Mao Zedong Kimdir

Çin’in Hunan eyaletinde zengin bir köylü ailesinin çocuğu olarak doğdu.

Öğretmenlik eğitimi almak üzere köyden ayrıldıktan sonra, 1911 Devrimi’nde Hunan eyalet ordusunda savaştı.

Daha sonra okula geri döndü ve fiziksel dayanıklılık ile kolektif hareket üzerine çalıştı.

1918’de mezun olduktan sonra Dört Eylül Hareketi sırasında Pekin’e gitti; burada, ileride kayınpederi olacak Profesör Yang Changji ile karşılaştı.

Pekin’de derslerine katıldığı ve kendisini etkileyen diğer kişiler Li Dazhao ve Chen Duxiu’dur.

Burada kütüphaneci olarak iş bulmuştu; zaten okumayı seven Mao, Çin ve dünya tarihi ile ilgili birçok eser okudu. Yine aynı yıllarda Yang Kaihui ile tanıştı ve evlendi.

1920’lerde Çin’i gezmeye çıktı. Seyahati yine Hunan’da bitti; ancak artık Çin siyaseti üzerine sabit fikirlere sahipti.

27 yaşında, Temmuz 1921’de Çin Komünist Partisinin Şanghay’daki ilk kongresine katıldı.

İki yıl sonraki üçüncü kongrede ise merkez kurul üyeliğine seçildi. İlk Kuomintang-ÇKP birleşik cephesi sırasında Kuomintang’ın Köylü Eğitim Enstitüsü yöneticisi oldu.

Yine bu yıllarda, 1927 başlarında yazdığı “Hunan’da köylü sorunu” üzerine incelemesi; Mao’nun ilk ciddi teorik yazısı olarak bilinir.

Mao, Çin’de gerilla savaşının örgütleyicisi, planlayıcısı ve lideridir. O zamanlar 400 milyonu bulan bu köylü ülkesinde gerçekleşen devrim, esas olarak Mao Zedong’un eseridir.

1927 bahar ve yaz aylarında Kuomintang’ın birleşik cepheye ihanetiyle ortaya çıkan kaos ortamından zorlukla kaçtı. Karısı öldürüldü.

Aynı yıl Hunan’da Güz Hasadı Ayaklanması’nı yönetti, ancak başarısız oldu. Burada da Kuomintang askerlerinin elinden kurtulmayı başardığında kurşuna dizilmeye götürülüyordu.

Artık bir avuç kalmış takipçileriyle birlikte Güneydoğu Çin’deki Jinggang Dağlarına gitti. Burada 1931-1934 yılları arasında bir kurtarılmış bölgede Çin Sovyet Cumhuriyeti kuruldu ve Mao da onun başkanı seçildi. Aynı yıllarda He Zizhen ile tanıştı ve evlendi.

Mao burada Zhu De’nin yardımlarıyla küçük ama etkili bir gerilla ordusu kurdu. Toprak reformu hareketi başlattı. Şehirlerdeki komünist kırımından kaçanlara sığınak sundu.

Bu sırada Kuomintang baskısı artarken Çin Komünist Partisi içinde de liderlik yarışı ortaya çıkmıştı. Mao görevinden uzaklaştırıldı.

Yerine o sırada Moskova’dan yönlendirilen (veya ÇKP yöneticilerinin Moskova’dan yönlendirildiğini iddia ettikleri) çizgiye sadık olan Zhou Enlai’ın da içinde kişiler geçirildi. Bunlar “28 Bolşevik” olarak tanınacaklardır.

Komünizm karşıtlarının başındaki isim olan Kuomintang lideri Çan Kay Şek, komünistleri ortadan kaldırmaya kararlıydı.

Gerek bu dönemde ÇKP içinde şabloncu çizginin hakim olmasının, gerekse de Çan Kay Şek’in bu kararlılığının neticesi olarak komünistler “Uzun Yürüyüş” olarak anılan bir geri çekilmeye başladılar.

Çin’in güneydoğusundan kuzey batısına kadar yürüdüler; bu mesafe toplamda 9.600 km kadardır.

Mao’nun en üst seviyedeki komünist lider olarak tanınması bu yürüyüş sırasında olmuştur.

Bunda en etkili olay ise, Zunyi Konferansı ve Zhou Enlai’ın Mao’nun saflarına geçmesidir. Bu konferansta Mao, ÇKP Politbürosu’nun İcra Komitesi’ne seçildi.

1937-1945 arasındaki Çin-Japon Savaşı’nda Japonlara karşı direnişi, Uzun Yürüyüş’ün sona erdiği Yan’an’daki üs bölgesinden Mao yönetti.

1942’de ise ÇKP içindeki rakip önderlere karşı düzeltme harekâtı başlatarak önderliği kesin olarak ele aldı.

Yine bu dönemde He Zizhen’den ayrıldı ve oyuncu Lan Ping ile (Jiang Qing olarak bilinir) evlendi.

Çin-Japon Savaşı sırasında Mao ısrarla Kuomintang’la bir ittifak arayışına girdi ve başarılı oldu.

İttifak kuvvetleri içinde zaman zaman çatışma çıksa ve hatta Kuomintang ÇKP kuvvetlerini çatışmaların büyük bölümünde yalnız bıraksa da sonuç Halkın Kurtuluşu Ordusu’nun ve ÇKP’nin yüz milyonlarca insanın kafasında meşrulaşması oldu.

Bu dönemde ÇKP sadece düşman birliklerinden yardım alıyordu; oysa ABD sürekli olarak Kuomintang kuvvetlerini teçhiz ediyordu.

Bununla birlikte o dönemde ABD, Mao’nun kuvvetlerinin önemini daha yeni kavramaya başlamış görünüyordu.

Bunun en belli başlı örneği, 1944’te Yan’an bölgesine gönderilen Amerikan diplomatı Dixie misyonudur.

II. Dünya Savaşı’ndan sonra da ABD Çan Kay Şek kuvvetlerine yardıma devam etti. Oysa bu sırada ÇKP ve Kuomintang arasındaki ittifak sona ermiş ve yeni bir iç savaş başlamıştı. Dolayısıyla ABD açıkça bu çatışmada taraf oluyordu.

Bu dönemde Stalin önderliğindeki Sovyetler Birliği de ÇKP birliklerine yardımda bulunuyordu ama bu yardımlar çok azdı.

Ayrıca bu yardımların Japon birliklerinden kalan teçhizatlar olduğu bilinmektedir.

21 Ocak 1949’da Kuomintang kuvvetleri ÇKP kuvvetlerine karşı çok ağır yenilgiler aldı.

Kurtuluşun ilanından sonra Kıta Çin’inde kalan son Kuomintang çekirdeği de 10 Aralık 1949’da Chengdu’da yok edildi. Çan Kay Şek de aynı gün Tayvan’a kaçtı.

Çin’in kuruluşu bu savaşlar neticesinde olmuştur. Savaş Çin’de, önce savaş ağaları ittifakı olan Kuomintang partisiyle iç savaş, sonra Japonlara karşı direnme savaşı ve son olarak da bir kez daha Kuomindang partisiyle iç savaş biçiminde gelişmiştir.

Mao’nun 1 Ekim 1949’da Pekin’deki Tiananmen Meydanı’nda yaptığı açıklamayla Çin Halk Cumhuriyeti kurulmuştur.

İktidardayken Büyük İleri Atılım’la Çin’in sanayileşmesini sağlamaya çalışmıştır. Stalin’in 1953’te ölümü ve Kruşçev’in 1956 20. Kongre raporuyla birlikte Sovyetler Birliği’yle Çin arasındaki ilişkiler gerginleşmiş, daha sonra da Sovyetler Birliği’nin sosyalist emperyalist bir yönetim olduğu teorileri ortaya çıkmıştır.

Mao bu gerginliğin başlarında haklı bir noktadayken daha sonra milliyetçi bir anlayışa kaydı. Bu durum bütün Çin’in geleceğini de etkiledi.

1966’da başlatılan Büyük Proleter Kültür Devrimi ile birlikte bütün Çin sathında geniş kapsamlı bir ideolojik eğitim başlatılmış; ama “İki Çizgi Mücadelesi Teorisi” nedeniyle hiziplerin meşru görülmesi sonucu bu da kalıcı bir sonuca ulaşamamıştır.

Sosyalizmin inşasında yapılan yanlışlar ve parti içi mücadeleye yanlış bakış, Çin’in uzun bir süre bir ileri bir geri gidiş gelişlerinin de nedenidir.

1954-1959 yılları arasında Mao Çin başkanı olarak görev yaptı. Bu dönemde Pekin’deki Yasak Şehir’de bulunan Zhongnanhai’da kaldı.

Yasak Şehir’de o dönemden kalma yüzme havuzu ve diğer binalar hâlâ vardır. Mao çalışmalarını çoğunlukla buradan sürdürüyordu.

İktidarı aldıktan sonra Mao 1958’e kadar süren bir kolektivizasyon kampanyası başlattı.

Bu sırada enflasyona karşı sert bir fiyat kontrolü ve eğitimsiz köylü nüfusu için de yaygın bir okuma yazma kampanyası başlatıldı.

Toprak, toprak ağalarından alınarak yoksul köylülere dağıtıldı. Geniş kapsamlı sanayileşme programları uygulanmaya çalışıldı.

Bu dönemde Çin’in yıllık büyümesi, kültürel gelişme bir tarafa konulacak olursa, %4-9 arasındadır.

Yine bu dönemde Yüz Çiçek Kampanyası başlatıldı. Buna göre, herkes Çin’in nasıl yönetilmesini istediğini söylemekte serbestti.

İfade hürriyeti tanınmasıyla ÇKP’ye yönelik burjuva liberal çevrelerin eleştirileri de arttı ve bunlar örgütlenmeye başladılar.

Parti bunların yapıcı eleştiriler olduğunu düşünüyor ve bu yüzden cesaretlendiriyor ve hoşgörü gösteriyordu.

Bununla birlikte birkaç ay sonra tehlike büyüdü ve Sağa Karşı Harekât başlatıldı.

1958’de ise Büyük İleri Atılım başlatıldı. Bu, Sovyet sanayi modelinin dışındaydı; bu yüzden parti içinde de muhalefetle karşılaştı.

Buna göre Çin tarımı ortaklaştırılacak ve kırsal alanda endüstri özendirilecekti.

Başlangıçta Büyük İleri Atılım gerçekten büyük başarı gösterdi. Ancak Mao’nun da içinde olduğu parti çevrelerinde bu başarının daha da artırılabileceği düşünceleri de yaygınlaştı. Artan sayıda köylüler çelik üretimine kaydırıldı.

Bu nedenlerle 1959’da Büyük İleri Atılım bir felakete yol açtı.

Gerçi çelik üretim hedeflerine ulaşılmıştı ama açığa çıktı ki bunların önemli bölümü kullanılamaz durumdaydı.

Yine aynı dönemde Çin-Sovyet ilişkileri de bozuluyordu. Kruşçev bu nedenle Çin’e Sovyet yardımını kesti; buna karşı tepki ise Çin’de Sovyet düşmanlığıyla karakterize olan milliyetçiliğin tırmanması oldu.

Artık Sovyetlerle sınır çatışmaları bile görülmeye başlanmıştı. ÇKP tarafında ise ekonomide hatalar sürüyordu.

Gerçekçi olmayan miktarda tahıl talep ediliyordu. Böylece savaş sonrası yeniden sanayileşme hamleleriyle bir parça düzelen ekonominin bozulması açlıkla sonuçlandı.

Bu dönemdeki felaketin sonuçları tam olarak bilinmiyor. Ancak aralarında Amerikalı tarihçi Edwin Moise’nin de bulunduğu bazı araştırmacılar bu süreçte 12 milyon kadar insanın öldüğünü iddia ediyor.

Bunların sonucu olarak parti içinde çatışmalar da arttı. Liu Shaoqi ve Deng Xiaoping’in de aralarında olduğu bazı liderler Mao’yu iktidardan uzaklaştırarak ona sembolik görevler yüklemek istiyorlardı.

Bu yüzden onu marjinalize etmeye başladılar. 1959’da da Liu Shaoqi devlet başkanı oldu. Mao ise parti başkanı oldu.

Kültür Devrimi’ni başlatan esas olay da parti içi bu muhalefettir. 1966’da başlayan Çin Kültür Devrimi’yle parti hiyerarşisi hiçe sayılarak iktidar doğrudan doğruya Kızıl Muhafızlar’a verildi.

Kızıl muhafızlar çoğunlukla gençlerden teşkil edilmişti. Bu birliklere kendi mahkemelerini oluşturma gibi yetkiler dahi verilmişti. Sonuçta yüz milyonların kitle inisiyatifleri bu hareketle ayağa kaldırıldı; ancak bedeli ağır oldu.

Ekonomik ve sosyal kargaşa artarken yüzyıllara dayanan kültürel değerler de tahrip ediliyordu. Bu dönemde Mao halefi olarak savaş yıllarından tanıdığı Lin Piao’yu seçti.

Ancak çatışmalar öyle noktalara dayanmıştı ki, Lin’in Mao’ya karşı askeri bir darbe düzenlemeye çalıştığı iddia edildi.

Lin ise resmi açıklamaya göre Çin’den Sovyet Rusya’ya kaçmaya çalışırken Moğolistan üzerinde şüpheli bir uçak kazasında öldü.

1969’da Mao, Kültür Devrimi’nin sona erdiğini açıkladı. Kültür Devrimi suresince çok sayıda bilim insanı ve aydın tasfiye edildi.

Resmi Çin tarihi ise Kültür Devrimi’nin Mao’nun 1976’da ölümüyle sona erdiğini iddia eder. Mao hayatının son yıllarında Parkinson hastalığına yakalandı. Ayrıca akciğer ve kalbi de teklemeye başlamıştı.

Komünist Partisi içinde pek çok grup Mao’nun ayrılmasından sonra iktidara sahip olmak için harekete geçerken Mao sessiz kaldı.

9 Eylül 1976’daki ölümünden sonra Çin’de iktidar mücadelesi ortaya çıktı. Bunların birisi daha sonra Dörtlü Çete olarak anılan ve Mao’nun karısının da içinde olduğu gruptu.

Bu kişiler kitle seferberliği siyasetine devam edilmesini istiyorlardı. Hua Guofeng’in önderlik ettiği bir diğer grup, Sovyet modelinde bir merkezi planlamayı savunuyorlardı.

Reformistlerin lideri olan Deng Xiaoping ise Çin ekonomisinin faydacı bir siyaset temelinde inşasını savunuyordu ve ekonomik ve siyasi gelişmelerde ideolojinin tayin edici önemini reddediyordu.

Sonuç olarak iktidarı Deng Xiaoping kazandı.

AYRICA BAKIN

Can Coşkun Kimdir Hayatı

Muhabir, editör, rejisör, spiker ve yapımcı Can Coşkun, 1989 senesinde Mersin’de dünyaya geldi. İlk, orta …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!