‘‘Hicaz Demiryolu gibi dev proje bu şekilde neticelendirildiği gibi Donanmayı Humayun’un güçlendirilmesi ve modernize edilmesinde de benzer yönteme başvurulmuştur.”
I. Abdulhamit döneminde Osmanlı son sürecini yaşarken, Avrupa devletlerine karşı yıkılış sürecini geciktirmek için hem dini hem de sivil örgütler kurulmuştu. Cemiyeti Hayriye-i İslamiye gibi dini kuruluşların yanısıra, oluşturulan bir diğer kurum ise Donanmayı Humayun idi.
Osmanlı kaybettiği toprakların bir kısmını deniz hakimiyetini yitirmesinden sonra meydana geldiği süreçte II. Abdulhamit ve ekibi devletin elden çıkmış olan topraklarını geri almak bir yana elindekileri koruyabilmesi için güçlü bir donanmaya ihtiyacı bulunmaktaydı. Böyle bir donanma kurabilmek içinde ciddi bir ekonomik güç gerekiyordu. Osmanlı ciddi bir borç batağında olduğu bir süreçte bu borçlarının ödenmesi için “Duyun-ı umumi dairesi” kurulmuş, devletin vergi gelirlerinin önemli bir kısmı bu daire aracılığıyla söz konusu borçlara gönderiliyordu.
İşte bu nedenden dolayı Osmanlı, büyük projelerde sömürgesinde olan halklardan alınacak olan yardımlara dayanmaya çalışmıştır. Kürtlerin varlığı da nedense hep bu yönlü yardımlarda ön plana çıkmaktadır. Hicaz Demiryolu gibi dev proje bu şekilde neticelendirildiği gibi Donanmayı Humayun’un güçlendirilmesi ve modernize edilmesinde de benzer yönteme başvurulmuştur. Hicaz Demir yolu projesi devlet tarafından organize edilmiş iken, “donanma ianesi” projesi ise devlet tarafından kurulan, teşkilat tarafından yürütülmeye çalışılmıştır.
Donanmaya yardım için İstanbul’dan yapılan çağrı sonucunda Kürdistan’ın da birçok yerinden para toplanmıştır. (B.O.A.DH.EUM.THR. 22/30–67/17-77/8—79/ 30—83/49.) Diyarbakır, Erzurum,Van, Mamuretu’l-Aziz ( Elazığ), Bitlis, gibi şehirden toplanan para ile alınacak gemiye o bölgenin ismi verilecektir. Kürdistan’dan toplanan para ile alınan gemiye “Kürdistan Gemisi” ismi verilmesi kararlaştırılır. (Belge Numarası, B.O:A: İ.D.H.13629.)