Mahmut Yıldırım

Yeşil Kod Adlı Mahmut Yıldırım Kimdir?

Mahmut Yıldırım, Bingöl, Solhan ilçesi Dicnik Köyü’nde, Kürtçe’nin Zazaca lehçesini konuşan bir ailede 1951 yılında doğdu.

Gerçek isminden çok Ahmet Demir, Sakallı ve Yeşil kod adları ile tanındı. 1973 yılında Bingöl’ün Genç ilçesi Jandarma Komutanlığı ve MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü ile çalıştığı iddia edildi. 1975’de Milli Görüş hareketi içine girdi ve Elazığ Etibank Ferrokrom tesislerinde çalışmaya başladı.

1974 yılında Kıbrıs Barış Harekatına katılmıştır ve sonrasında MİT’in bünyesinde çalışmaya başlamıştır. Dört yıl sonra farklı bir göreve soyunup, farklı bir isimle anılmaya başladı.

“Terminatör, sakallı, savaşçı, emmi” gibi değişik lakapları vardı, ama Türkiye O’nu daha çok “Yeşil” olarak tanıdı. Yeşil denmesinin nedeni, gözlerinin rengi değildi. Çünkü o kahverengi gözlere sahipti. Operasyonlarda PKK’li gibi giyinen Mahmut Yıldırım, güvenlik görevlilerince ayırt edilebilmek için “yeşil fular” takıyordu.

Susurluk kazasından sonra ortaya dökülen ilişkiler, pek çok cinayetin tetikçisi olduğunu ortaya koydu ancak bulunamadı. Dönemin Başbakanı Mesut Yılmaz, aldığı bilgileri aktarırken Yeşil’in öldürüldüğünü söyledi.

Ancak kısa bir süre sonra Yeşil, İHD Başkanı Akın Birdal’ı vuranların arkasındaki isim olarak ortaya çıktı. Daha sonraki bilgiler Yıldırım’ın hâlâ hayatta olduğunu ortaya koydu. Susurluk Raporu’nda da Yıldırım’a 12 sayfalık özel bir yer ayrıldı.

Ahmet Demir, Mehmet Kırmızı sahte kimliklerini kullanan, Kürt İllerinde “Sakallı” adıyla bilinen Solhanlı Mahmut Yıldırım’ın geçmişi bir ölçüde deşifre edilebildi. Bir dönem MİT’te, bir dönem JİTEM’de görev aldığı anlaşıldı.

JİTEM subayı Ahmet Cem Ersever’in öldürülmesinden, Kürdistan’daki pek çok fail-i meçhul cinayete kadar sayısız olayda tetikçilik yaptığı belirlendi. Hatta Abdullah Öcalan’ın Suriye’de öldürülmesi için görevlendirilen ekipte yer aldı.

Mahmut Yıldırım, nam-ı diğer Yeşil ya da Ahmet Demir veya Metin Atmaca yetmezse Sakallı ya da Hacı’nın, MİT’e yeniden girmesi sonrasında Öcalan’a yönelik eylem için kendince hazırlıklar yaptığını görüyoruz resmi raporlarda.

Yıldırım’ın bu hazırlıklarını Eymür’ün yardımcısı olarak teşkilat içinde bilinen D.F. adlı personelin yaptığı görüşme hakkında hazırladığı tutanaktan anlıyoruz.

Buna göre; Yıldırım, Suriye operasyonu için dönemin parasıyla 103 milyar lira buldu. Ayrıca Şam içinde Suriye Gizli Servisi El Muhaberat’tan iki personeli kendisiyle çalışması için ayarladı. Yanı sıra Abdullah Öcalan’ın çok yakınında olan bir kişiyi ayarlayan Yıldırım, operasyon yani eylem için gereken uzaktan kumandalı bir cihazın da hazır olduğunu belirtti. Yıldırım, MİT yetkilisi D.F. ile görüşmesinde bu görev için kendi adamları arasından bölgeye uyum sağlayabilecek üç kişiyi belirtti.

Tutanakta anlatıldığı biçimiyle şimdi ilginç bir noktaya geliyoruz.

Yıldırım’la görüşme yapan D.F.’ın “103 milyar lirayı nereden bulduğu” sorusunu Yıldırım şöyle yanıtladı:

“PKK’ya yardım ve yataklık yapan büyük iş adamlarından aldım. Fakat bu paraya hiç dokunmadım. Sadece operasyonda kullanmak üzere hazır tuttum. Bu parayı operasyonda kullanacağım. Operasyonun başarısız olması halinde herhangi bir talepte bulunmayacağım.”

Afyon Cezaevi’nde Sabancı Suikastı sanıklarından DHKP-C’li Mustafa Duyar’ı Türkiye’nin Şam Büyükelçiliği’nden alıp getiren ekipte onunda adı sayıldı. Ancak istihbarat birimlerinin kamuoyuyla pek de paylaşmadığı kanıya göre, aslında Yeşil tek bir kişinin değil, birden fazla görevlinin kullandığı ortak kod ad olarak belirtiliyor.

Ankara’da bir pavyonda eğlenirken olay çıkarttığı için gözaltına alındığı, götürüldüğü Emniyet Müdürlüğü binasında Orhan Taşanlar ve ekibi tarafından kaburgaları kırılana kadar dövüldüğü iddia edilen Yeşil’i polisin elinden alan ve MİT’te tedavi ettiren kişinin Mehmet Eymür olduğu öne sürüldü.

Üzerinde taşıdığı telefonla aradığı yerler arasında resmî kurumların yanı sıra Abdullah Çatlı, Sami Hoştan, Sedat Peker gibi isimlerinde yer aldığı iddia edildi. Mesut Yılmaz’a Budapeşte’de yumruk atanlar da Yıldırım’ın telefonundan arananlar arasında yer aldığı basına yansıdı.

Yeşil adının korkuyla anılması Susurluk çetesi tarafından tahsilat amacıyla kullanıldı. Susurluk çetesinin tehditle para topladığı kişileri arayan hep Yeşil kod adı idi. Ömer Lütfü Topal’ın öldürülmeden önce para yatırdığı Ziraat Bankası Ankara Heykel Şubesi’ndeki hesabın sahibinin de Ahmet Demir kimliğini kullanan Yeşil olduğu öne sürüldü.

Susurluk çetesi adına tahsilat yapmak suçundan hakkında gıyabi tutuklama kararı bulunan Mahmut Yıldırım, Bakırköy adliyesinde İranlı uyuşturucu kaçakçıları Lazım Esmaili ve Asker Smitko’nun öldürülmesiyle ilgili davada ise halen yargılanıyor.

Musa Anter, Cem Ersever, Tarık Ümit ve Behçet Cantürk olmak üzere birçok ”faili meçhul cinayette” “zanlı” olarak isminden söz edildi.

Sabah gazetesinin internet sitesinde yer alan bir habere göre, ismi verilmeyen ve Yeşil’in oğlu Murat Yıldırım ile arkadaş olduğunu iddia eden biri, Murat Yıldırım ile birini almaya gittiklerini, adamı arabaya aldıktan sonra da kendisinin arabaya aldıkları kişinin Yeşil olduğunu fark ettiğini söyledi.

Korkut Eken, Yeşil’in yaşadığını iddia edip, Yeşil’e “Çıkıp doğruları söyle!” diyerek seslenmiştir.

OdaTV’de yer alan bir habere göre ise Yeşil, Suriye’nin İdlib eski Vakıflar Müdürü Rıdvan Hammudi ile beraber görüldüğü iddia edilmiştir.

AK Parti Gaziantep milletvekili Şamil Tayyar, emekli bir albayın kendisine Yeşil’in yaşadığını, Sakarya’da yemek yediğini söylediğini iddia etmiştir.

Beyaz TV’de yayınlanan Dinamit programının sunucusu Latif Şimşek, bir canlı yayında Yeşil’in yaşadığını ve akrabası aracılığıyla kendisine mesaj gönderdiğini iddia etmiş ve şunları söylemiştir: “Mahmut Yıldırım Türkiye’nin en güvenilir moderatörü olarak gördüğü için mesajı bana göndermek istemiş. Bir estetik operasyon geçirdiğini, yaşadığını bildirmek istemiş.”

Dağın Ardındaki Gerçekler kitabının yazarı ve 1997-99 yılları arasında JİTEM bünyesinde Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde görev yapmış Bedran Akdağ’a göre ise Yeşil yaşıyor ve Diyarbakır’da görüldü. Oradan da Çukurova bölgesine götürüldü ve orada tutuldu. Konuyla ilgili yapılmış haberler 5-6 sene öncesine ait olduğu için hala Çukurova’da olup olmadığı hakkında bilgi yok.

2 Nisan 2018 Pazartesi günü Habertürk televizyonunda yayınlanan Türkiye’nin Nabzı programında konuşan iki önemli isim Mahmut Yıldırım hakkında önemli bilgiler verdi. Programa katılan bu isimler Genelkurmay İstihbarat Dairesi Eski Başkanı İsmail Hakkı Pekin ile eski Emniyet Müdürü Hanefi Avcı’ydı. Her iki ismin de Mahmut Yıldırım konusunda bilgi sahibi olduğu tahmin ediliyor.

Konuşmacılardan İsmail Hakkı Pekin, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ın yaşadığını, amansız bir hastalıkla mücadele ettiği yolunda “duyum” aldığını söyledi.

Bir dönem tutuklanarak uzun süre cezaevinde de kalan Hanefi Avcı ise Yeşil’in 1997 yılında Lübnan’a gönderildiğini, dönüşünden sonra bir daha haber alınamadığını, kendisiyle de irtibatın kesildiğini söyledi. Avcı Habertürk’teki konuşmasında, “Muhtemelen Yeşil’in üstüne yıkılan suçlamaların duyulmaması için susturuldu. Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım yaşasaydı kendisini mutlaka belli edecek kadar geveze biri olarak tanınıyor.” ifadelerini kullandı.

Yeşil’in yaşayıp yaşamadığı konusunda aslında en çok da bilgi sahibi olması gereken bir başka isim daha var. O da MİT Kontrterör Eski Daire Başkanı Mehmet Eymür’dür. Mehmet Eymür bu konuda, “Mahmut Yıldırım öldürülmüştür yoksa kesinlikle çıkar konuşurdu” demişti.

Mahmut Yıldırım, 23 Kasım 1996’da Metin Atmaca adına düzenlenmiş pasaport ile Budapeşte’ye gitti. 28 Kasım’da aynı pasaport ile Türkiye’ye giriş yaptı. MİT ile ilişkisinin 28 Kasım 1996’da kesildiği ileri sürüldü.

Müfettiş raporuna göre 28 Kasım 1996 günü MİT’le ilişiği kesilen Yıldırım, bir gün sonra Eymür’ün odasında görüldü.

Müfettişlere tanık sıfatıyla ifade veren bir MİT görevlisi, Yıldırım’ı en son 29 Kasım 1996 günü Kontr Terör Merkezi Başkanı Mehmet Eymür’ün odasında gördüğünü ve 30 Kasım 1996 günü yapılan toplantıya katılması gereken Yıldırım’ın gelmediğini ve o günden sonra da akıbetinin bilinmediğini kaydetti.

Devletin “resmi” kayıtlarına göre, Mahmut Yıldırım’ın canlı olarak son görüldüğü tarih bu.

MİT müfettişleri yaptıkları incelemelerde Mahmut Yıldırım’ın toplam 22 MİT mensubu ile temasının tespit edildiği görüşüne yer verildi.

Haberler.com’un haberine göre, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki faili meçhul cinayetlerle ilgili davada bir mezarın Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’a ait olabileceği gerekçesiyle açılmasına ve DNA testleri yapılmasına karar verildi fakat mezardan “Yeşil” çıkmadı.

Adli Tıp Kurumu, Belçika’dan getirilen ve Mahmut Özer’e ait olduğu belirtilen mezardan aldığı DNA örnekleriyle Mahmut Yıldırım’ın kızının kan örneklerinin eşleştirilmesi sonunda mezardaki cesedin Yıldırım’a ait olmadığı sonucuna vardı.

Gerçekler gün ışığına çıkarılamadı ama MİT, JİTEM ve Emniyet için bir dönem çok önemli “operasyon elemanı” olduğu konusunda hiçbir tereddüt yok. O yönü, Yeşili devletin “kara kutusu” yapmaya yetiyor.

Mahmut Yıldırım’ın izi uzun süredir bulunamadı. Yaşayıp yaşamadığı konusunda da net bir bilgi yok.

Murat ve Nevzat isminde 2 oğlu, Nuray isminde 1 kızı vardır.

Oğlu Murat Yıldırım 2009 yılında Yeşil-Savaşçı adlı bir kitap yazmıştır. Kitapta babasının hayat hikâyesini, katıldığı operasyonları anlatmış Yeşil hakkında merak edilen soruları cevaplamıştır.

Hakkında yazılan kitaplar:

-Derin Devletin Rengi: Yeşil

-Yeşil – Derin Devletin Üvey Evladı

-Yeşil: Savaşçı

Bernamegeh Türkçe

AYRICA BAKIN

Yağız Kaya Kimdir Hayatı

Müzisyen Yağız Kaya, 1976 senesinde Sivas ilinin Divriği ilçesinde dünyaya geldi. Yağız Kaya, müzik piyasasında …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!