O dönemler Siirt’in bir köyü olan Batman’da dünyaya gelen Mehmet İhsan Kilit, Koçero’nun kendisidir.
Bir söylentiye göre babası ile tartışan genci vurması ile Koçero’nun eşkıyalık dönemi başlar. Mahpus yatmamak için kaçar. Kaçarken, kendisi gibi adama öldürmüş ve kaçakçılık yapan Şerif ile tanışır ve birlikte eşkıyalık yaparlar.
Koçero, amca kızına, Şirin’e aşıktır. Koçero’nun annesi, Şirin’in de Koçero’ya gönlünün olduğunu ve haber beklediğini söyler Koçeroya… Derken düğün yapılır. Eşkıya Koçeronun artık bir evi de vardır. Koçero ve arkadaşlarının kaçaklığı sürer.
Başka bir söylentiye göre; ağa oğlu, karısına sarkıntılık ettikten sonra karısını ve çocuğunu alarak Silvan’a yerleşir. Bir süre sonra, bu ağa oğlunun cesedi Silvan meydanında bulur.
Hikayeye göre bu işi Koçero yapmıştır ve bir daha Silvan’da hiç görülmez. Karısı ve çocuğunu Suriye’ye götürür ve dağlara gider”.
Koçero ve arkadaşları Van, Siirt, Şırnak, Batman, Suriye, İran, Irak’a kadar giderler ve kaçak mal getirip satarlar.
Gazetelerde boy boy haberleri yer alan Koçero, artık var olan rejim için tehlikeli bir hal alır. Çünkü hiçbir devlet mazlumdan yana bir efsane istemez.
Yıllarca aranan Koçero, Siirt’in Dodan kampı yakınlarında askerlerle girdiği çatışmada hayatını kaybeder.
Koçeronun sonu henüz yaşı 31 iken trajik bir biçimde gelir. Ama namı sürer..
Mehmet Ali İzmir tarafından ”Son Eşkıya Koçero” adı ile yazılan kitap Koçero’nun 13 yıllık ”eşkıyalık” hayatı anlatılıyor. Kitap Birey Yayıncılık tarafından yayımlandı. Kitapta, 31 yaşında hayatını kaybeden Koçero’nun, gözü yaşlı bir eş, beş çocuk ve bitmeyen hikayesini geride bıraktığı anlatılıyor.
Bölgenin en ünlü eşkıyası olan Koçero üzerine çeşitli şiirler ve kitapların yazılmasının yanı sıra bir çok film de çekildi.
Bu filmlerden en bilineni Yılmaz Güney’in başrolünü oynadığı ”Dağların Taçsız Kralı Koçero”dur.
Hasan Hüseyin Korkmazgil’in Koçero-Vatan Şairi- şiirini besteleyen Selda Bağcan, Ahmet Kaya ile birlikte yaptıkları kasete bu ismi vermişlerdi. Yine sanatçı Selda Bağcan Koçero üzerine bir şarkı okumuştu.
Bağcan şarkı üzerine şunları diyordu: ”Sene 1976 idi. Tüylerim diken diken okudum Koçero’yu, tüylerim diken diken besteledim. Yıl 1978, yayınlandı Koçero Almanya’da. Ve Türkiyeye üzerinde ismi cismi olmayan korsan kasetler halinde geldi. Sordular bana ve ben inkâr etmedim kendi sesimi, başkaları gibi… Hapis yattım, hayatımda hiç yüzünü görmediğim Koçero için. Bestelediğim ve söylediğim için. Dönem, o dönemdi. Yargılandım, beraat ettim.”
Uzun yıllar otobüs firmalarında kaptanlık yapmış ve hayatını bir trafik kazasında kaybetmiş Nurettin Kilit, Koçero’nun oğluydu.
Koçero’nun mezarı Dağyolu köyünde bulunmaktadır.
Bernamegeh Türkçe