TUTSİLER

TUTSİLER KİMDİR- TUTSİLERİN KÖKENİ

Tutsiler, bugün Ruanda ve Burundi sınırları içinde yaşayan etnik gruplardan birisidir.

Tutsiler, Ruanda, Burundi ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nin kuzeydoğu kesiminde yaşayan bir halktır. Bölgedeki diğer Hutular ve Twa halklarıyla benzer geleneklere sahiptirler. Kültürleri benzerdir ve benzer bir dil konuşurlar.

Tarihsel olarak, genellikle Vatutsi, Vatusi, Vahuma , Vahima veya Vahinda olarak adlandırıldılar.

Tutsi dili, Bantu Dil Ailesi grubuna girer.

Tutsilerin Büyük Göller bölgesine Afrika Boynuzu’ndan geldikleri söyleniyor.

Bantu Dilleri

Bantu dilleri, Nijer-Kongo dil grubuna dahildir.

Bantu dilleri Kamerun, Ekvator Ginesi, Gabon, Kongo, Konogo Demokratik Cumhuriyeti, Orta Afrika Cumhuriyeti, Uganda, Ruanda, Burundi, Kenya, Tanzanya, Angola, Zambiya, Malavi, Mozambik, Zimbabve, Namibya, Botsvana’da konuşulmaktadır.

Bu dil ailesi, Afrika’da en yaygın olanıdır. 200 milyondan fazla insan Bantu dillerini konuşuyor.

Bu grup, on iki tanesi beş milyondan fazla konuşmacıya sahip olan 500’den fazla dili içermektedir.

Bu dil grubu için bantu kelimesi ilk olarak 19. yüzyılda kullanılmıştır ve anlamı “insanlar”dır.

Bantu dilinin ortak bir özelliği, -ntu veya -tu tabanının insan için, ba-ön ekinin çoğul için kullanılmasıdır, böylece ba-ntu birlikte insanlar anlamına gelir.

Tutsi ve Hutu Çatışması

Dünya gündeminde yerlerini Ruanda Soykırımı ile almışlardır.

Ruanda Soykırımı, Ruanda’da 1994’te aşağı yukarı yüz gün içinde 800.000 Tutsi ve ılımlı Hutu’nun, aşırı uç Hutular  tarafından katledilmesi olayıdır.

Katliam, Tutsi destekli isyancı Ruanda Vatansever Cephesi lideri Paul Kagame’ye bağlı güçler tarafından, Hutu ağırlıklı hükûmetin düşürülmesiyle sona erdi.

Daha sonra yönetimden güç alan Tutsilerin öç alma  bahanesiyle saldırması sonucunda yüzbinlerce Hutu, komşu Zaire’ye yani Kongo Cumhuriyeti’ne sığındı.

Fransa, soykırımı yapan Hutu hükûmetinin o dönem en yakın dostu ve destekçisi olması nedeniyle Ruanda Soykırımı’ndan en  çok sorumlu tutulan ülke konumundadır.

Soykırımın sebebi olarak, Avrupa kaynaklı ırk temeline dayalı teoriler de ileri sürülmektedir.

O dönemde Avrupa’da ırk temelli fikir üreten kimi çevrelerce, Ruanda bölgesinde yaşayan insanların, ari ırk ile aşağı ırk olarak kabul edilen siyahlar arasında bir tür geçiş ırkı olduğu ileri sürülmüştür.

Bu bakımdan Hutuların, Tutsileri gerçek Ruandalı olarak değil, kendilerini devamlı aşağılayan ve sömüren Avrupalıların ülkelerindeki işgalci akrabaları olarak gördükleri ileri sürülmüştür.

Bu tarzda olaylar Sudan’da da görülmüştür.

Bir diğer sebep de, özelikle Tutsi bölgelerinde kalan verimli tarım alanlarının Hutularca ele geçirilme isteğidir.

Yani ekonomik temellidir.

Zengin komşularının mallarını almak isteyen Hutuların, Tutsileri öldürdükleri ve katliamın birden yayıldığı düşünülmektedir.

Ruanda’da %15, Burundi’de de  %14 oranında Tutsi yaşamaktadır.

Hutu ve Tutsi yaklaşık bir milyon insanın katledildiği Ruanda’da yaşayan iki farklı  etnik topluluktur.

Aralarında bilinen tek farklılık Tutsiler hayvan yetiştiricisidir, Hutular ise tarımla uğraşmaktadır.

1. Dünya Savaşı sonunda Almanların savaştan yenik çıkmasıyla Almanya sömürgesi olmaktan çıkarak Belçika’nın Mandası haline getirildiler.

Belçika’nın uyguladığı etnik ayrımcılığıyla halkı birbirine düşman hale getirmesi, 1994 yılında tarihin en kanlı ve büyük soykırımlarından birini yarattı.

Katliam sonucunda 1 milyon Tutsi ve Hutu hayatını kaybetti.

Tutsilerin Tarihi

Sömürgecilerin gelişinden önce Ruanda, 1600’lerin ortalarından sonra Tutsilerin egemen olduğu bir monarşi tarafından yönetiliyordu.

Yaklaşık 1880’den başlayarak, Roma Katolik misyonerleri Büyük Göller bölgesine geldi.

Daha sonra, Belçika kuvvetleri I. Dünya Savaşı sırasında bölgeyi işgal ettiğinde, Katolik dönüşüm çabaları daha belirgin hale geldi.

Tutsi din değiştirmeye direnirken, misyonerler başarıyı yalnızca Hutular arasında buldular.

Sömürge hükümeti, din değiştirmeyi ödüllendirmek amacıyla, geleneksel olarak Tutsi topraklarına el koydu ve onu Hutu kabilelerine yeniden tahsis etti.

Bu arada Burundi’de Tutsi egemenliği daha da sağlamlaştı. İktidardaki bir grup olan Ganwa , kısa süre sonra Tutsiler arasından ortaya çıktı ve ülke yönetiminin etkin kontrolünü ele geçirdi.

Bölge Almanya (I. Dünya Savaşı’ndan önce) ve Belçika tarafından bir koloni olarak yönetiliyordu.

Hem Tutsi hem de Hutu geleneksel yönetici elitti, ancak her iki sömürge gücü de yalnızca Tutsilerin eğitim görmesine ve sömürge hükümetine katılmasına izin verdi. Bu tür ayrımcı politikalar kızgınlığa neden oldu.

Belçikalılar yönetimi devraldıklarında, farklı nüfusları tanımlamaya devam ederlerse daha iyi yönetilebileceğine inanıyorlardı.

1920’lerde insanlardan belirli bir etnik grupla özdeşleşmelerini istediler ve nüfus sayımlarında buna göre sınıflandırdılar.

1959’da Belçika tutumunu tersine çevirdi ve çoğunluk Hutu’nun bağımsızlıktan sonra genel seçimler yoluyla hükümetin kontrolünü ele geçirmesine izin verdi.

Ruanda ve Burundi’nin Bağımsızlığı (1962)

Ruanda’daki Hutu çoğunluğu Tutsilere karşı ayaklandı ve iktidarı ele geçirmeyi başardı. Tutsiler kaçtı ve Ruanda dışında Uganda ve Tanzanya’da sürgün toplulukları yarattı.

Burundi’nin bağımsızlığından bu yana, daha aşırılık yanlısı Tutsiler iktidara geldi ve Hutuları, özellikle de eğitimli olanları ezdi.

Eylemleri 200.000 Hutu’nun ölümüne yol açtı.  Tutsi ve Hutu’yu ayırt eden kimlik kartları da dahil olmak üzere, farklı Ruanda ve Burundi hükümetleri tarafından sömürge döneminden kalma aleni ayrımcılık sürdürüldü.

Burundi soykırımı (1993)

1993’te Burundi’nin demokratik olarak seçilmiş ilk başkanı, bir Hutu olan Melchior Ndadaye, anayasaya göre onun halefi olmaya yetkili kişi gibi Tutsi memurları tarafından öldürüldü.

Bu, Burundi’de Hutu siyasi yapıları ile Tutsi ordusu arasında bir soykırımın fitilini ateşledi.

2000 Arusha Barış Süreci’nden bu yana, bugün Burundi’de Tutsi azınlığı, Hutu çoğunluğu ile aşağı yukarı adil bir şekilde gücü paylaşıyor.

Geleneksel olarak Tutsiler daha fazla ekonomik güce sahipti ve orduyu kontrol ediyordu.

Ruanda soykırımı (1994)

Benzer bir olay Ruanda’da da yaşandı, ancak orada Hutular 1962’de iktidara geldi. Onlar da sık sık ülkeden kaçan Tutsilere baskı yaptılar.

1959-1961 arasındaki Tutsi karşıtı şiddetten sonra çok sayıda Tutsi kaçtı.

Bu sürgün Tutsi toplulukları içinde, Tutsi isyancı hareketlerine yol açtı. Çoğunlukla Uganda’da yaşayan sürgündeki Tutsilerden oluşan Ruanda Yurtsever Cephesi, iktidarı geri almak amacıyla 1990 yılında Ruanda’ya saldırdı.

RPF, Uganda Bush Savaşı’ndan kalma organize düzensiz savaş tecrübesine sahipti ve Uganda hükümetinden çok destek aldı.

İlk RPF ilerlemesi, Fransızların Ruanda hükümetine yardımıyla durduruldu. Barış girişimleri Arusha Anlaşmaları ile sonuçlandı.

Anlaşma, Ruanda ve Burundi Cumhurbaşkanlarının suikaste uğramasından sonra bozuldu, düşmanlıkların yeniden başlamasını ve 1994 yılında iktidarda olan Hutuların büyük ölçüde Tutsi kökenli yaklaşık 500.000–600.000 kişiyi öldürdüğü Ruanda Soykırımı’nın başlamasını tetikledi.

Soykırım sonrasında galip gelen Tutsi yönetimindeki RPF, Temmuz 1994’te iktidara geldi.

Tutsilerin Dinsel İnançları

Bugün Burundi ve Ruanda’daki çoğu insan Tutsiler de dahil olmak üzere Hristiyan’dır.

Ancak, bazıları geleneksel inançları kabul eder. Buna, imanın uzak yaratıcısına inanmak da dahildir. Bu tanrı zenginlik ve bereket verme gücüne sahiptir.

Ölülerin ruhuna Abazim denir ve imanlardan insanlara mesajlar taşıdığına inanılır.

Ancak Abazima, saygı gösterilmediği takdirde talihsizlik de getirebilir. İnsanlar kendilerini bundan korumak için hediyeler verirler.

Tutsilerde Eğitim

Burundi ve Ruanda’daki Tutsilerin yarısından fazlası kendi ana dillerinde yazmayı bilmiyor. Çok azı Fransızca okuyup yazabiliyor. Hem Ruanda hem de Burundi’nin birer üniversitesi var.

Kaynaklar:

1-Rene Lemarchand, Burundi: Ethnic Conflict and Genocide (New York: Woodrow Wilson Center and Cambridge University Press, 1996.

2-Michael Bowen, Passing by;: The United States and genocide in Burundi, 1972, (Carnegie Endowment for International Peace,
1973)

3- Joseph C. Miller (ed.), New Encyclopedia of Africa, Volume 2, Dakar-Hydrology, Charles Scribner’s Sons.

4-Brenneman, Richard (1969). Rwanda, a Country Study. United States: US Government.

5-Christian P. Scherrer, Genocide and crisis in Central Africa: conflict roots, mass violence, and regional war; foreword by Robert Melson. Westport, Conn.: Praeger, 2002.

Bernamegeh Türkçe

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Filiz Coşkuner Kimdir

Oyuncu Filiz Çoşkuner, 01 Ocak 1963 tarihinde İstanbul’da  dünyaya geldi.İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı – Bale …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!