Ali BURAN
Malatya Pötürgeli Hamal: Örfi AKKOYUNLU
(1946 de Türkiye Sosyalist Partili, 1959′da 49′lular İçinde ve 1969 DDKO’lu)
Değerli Örfi Ağabeyimizin yaşamını okuyucularına anlatmak ve tanıtmak gerçekten çok zor. Zor çünkü; ne yazık ki elimizde yeteri kadar belge ve arşiv bulunmamaktadır. Onun için bu yazdıklarım bazen kendisiyle, bazen de Musa ANTER, Yaşar KAYA ve DDKO seminerlerinde/ forumlarında karşılıklı sohbetlerimizden dinlediklerimdir.
Öncellikle Örfi Ağabeyi ile ilgili elimizde çok az yazılı belge olduğundan çok kısa verilerle anlattığım için okuyuculardan peşinen özür dilerim. Amacım sade, yoksul, emekçi/hamal ve okumamış bir Kürt milliyetçisini tanıtmaktır. Çünkü o dönemlerde Kürd milliyetçileri, genellikle okumuş, varlıklı aile çocuklarıydılar. Yoksul aile çocuklarının İstanbul ve Ankara da okuyacak maddi güçleri yoktu.
Örfi Ağabeyi, Malatya Pötürge’lidir. 1950′lerden sonra İstanbul’a gelip Eminön’ünde hamallık yapmaya başlar. Kısa sürede hem yörede hem hamal topluluğu içinde kendini sevdirir ve Hamal Başı seçilir. 1946 de Esat ADIL’in Türkiye Sosyalist Partisi üyesi olarak bir süre tutuklu kalır. 1959′da 49′lular olarak bilinen Kürt Aydınları ile birlikte Harbiye Zindanında tutuklu olarak bırakılanlardan biridir. Örfi ağabey, hamallıktan kazandığı parayla Eminönü/ Tahtakale de küçük çapta bir kilit ve korniş atölyesini kurar. Bu arada en çok kızdığı şey, arkadaşlarının ona PATRON demeleriydi. Çünkü O, her zaman hamallığı ile öğünürdü.
Örfi ağabeyi yeni nesiller bilmez, çok renkli kişiliğe sahip, o dönemde biz gençler tarafından çok sevilip sayılan davasına inan bir Kürt milliyetçisiydi. 1960′tan sonra , öldüğü 1972′ye kadar İstanbul’a yüksek öğrenime giden öğrenciler Örfi ağabeyi çok iyi tanırlar. 1965′te İstanbul’a yüksek öğrenime gittiğimde, onu Musa Anter’in evinde tanıdım. Örfi Ağabeyi ile DDKO kurulmadan önce Cumartesi ve Pazar günleri genellikle ya Süleymanye’de ya da Laleli’deki Bağdat Kıraathanesinde görüşürdük. DDKO açıldıktan sonra Örfi Ağabeyi gerek sohbet için gerekse seminerlerde bazen yalnız bazen de Musa Anter ve Medet Serhat, Yaşar Kaya ve M. Emin Bozaslan’la gelirlerdi. Örfi Ağabey, dev yapılı gür sesli bir insandı. Türkçeyi Pötürge şivesiyle konuşurdu.
En büyük özelliliği kızdığı zaman uzun bir offff ve len, ulen, bee diye çekerdi. Gerek Örfi Ağabeyden dinlediklerimden gerekse Musa Ağabey ile karşılıklı sohbetlerde en çok Musa Ağabey ile takışmasıdır. Yaşar Kaya, Musa Anter ile Örfi Akkoyunlu’nun karşılıklı sohbetlerini dinlemek bir ayrıcalıktır diye söyler. Her sohbette mutlaka Musa Ağabeyi ile Örfi Ağabeyi birbirlerine takılırlardı. Musa Ağabey ile en çok Harbiye de tutukluluk dönemindeki anılarını anlatırdı. Bizler adeta bu anıları ezberlemiştik.
Örneğin, Harbiye de tutuklu iken 1960′ta bir sosyalizasyon lafı ortalıkta dolaşır. Bilindiği gibi daha sonraları Merhum Sağlık Bakanı Yusuf Azizoğlu sağlık ve hastanelerle ilgili iyileştirme planı diye sosyalizasyon uygulamasını yürürlüğe koyar. Rahmetli Musa Ağabey, Harbiye Zindanında Yaşar Kaya, Medet Serhat ve Dr. Sait Kırmızı toprak’ı örgütler ki, bu sosyalizasyon herkesin malını alır diye Örfi Ağabeye söylerler. Örfi Ağabey de çırçır/kilit atölyesi olduğu için her gün özel olarak malımı yiyeyim diye, iyi beslenir. Yiyecek ve limonata koğuşa getirip yer-içermiş. Musa Ağabey, Yaşar Kaya’ya der ki sabahleyin Örfi uyanmadan limonata şişesini al getir içelim. Yaşar Kaya gizlice şişeyi alır ve Limonatayı içtikten sonra yerine su doldurur.
Örfi Ağabey Sabah uyanır uyanmaz baş ucundaki şişeyi alıp kafaya diker, birde bakıyor ki şişede limonata yerine su doldurulmuş. Örfi Ağabey bundan dolayı gür sesi ile ortalıkta bağırır, fakat kimse onunla konuşmaz. Musa Anter, dönüp ona der Örfi çocuklar seni aforoz etmişler der demez, Örfi Ağabey hemen cevaplayarak ulen sen Papaz mısın ki beni aforoz ediyorsun. O günden beri Örfi Ağabey, Musa Anter’e Papaz dermiş. Yine 1960 nüfus sayımı olur, Harbiye’de yatanlardan bazıları anadiline KÜRTÇE yazar ve Örfi Ağabey Türkçe-Kürtçe yazar. Sıra cinsiyet sırasına gelince Esat Cemiloğlu kadın diye bağırır.
Örfi Ağabeyi bağırıp çağırırken bütün arkadaşlar yine Örfi Ağabeyi aforoz eder. Örfi Ağabeyi bu tepkinin kaynağını Musa Anter’den bilir. Ayrıca; Örfi Ağabeyi Harbiye Zindanında hep tuvalete çıkmak istemiş, gardiyan yahu burada hepimiz sana çalışıyoruz deyince, Örfi Ağabeyi ulen sıçme hürriyeti yok mu diye gür sesi ile bağırır. Örfi Ağabey tehlikeli anlarda parola olarak, berf dibare, berf dibare li ser çiyayen Kurdistan diye gür sesi ile bağırırmış. Örneğin 1960 ihtilalini arkadaşlara duyuran Örfi Ağabey olmuştur. Örfi Ağabey, hasta olduğu için havalandırmaya çıktığında ihtilal olduğunu radyodan duymuş.
Örfi Ağabey ile DDKO’lu yıllar: Örfi Ağabeyi, özellikle Cumartesi ve Pazar günlerini DDKO’da seminer olduğu zamanları hiç kaçırmazdı. Seminer süresince hep konuşanları çok dikkatle izler ve sorular sorardı. Bir gün DDKO lokali hınca hınç doludur. Örfi Akkoyunlu, M. Emin Bozaslan, Musa Aanter, Medet Serhat ve Yaşar Kaya vardılar. Semineri Merhum ilk Başkanımız Sevgili NECO (Necmettin Büyükkaya) veriyordu. Örfi Ağabey de hep Sivereklilere takılırdı. O gün nöbetçi ben ve Sabriye Nakipoğluydu. (Şu anda Adıyaman’da diş tabibidir.) Konu Diyalektik Materyalizm idi, sohbet uzayınca Örfi Ağabey, sıkılmış olacak ki, yahu Neco Allah aşkına sabahtan beri bir tutturmuşsun diyalektik gidiyorsun, bu diyalektik ne ki, her yerde ve her şeyde parmağı vardır. Musa Ağabey, yahu Örfi yine sohbete su katma deyince hepimiz gülmekten yere yattık.
Örfi Ağabey, Musa Ağabeye dönerek yani PAPAZ burada da, senin de Diyalektikte parmağın var. Örfi Ağabeyin genellikle bize gür sesiyle sorduğu sorular Kürdistan ne zaman nasıl kurtulur beee çocuklar, onu bena söyleyin derdi. Gerçekten Örfi ağabeyle ilgili sevgili Osman Aydın’nın dediği gibi yaşamı filme alınmalıdır. Örfi Ağabey bütün Doğu Gecelerinde hazır bulunur ve kürsüye çıkıp biraz anılarını anlattıktan sonra gür sesiyle derdi devlet Kürt ayaklanmalarında dış güçlerin parmağı olduğunu söyler, YOK BEEE, YOK kardaşım diyalektiğin parmağı var der ve hepimiz gülmekten kırılırdık.
Örfi Ağabeyin 49larla birlikte tutuklanmasının nedeni; Sirkeci Meserret Otelinde S. Elçi ve Abdurrahman Efem Dolakla ile sohbet ederken polis tarafından teybe alınan ünlü konuşmasıdır. Örfi Ağabey Harbiye ye götürülürken konuşmasını banttan ona dinletirler. Örfi Ağabeyden şafak atar. Örfi, Ziya Şerefhanoğlu, Dr. Mustafa Direkçigil ve Hasan Akkuş ile hep görüşürler. Hasan ve Dr. Mustafa solcu, Ziya Şerefhanoğlu karizması olan bir Kürt milliyetçisidir.
İstanbul’da 1955′te 6-7 Eylül olayları olduğunda Örfi Abi hücredeymiş. Hücre dar olduğu için adeta vücudu hücreye sığmıyormuş. Sürekli ya, medet diye bağırırmış. Meğer ki karşıda Medet Serhat’ın hücresi var diye böyle dermiş, belki Medet’ten bir ses bir haber alır diye. Askerler bağırma deyince oğlum ELLAH’ı çağırıyorum yasak mı diye askerlere çıkışırmış.
Yine bir gün askerlere para verir, beni Musa Anter’in yanına götürün diye, bu konuda rahmetli Musa Ağabey ve Yaşar Ağabeyden dinlediklerim şöyle; Örfi Ağabey, yahu Musa ne olacak halımız? Musa Anter de: Yahu Örfi ortada bir şey yok, gizli örgüt yok, bol, bol gevezelik var, gençlerin protesto telgrafları var der) Bu davadan bir şey çıkmaz. Örfi Ağabey bir nebze rahatlıyor. Ama yine kuşkusu giderilmez, dava siyasidir der. Geçmişte Türkiye Sosyalist Emek Partisi üyeliğinden yargılanmıştır.
Örfi Ağabey ertesi gün yine aynı yöntemle askere para verir ve tekrar Musa Ağabeyi ile görüşmeye gider ve yahu Musa sen hukuk okumuşsun der, biz Kürdistan falan dedik halimiz ne olacak, bunlar çocuk işi değil yani. Musa Anter, Örfi Ağabeyin geliş gidişlerinden rahatsız olacak ki, bu kez şöyle der: Yahu Örfi ortada teyp var, Kürdistan var, her şey var bu devlet bizi öyle kolay bırakmaz, biz Camide ayakkabı çalmadık ki, 8-10 yıl yeriz, af çıkarsa yarısını yatarız her halde der. Örfi Ağabeyin canı çok sıkılır yahu Musa, bizi bu zindanlarda çürüteceksin beee diye gürler.
Musa Ağabey sinirli bir şekilde: Yahu Örfi, berat edileceğiz diyorum kızıyorsun, ceza yiyeceğiz diyorum yine kızıyorsun, söyle ne yapayım sana. Örfi Ağabey haydi len sen de bee okuduğun hukuk der ve tekrar hücresine döner. Biz Örfi Ağabey ile sohbet ederken özellikle merhum İstanbul DDKO Son başkanı Mehmet Tüysüz çok takılırdı. Hele Örfi Ağabey, Musa Ağabey ile bu ceza meza meselesini anlat deyince, ulen oğlum Musa Papazına bakmayın bee der geçerdi.
Bütün bunlara rağmen Örfi Ağabeyin mahkemede yiğitçe bir ifade verdiğini bildiğimiz için, sohbetlerimizde özellikle mahkemede olan bitenleri dinlemek istediğimizde, Örfi Ağabeyi övünerek savunmasını anlatırdı ve bizde zevkle dinlerdik. Ben yaşamımda pek takılmayı sevmediğim için özellikle merhum Mehmet Tüysüz hep Örfi Ağabeyi konuştururdu. Örfi Ağabeyin diğer bir özelliği de illaki Sivereklilere ya takılır ya da taş atardı. Örfi Ağabey bizim Doğu gecelerinde hep bulunurdu. Biz sabırsızlıkla Örfi Ağabey ne konuşacak diye beklerdik. Her gecede mutlaka konuşur konuyu Diyalektiğe getirirdi.
Örfi Ağabey konuşmalarında konuyu Kürt sorunu/milli meseleye getirince, Kürt sorununda Emperyalizm ve dış güçlerin parmağı vardır derler, yok BEEE kardaşim Diyalektiğin Parmağı var diye gürleyince hepimiz ayakta alkışlardık. Gerek kendisinden gerekse Yaşar Kaya’dan dinlediklerimden ve Yaşar Kaya anılarında, sevgili Örfi Ağabey mahkemedeki savunmasında teyp falan yalan ve uydurmadır. İstanbul’a hamal olarak geldim hamallığımla iftihar ederim. Kürt olduğu için hep aşağılandığını hor görüldüğünü ısrarla anlatmış.
Benim için Komünist diyorlar kabulümdür, Kürdistan kurulsun ve Kürdistan polisi komünist diye beni yakalayıp yargılasın diye yiğitçe ifadesini vermişti. Bu savunma hep alnı açık ve gür sesine vesile olurdu. Sevgili Örfi Ağabey 1971′de Kurd ve Kurdistan’a çok yararlı olacağı bir dönemde yaşama veda etti. O dönemde biz İstanbul’da olmadığımız için Yaşar Kaya ve diğer arkadaşlar onun cansız bedenini Pötürge’ye doğduğu topraklara yolcu etmişlerdi. Toprağın bol olsun, rahmetli Örfi Abim: Biz anılarınla seni hep yaşatacağız.
Not Olay; ( Büyük BARZANİ 1959 Sovyetlerden dönerken Irak üzeri Kürdistan’a gelirken Kerkük Türkmenleri olay çıkarır çatışmada 60 Türkmen yaşamını yitirir. Türkiye de CHP Senatörü Asker kökenli Niğde senatörü Asim EREN derhal Misilleme ister)
Kaynak: (BİR DDKO’LUNUN KÜRD YAŞAMI) kitabım.
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!