Utilitarizm, ahlaki değerlendirme ve karar verme süreçlerinde temel kriter olarak eylemlerin sonuçlarını kullanır.
Bu felsefi yaklaşım, bir eylemin doğruluğunu veya yanlışlığını belirlemek için eylemin sonuçlarının ne kadar “iyi” veya “faydalı” olduğunu ölçer.
İngiliz felsefecisi Jeremy Bentham ve ardından John Stuart Mill tarafından geliştirilen bu yaklaşım, etik ve politika alanlarında önemli bir etkiye sahiptir.
Utilitarizm, temelde şu prensip üzerine kuruludur: “En fazla iyilik, en fazla sayıda insan için.” Yani utilitarizm, bir eylemin doğruluğunu değerlendirirken, o eylemin sonuçlarının toplamda en fazla fayda sağlayıp sağlamadığını ölçer. Bu fayda genellikle mutluluk, refah veya keyif olarak tanımlanır.
Utilitarizmin amaçları şunlardır:
1. **Faydacılık (Utilitarianism)**: Utilitarizm, eylemlerin sonuçlarına odaklanır. Bir eylemin ahlaki doğruluğu veya yanlışlığı, o eylemin sonuçlarının yarattığı faydalara ve zararlara göre değerlendirilir. Eylemin sonuçları toplumun genel refahına katkı sağlıyorsa, o eylem ahlaki olarak doğru kabul edilir.
2. **Evrensel İyi Arayışı**: Utilitarizm, en büyük fayda ilkesi üzerine odaklandığı için evrensel bir ölçüt sunar. Tüm eylemler, genel olarak insanların refahına katkıda bulunup bulunmadığına göre değerlendirilir. Buna göre, utilitarizm evrensel bir ahlaki standart sunar.
3. **Pragmatizm**: Utilitarizm, somut sonuçlara dayandığı için oldukça pragmatik bir yaklaşımdır. Ahlaki kararlar, somut faydalar ve zararlar üzerinden değerlendirilir. Bu nedenle, utilitarizm pratik sorunların çözümü için uygun bir felsefi çerçeve sunar.
4. **Toplumsal Refah ve İyilik**: Utilitarizm, toplumun genel refahına odaklanır. Bu yaklaşım, toplumun en geniş kesimine en fazla fayda sağlamak amacıyla hareket etmeyi teşvik eder.
Utilitarizm, çeşitli uygulamalarda kullanılan bir ahlaki çerçeve olmasına rağmen, eleştirilere de maruz kalır. Özellikle, faydanın nasıl ölçüleceği, kimin faydalanacağı ve hangi değerlerin önemli olduğu gibi sorular utilitarizmin pratikte uygulanabilirliğini sorgular.