü Ankara’nın üç çıkışında bulundu.

JİTEM’in varlığı devlet kurumları tarafından uzun süre doğrulanmamış olsa da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada devlet, JİTEM’in var olduğunu resmen kabul etmiştir.

Binbaşı Ersever’in İtirafları kitabının yazarı Soner Yalçın’a göre JİTEM, 1987 yılında Binbaşı Arif Doğan tarafından Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde kurulmuş; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Samsun ve Erzurum’da örgütlenmiştir. Yalçın, JİTEM içerisinde muvazzaflar ve hapishaneden özel izinle çıkarılan PKK itirafçılarının da olduğunu dile getirmiştir.

Kurumun Güneydoğu’daki pek çok faili meçhul cinayetten sorumlu olduğu artık sır değil. Uluslararası Af Örgütü de bölgede gerçekleştirilen pek çok cinayet ve infazın devlet yetkililerince gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Kamuoyu bu faili meçhul cinayeti işleyen devlet yetkililerinin JİTEM mensupları olduğunu biliyor.

JİTEM’in fikir babası ve kilit isimlerden biri olan Ahmet Cem Ersever, 1950 yılında, Erzurum’da dünyaya geldi.

Babası İzzet Ersever’in subay olmasından dolayı ilköğrenimini Türkiye’nin değişik yerlerinde gördü.

1967 yılında TED Ankara Kolejinden mezun oldu. Orta öğrenimden sonra Kara Harp Okuluna girdi. 1972 yılında jandarma teğmen rütbesiyle mezun oldu. 1973 yılında Piyade Okulunu, 1974 yılında Jandarma Subay Okulunu bitirdi. 11 Aralık 1979 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı tarafından Mersin, Hatay, Gaziantep, Mardin, Şanlıurfa, Edirne, Kırklareli ve İzmir illerinde kaçakçılık olaylarını soruşturmakla görevlendirildi.

Yüzbaşı rütbesindeyken 12 Eylül Darbesi sonrasında Kürt İllerinde PKK’ye karşı mücadele etmek amacıyla İstihbarat toplamak ve toplanan istihbarat ile operasyonlar düzenlemek amacıyla Jandarma istihbarat ve Terörle Mücadele (JİTEM) adı altında faaliyet gösteren merkezi bir örgütlenmenin fikir babalığını yaptı ve doğrudan Jandarma Genel Komutanlığı’na bağlı olarak çalışacak olan JİTEM’de aktif görev aldı.

Kürt İllerinde PKK’ye karşı yapılan istihbarat çalışmalarının tümünde yer almış, silahlı çatışmalara bizzat katılmış, tüm faaliyetleri yönetmiş, PKK’ye yardım ve yataklık eden kişi ve gruplarla irtibat kurmuş, bunları tam yetkiyle ve Komutanlığa doğrudan bağlı olarak yürütmüştür.

Ersever ile Hizbullah lideri Hüseyin Velioğlu arasındaki ilişki olduğu ve Ersever’in Velioğlu’ndan çok iyi istihbarat aldığı, avukatı Emin Emir (MHP’nin eski lideri Alparslan Türkeş’in de avukatı) tarafından ifade edilmiştir.

Özellikle 1989-1990 yıllarında bu ikilinin çok sık görüştüğünden bahseden Emir, Ersever’in o dönem ‘Düşmanımın düşmanı dostumdur’ ilkesiyle hareket ettiğini ve ayrıca Hizbullah’ın devlet tarafından kurulduğuna dair Ersever’den herhangi bir şey duymadığını da belirtmiştir.

Soner Yalçın ile beraber yaptığı röportajlarında, Mahmut Yıldırım ve faili meçhul cinayetler hakkında bazı beyanlarda bulundu. Orgeneral Eşref Bitlis’in kuşkulu bir biçimde ölmesi nedeniyle otuz çalışma arkadaşıyla beraber görevinden istifa etti.

Ersever, Orgeneral Eşref Bitlis’in şüpheli ölümünden sonra Mart 1993’te bu olayı protesto etmek için askerlikten istifa ediyor ve Mayıs 1993’te Milliyet gazetesine faksladığı özgeçmişinde  şöyle diyordu: “1984 yılından bugüne kadar yapılan yanlışlar, ihanetler ve uygulamalar konusunda Türk kamuoyunun aydınlatılması gerektiğine inanıyor ve görüşmeler sonunda belirlenecek bir tarihte Türk basınıyla kamuoyu önünde Celal Talabani’nin ihanetleri PKK ilişkileri, Güneydoğu’daki gerçek durum, köy korucuları, itirafçılar, faili meçhul cinayetler hakkında ve bazı siyasilerin örgütsel konumları hakkında açıklamalarda bulunacağımı beyan ediyorum.” ve “Güneydoğu Anadolu’daki olayların gerçekleri Türk milletinden gizleniyor.” 

İş adamı Alparslan Ertuğ ile ilişki içindeydi ve eğer kendisine birşey olursa Güneydoğu’dan tanıdığı Hanefi Avcı’ya haber vermesini istemişti. Ersever, Aydınlık gazetesine anlattıkları ile ilgili olarak mahkemeye ifade vermek için 24 Ekim 1993’de Ankara’ya gitti ve bir daha kendisinden haber alınamadı.

İstifasından ve bu açıklamalarından birkaç ay sonra 4 Kasım 1993’te elleri önden bağlanmış kafasına iki el ateş edilmiş cesedi, Ankara’nın Elmadağ ilçesi çıkışında bulundu.

1 Kasım’da Ankara, Çamlıdere’de sevgilisi Neval Boz’un, 2 Kasım’da Ankara, Polatlı’da itirafçı Murat Demir’in ve 4 Kasım 1993’de Ankara, Elmadağ’da Ahmet Cem Ersever’in cesetleri jandarma tarafından bulundu.

Ersever, TSK’dan istifa ettikten sonra itirafçı Mustafa Deniz ve Ali Hoca ile birlikte Mezopotamya Basın- Yayın Şirketi’ni kurdu. Bu şirketin telesekreterine kaydedilen görüşmeler, Ersever’in susturulacağını anladığını ortaya koyuyor. O dönem görev yapan Albay Kurtuluş Ö. ile yaptığı görüşmede ‘CIA tarafından öldürüleceğini’ belirten Ersever, Güneydoğu’da yaşanan sorunları ve kirli ilişkileri güvendiği komutanlarla paylaşıyor.

Sağlığında, Üçgendeki Tezgah ve APO-PKK-Kürtler adlı kitapları yazmış olan Ahmet Cem Ersever’in adına, Soner Yalçın tarafından yazılmış olan Binbaşı Ersever’in İtirafları adlı bir kitap da bulunmaktadır.

Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Jandarma Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in 4 Kasım 1993’te cesedinin bulunmasıyla başlatılan soruşturma dosyasının, 20 yıllık zaman aşımı süresi geçmesine karşın kapatılmamasına karar verdi. Soruşturma dosyası, Cumhuriyet Savcısı Yıldırım Bayyurt’ta bulunuyor.

765 sayılı TCK, müebbet hapis cezası gerektiren suçlarla ilgili soruşturmalarda zaman aşımı süresini 20 yıl olarak düzenliyor. Bu süre bugün dolmasına karşın, Savcı Bayyurt, “zaman aşımı nedeniyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar” yazmadı. Soruşturma dosyasının açık tutulacağı belirtildi.

Ergenekon iddianamesinin ek delillerinin bulunduğu 58 numaralı klasördeki dokümanlardan birinden, Veli Küçük’ün JİTEM’in kurucularından Binbaşı Ahmet Cem Ersever’in öldürülmesinin ardından ciddi bir soruşturma yaptığı anlaşılıyor. Küçük ajandasına Ersever’in kaçırılıp öldürülmesiyle Koray albayın ve Yıldız adlı kişilerin ilgisi olduğunu yazmış.

Radikal’den Ertuğrul Mavioğlu’nun haberine göre Veli Küçük’ün 1987 tarihli siyah renkli ajandasında tuttuğu notta Ersever’i kaldığı evden götüren kişi “Orta boylu, saçları düz, dik ve kısa kesilmiş, hafif şişman esmer biri” olarak tarif ediliyor. Mavioğlu adı geçenlerin kimliğinin Küçük’e sorulmadığına dikkat çekiyor.

Tutkun Akbaş, Dama Yayınları’ndan çıkan kitabı “Cem Ersever’in Son 90 Günü” isimli kitabında Cem Ersever’in ölümüne giden günlerde yaşadıklarını anlatıyor.

Tutkun Akbaş’ın kitabında ayrıntısı ile anlattığına göre Ersever’in yanında son günlerine damga vuran bir isim vardı: “Cemal Alparslan Ertuğ”. Eski THKO’lu Ertuğ, Ersever’in son günlerinde ona çok destek olmuştu.

Akbaş, Ersever’in İstanbul günlerini, Harbiye’de kaldığı evde Neval Boz dışında yaşayan esrarengiz kadını, Ersever-Yeşil ilişkisini, MİT’in Ersever cinayetine bakışını, Ersever’in Öcalan’a düzenlediği operasyonu irdeliyor.

Akbaş’ın Ersever hakkında kitapta anlattığı bilgilerden biri Ersever’in İttihat Terakki’nin önemli isimlerinden Resneli Niyazi’nin torunu olması. Akbaş’ın anlattığına göre Ersever bu kökeniyle daima gurur duyuyordu. Akbaş kitabında bunu şöyle anlattı: “İşte gerilla taktiğini, çetelerle mücadeleyi, isyancılığı yaşam tarzı edinmiş Resneli Niyazi’nin torunu ol­mak­la gurur duyuyordu Ersever de. Dostlarına göre rol modeliydi Resneli. Yaşamları da zaten ne çok benziyordu birbirine. Hatta Ersever ile Resneli Niyazi arasındaki fiziki benzerlik de başka bir ayrıntı…”

Akbaş’ın anlattığı bir iddiaya göre Ersever’in elinde devletin önemli belgeleri de vardı. Akbaş bunu şöyle anlatıyor: “Bir iddiayı daha aktaralım. Ersever’de gerçekten olmaması gereken belgeler vardı. Onu öldürenler öncelikle o belgelerin peşine düşmüştü. Çok konuşuyor diye eleştirildiği bir dönemdi. Belgelerden bir bölümüyle ilgili, özellikle terörle mücadelede dev­letin ciddi güvenlik açığının oluşabileceği korkusundan söz ediliyordu. İddiaya göre, Ersever’in elinde PKK örgütü ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’ndeki ajanlar, muhbirlerle ilgili bilgiler vardı. Kod isimleri… İrtibat kurma yöntemleri…”

Bir döneme kanlı olaylarla damgasını vurmuş JİTEM’in fikir babası Ersever’in cesedi, 4 Kasım 1993’te elleri önden bağlanmış, kafasına iki el ateş edilmiş şekilde, Ankara’nın Elmadağ ilçesi çıkışında bulundu.

Bernamegeh Türkçe

AYRICA BAKIN

Yağız Kaya Kimdir Hayatı

Müzisyen Yağız Kaya, 1976 senesinde Sivas ilinin Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Yağız Kaya, müzik piyasasında …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!