Kimlikteki adı Barış Erdoğan olan Umut Altınçağ, Dersim’in Mazgirt ilçesinde dünyaya geldi.
Gençlik yılları yaşadığı Gazi Mahallesi’nde Alibey Barajı’nın yakınlarında geçmiştir.
Henüz lise yıllarında sesi ile Dersim’de dikkat çekmiştir.
Türkçe ve özellikle de Kürtçenin Zazaca lehçesindeki parçaları başarılı bir şekilde seslendirmektedir.
Kendisine ait şarkı sözleri de bulunmaktadır.
Şarkılarını ilk kez dinleyen ve zazaca dahi bilmeyen insanları bile etkileyebilecek bir müzik tarzı ve yoruma sahiptir.
Şu ana kadar piyasaya çıkmış 4 albümü vardır.
Bu albümleri; Partizan, Umut Yüklü Bahar, Mevsimsiz Kar ve Düşler Vadisi’dir.
Klamlarını dinlediği ve babasının da arkadaşı olan Silo Qiz’la yıllar sonra Avrupa’da karşılaşma anını asla unutmamıştır.
Bu an hâlâ hafızasında tazeliğini korumaktadır.
Silo Qiz’ı Dersim’in canlı bir tarihi ve yaşayan bir çınarı olarak görmektedir.
Bu bağlamda Silo Qiz’ın hak ettiği değeri görmediğini de belirtmiştir.
Altınçağ Dersim’in inanç ritüellerinden de bahsetmektedir.
Çocukluk yıllarında Gola Çetu’da yapılan ve Kara Çarşamba ritüelinin olduğu gün yediden yetmişe insanların ziyarete pirüpak bir şekilde gelip ibadetlerini yaptıklarını söylemektedir.
Kendisi Dersim coğrafyası ve bu coğrafyanın zengin müzik kültüründen de bahsetmiştir.
Çocukluğu ‘insanı kamil’ dediği Dersimli yaşlılar arasında geçmiştir.
Yaşlılar neredeyse Altınçağ da oradaydı.
Onlar klam söylerdi ve Altınçağ da o klamları dinlerdi. Sonra kendisi de klamlar söylemeye başladı.
Dersim belediyesi 12 Eylül’den sonra bir etkinlik yapmak ister ve etkinlik için Umut Altınçağ’ın ismi de geçer.
Köyü Lazvan’dan Dersim’e götürülen Altınçağ’ın, etkinlik için yapılan çalışmalar sırasında okuduğu kilam, müzik korosuna dahil olmasına vesile olur.
Hem solo söyleyecek hem de koroyla birlikte şarkı söyleyecektir.
Etkinlik günü geldiğinde ana dili Kürtçe ile 38 Katliamı’nı anlatan Dayê Dayê klamını ilk defa bu etkinlikte okur.
Halk Altınçağ’ı alkışlarken, polis gözaltına almak ister.
Belediye başkanının araya girmesiyle Altınçağ gözaltına alınmaktan kurtulur.
Mücadelesini müzikle sürdürmesi yönünde kendisine gelen teklifler olunca İstanbul’un yolunu tutar.
Arif Sağ’ın yanına gelir. Stüdyoda müzik bilgisini ve pratiğini test ederler.
O zamanlar rahmetli Emre Saltık da bağlama çalmaktadır. Altınçağ şarkı söylemeye başlar fakat saz ona yetişemez.
Arif Sağ Altınçağ’ı yanına çağırır ve ona bir anahtar verir. Burada Altınçağ’ın gerekli eğitimi alacağını ve ona albüm yapacağını da söyler.
O zamanlar Cura dışında bildiği başka bir müzik enstrümanı yoktur.
Müzik notalarını da ilk defa görmektedir. O zamanlar Altınçağ’ın ekonomik durumu da iyi değildir.
Esenler’den yürüyerek Aksaray’a gidiyordu ve bu şekilde albüm çalışmasını bitti. Albümünün mixlerini Arif Sağ yaptı.
Ülkenin içinde bulunduğu siyasal ortamdan dolayı müzik firmaları kasedi çıkarmaya yanaşmadılar.
Sonrasında bir firmanın etiketiyle albümü çıktı. Albümü insanlar tarafından elden ele birbirine ulaştırılmıştır.
9 ilde savcıların suç duyurusu nedeniyle Altınçağ hakkında İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesinde dava açıldı.
Düşler Vadisi albümünün çalışmaları sırasında, avukatı, hakkında açılan davadan ceza alacağını söyler ve ülkeden gitmesini ister.
Daha önce Dersim’de polis işkencesine maruz kalan Altınçağ için artık iki seçenek vardır: Ya yurt dışına gidecektir, ya da cezaevinde yıllarca hapis yatacaktır.
Kara kara düşündüğü bir dönemde 1996 yılında yurt dışında bir etkinlik için çağrıldı. Sürgünlük yılları başladı böylece.
Memleket hasretini ve sürgünü gözleri dolarak anlatıyor Altınçağ: “O kadar güzel bir çocukluktan sonra gençliğin en güzel döneminde doğduğun büyüdüğün topraklardan kopuyorsun ve birdenbire geçmişin komple siliniyor. Yeni bir hayata gidiyorsun, hiç bilmiyorsun. Bilmediğin bir hayat, bilmediğin bir dil, bilmediğin bir coğrafya…”
Daha sonra Fuat Saka ile yolları kesişti.
Eserlerini Saka’ya gönderdi. Saka eserlerini olumlu karşıladı ve gerekli düzenlemeleri yaptı.
Albüm çıkartmak için parası olmadığı için eş ve dosttan topladığı paralarla albümünü çıkarttı.
Mevsimsiz Kar albümünü bu şekilde piyasaya çıkardı.
Albümün piyasaya çıkmasından sonra 6 ay fabrikada çalışarak, albüm için katkı sağlayanların parasını geri ödedi.
Albümüyle ilgili olumlu dönüşlerin olması kendisini mutlu etti.
Altınçağ, sesiyle insanlara konuk olmasının kendisi için önemli olduğunu belirterek, “Bu bir sedadır, gelmiştir sen de onu dile getirmişsin” diyor.
Altınçağ yaşamının 23 yılını geçirdiği İsveç’ten Türkiye’ye dönüş yaptığında memlekette hiç bir şeyin bıraktığı gibi kalmadığını söyledi.
Altınçağ çeşitli müzik organizasyonlarında, kültürel ve sanatsal etkinliklerde yer aldı.
Dersim yöresinin tarihsel acılarını, özlemlerini, feryatlarını içli sesiyle sanatına yansıtmaktadır.
Altınçağ, siyasal mücadelesini müziğiyle iç içe kucak kucağa yürütmeyi başarabilmiş sanatçılardan biridir.
Bernamegeh Türkçe