Orhan Kemal, 15 Eylül 1914 tarihinde Adana’nın Ceyhan ilçesinde doğdu.
Babası, o zamanlar Çanakkale Cephesi’nde, Dardanos’ta topçu teğmeni olan avukat Abdülkadir Kemali Bey, annesi de Rüştiye mezunu Adanalı Azime Hanım’dır.
Azime Hanım iki yıl Adana’da ilkokul öğretmenliği yapmıştır.
Orhan Kemal’in çocukluğunun ilk seneleri Adana’da geçti.
I. Dünya Savaşı’ndan sonra Adana’nın Fransız işgaline uğramasıyla ailecek önce Niğde’ye, sonra Konya’ya taşındılar.
Konya’da bulunduğu dönemde Kuvâ-yi Milliye hareketine karşı Delibaş isyanına tanık oldu.
Babası Kuvay-ı Milliye kuvvetlerine katılmıştır. isyanın bastırılmasından sonra Kastamonu milletvekili olarak TBMM’ye girdi.
Ankara’ya yerleşen aile, 1923 yılında Adana’ya döndü.
Ceyhan’da çiftçilik işleriyle uğraşmaya başlayan babası, Toksöz gazetesini çıkardı.
Takrir-i Sükûn Kanunu’nun ardından pek çok gazeteyle Toksöz Gazetesi de kapatıldı.
Abdülkadir Kemali Bey 11 ay tutukluluk süreci geçirdi.
1930 senesinde Adana’da Ahali Cumhuriyet Fırkası’nı kurdu.
Abdülkadir Bey, Ahali isimli gazeteyi çıkardı.
Babasının aktif şekilde siyaset yaşamı içinde bulunmasına rağmen Orhan Kemal bu yıllarda siyasete ilgi duymadı.
Abdülkadir Bey, Serbest Cumhuriyet Fırkası’nın kendini feshetmesinin ardından partisini kapatıp Suriye’ye kaçtı.
1931 yılında aile Beyrut’a yerleşti.
Orhan Kemal, Suriye’deki babasının yanına gidince orta öğrenimini kendi arzusuyla yarıda bıraktı.
Beyrut’ta bulaşıkçılık ve matbaa işçiliği gibi işlerde çalıştı.
Bir yıl sonra tek başına Türkiye’ye dönerek babaannesinin yanına yerleşti.
Adana’da çırçır fabrikalarında işçilik ve kâtiplik yaptı.
Bu yıllarda edindiği deneyimleri ileride Baba Evi, Avare Yıllar romanlarına yansıtmıştır.
1937 yılında çırçır fabrikasında işçi olan Nuriye ile evlendi.
Evliliklerinden bir yıl sonra ilk çocukları Yıldız dünyaya geldi .
1938 yılında Niğde’de askerliğini yaptı.
Askerliğini yaparken “Maksim Gorki ve Nâzım Hikmet kitapları okumak”, “yabancı rejimler lehinde propaganda ve isyana muharrik” suçundan 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı ve Kayseri Hapishanesi’ne gönderildi.
Orhan Kemal ilk şiirini Kayseri Hapishanesi’nde yazdı.
Duvarlar isimli şiiri Yedigün dergisinde Reşat Kemal imzasıyla yayınlandı.
Babası Abdülkadir Kemali Bey, sekiz yıllık sürgün hayatından sonra 1939’da Adana’ya döndü.
Babasının girişimi sayesinde Kemal, önce Adana Cezaevi’ne daha sonra da Bursa Cezaevi’ne nakledildi.
1940 yılında Bursa Cezaevi’nde Nazım Hikmetle tanıştı.
Onun toplumcu ve devrimci fikirlerinin etkisi altına girdi.
Üç buçuk yıl Nazım Hikmet’le oda arkadaşı olan Orhan Kemal, Nazım’dan Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı.
Nazım, Orhan Kemal’i şiir yazmak yerine roman ve öykü yazmaya teşvik etti.
İlk nesir denemesi olan Onsekiz Yaş isimli romanını Nazım Hikmet’in yardımıyla yazdı.
Askerden döndükten sonra sebze nakliyatçılığı, Verem Savaş Derneği’nde memurluk yaptı fakat hiçbir işte uzun süreli tutunamadı ve geçim derdi çekti.
İlk öykülerini Bacaksız Orhan mahlasıyla yayınladı.
1940’da Yeni Edebiyat dergisinde çıkan Balık, onun yayımlanan ilk öyküsü olarak sayılsa da Oğlu Işık Öğütçü, 1939’da Türk Sözü Gazetesi’nde yayımlanmış öyküsünün bulunduğunu da belirtmiştir.
Orhan Kemal adını ilk defa 1943 yılında İkdam Gazetesi’nde “Asma Çubuğu” öyküsünde kullandı.
Öykülerinde Panait Istrati ve Maksim Gorki’nin eserlerinden etkilenmiştir.
İlk öykü kitabı Duygu, 1948 yılında, ilk romanı Baba Evi 1949 yılında yayınlandı.
Hayatın içinden konuları, samimi edebi bir dille anlattı.
Toplumcu bakış açısını eserlerine yansıtmıştır.
1949 yılında babası vefat etti ve aynı yıl doğan çocuğuna babasının ismini koydu.
Ailesiyle birlikte İstanbul’a yerleşti.
Hayatının geri kalanında kitap, makale ve film senaryosu yazarak geçimini sağladı.
1952 yılında yayınladığı Murtaza ve Cemile romanları ile edebiyatçı ünü yayıldı.
1954’te “Bereketli Topraklar Üzerinde” romanıyla topraksız tarım işçilerinin dramını ve yaşamını edebiyat dünyasına aktardı.
Aynı yıl 72. Koğuş adlı romanını kaleme almaya başladı.
1957 yılında dördüncü çocuğu Işık dünyaya geldi.
1958 yılında Sait Faik Hikâye Armağanı’nı Kardeş Payı kısa öyküsüyle aldı.
Sinema senaryoları yazsa da çoğu senaryosu sansürden geri dönmekteydi.
O da senaryoları İlhan F. Demir, Yıldız Okur imzalarıyla yayınladı.
1964 yılında Devlet Kuşu romanı esas alınarak uyarlanan İspinozlar oyunuyla ilk defa tiyatro dünyasına adım attı.
İstanbul Şehir Tiyatroları’nda sahnelenen bu oyun iki buçuk ay sonra bilinmeyen bir sebeple gösterimden kaldırıldı.
1965’te “Nâzım Hikmet’le 3,5 Yıl” anı kitabını yayınladı.
Aynı yıl yayınladığı” Bir Filiz Vardı” otobiyografik romanını yayınladı.
1966’da “hücre çalışması ve komünizm propagandası” yaptıkları gerekçesiyle iki arkadaşıyla tutuklandı.
“Suç teşkil eden bir cihet bulunmadığı” yolundaki bilirkişi raporu üzerine bir ay sonra serbest bırakıldı.
1967 yılında 72. Koğuş romanını oyunlaştırdı. Eseri, Ankara Sanat Tiyatrosu’nda sahnelendi.
Bu oyunuyla Ankara Sanatseverler Derneği tarafından en iyi oyun yazarı olarak seçildi.
Eserlerinde bulunan gerçekçilik Orhan Kemal’in temel özelliğidir ve gerçeğe yaklaşımı kendi ifadesiyle “Aydınlık Gerçekçilik” olarak belirtilir.
Topluma bakış ve malzeme seçiminde ‘toplumcu gerçekçi’, malzemenin yansıtılması bakımından ‘gözlemci ve eleştirel gerçekçi’ yaklaşımdır.
Eserlerinin bir kısmı yabancı dillere de çevrilmiştir.
Gerek edebi duruşuyla gerek yaşam biçimiyle yoksulların, emekçi sınıfın, ezilenlerin sesi olmayı başarmıştır.
Birçok yapıtı beyaz perdeye de aktarılmıştır.
Cezaevindeki devrimci sosyalist dostları sayesinde yazarlık kariyerine uzanan yol da ışımıştır.
Eserlerinde herhangi bir kaygıya kapılmadan gerçeği tüm çarpıcılığıyla okuyucularına sunmuştur.
Toplumda hasıraltı edilen gerçekleri gün ışığına kavuşturmuştur.
Bulgar Yazarlar Birliği’nin çağrısı üzerine 1970 senesinde Sofya’ya gitti.
Orhan Kemal geçirdiği beyin kanaması sebebiyle tedavi gördüğü hastanede 2 Haziran 1970 tarihinde Bulgaristan’a bağlı Sofya kentinde hayatını kaybetti.
Cenazesi özel bir araba konvoyuyla birlikte 5 Haziran 1970’te yurda getirildi ve Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedildi.
Öyküleri:
-Duygu (1948)
-Menevşe (1948)
-Ekmek Kavgası (1949)
-Sarhoşlar (1951)
-Çamaşırcının Kızı (1952)
-Koğuş (1954)
-Grev (1954)
-Arka Sokak (1956)
-Kardeş Payı (1957)
-Babil Kulesi (1957)
-Dünya’da Harp Vardı (1963)
-Mahalle Kavgası (1963)
-İşsiz (1966)
-Önce Ekmek (1968)
-Küçükler ve Büyükler (1971, ölümünden sonra)
Öykülerinden yapılan derlemeler Bilgi Yayınevi’nce beş cilt olarak yayınlandı:
-Yağmur Yüklü Bulutlar (1974)
-Kırmızı Küpeler (1974)
-Oyuncu Kadın (1975)
-Grev (1975)
-Serseri Milyoner/İki Damla Gözyaşı (1976)
-Arslan Tomson (1976- ö.s)
-İnci’nin Maceraları (1979 – ö.s)
Romanları:
-Baba Evi (1949)
-Avare Yıllar (1950)
-Murtaza (1952)
-Cemile (1952)
-Bereketli Topraklar Üzerinde (1954)
-Suçlu (1957)
-Devlet Kuşu (1958)
-Vukuat Var (1958)
-Dünya Evi (1958)
-Gavurun Kızı (1959)
-Küçücük (1960)
-El Kızı (1960)
-Hanımın Çiftliği (1961)
-Eskici ve Oğulları (1962- Eskici dükkânı adıyla 1970)
-Gurbet Kuşları (1962)
-Sokakların Çocuğu (1963)
-Kanlı Topraklar (1963)
-Bir Filiz Vardı (1965)
-Müfettişler Müfettişi (1966)
-Yalancı Dünya (1966)
-Evlerden Biri (1966)
-Arkadaş Islıkları (1968)
-Sokaklardan Bir Kız (1968)
-Üç Kağıtçı (1969)
-Kötü Yol (1969)
-Kaçak (1970-ö.s.)
-Tersine Dünya (1986-ö.s)
-Dünya Dönüyor (1953)
-Neden Böyle (1956)
-Uçurum (2014)
Oyun:
-İspinozlar (1965)
-Koğuş (1967)
-Murtaza (1969)
-Eskici Dükkânı (1972)
-Kardeş Payı (1968)
Anı:
-Nazım Hikmet’le Üç buçuk Yıl (1965)
İnceleme
-Senaryo Tekniği ve Senaryoculuğumuzla İlgili Notlar (1963)
Röportaj:
-İstanbul’dan Çizgiler (ö.s.) 1971
Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com