ROJÎ KURD DERGİSİ

ROJÎ KURD DERGİSİ VE AMAÇLARI

Rojî Kurd, İstanbul’da çıkan ilk Kürtçe dergidir. Bir Kürt öğrenci cemiyeti olan Hêvî Cemiyeti tarafından desteklenen dergi, İstanbul Hükûmeti tarafından 30 Ağustos 1913 tarihinde zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır.

Rojî Kurd’un aylık bir dergi olup ilk sayısı, cemiyetin kuruluşundan yaklaşık bir yıl sonra 6 Haziran 1329 (1913)’te yayımlanmış ve ön kapağında Selahattin Eyyubi’nin resmi vardır. Yayım dili Kürtçe-Osmanlıca olan Rojî Kurd, toplam dört sayı yayımlanmış ve son sayısı 30 Ağustos 1329 (12 Eylül 1913)’te basılmıştır. Derginin İmtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Süleymaniyeli Abdülkerim’di.

Aylık yayınlanan derginin her sayısı 32 sayfadan oluşuyordu. Gazetenin yönetim yeri, Hêvî Cemiyetinin bulunduğu daire olup dağıtım yeri ise Şafak Kütüphanesi idi.

İttihat ve Terakki Cemiyeti iktidarını pekiştirdikçe, “İttihat-ı Osmani” çizgisinden “Türkçülüğe” yönelerek diğer unsurların taleplerini ve hukukunu yok saymaktaydı. Bu durum, Kürtler içerisindeki “İttihat-ı Osmani” düşüncesini zayıflatmakta, milliyetçi düşüncelerin gelişmesini ve buna bağlı olarak kendi örgütlemelerini oluşturma çalışmalarına daha da ivme kazandırmaktaydı. 1912’lerin ortalarına gelindiğinde bu arayışın bir sonucu olarak 27 Temmuz 1912’de Kürt Talebe Hêvî Cemiyeti kuruldu. Kendisi de cemiyetin kurucularından olan Zınar Silopi’nin aktarımına göre, ilk kongreye kadar Ömer Cemilpaşa ve birinci kongreden sonra da Memduh Selim cemiyetin genel sekreterliğini yapmışlar. Hêvî cemiyeti kuruluştan kısa bir süre sonra Rojî Kurd adında bir dergi çıkartmaya başladı.

Derginin ilk sayısında Rojî Kurd dergisinin amacı söyle açıklanmıştı:

“Kuşkusuz yine en basit tabir ile içinde bulunduğumuz zamana ve gelecege layık bir ilerleme gayesi, siyasi ihtiraslardan bağımsız bilimsel ve sosyal bir yol. Başka hiçbir şey. İste bugün Kürt gençligi Kürtlüğe ve âleme karşı, bu gayenin yükledigi bir görev altındadır. Bu gençlik, bu görevi iyi yerine getirmek, Kürtlüğe her taraftan vurulan hakaret tokadını, ilerleme ve bilme (irfan, kültür) ile reddetmek için ant içmiştir. Simdi ancak ‘Âyınesi iştir kişinin, lafa bakılmaz’ diyebiliriz.”

Kürtlerin çıkardığı tüm gazete ve dergilerde, Kürtler arasında bir aydınlanmanın amaçlandığını daha önce de belirtmiştik. Aynı motivasyonun, Rojî Kurd’de de baskın olduğunu görmekteyiz. Burada özellikle gençlere seslenilmiş olması ve sorumluluğun onlara yüklenmiş olması, umudun nerede yattığı konusunda ipuçları vermektedir. Yol olarak da, eğitim ve bilginin benimsendiği de açıktır.

Rojî Kurd yayın hayatına başladıktan kısa bir süre sonra, Abdullah Cevdet ve Mevlanzade Rıfat gibi dönemin tanınmış Kürt aydınların da desteğini alarak zengin bir yazar kadrosu oluşturmuştu. Rojî Kurd’ün yazar kadrosu arasında Halil Hayali, Diyarbekirli Fikri Necdet, Ekrem Cemilpaşa, Mehmed Mihri, Fuad Temo, Harputlu H. B., Lütfi Fikri, Babanzade İsmail Hakkı, Babanzâde Abdülaziz, Kerküklü Necmedin, Kerküklü Kerimzâde, Süleymaniyeli Abdülkerim, Mehmed Salih Bedirhan, Kazizâde Mustafa vd. bazı şahsiyetler öne çıkanlardandır.

Dergide ayrıca Ehmedê Xanî, Nalî, Şeyh Riza Talebanî gibi bazı şairlerin Kürtçe şiirlerinin bölümlerine de yer verilmiştir. Kürt diline büyük önem veren dergide, Kürt tarihine dair birçok makale ve yazıya yer verilmiştir. Dergide Kürtlerin yaşadığı sorunlar ve Kürt kültürü üzerine çeşitli tartışma yazıları da yer almıştır.

Rojî Kurd, yüksek tahsil gören Kürt gençlerinin öncülüğünde çıkmış, Kürt kültürel ve siyasi hareketinin gelişimine önemli katkılarda bulunmuştur. Daha sonraları kurulan Kürt örgütleri ve çıkartılan yayınların çoğunda bilfiil bu kadronun ya da onların etkilediği insanların çok önemli etkisi olmuştur. Hêvî cemiyeti ve Rojî Kurd’un Kürtler üzerinde yarattığı bu etki, İttihat ve Terakki hükümetini oldukça rahatsız ediyordu. Bunun sonucu olarak da dergi çalışanlarına yönelik baskılar gittikçe artıtıyordu ve nihayetinde dördüncü sayının yayımlanmasından sonra Rojî Kurd’ün yayını durdurulur.

Roji Kürd dergisinin, aslında bir talebe ve gençlik dergisi olduğunu da söylemek mümkündür. Nitekim, derginin birinci sayısında Abdullah Cevdet’in kaleme aldığı ve Kürt gençlerine seslendiği bir yazıda şöyle denmekteydi: ”İster kalemi olsun ister ameliyesi, dünyada hiçbir büyük cesaret yoktur ki daha büyük cesaret ve yürek yardımıyla meydana gelmiş olmasın. Kürt gençlerine bu prensibi şiddetle arz ederim. Milliyetlerin oluştuğu ve öne çıktığı bir devirdeyiz. Belirli ve seçkin bir şahsiyete sahip olmayan bir ferdin, hiçbir toplumsal değeri olmadığı gibi, şahsiyetine sahip olmayan bir milletin de esamesi okunamaz ve konuşan hayvan suretinden başka bir şey olamaz.”

Roji Kurd dergisinin kapatılmasının ardından dergi, isim değiştirerek yayın hayatına devam etmiştir. Hetawî Kurd adıyla yayın hayatına yeniden başlayan bu dergi, Rojî Kurd dergisinin bir devamı niteliğinde olup ‘Kürt Işığı’ anlamına gelmektedir. Rojî Kurd dergisi, Kürt entelektüel yaşamında, müstesna bir yere sahiptir; çünkü Kürt dergiciliğinin ilk örneğidir. Dergi yakın zamanda Kürdoloji Çalışmaları Grubu tarafından bir araya getirilerek, hem orijinal dilde hem de günümüz Türkçesi ile birlikte yayınlanmıştır.

M. Salip Bedirhan ‘Hülya Gerçek Oldu’ başlıklı yazıda Hêvi cemiyeti ve cemiyetin yayın organı olan Rojî Kurd dergisinin misyonundan söz etmektedir. Aynı şekilde Harputlu H. B.’de Hevi cemiyetini önemini anlatmıştır. Kürtçe harfleri ve okuma kolaylığı bu sayıda da yer verilmiştir. İlk sayıda sadece kapakta resmini konulduğu Selahaddin Eyubbi hakında bu sayıda detaylı bir bilgiye yer verilerek Sellahaddin Eyübbi’den bahsedilmiştir.

Ortak tarih bilincinin oluşması için tarihsel figürlerin, Kürtlerin kahramanlıklarının ve hizmetlerinin yoğun bir şekilde işlendiği görülmektedir. Eğitim, kalem, dil, edebiyat ve okumaya yapılan vurgular, bir aydınlanma ve medeniyet bilinci oluşturma arzusunu yansıtmaktadır. Ayrıca, millet, milliyet ve birlik gibi konular işlenerek, Kürtler arasında bir birliğin tesis edilmeye çalışıldığı anlaşılmaktadır. Bütün bu vurguları, yazı tercihlerini ve tarihsel okumaları, Kürtler arasında “biz” bilincini pekiştirmeye, ortak aidiyet geliştirmeye ve siyasi birlik oluşturmaya matuf çabalar olarak
okumak mümkündür.

Hêvî Cemiyeti tarafından desteklenen dergi, İstanbul Hükûmeti tarafından 30 Ağustos 1913 tarihinde zararlı olduğu gerekçesiyle yasaklanmıştır. Dergi, hükümet tarafından zararlı görülünce derginin yöneticileri yayına ara vermiştir. “Rojî Kurd” adında sadece dört sayı yayınlandıktan sonra “Hetawî Kurd” olarak adı değiştirilmiştir.

Kaynaklar:

-Seid Veroj, Kürt Basınında İlk Dönem.

-Osmanlı Dönemi Kürt Basını, Ukam Yayınları.

-Fethullah Kaya, Osmanlı Döneminde Kürt Basını.

Bernamegeh Türkçe

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

SORU(N)LARIYLA YAPAY ZEKÂ VE İNSAN(LIK)

TEMEL DEMİRER  “Bir makine, sıradan 50 kişinin yapabileceği işi yapar. Sıra dışı bir insanın yapabileceği …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!