Celâl Temel
Şeyh Mahmud Berzenci (Hafid) (1878-1956)
Süleymaniye’de doğdu. Öğrenimini Süleymaniye’de gördü.
1901 yılında babası Şeyh Said Berzenciyle birlikte ilk kez İstanbul’a gitti. Meşrutiyetin ilanından sonra tüm aile, İttihatçılar tarafından Süleymaniye’den, Musul’da Arapların yoğun olduğu bir bölgeye sürüldüler.
Bu sırada, Musul’da yaşanan küçük bir olay (Baba û Kop olayı) sırasında ve sonrasında, babası, amcası Şeyh Ahmed Berzenci ve elliye yakın diğer kişi, çeşitli komplolar sonucu öldürdü.
O sırada Musul valisi olan Halepli Zeki Paşa, olaylardan sağ kurtulan Mahmud Berzenci’yi tutukladı. Ancak aşiret liderlerinin baskısıyla, vali onu serbest bırakmak zorunda kaldı.
Hapisten çıktıktan sonra, Musul’dan Süleymaniye’ye dönmesine de izin verildi. Daha genç yaşlarında aşiretinin başına geçti.
40 yaşlarında özerk Kürdistan’ın kralı ilan edildi. Halk arasında ve kilamlarda Şêxê Zirav (İnce Şeyh) diye nitelendirildi. Portredeki ilginç resim gençlik yıllarına ait.
Birinci Dünya Savaşı başladığında hem İngilizlere hem Ruslara karşı Türk kuvvetleri yanında yer aldı. Ancak Osmanlı yöneticileriyle sorunlar yaşadı. Savaştan sonra, bölgeye İngilizler hâkim olunca, onlarla bazen uzlaştı bazen çatıştı.
1918 Ekim ayı sonlarında Osmanlı Ordusu bölgeden tamamen çekildi ve bölgenin egemeni İngilizlere geçti. İngilizler, onun liderliğindeki Süleymaniye merkezli Kürd özerkliğini tanımak zorunda kaldılar.
1 Kasım 1918 günü, Süleymaniye’de, İngiliz Komiser Arnold Wilson ve Binbaşı Noel katıldığı bir törenle, “Kürdistan Yöneticisi” (Kürdistan Kralı) ilan edildi.
1919 yılı başlarında başlayan Paris Barış Konferansı’na temsilci göndermek istedi. İngilizler engel olunca, 1919 yılı bahar aylarından itibaren İngilizlerle arasında, anlaşmazlık ve çatışmalar çıkmaya başladı.
İngilizler, bu çatışmalarda, Britanya hava kuvvetlerine ait RAF uçaklarını bile kullandılar. Temmuz ayında, önce idama mahkûm edildi, sonra Hindistan’a sürüldü.
Daha sonra yine bölgeye geldi. 1919-1925 yılları arasında çatışmalar devam etti, üç kez hükümet kurdu. 1930 yılına kadar hem İngilizlere hem Irak Monarşisi ’ne karşı, Kürdistan’ın bağımsızlığı için mücadelesini devam ettirdi.
Bu dönemde bölgede görevli İngiliz komiserlerden Arnold Wilson (1884-1940), onun ilk yakalandığı sırada, Bağdat’a götürülürken idam edilmesi gerektiğini savunanlardandı. Buna karşın A. Wilson, anılarında onun için şöyle diyor:
“Onu Bağdat’ta hastanede ziyaret ettim. Bana ne İngiliz mahkemesinin ne başka bir mahkemenin kendisini yargılamaya hakkı olduğunu söyledi. Neden olarak, bunları Kürdistan ve Kürd milletinin meşru haklarına sahip çıkmak için yaptığını söylüyordu. Bana, Amerika Cumhurbaşkanı Wilson’un ilkeselleştirdiği 12 maddeyi hatırlattı ve cebinden bu 12 maddenin yazılı olduğu kâğıdı çıkararak okudu.”
Arnold Wilson’un bu itirafı, “Berzenci İngilizlere alet oldu” görüşünün de yanlışlığını gösteriyor. İngilizlerle çatışırken Sovyet lideri Lenin’e mektuplar gönderip yardım istedi, cevap alamadı.
Aynı sıralarda, Mustafa Kemal önderliğindeki Türk milliyetçi hareketiyle de ilişkileri oldu. Mustafa Kemal, bölgeye onunla görüşmeler yapmak üzere Özdemir Bey’i (Ali Şefik), o da Ankara’ya Refik Hilmi’yi, temsilci olarak gönderdi.
Kürdlere özerklik verilmesiyle ilgili görüşmeler yapılsa da bunun bir oyalamaca olduğu anlaşıldı.
1930’ların başlarından itibaren, o köşesine çekilirken Güney Kürdistan’daki mücadeleyi Barzaniler devir aldı. Güney’deki bu günkü Kürd kazanımı, Şeyh Abdüsselam Barzani ve onun başlattığı mücadeleyle başladı.
6 Ekim 1956 tarihinde doğduğu yer Süleymaniye’de öldü.
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!