Son Kalkolitik Çağ ile olgunlaşmaya başlayan ve tüm İlk Tunç Çağı boyunca varlığını devam ettiren Karaz Kültürü, Eski Yakındoğu’nun en uzun ömürlü kültürü görünümündedir. Karaz Kültürü, Transkafkasya, Doğu Anadolu, Nahçıvan, Kuzeybatı İran, Suriye-Filistin ve Levant topraklarına kadar yayılmıştır. Ancak kültürün çekirdek alanının Kura ile Aras
nehirlerinin arası olduğu düşünülmektedir. Siyah açkılı metalimsi parlak keramik sanatı, kültür için belirleyici olup kırmızı astarlı ve kırmızımsı kahverengi ve siyah açkılı çift renkle keramik örnekleri de bulunmaktadır.
Ağırlıklı olarak tarımcı olan kültür mensuplarının Tunç Çağı metalürjisi göz önüne alındığında ovalık alanlara yakın yerleşme tipolojisini benimsemiş olmaları dönemin siyasi konjünktürünün uygun olduğunu göstermektedir. Taş temelli, kerpiç duvarlı yapılar ile şekillenen mimari tarz, yuvarlak ve dörtgen planlara sahiptir.
Bu çerçevede ülkemizin doğusunda da ilk arkeolojik kazılar başlatılır. Bu kazılar için öncelikle tercih edilen yöre Erzurum’dur. Kafkasya – İran ve Karadeniz bölgeleri arasındaki özel stratejik konumu nedeniyle her dönemde kültürlerin ve insan topluluklarının geçiş güzergâhı olması o dönemde de çalışmaların bu topraklarda başlatılmasında etkili neden olmuş olmalıdır. Bu kazılar 1940 ve 1960 lı yılların başlarında gerçekleştirilir. Bu kazıların en erkeni 1942 yazının Temmuz ayında o dönemdeki ismi Karaz bu günkü ismi Kahramanlar olan köyle iç içe olan höyükte gerçekleştirilir. Karaz Höyük Erzurum’un 16 km. kuzeybatısında, 200 m. çapında 16 m. yüksekliğinde
orta büyüklükte bir höyüktür. Bu ilk çalışma, bölgenin arkeolojik potansiyelini anlamaya yönelik olarak sondaj şeklinde ve bir hafta süren kısa bir ön çalışmadır. Bu sondaj çalışmaları beklentilerle paralel sonuçlar ortaya koymuş olmalı ki 1944 yılında yine Karaz Höyüğünde daha uzun süreli ve geniş çaplı kazı çalışmaları gerçekleştirilir.
Bu çalışmalar Temmuz-Ekim ayları arasında yaklaşık 4 ay devam eder. Bu en erken kazıları Türk Tarih Kurumu adına o dönemde kurumun başındaki kişi de olan, ünlü Türk Halk Bilimi uzmanı (Etnograf) ve Filolog Hamit Zübeyr Koşay yürütmüştür. Karaz kazıları Anadolu arkeolojisi ve kültür tarihi açısından çok çarpıcı sonuçlar ortaya koyar ki onlara sonuç kısmında daha detaylı değineceğiz. Karaz höyük çalışmalarını takip eden 1950’li yıllarda Erzurum topraklarında arkeolojik araştırmalar durma noktasındadır. Bu dönem dünya genelinde de II. Dünya savaşı sonrası olduğu için büyük sıkıntıların yaşandığı bir dönemdir.
1960’lı yıllarda Türk Tarih Kurumu tarafından bölgede iki yeni proje başlatılır. Yaklaşık 15 yıl sonra Erzurum yöresinde arkeolojik kazılar tekrar başlar Karaz kazılarından sonra Erzurum Ovası’nda kazısı yapılan ikinci höyük Pulur Höyüğüdür. 1960 yazında iki ay devam eden Pulur Höyüğü kazılarını yine Türk Tarih Kurumu adına H.Z. Koşay yürütür. Bu projede Koşay’ın yanında Avusturyalı Assurolog Harman Vary de yer alır. Koşay-Vary ikilisi Pulur’dan sonra Güzelova’da da birlikte çalışacaklardır. ) Pulur Höyüğü de, Erzurum’un yaklaşık 16 km. batısında, Aziziye (Ilıca)
ilçesi sınırları içerisinde kalan bu günkü ismi Ömertepe olan köy ile iç içedir. 17 metre yüksekliği 250×150 metre boyutları ile Pulur Höyüğü de orta ölçekli bir höyüktür. Karaz Höyük kazıları gibi Pulur Höyükte yürütülen kazılar da bölge ve Yakındoğu arkeolojisi ve tarih öncesi için bir dizi çok önemli sonuç ortaya koymuştur.
Adlandırma
Bu zaman süresince varlığını devam ettiren bu kültürün terminolojisi hakkında birçok teklif yapılmıştır. Bu zaman süresince varlığını kesintisiz bir şekilde devam ettiren ve önceleri Khirbet Kerak / Bet Yerah olarak tanımlanan bu
kültürün terminolojisi hakkında birçok teklif yapılmıştır. Kura-Aras Kültürü ve Trans-Kafkasya ‘nın Eneolilik Kültürü olarak önerilen görüşlerin, Kafkaslardaki buluntu toplulukları ile yakın ilgisi olabilir. Ancak, bu bölgenin, bu kültürün yayılım alanı içerisindeki bütün merkezlere zaman ve coğrafi bakımdan uzak olması doğru kronolojiyi ifade etmekten de uzaktır. Bu kültürün keramiği için kullanılan bir başka terim, Trans-Kafkasya Bakır çağı veya Doğu Anadolu ‘nun Bakır çağı Keramiği terimidir. Urmiye Gölünün doğusundayer alan Yanık Tepenin kültürle benzer mimari buluntular vermesini de dikkate alan Dyson, pek taraftar bulmayan Yanık Kültürü) gibi değişik bir görüşle karşımıza çıkar.
Bu teklifin yanında, Doğu Anadolu ‘nun Erken Bronz çağı ve Eski TransKafkasya Kültürü tanımları, bilim adamlarınca daha yaygın bir şekilde kullanılmıştır.
Karaz Kültürü’nün etnik kökeninin Hurri olduğu ve gerek kronolojik, gerekse de coğrafi olarak Yakındoğu prehistoryasının en büyük kültürlerinden biri olduğu kabul edilir. Karaz Kültürü’nün ayırt edici, tanımlayıcı iki özelliği çanak çömleği ve mimarisidir. Kuzeydoğu Anadolu’da Geç Kalkolitik Çağ ve Erken Tunç Çağı’nın başlarında görülen bu kültür çevre bölgelere daha geç çağlarda yayılmıştır. Örneğin Kuzey Suriye ve Filistin’e erken Tunç Çağı – Orta Tunç Çağı geçiş evresinde ulaşmıştır. Doğu Anadolu’dan yayılma esas olarak iki ana güzergah üzerinden olmuştur. Bir güzergah, Kuzey Mezopotamya’ya Umriye Gölü civarı üzerinden, daha kapsamlı olan güzergah ise Kuzey Suriye ve Filistin’e ise Elâzığ – Malatya hattından olmuştu. Karaz Kültürü, kendine özgü çanak çömlek buluntularından tespit edilmektedir. Bu Karaz çanak çömleği Doğu Anadolu’da Geç Kalkolitik Çağ’da görülmeye başlanmıştır ama, tam gelişkin şeklini Erken Tunç Çağı’nda almıştır. Bir yandan da erken Tunç Çağı ile Karaz Kültürü özdeşleşmiştir.
Karaz, Pulur, Güzelova ve Sos Höyük kazıları bu kültürün anavatanının Erzurum ve çevresinin olabileceği yönünde önemli kanıtlar taşımaktadır. Yapmış olduğumuz yüzey araştırmaları ve bu araştırmalar sonucunda elde ettiğimiz verilere dayanarak Son Kalkolitik dönemde başlayıp İlk Tunç Çağı boyunca devam eden bu kültüre “Karaz Kültürü” ve
ele geçirilen keramiğe de “Karaz Keramiği” terimini kullanmak tarafımızca daha doğru gibi görünmektedir. Bundan dolayı hem çalışma alanımızda hem de Doğu Anadolu Bölgesi’nin diğer yörelerindeki Karaz Kültürüyle çağdaş
veya Karaz Kültürü’nün geç evreleriyle paralellik gösteren yerleşim yerlerinde ele geçirilen buluntular için “Karaz Kültürü” ve ya “Karaz Keramiği” terimlerini kullanmayı uygun bulduk. Kültür için karakteristik olan siyah açkılı keramikler dışında aynı formda ve bezemede kırmızı keramikler ve kırmızımsı kahverengi ile siyah açkının birlikte kullanıldığı çift renkli keramikler de kültür mensuplarınca benimsenmiş ve uygulanmıştır. Mimari tarz olarak taş temelli kerpiç yapıların, yuvarlak ve dörtgen planlı olduğu anlaşılmaktadır.
Çanak çömlek
Çağdaşı olan yerleşmelerde çömlekçi çarkı biliniyor ve kullanılıyor olmasına karşın Karaz çanak çömleği el yapımı olarak üretilmeye devam edilmiştir. Karaz çanak çömleği tek renkli (monokrom), astarlı ve açkılıdır. Süslemeler çizgilerden oluşur. Bu çizgiler genellikle spiral, paralel ya da kesişen çizgilerdir. Yiv, oluk ve kabartma teknikleriyle uygulanmış olurlar. Karaz seramiği çoğu kez “koyu yüzlü açkılı mal” tanımlamasıyla ifade edilir. Bu tanımlamayla bir yandan yüzey renginin koyu renk ya da kirli görünümde olduğu, diğer yandan da açkılı olmaları ifade edilmektedir. Açkı, Karaz çanak çömleğinin yayıldığı yer yerde görülen ortak özelliğidir hem de diğer çanak çömlekten ayırt ediği niteliğidir.
Mimari
Kazılarda çok net bir mimari ortaya çıkarılamadıysa da Karaz mimari geleneğinin ana hatlarını belirlemek mümkün olmuştur. Taş temel üzerine kerpiç duvarlarla, dik köşeli, bir ya da iki odalı inşa edilen bu yapılar yanında muhtemelen dini ritüellerde kullanılan ocaklar ortaya çıkarılmıştır. Kültürün yayıldığı diğer bölgelerde açığa çıkarılan dairesel planlı yapılar ise Hurri geleneksel mimarisini ifade etmektedir.
Kaynakça
- ^ a b Veli Ünsal, Karaz Kültürünün Kuzey Sınırı – Güzel Sanatlar Enstitüsü Dergisi, Sayı 16 (2006) – Sh.: 127
- ^ SmartDefine
- ^ Murat Arık, Esik Kurganı, Buluntuları ve Kültür Tarihi Açısından Değerlendirilmesi Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı Eskiçağ Tarihi Bilimdalı, Yüksek lisans tezi – Sh.: 7
- ^ Davut Yiğitbaş, Süleyman Can,Van Müzesi Buluntuları Işığında Van-Muş Bölgesinde Erken Tunç Çağı ve Karaz Kültürü Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi Cilt 5, Sayı 20 – Sh.: 275
- ^ a b c Veli Ünsal, M.Ö. III. Binde Kuzeydoğu Anadolu’ Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sayı 3, Sh.: 402
- ^ a b c Mehmet Kürşat Suküt, Prehistorik Dönemden Roma’nın Sonuna Kadar Aydıntepe – Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı, Yüksek lisans tezi Sh.: 19
- ^ Veli Ünsal, Karaz Kültürünün Kuzey Sınırı Sh.: 130
- ^ a b Veli Ünsal, M.Ö. III. Binde Kuzeydoğu Anadolu’ Sh.: 399
- ^ Erzurum Arkeoloji Müzesi
- ^ M. Tamer Tarhan, Urartu Devleti’nin “Kuruluş” Evresi Sh.: 78
- ^ Piotrovskii, B.B. (1962).“The Aeneolithic Culture of Trans-Caucasian in the Third Millennium B.C.”, VI. International Congress of Prehistoric and Protohistoric Sciences,Moscow, s. 7.; Krupnov, F.I. (1964). “The Most Archaic Culture of the Caucasus and the Caucasian Community”, Soviet Anthropology and Archaeology III, 31-42.; Lang, D.M. (1970). Armenia: Cradle of Civilization, London. s.70<o:p></o:p>
- ^ Savaş Harmankaya, Türkiye İlk Tunç Çağı Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme – Sh.: 21
- ^ a b Betül Şenbak, Şiran ve Çevresi Höyük ve Kaya Mezarları Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Tarih Anabilim Dalı – Yüksek lisans tezi – Sh.: 16
- ^ Veli Ünsal, Karaz Kültürü ve Kuzeydoğu Anadolu
- ^ Mehmet Kürşat Suküt, Sh.: 18
- ^ Kurt Bittel (1945). Ön Asya Tarih Öncesi Çağları-Mısır, Filistin, Suriye, Çev. H.Çambel, İstanbul, s.104
- ^ Uluslararası Sosyal Araştırmalar Dergisi, Sh.: 276
- ^ a b c Veli Ünsal, M.Ö. III. Binde Kuzeydoğu Anadolu Sh.: 401
- ^ Halim Korucu, Kars’ta Erken Tunç Çağı ve Karaz Kültürü İzleri Türk Arkeoloji ve Etnografya Dergisi, 2009 / 9 [1] – Sh.: 45
- Akın Bingöl, Kars Ve Çevresinde Karaz Yerleşmeleri, Kafkas Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sonbahar Autumn 2016, Sayı Number 18.
- Dr. Veli Ünsal, Karaz Kültürünün Kuzey Sınırı.
- Dç. Dr. Mehmet Işıklı, Karaz Kültürünün Ortaya Çıkış Hikayesi.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!