Celal Temel
Qazî Mihemmed (1893–1947)
Doğu Kürdistan (Rojhilat) Kürdleri, beş yüz yıllık bir bölünmenin etkisiyle, Kuzey Kürdistan (Bakur) Kürdleri tarafından az bilinir.
1514 yılında gerçekleşen Çaldıran Savaşı sonrasında, Kürd Beyliklerinin büyük bölümü Osmanlı sınırları içinde kalırken Doğu Kürdistan Safevilerin egemenliğine girdi. Bu bölünme, 1639 yılında imzalanan Kasr-i Şirin Antlaşması ile resmi hâle getirilince Kürdistan fiilen ikiye bölündü. İran’daki Safevi egemenliği, 1736 yılında Kaçar Hanedanlığına geçti.
Sonraki dönemlerde, Kürdler, özellikle Şikaki ve Mukriyanı aşiretleri öncülüğünde, İran egemenliğine karşı bir mücadele verdiler. 1925 yılında, İran devletinin egemenliği Pehlevi Hanedanlığına geçti.
İran’daki Kürd ulusal mücadelesinin, genel olarak, 1880 Şeyh Ubeydullah hareketinin etkisiyle başladığı kabul edilse de 1906 yılında Kaçar Hanedanlığı dönemindeki meşrutiyet ilanından başlayarak geliştiği bilinmektedir.
1906-1925 Meşrutiyet, 1925-1979 Pehlevi dönemleri ve 1979 sonrasındaki İslami Cumhuriyet dönemlerinde Kürd ulusal mücadelesi hep devam etti. Bu mücadelede en önemli kavşak, elbette kırklı yıllarda, Qazî Mihemmed öncülüğünde, Mahabad merkezli Kürdistan Cumhuriyeti’nin kurulup dağılmasıdır.
Qazî Mihemmed, 1 Mayıs 1893 tarihinde Mahabad’ta doğdu. Mahabad Kadısı Qazi Ali’nin oğludur. Dini okullarda eğitim görürken çok sayıda dil öğrendi. Büyük bir entelektüel birikime sahip oldu. Kürdçe, Farsça ve Arapçanın dışında Rusça, İngilizce ve Fransızca da öğrendi.
Bir süre Mahabad Vakıflar Dairesi Müdürlüğü yaptı. Babasının ölümü üzerine, onun yerine Kadı olarak atandı.
16 Ağustos 1942 yılında, kısa adı KOMALA JK veya KJK olan Komeleya Jiyanewey Kurd (Kürd Diriliş Partisi) kurulmuştu. Bu örgütün Doğu Kürdistan’da önemi büyüktür.
Parti kurucularının teklifiyle, Qazî Mihemmed de 1944 yılında bu örgüte üye oldu ve kısa zamanda örgütün liderliğine yükseldi. Bu örgüt, kuruluşundan tam üç yıl sonra, 15 Ağustos 1945 tarihinde kendini feshederek, adını, İran Kürd Demokrat Partisi (İKDP) olarak değiştirdi.
Bu değişikliğin, o sırada İran’ı işgal eden Sovyetler Birliğinin önerisiyle yapıldığı iddia edildi. Bu yeni partiye, İran Kürdistanı’nın çeşitli kesimlerinden 61 kişi kurucu oldu. KOMALA JK’nin İKDP’ye dönüşmesinden sonra, İKDP, resmi açılışını 15 Kasım 1945 tarihinde yaptı.
İKDP’nin kuruluşundan yaklaşık iki ay sonra, 22 Ocak 1946 tarihinde, Qazî Muhammed, Mahabad şehri, Çarçıra meydanında, büyük bir kalabalık önünde, başkenti Mahabad olan Kürdistan Cumhuriyeti’ni ilan etti. Meclis açıldı ve meclis onu 11 Şubat’ta tarihinde cumhurbaşkanı olarak seçti. Kürdistan Milli Marşı ve Kürdistan bayrağı kabul edilip ilan edildi.
Meclis, ilk olarak iki Kürd şairi, Hejar ile Hêmîn’in şiir kitaplarını devlet matbaasında bastırdı. Kısa bir süre içerisinde Kürd okulları kuruldu ve Kürdçe eğitime başlandı. Hawar ve Hilale adıyla iki yeni dergi yayımlandı. Sovyetler Birliğinin göndermiş olduğu bir verici istasyonu ile Mahabad Radyosu yayına başladı
1946 yılı yaz aylarında, Sovyetler Birliğinin İran’dan çekilmesiyle, cumhuriyetin hiçbir dış desteği kalmadı. İran Ordusu’nun Mahabad’ı işgal ettiği 17 Aralık 1946 günü, cumhuriyet yıkılmış oldu.
Kendisi ve bazı hükümet yetkilileri tutuklandı. Yaklaşık dört aylık tutukluluktan sonra, 31 Mart 1947 tarihinde, Mahabad Çarçıra Meydanı’nda, diğer bazı cumhuriyet yetkilileriyle idam edildiler.
Vasiyetnamesinde halkına verdiği mesaj şuydu:
“Ben ömrümün son saatlerini yaşıyorum. Allah aşkına artık birbirinize düşmanlık etmeyin, birbirinizi destekleyerek düşmana ve zalimlere karşı durun… Her halkın, ulusun başarı sembolü, birliktir, işbirliği ve dayanışmadır. Birliğini sağlamayan, ittifakı olmayan her halk, her zaman düşmanın baskısına maruz kalır, ezilir.
Dünya malı önemli değildir. Eğer vatanınız varsa özgürseniz o zaman her şeyiniz var demektir. Malınız, mülkünüz, devletiniz, ülkeniz, saygınlığınız olacaktır.
Kürdlerin, yeryüzünde yaşayan diğer halklardan hiç bir eksiği yoktur… Düşmanlarının zulmünden kurtulan halklar da sizin gibiydiler, ama onlar kurtuluş için birliklerini sağlamışlardı.
Yeryüzündeki tüm halklar gibi artık siz de baskıdan kurtulun. Birlik olursanız, birbirinizi kıskanmazsanız, kendinizi düşmana satmazsanız, siz de kurtulursunuz…”