Turhan Alıcı , 1967 senesinin Şubat ayında Kars’ın Sarıkamış ilçesine bağlı Boyalı Köyü’nde, karın yolları ve evleri esir aldığı bir günde dünyaya geldi.
Mandolin ve bağlama çalmayı küçük yaşlarda öğrendi.
Halk oyunları, halk müziği, tiyatro içinde büyüdü.
Hayatının önemli bir bölümünü Ankara’da geçirdi.
1987’den bu yana Mersin’de yaşamaktadır.
Liseyi bitirdikten uzunca bir süre sonra üniversiteyi okudu.
2001 senesinde Mersin Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü Tiyatro Anabilim Dalından mezun oldu.
Kendini bildim bileli çalışmaktadır. Çeşitli dernek, kurum ve kuruluşlarda halk oyunları, tiyatro ve halk müziği ile ilgili çalışmalar gerçekleştirdi.
Hem kişisel olarak hem de çeşitli sanatçı ve müzik gruplarıyla birlikte ülkemizde ve yurt dışında çok sayıda etkinlik, konser ve festivalde yer aldı.
Proje çalışmayı sevmektedir.
Örneğin Nazım Hikmet’in Kuvayı Milliye Destanı ve Şeyh Bedrettin Destanı’nı türkü ve slaytlarla bezeyerek sahneleştirdi ve pek çok platformda sundu.
Bu projelerin yanı sıra Âşık Veysel ve Hacı Bektaş Veli ile ilgili projeleri farklı illerde ve platformlarda sahneledi.
Bugüne kadar Adıyaman, Antep, Silifke, Diyarbakır, Bingöl, Anamur, Mut gibi çeşitli yörelere ait çok sayıda halk oyunu ekibini çalıştırdı.
“Karacaoğlan” tiyatro oyunu ile “Yunus Diye Göründüm” tiyatro oyununun Mersin’de sahnelenmesinde tiyatro yönetmenliğini yaptı.
Her yıl düzenlenen Hacı Bektaş Veli Anma ve Kültür ve Sanat Etkinliklerinde yaklaşık on beş yıl boyunca sunuculuk yaptı, halen yapmaya devam etmektedir.
Mersin Halkevleri Halk Müziği korosunu uzun yıllar çalıştı.
Soda Sanayi A.Ş. Halk Müziği Korosu’nun koro şefi olarak dokuz yıl boyunca farklı şehirlerde çok sayıda koro konserleri verdi.
Yine Mersin Polifonik Koroları Halk Müziği Korosu ve Akdeniz İhracatçılar Birliği Halk Müziği Korosu’nun koro şefliğini yürüterek çeşitli konserler gerçekleştirdi.
Halen kendine ait kültür sanat merkezinde sanat çalışmalarına devam etmektedir.
Bağlamanın yanı sıra halk müziğinin diğer sazları üzerine de icra çalışmaları yapmaktadır.
Medeni hali evlidir.
Nare adında bir kızı ve Çınar adında bir oğlu var.
Kendini “Hayat şenliğinde” halk bilimi olarak adlandırdığımız folklor zenginliğinin tatlarını alarak yaşayan bir çeşit “ağustos böceği” olarak tanımlamaktadır.
Turhan Alıcı’nın Bahar Gelsin Adlı Albümünün Kayıtları Stüdyo Sistem’de gerçekleştirildi, müzik yönetmenliğini ve aranjörlüğünü Önder Meral’in yaptı. Albümde on bir eser yer almaktadır.
Sözlerinin Karacaoğlan, Yunus Emre, Reyhani ve Mevlüt İhsani gibi önemli aşık ve ozanlardan alındığı yedi türkünün müzikleri Turhan Alıcı’ya aittir.
Geleneksel bir Rumeli Türküsü olan “Bağ Ayrı Bostan Ayrı” türküsü ile yine geleneksel bir Erzurum türküsü olan “Puşta Bel Bağlama” Turhan Alıcı tarafından derlenerek albümde yerini almaktadır.
Albümde ayrıca Aşık Mahzuni Şerif’e ait olan “Divane Ettin Aklımı” türküsü ile Şebinkarahisar halk türküsü olan “Bülbülü Tuttum da Güle Bağladım” türküsü de yer almaktadır.
Sevilen sanatçı Ender Balkır’ın, “Divane Ettin Aklımı” adlı türküde konuk olarak katkı sunduğu albümde, “Bağ Ayrı Bostan Ayrı” türküsünde de Ender Balkır, Metin Karataş ve Ali Seçkiner Alıcı vokalleriyle albüme destek vermişlerdir.
Turhan Alıcı, albümün ortaya çıkma serüvenini şöyle açıklıyor:
“Bu serüven, kadim dostum, sevgili kardeşim, sanatçı Ender Balkır’ın biriktirdiklerimi paylaşmam gerektiğini, bu türkülerin sizlerle buluşmaya ihtiyacı olduğunu söylemesi ile başladı.
Böylece bedestanımı sizlere açtım. Bu albüm, benim bilincimin öyküsüdür; dünyayı algılayış biçimimi, değerlerimi yansıtır; sevinç, acı, hüzün, mutluluk, keder, kaygı, ayrılık gibi bana özel olmayan duyguları türküler yoluyla yansıtmamı içerir.
Albümde, gereksiz sesler ve bulanıklıktan kaçınıp sözel ve ezgisel yapının berraklığını korumaya çalıştık. Köklere zarar vermeden, dünü koruyarak, bugünü yansıtmak istedik.
Sevgili Önder Meral beni ve eserleri anlayıp, anlamlandırıp bezedi; siz de eserlerle kurduğu bütünlüklü, uyumlu, içten ve sanatsal bağı fark edeceksiniz.
Albümün adı “Bahar Gelsin” olsun dedik, çünkü bahar umuttur, berekettir, yenilenmedir, arınmadır, saflıktır, masumiyettir. Bahar, dağların yeşil entarilerini giymesi, ağaçların saçlarına çiçekler takmasıdır. Bahar, doğanın dirilişi, toprak ananın doğurganlığı, suların çağlayarak akması, dünyanın renklerle, cıvıltılarla, kokularla dolmasıdır. Aşık Reyhani’nin dediği gibi, ‘belki derdimize çare bir çiçek’… Bu albümü, adını türkülerden alan çocuklarım Nare ve Çınar’a ve tüm çocuklara adıyorum. Onlar için, “Bahar Gelsin”…