TARİHİN ŞENLİĞİ NEWROZ

”Son motif, egemenler ile ezilenler arasındaki mücadeledir. Bu motif Kürdlerin Newrozu’nda temsil edilmektedir. Kawa; ezilen mazlumların, Dehhak ise zulmün ve egemenliğin temsilidir. Buna göre; Dehhak, işgalci Babil veya Asur’un işgalci padişahı, Kawa ise köleliğe ve işgale direnen Medler’in önderidir.”  

 

Faysal Dağlı

“İnsanın ikinci atası olacak olan Utnapiştim (Nuh), Tanrıdan; ‘Tufan kopacak, bir gemi inşa et!’ emrini alınca hazırlıklara girişir. Gemiye binecekleri gün, kopacak tufandan kurtulmanın sevinci ile tanrıların şerefine Newroz eylerler, nehirler gibi şarab akar eğlencede…”

Destan böyle der!

Yani Newroz, ‘kirlenmiş insanın, yeryüzünün tufan ile takdis edilmesi’ arafesinde de kutladığı en eski şenliğidir.

Evrensel mitolojinin bileşeni olma özelliği dışında Kürdlerin uluslaşma sürecinde belki de en popüler mitoloji Newroz ile ilgili olan anlatımlardan oluşuyor.

Ancak her Kürdün ‘ulusal bayram’ olarak bildiği, politik mücadelelerinin sembolü haline gelen bu tarihi gün ve bayram, genel olarak Kürdlerin özgürlüğünü ifade eden hamasi bir mitolojik anlatı olarak biliniyor. İsyan ve kurtuluş günü ve coşkusu olarak bilinen Newroz, aslında farklı kültür ve inançlardan ve çeşitli etnik gruplardan insanın yeryüzünde ortaklaştığı, binlerce yılın ardından farklı formlarda bile olsa yaşattığı ilk ve tek ortak mitolojidir.

Ancak Kürdlerin diğer halklardan çok daha büyük bir coşku ile Newroz’u nasyonalize edip sahiplenişleri ulusal varlıklarının tehdit altında olmasından kaynaklanmaktadır.

Tüm Kürdleri birleştiren belki de en önemli tek ulusal motifleri olan Newroz’un kaynakları, tarihi hakkında geniş kesimlerin üzerinde uzlaştığı, genel geçer bir tanımlama oluşmamıştır.

“Kutsal Kitaplar ve Mitolojide Kürdler” (Aram Yayınları-2014) adlı kitabımda yer alan Newroz ile ilgili bölümü özetleyip bir dizi makale şeklinde aktararak bu konudaki tartışmalara bir katkıda bulunmak istedim. Yazının detayları ve kaynak kitap ile kişilerine ulaşmak isteyenlerin kitabı edinmelerini öneriyorum.

  1. BÖLÜM

21 MART – 1 FERWERDİN?

İsa’dan 3 bin yıl önce Sümer astrologları, her birinin arasında 30 derece mesafe bulunan 12 yıldız kümesini yıl, ay ve gün şeklinde hesaplamışlardı. Daha sonra Zerwan adını verdikleri takvimlerinin hesabına göre 21 Mart’ta gece ve gündüz saatleri eşitleniyordu. Yılın ilk ekidoksu olması itibarı ile bazı astrologlar bugünü yılın başlangıcı olarak seçmiş, bazı astrologlar da horoskoplarını Koç Burcu ile yani 21 Mart ile başlatmışlardır.

-Avesta’ya göre, Tanrı Ahura Mazda, dünyayı 365 günde yaratmış ve ilk gün, yani dünyanın yaradılışını Ferwerdin ayının birinci gününde, (bugünkü takvime göre 21 Mart’ta) başlatmıştır. Avestik takvime göre, ki bu takvim İran’da halen kullanılmaktadır, Mart (Ferwerdin) ayı yılın ilk ayıdır.

-Newroz, Zerdeşt dini (Bahdin) mitolojisinde ve Ari kültüründe bir kaç farklı özelliğiyle daha ‘ilk gün’ olarak yer almaktadır.

Farklı Ari dinleri ile Bahdin mitolojisinde Newroz’un kutsallığı ve önemi:

  • Newroz, küçük evrenin yaratılış zamanıdır. Bahdin inancına göre Tanrı, Newroz günü ilk insanın yaratımını tamamlamıştır. Avesta’ya göre yaratılan ilk insanlar Mişya ve Mişyana’dır.

  • Newroz, ateşin yaratılışıyla başlamıştır. O gün Tanrı ateşi de yaratmıştır.

  • Newroz, ölülerin (atalarının ruhunun), yaşayanları ziyaret etmesi içindir. Bahdinilere göre ölüler Newroz’da yaşayanları ziyaret eder ve mezarlıklar canlanır.

  • Newroz, Ahura Mazda’nın zafer zamanıdır. Çünkü, bugün büyük tanrılar arasındaki derin çelişkiler, yani mutlak iyilik ve aydınlık tanrısı Ahura Mazda, savaş ve karanlık tanrısı Angra Manyu’ya (Ehriman) karşı mücadeleyi kazanmıştır.

  • Newroz, Zerdeşt’in de peygamberlik günüdür. Bahdini inancına göre, Zerdeşt bir çok zor ve karmaşık soruyu Newroz günü açığa kavuşturmuştur.

DOĞANIN DİRİLİŞİ BAYRAMI:

Baharın başlangıcı, Kürdler ile birlikte, bir çok ulus, topluluk ve uygarlık tarafından da kutlanan evrensel bir şenliktir. Halkların kültürlerinde özellikle yeni yılın başlaması, mevsimlerin bitiş ya da başlangıçlarında düzenlenen geleneksel törenler, klasik toplumların gerçek zamanlı tarihi olaylar çerçevesinde, gerçek zamanlı olmayan efsanevi olaylar arasında bir ilişki kurma çabalarının sonucu olarak ortaya çıkmışlardır. Sadece bu ilişkilendirme bile bu törenlere kutsallık rengi vermektedir.

-Bu tür özelliklere sahip geleneksel Ari kültürü kutlamalarından “Newroz” ve “Mihrîcan” geçmişlerinin çok eski klasik devirlere dayanması, bunlara ayrıca dikkat çekici özellikler de kazandırmaktadır.

-Newroz’un evrensel kültürün bir parçası olması, 21 Mart’ta doğanın dirilişi ve gece ile gündüzün eşitlenmesi ile ilgilidir. Eski uygarlıkların kültüründe ise 21 Mart, yani yılbaşı; doğanın bereketlenmesi, ejderhanın öldürülmesi ve tanrının gelişi veya yeryüzüne çıkışı gibi motiflerle sunulur.

-Mezopotamya’da büyük bir uygarlık kuran Sümerler, 21 Mart’ı doğanın uyanışı olarak karşılamış, Newroz’u Aşk Tanrıçası İnnana’nın şerefine ‘Diriliş Bayramı’ olarak kutlamışlarıdır.

-Eski Samiler, Akad ve Babilliler gibi halklarda Tammuz ya da Dumuzi Bayramı olarak kutlanmıştır. Babil destanına göre, 21 Mart’ta Tanrı Marduk, Ejder Tiamat’ı öldürmüş ve bu zafer Akitu Bayramı’na vesile olmuştur.

-Hint mitolojisinde yılbaşı bayramında Tanrı İndra, Ejder Virtra’ya karşı zafer kazanmıştır.

-Aryan halklardan Hititler, 21 Mart’ta Bereket Tanrıçası Telepinu şenliği düzenlemiştir. Yine Hitit efsanesine göre Tufan Tanrısı, Ejderha İliyunka’yı bugün öldürmüş ve yeryüzünü özgürleştirmiştir. Bu günün anısına Purruliyas Bayramı kutlanır. Hititlerin bu bayramı halên Kürdler arasında kutlanan Xizirîlyas bayramına benzemektedir.

-21 Mart, eski Mısır’da da Bereket Tanrısı Osiris’in dirilişi olarak kutlanmaktaydı. Yine Mısır mitolojisinde Güneş Tanrısı Ra, kötülük sembolü Ejder Apofis’i yılbaşı günü öldürmüştür.

-Frigya’lılar ve Galat’lar bu bayramı Ana Tanrıça Kibele’ye, Efeslililer de 21 Mart’ı Ay Tanrısı Artemis’e adarken, İyonlar, Tanrıça Demeter’e adamıştır.

-Ayrıca, birçok İskandinav ve Slav halkı da miladi takvime göre 21 Mart gecesinde bazı kukla ve figürleri mızrak ucuna geçirip yakmaktadır.

DUALİZM:

Zerdeşt Avesta’da şöyle der:
“Hayat kaynağında iki şey vardır,
Bir iyi, bir de kötü
İşimiz, düşüncemiz, sözümüz, aklımız, öğrenmemiz ve ruhumuz farklıdır,
Bunları söylemek istedim size.”

-Avesta’da yer alan bu sözler kadim dinlerdeki dualizmi çağrıştırmaktadır. Buna göre her şey karşıtı ile vardır. Ve şeyler karşıtları ile birdir. İçlerinde mücadele ederler ve yaşam bu mücadelenin üzerinde şekillenir.

-Kozmik dualizm ve toplumsal dualizm, eski din ve inançlarda da önemli bir yere sahipti. Dualizm toplumsal düzen temelinde de oluşturulmuş ve insanlar arası etnik çelişkilere de yansımıştır.

-Dönemin etnik/kültürel grupları arasında toplumsal gelişmeler ve diğer farklılıklar ile mücadelelerden kaynaklanan birçok çelişki olmuştur. Bu nedenle, Hindistan Arileri, Dasaları ‘yılan ve ejderha’ olarak, Mezopotamya Arileri, Babillileri ‘ejderha’ yani ‘Azhi Dahhaka’, Sümerler de Yukarı Mezopotamyalı Ari Gudileri ‘dağ ejderi’ olarak adlandırmıştır. Orta Asya göçebelerine de İran ve Çin’de ‘köpek kafalı barbarlar’ denmiştir.

-Dualizmin diğer motifleri ışık tanrısı ve ejderha arasındaki savaştır. Bu motiflere göre, tanrı yıldırım silahına sahiptir. Bu silah mitolojik demirciler tarafından yapılmaktadır. Savaşın sonunda, ışık tanrısı, ejderhayı ya öldürür ya da volkanik bir dağa haps eder. Buradaki dualizmde, kötü taraf yani ejder öldürülmez ya da yakalanmaz, o yılanlarıyla yeryüzünü kötülükle doldurur. Bu motif, bir çok kavmin kültüründe vardır. Örneğin, Aryan topluluklarda Theretona ve Azhi Dahhaka, Babillilerde Marduk ve Timat, Kenanlılarda Baal ve Nehar, İbranilerde Yehova ve Rahab, Hintlerde İndra ve Virtra, Helenlerde Apollo ve Piton…

  • Cermen halkları arasında, Hıristiyan ve İslam inançlarında da bu tür motifler bulunmaktadır.

-Diğer taraftan, bu ejderha ve kahraman motivi, Kürdler tarafından anlatılan anonim masallarda hala önemli bir yer tutmaktadır.

-Dualizmde, aydınlık tanrısının zaferi ile yılbaşı arasında da bir bağ vardır. Eski inançlardan anlaşıldığı üzere, astrolojik olaylar mitolojinin kaynaklarıdır.

-Ejderin öldürülmesi de astrolojik bir kaynaktır. Bu nedenle, bütün mitolojik varyantlarda ejderin öldürülmesi yılın başlangıcıdır. Ejder kışı, yani soğuk ve karanlığı temsil eder, ejdere karşı kazanılan zafer ise baharı yani aydınlık, ışık ve sıcağı temsil eder.

-Yine, 21 Mart, dişil ve eril cinsel arasındaki görüşme ve tanışma özelliğini de taşımaktadır. Baharda cinslerin kanlarının kaynaması, mitolojide önemli bir yer tutmaktadır. Örneğin, dişil ve eril tanrılardan Dumuzi ile İnanna, Atis ile Kibele, Adonis ile Afrodit, İsis ile Osiris 21 Mart’ta kavuşurlar. Dişil ve eril tanrıların birleşmesi sonrasında doğaya bahar yayılır. Bu motif Mem ile Zin destanında da geçmektedir ve Newroz ‘genç kız ve erkeklerin buluşma günü’ olarak anlatılmaktadır.

-Son motif, egemenler ile ezilenler arasındaki mücadeledir. Bu motif Kürdlerin Newrozu’nda temsil edilmektedir. Kawa; ezilen mazlumların, Dehhak ise zulmün ve egemenliğin temsilidir. Buna göre; Dehhak, işgalci Babil veya Asur’un işgalci padişahı, Kawa ise köleliğe ve işgale direnen Medler’in önderidir.

EDEBİ METİNLERDE NEWROZ

Newroz, yüzlerce yıl edib ve şairlere ilham kaynağı olmuştur. Eski kalemşörler, sözcük ve duygu ustaları bu kutsal günü en güzel kelimeleri ile büyük bir coşku içinde kaleme almışlardır.

-Newroz’un edebi esintilerinden biri Ehmedê Xanî’nin şaheseri Mem ile Zin’dir. Mem ile Zin destanını bir Newroz günü başlatan Xanî, bu kutsal günü şöyle anlatmaktadır:

“Zanayê emirdîtî, yê ku kevn kirine sal,
Bi vî awayî qal kir ji me re rewş û hal,
Got: Di zemanê berê de adetê pêşiyan,
Ew bû li hemû dorhêlan, li hemû ciyan,
Ew roja sereksiwar, rojhilat digeriya, digeriya,
U dema ku di meha Adarê de vedigeriya,
Yanê ku dihate birca sersal,
Qet kes nedima di mesken û mal,
Bîlcumle diçûne der ji malan,
Heta digîhîşte pîr û kalan,
Roja ku dibûye îda Newroz,
Tazîmî ji bo dema dilefroz,
Sehra û çeman dikirne mesken,
Beyda û deman dikirne gulşen

Roja ku dibû cejn û dihat Newroz,
Ji bo qedirgirtina wê roja ku dilan ronî dike, wê roja pîroz,
Mêrg û çîmen û çolên derên bajaran dikirin cîh û war,
Digerandin gulîstan, deştên dûz û ciyên beyar”

-Melaye Cizîri de 15. yüzyılda Newroz’u şöyle tanımlamıştır;
O yüreğin ateşi ve harıdır
O gönlün her daim dostudur
Newroz gönlün bayramdır
(Ev nar û sîqala dil e,
Daîm li wîqala dil e,
Newroz û sersala dil e)

-18. yüzyılda yaşayan Seydi Hewrami Newroz’u ‘bahar bayramı, gül ve bülbül bayramı’ olarak yorumlamıştır:
Newroz golxêzan, Newroz golxêzan,
Wadey weharên Newroz,
Golxêzane rêzan,
Pûşey mayey etir bûy,
Enber bêzan
(Newroz gül kokuludur
Bahar mevsimidir Newroz
Bağlardan yayılan kokudur o
Misk ve amberden güzeldir)

-19. yüzyılda Wefayî (Mirza Evdirehim Mehabadi 1884-1902) Newroz’u ‘bahar bayramı’ olarak tarif etmiştir:
Nesîmî badî Newrozî şemîmî ebherî hêna,
Berîdî aşiqan dîsan peyamî dîlberî hêna,
Meger rêy kewte zilf û rûy hebîbîm badî Newrozî,
Heyatêkî be dinya dawe boy golenberî hêna
(Newroz rüzgarı esti, sevginin müjdesini getirdi
Aşıkların sözcüsü yine dilberin mesajini getirdi
Newroz rüzgarı sevgilinin yüzüne ve zülfüne dokundu)

-Şair ve filozof Sadiyê Şîrazî de, 12. yüzyılda Newroz’a ilişkin şunları söylemektedir:
Elemî dewletî Newroz bî sehra berxast,
Zahmetî leşkerî serma zî sere ma berxast
(Newroz’un hükmü boyverdi
Soğuk zaliminin çilesinden kurtulduk)

-Eski Kürdlerde Newroz kutlamaları millattan önce 708-655 yılları arasında yaşayan Med Kralı Keykubat dönemine kadar uzanmaktadır. O dönem Kürdler arasında Newroz’un bir diğer ismi de “Keykûbat Newroz’u” idi.
Şair Menûçerê Damxanî 1000’li yıllarda Newroz’un bu ismine şöyle dikkat çekiyor:
Dastanehayê çengeş sebze yê bihar başed,
Nerwrozî Keykûbadî û azdîwar başed.

-Sasaniler döneminde, 3. yüzyılda Pehlevi Dili’nde yazılan Bahdinilerin kutsal kitaplarından Bundeheşt’de Newroz şöyle anılıyor:
Her xêra ji asîmanan tê,
Her çakiya ji ewran tê ser zemîna mirovan,
Li ser xatirê Newrozê tê
(Göklerden yağan her bereket
Bulutlardan yeryüzüne inen her iyilik
Newroz’un hatırınadır)

-Bu örneklerin dışında da klasik dönemde yaşamış Hafız, Xeyam, Xeznewi ve Samani gibi birçok Kürd ve Fars şairi de Newroz’a dair birçok beyit yazmışlardır.

-Newroz, modern Kürd edebiyatında da temel bir esin kaynağı olarak yer almakta ve edebiyattan müziğe birçok eserin konusu olmaktadır. Newroz’u kutlayan diğer halklarının yazarlarının yapıtları da hatırlatılmalıdır.

KUTSAL KİTAPLARDA NEWROZ:

Newroz eski geleneklerde genellikle insan yaşamında ilk veya en önemli olayların başlangıcı olarak da kutlanmıştır.
-Zerdeştlerin Avesta’sına göre de Newroz günü bölge halkı Azhi Dahak’ın tufanından kahraman Theratona (Feridun) tarafından kurtarılır.
-Yahudilerin Tevratı’na göre, Nuh’un gemisi tufandan sonra yılbaşında, yani 21 Mart’ta suyun üzerine oturur.
-Babillerin Gılgamış Destanı versiyonunda tufan kahramanı Utnapiştin (Nuh), tufana karşı yaptığı gemiyi suya indirmeden önce 21 Martta bir şenlik düzenler.
-Eski Hristiyanlar Newroz’u çocuğun hayata ilk adım atışı olarak değerlendirmiştir. Mezopotamya’da Hrıstiyanlar vaftiz geleneğini Zerdeştilerden almış ve çocuklarını vaftiz ederken şöyle demişlerdir: “Sen vaftiz edilerek hayata adım attın. Sen Newroz’a ulaştın ve kışa başladın.”

Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com

AYRICA BAKIN

Azad Barış Kimdir Hayatı

Siyasetçi Azad Barış, Ezidi bir ailenin ilk çocuğu olarak 1969 yılında Viranşehir’e bağlı Karacadağ’ın Zewra …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!