BERNAMEGEH / Soran Emirliği 1830’ta Osmanlı’dan bağımsızlığını ilan eden Kürt Emirliği, günümüzde Güney Kürdistanda bulunuyordu. Soran Emirliği güneyden Baban Beyliğine, doğudan İrana, kuzeyden ve batıdan Bahdinan Beyliğine ve Erbile komşu idi.
Sorân bölgesi, Irak’ın kuzey doğusunda yer almakta olup, Amidi merkezli Behdinan bölgesinin doğusuna düşmektedir. Sorân bölgesinin sınırları, siyasi ve askeri şartlara göre genişlemekte veya daralmaktadır. Bölge Revandûz, Harîr, Köysancak, Erbil ve bazı mücavir alanları kapsamaktadır. Bölgenin sınırları buraya hükmeden emirlerin başka yerleri ele geçirebilme güçlerine bağlı olarak zaman zaman genişlemiştir.
Kürt tarihçi Şerefxan Bitlisi , Emirlik’ten 1597’de Şerefname’de bu beyliğin İsa adında bir çoban tarafından kurulduğundan bahseder . Bitlisi, köylülerin İsa’yı hızla takip ettiğini ve Rewan Kalesi’ne saldırdıklarını iddia eder.
Şerefhan Bitlisi, ünlü eseri Şerefname’de şu rivayete yer vermektedir: Soyu Bağdad Araplarına dayanan İsa b. Kelos (Kewlos, Kulus)’un ele geçirdiği Rewan (Ewan ?) Kalesi’nin etrafı kırmızı kayalardan oluşuyordu. İsa ve adamları burayı ele geçirdikten sonra onlarad, Farsça’da ‘kırmızı kayaların adamları’ anlamına gelen ‘Seng-Surhi’ adını verdiler. Zamanla bu ad çevrede yaşayan Kürtlerce ‘Sohri’ ve onun çoğulu olan ‘Sohran/Sorân ’ şeklinde kullanılmaya başlandı.
İsa Bey’den sonra Sorân yönetimine, Emirliği dört oğlu arasında bölüştürecek olan Şah Ali Bey gelmiştir. Şah Ali Bey ve oğulları döneminde Sorân Emirliği ile komşu Bâbân Emirliği arasında bir rekabet yaşanmıştır.
Mir İzeddin Şir’in ölümünden sonra yerine Emirliğin başına Seyfüddin geçti. Emir Seyfuddin ile Emir Hüseyin ed-Dâsinî arasında meydana gelen çetin savaşlardan sonra, iki taraf süratle kendi topraklarına çekildiler. Söz konusu savaşlar, Hüseyin ed-Dâsinî’nin yenilgisiyle sonuçlandı.
Seyfeddin Bey’den sonra Emirliği başında Kuli Bey’i görüyoruz. Sorân ın ileri gelenleri Yezidi Dasnililerin baskılarından bezince, Kuli Bey, sığınmış olduğu Şah Tahmasp’ın yanından çağrılmış ve tahta oturtulmuştu.
Padişah IV. Murat zamanında 1623 yılında Sorân Emirliği yönetimine Emir Mîre Bey geldi. Mire Bey, Sadrazam Hüsrev Paşa’nın 1629 yılında İran şehirlerine yaptığı saldırıya katıldı.
Emir Muhammed, Büyük Emir anlamına gelen Mîrî Gevre lakabını almıştır. Bilinen başka bir lakabı da Kör Emir anlamına gelen “Paşayê Kor”dir. Söylendiğine göre gözlerinden birini kaybetmesinden dolayı bu ismi almıştır. Emir Muhammed, Kur’an’da öngörüldüğü üzere, hırsızlık yapanlar için ellerinin kesilmesi, kaçanlar için ayakların kesilmesi, diğer suçlara karşı da gözlerden birinin ya da ikisinin birden oyulması tarzında cezalar uyguladı.
Muhammed Paşa’nın silah fabrikası kurması 1814 yılında olmuştur. Bu nedenle Urmiye’den hançer, kılıç, tüfek ve top çeşitlerinin imalatını gerçekleştirmek için tüfek alanında uzman Han Kuleydî adında bir ustayı Revandûz’a getirtti. Tüfek fabrikasını Kâvlûkân köyünde kurdu. 1815 yılında bu önemli fabrikanın yönetimi, Recep Usta’ya verildi. Usta bu amaçla eğitim görmek ve silah yapma sanatını öğrenmek için Kafkas fabrikalarına gitti. Bu alanda büyük bir deneyim kazandıktan sonra Revandûz’a döndü.
Soran Emirliği ile Mısırlı Muhammed Ali arasında bir işbirliğinden korkan Osmanlılar, 1834’te Soran’a bir ordu gönderdi, ancak sonunda Soran kabileleri tarafından püskürtüldü.
Soran Emirliği 1514 senesinde Çaldıran Muharebesinden sonra Osmanlıya bağlılını sunan Beyliklerden birisidir. 1835’te Osmanlı Devleti tarafından bertaraf edilinceye kadar, Irak Kürdistanın kuzeydoğusuna, beş sene boyunca hükmetmiştir.
Emirliğin başkenti Revanduz idi. Bağımsızlıktan önce Şehrizor’da, Osmanlı Devletine bağlı bir özerklikti.
XII. yüzyılın sonlarında İsa Bey b. Kulûs tarafından kurulmuş olan ve XIX. yüzyılın ilk çeyreğine kadar devam eden Sorân Emirliği’nin 600 yılı geçen tarihinde, 24 Emir ve Hânzâd adında bir Emire hüküm sürmüştür.
Bazı kadınların, Emirlik siyasetinde kahramanlık konumları vardı. Mesela Kürt bir hanımefendi olan Şemmâm’ı zikretmemiz gerekir. Bu kadın, o dönemde Bâbânîlerin egemenliği altında bulunan Revandûz şehrinin Sorânlılar tarafından Emir Oğuz Bey b. Ahmed Bey eliyle fethedilmesi esnasında etkin bir rol oynamıştır. Emir Oğuz Bey, Revandûz’a saldırı düzenlemek istediğinde o sırada şehirde bulunan Şemmâm hanımla iletişim kurmuştu. O da bunun üzerine kendi tarafında Sorân emiri için bu işi kolaylaştırmak amacıyla girişimlere başlamış ve orada Sorânlılara birkaç yardımcı kazandırmıştı. Bundan sonra Emir Oğuz Bey, kuvvetleriyle Revandûz şehrine girmişti. Şehrin fethedilmesinden sonra Emir, orada iki burç yaptırdı ve onlardan birine Şemmâm hanım adı verildi. Bu olay, o dönemde siyasi olayların değiştirilmesi için fiili bir katılım sağlayan Kürt kadınının askeri faaliyetlerdeki etkisini ortaya koymaktadır.
Revandûz, Sorân Emirliğinin son başkentiydi. Şehrin Sorânlı emirleri döneminde ayrıcalıklı kültürel faaliyetleri vardı. Bir çok yerden öğrenciler şehrin âlimlerinden ders almak için buraya gelirlerdi.
Sorân Emirleri ilim ve marifete önem vermişlerdir. Hatta hocaların ve öğrencilerin her biri uzmanlık alanlarına göre Emirlerin özel ilgilerine mazhar olmuşlardır. 1768 yılında Küçük Oğuz Bey, Emirliği zamanında dini medreseler açmıştır. Aynı zamanda onlara maddi yardımlarda bulunmuş ve işin bu yönüne çok önem vermiştir. Çünkü kendisi de dindar, takva sahibi ve ibadetlerini aksatmayan biriydi.
Camiler, dini medreseler, ribatlar ve tekkeler, dini ve kültürel kurumlar olmaları itibariyle Sorân mıntıkasının çeşitli yerlerine çok miktarda yayılmıştı. Bu kurumlar, din hizmetlerini ve eğitim mesajlarını yerine getirmişlerdir. Bu kurumlar, aynı zamanda çeşitli insanların buluşma yeri olmuştur. Bu kurumlardaki eğitim ücretsizdi.
Barzan’da da bazı büyük Yahudi aileler de vardı ki bunlar bu isimle övünüyorlardı. Örneğin büyük bir kitabevi sahibi olan ve çeşitli dini faaliyetler yürüten Nasatil el-Barzânî bunlardandır. Nasatil el-Barzânî’nin oğlu Samuel, Musul şehrinde haham olarak hizmet etmiştir. Emir Büyük Muhammed Paşa ile Yahudi olarak muamelede bulunmuştur. Emir, onu takdir ediyordu. Yahudiler düşmanca tutumlarla karşılaşmamışlardır.
Emir Büyük Muhammed Paşa’nın 1832 yılında Yezidiler üzerine düzenlediği saldırıda birçok kişi öldürüldü, sürüldü ve malları yağmalandı. Bu vilayetlerde yaşayan Yezidilerden sadece dağlara kaçabilenler kurtuldu. Daha sonra Emir’in askerleri Kûş köyüne doğru ilerlediler ve Rabban Hürmüz kilisesine girdiler. Orayı da yağmalayıp rahiplerin bir kısmını öldürdüler.
Sorân Emirliği’de iktisadi yapı büyük ölçüde toplanan vergiler sayesinde ayakta kalmaktaydı. Sorân emirleri, vergi toplamaya önem vermişlerdir. Çünkü vergiler, Emirlik idaresinin, kendi otoritesine boyun eğen bütün bölgelerin ana gelir kaynağıydı. Vergi tahsili sistemi o dönemde ağırlıklı olarak toprak vergisine dayanıyordu.
Soran Emirliğinin Ünlü Din Alimleri
-Muhammed b. Adem Bâlikî
-Molla Muhammed Hattî
-Molla Ebubekir Mîr Rüstemî
-Mustafa Ziyâretî
-Abdurrahman Ziyâretî
-Molla Abdullah Kelâlî
-Şeyh Taha b. Yahya Bâlîsânî el-Kürdî
-Molla Ahmed b. Adem
-Molla Sa‘d el-Mâvelî
-Allame Abdurrahman el-Celî
-Şeyh Ahmed el-Hatîb el-Erbîlî
-Molla Yahya Mizûrî
SORAN EMİRLİĞİNİN EDİP VE ŞAİRLERİ
-Ali Aşık ( Ali b. Muhammed)
-Hacı Kadir Koyî
-Kâsıd (Hacı Bekir Ağa b. Muhammed Ağa b. Havîz Ağa b. Muhammed Emin b. Molla Bekir Ağa el-Havîzî9
-Şair Mevlana Hamza ve Oğlu Ali b. Hamza
Soran Emirliğinin Hükümdarları
Emirliğin toplamda 24 hükümdarı vardı ama bunlardan sadece bazıları bilinmektedir.
Kelos
İsa
Şah Ali Bey
Pir Budak bin Şah Ali Bey
Mir Seyfeddin
Mir Hüseyin
Mir Seydi bin Şah Ali Bey
Emir Seyfeddin bin Mir Hüseyin bin Pir Budak
Kuli Bey bin Süleyman Bey Mir Seydi
Budak Bey bin Kuli Bey bin Süleyman Bey
Süleyman Bey bin Kuli Bey bin Süleyman Bey
Ali Bey bin Süleyman Bey
Şıkali Bey
177??-1816 Süleyman Bey
1816-1825 Hanzad (tek kadın hükümdar)
…
1825-1835 Mir Muhammed.
KAYNAKLAR:
-Abdulsamed M. Abdullah al-Barawee, OSMANLI DÖNEMİNDE SORÂN EMİRLİĞİ.
-KAZICI, Ziya, Osmanlı’da Toplum Yapısı, Kayıhan Yayınları, İstanbul 2014.
-KURT, Yılmaz, Koçibey Risalesi, Akçağ Yayınları, 2. Baskı, Ankara 1998.
-HALLAÇOĞLU, Yusuf, XIV-XVII. Yüzyıllarda Osmanlılarda Devlet Teşkilatı ve Sosyal Yapı, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 4. Baskı, Ankara 1998.
-GÜNDÜZ, Ahmet, “Musul”, TDV İslam Ansiklopedisi, c. 31, TDV Yay., Ankara 2006.
-EMECEN, Feridun, ve diğerleri, Osmanlı Devleti Tarihi I-II, E. İhsanoğlu (Edt.), Feza Yayıncılık, İstanbul 1999.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!