Modacı Cemil İpekçi, 5 Ağustos 1948 tarihinde İstanbul’da dünyaya geldi.
Etnik tasarımlarıyla tanınan ünlü modacı Cemil İpekçi, “Royal Academy of Art” Desen bölümünden 1971 senesinde mezun oldu.
1972 ve 1975 seneleri arasında hazır giyim üzerine stilist olarak çalıştı ve 1975 senesinden itibaren de kendi moda evini kurarak, özgür tasarımlarını “Tzagne” adlı butiğinde gerçekleştirmeye başladı.
Cemil İpekçi, 1979 senesinde Tzagne’i Nis’e de taşıdı ve 1984 senesine kadar İstanbul’da ve Nis’de olmak üzere iki butik birden çalıştırdı.
1984 yılında tekrar ülkesine dönüşüden bugüne değin yaşattığı tasarım evi Haute Couture!…
Bundan önceki son on sene içinde gerçekleşmiş bütün tasarımları Eski Anadolu Uygarlığı’nın izlerini taşırken, Haute Couture’le cağdaş gece modasına şaşırtıcı bir dönüş yaptı.
İpekçi, 90’lı yıllarda yeniden özüyle buluştu ve böylece etnik çalışmalarına ara verdiği geçiş dönemi 92’de “Suzeni” ile sona erdi.
“Elbise, giyinme, örtünme fantezisidir” diyen İpekçi, moda hakkında şunları söylüyor: “Giyinirken insan herşeyden ve herkesten önce kendini tatmin etmelidir. Sokaktaki insanı, sık bir kalabalığı yada silueti çizilmiş bir çağdaş tarzın teorik bekçilerini değil, kendini memnun etmelidir. Giyim, güne nasıl uyandığın, neler hissettiğin, hüznün ve neşeyle ilgili olarak değişkenlikler, sürprizler taşımalı. İnsanlar hep beraber bugün ne giyeceklerine karar veriyorlar. Ya da hep birlikte belli renkler taşıyorlar vitrinlere doğadan. Günün modası demek kendine güvensizliğin çağdaş adıdır ve insan yeni biçimini savunmasının bir yoludur”.
İpekçi, 90’lı yıllardaki geri dönüşünün nedenini şöyle açıklıyor: “Çağdaş dünya yalnızca modada değil, sanatın bütün kollarında kişiyi körleştiren bir dünya, zamanla yarışılan, az zamanda çok is peşinde koşulan ve renklere, çizgilere ticari kaygılarla bakılan, gitgide işlevsel olmaya zorlanan bu dünya, tarihiyle güzel ve anlamlı. Hele Anadolu!… O kadar çok uygarlıkla çarpışmış ve onlarla zenginleşmiş ki, öyle dipsiz ve ulaşılmaz bir kuyu ki, ondan vazgeçmek delilik!… Örtünmeyi, resimden, şiirden, bir Bizans penceresinden eski İstanbul evlerindeki ferforjelerden farklı görmüyorum. Sanat esintilerle, anılarla yüklüdür. Eğer podyumlarda otantik bir rüzgar estiriyorsan, onun yönünü, yerini ve gücünü doğru saptamak gerektiğine inanmıyorum. Doğu bir masal kadar güzeldir ve benim yapmaya çalıştığım, bu masalı dinletebilmek için onu çağdaş sözcüklere dökmektir…Benim sözcüklerim kumaştır, renktir, çizgidir… Giysilerimle kendimi ifade ediş şeklim, geçmişten günümüze kurmaya çalıştığım gerçek temelli ve zarif bir köprüdür”.
Cemil İpekçi, değişik tasarımları, rengarenk koleksiyonlarıyla gündeme geldi.
Yıllarını bu mesleğe vermiş olan başarılı modacı, Osmanlı esintileri taşıyan çizgileriyle modaya yön vermeye devam etmektedir.