Amasra’da 41 kişinin hayatını kaybettiği, 11 kişinin yaralandığı maden patlamasına ilişkin soruşturma sürüyor.
Soruşturma kapsamında şu ana 50’nin üzerinde kişinin ifadesi alındı. İfadeleri alınanlar arasında maden işçilerinin yanı sıra kurum yöneticileri de bulunuyor. Madende polis tarafından el konulan madenci baret feneri, çeşitli cihaz ve belgeler, ekiplerce 15 delil torbasıyla Amasra Adliyesi’ne getirildi.
Maden patlamasına ilişkin bilirkişi incelemesine katılan Avukat Tamer Doğan, sorumlu düzeydeki kişilerin ‘madende her şey yolundaydı’ şeklinde tozpembe bir tablo çizdiğini söyledi. Soruşturma sürecinde henüz herhangi bir görevlinin görevden alınmadığına dikkat çeken Doğan, “Tarikatlar çok rahat gezebiliyor, Diyanet’inden psikososyal desteğine bir sürü ekip köylere salınmış durumda, ailelere ‘fıtrat-kader’ meselesini kanıksatmak için. Katliamın üstünü kapatmaya çalışan bir akıl var” dedi.
19 Ekim’de 7 kişilik bilirkişi heyeti, Bartın Cumhuriyet Başsavcısı eşliğinde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na (TTK) ait maden sahasında incelemelerde bulundu. Bartın Avukat Ferhat Parlatır ve madencilerin avukatlarının da eşlik ettiği bilirkişi heyeti -300 kotundaki yangının sürmesi nedeniyle patlamanın olduğu bölgede inceleme yapamadı.
‘Kara kutu’ olarak da adlandırılan; gaz ölçümlerini, sensör kayıtlarını barındıran bilgisayar ve cihazlardaki verilerin raporlanacağı öğrenildi. Bölgede maden, elektrik, jeoloji, jeofizik, makine mühendisleri ile A sınıfı iş güvenliği uzmanından oluşan bilirkişi heyeti çalışma yürütüyor.
İNCELEMELERE DAİR BİLGİ VERDİ
Bilirkişi incelesinde yer alan Çağdaş Hukukçular Derneği üyesi Tamer Doğan Evrensel’e konuştu.
Doğan incelemeye ilişkin şu bilgileri paylaştı: “Nerelere gittik. Önce yönetim binasında haritalar serildi. Bilirkişiler haritaların etrafında savcılar ve biz ailelerin avukatı olarak hazır bulunduk. Mühendisler gelmeye başladı. Aşama aşama nerede, örneğin hangi kotta, hangi kartiyede nerede o anda dinamit patlıyordu, saat 17.54’te, 18.04’te, 18.09’da ne oldu, metan ne ara pik yaptı. Onları kontrol ettik. Metan 18.04 ile 18.09 civarında pik yapıyor. Katliamın olduğu saatten itibaren cihazlar duruyor. Yönetim binasından sonra üçüncü aşamada ısı ölçerlerin, alarmların ölçüldüğü, ses kayıtlarının alındığı, telsiz bağlantılarının yapıldığı, karbonmonoksit, karbondioksit kontrollerinin yapıldığı dev ekranların olduğu sensör kontrol odasına ulaştık. Başsavcının söylediğini söylüyorum: Oranın zaten dijitallerine el konulmuş. Bizim önümüzde de zaten USB’lerle kayıt altına alındı. Ama özellikle bilirkişiler gün, hafta, saat aralığı girerek nerelerde pik yapmış, nerelerde metan oluşmuş, nerelerde metan yüzde 1,5’e çıkmış ona baktık. Çünkü biliyorsunuz yüzde 1’i gördüğü andan itibaren hava arınana kadar en azından çalışma yapmamaları gerekiyor. Yorumumu söylüyorum yöneticilerdeki, mühendislerdeki eğilim ya da iş güvenliği uzmanlarındaki eğilim şuydu: Sanki mükemmel işleyen bir mekanizma varmış bu katliamın olduğu dakikalara kadar hiçbir sorun yokmuş gibi bir hava sürekli yaratmaya çalıştılar, hiçbir zaman metan olmadı gibi. Bilirkişiler çok nokta atışı sorular sordular, asla manipülasyona gelmediler. Hem savcılar hem bilirkişi heyeti hem avukatlar olarak her detaya baktık. Haritalarda değil sadece, dökümler yapıldı açıkçası söylemek istemiyorum ama cenazelerimizin hangi noktada, ne şekilde yanarak mı boğularak mı vefat etti bunun bilgilerine kadar soruldu.”
“BARUTÇU DEFTERLERİ YOK”
Delillerin karartılması endişelerini de dile getiren Avukat Doğan, “Dijital delillere el konuldu ama bu verilerle oynuyorlar, metan ayarları vs ile de oynuyorlar, defterler yok ediliyor. Barutçular defter tutuyor ne kadar kaç kilogram nereye yerleştirdi lokumu mesela, onlara bakacağız. Barutçu defterleri yok. Eldeki rikenleri -riken dediğimiz şey el yordamıyla metanı ölçtüğünüz bir cihaz- bulmaya çalışıyoruz. Şu andan itibaren biz dosyanın içinde olduğumuz için savcılığa da güveniyoruz. O anlamıyla birlikte soruşturmayı layıkıyla yürüteceğimizi düşünüyoruz” diye konuştu.
ÜRETİM BASKISI, LİYAKATSIZLIK…
Ortada çok sayıda iddia olduğuna dikkat çeken Doğan şu noktalara dikkat çekti: “Bunların hepsinin peşine düşeceğiz. Üretim baskısı ne kadar var, peşine düşeceğiz. Çok önemli detaylardan biri eski güvenlikçiler, eski maden mühendisleri, eski madencilerin ortaklaştığı bir şey var: Burada deneyimsiz bir ekip var. Keşif yaparken manipülasyon yapanlara da sordum, öyle bir tablo çiziyor ki ‘burada kaza ya da katliam olma ihtimali yok, Amasra TİM’de her şey tıkırında, her şey mükemmel işliyor dersiniz’. ‘Sizde çavuş olmak için kaç sene kazma sallamak gerekiyor?’ diye sordum. Yönetmeliğe göre iki sene dedi. Edindiğimiz bilgiye göre daha önce 5 seneymiş. İşçiler deneyimsiz olduğu kadar başlarındaki çavuşu da deneyimsiz. 5 yıl kazma sallamamış insan çavuş yapılmış. Liyakatsiz bir ilişki. Buradaki deneyim, deneyimsizlik, önüne gelenin çavuş yapılması aslında doğru dürüst bir denetleme mekanizmasının olmaması gibi meseleler de önemli.
Asla madene inmeyen çok insan olduğu anlatılıyor. Sendikanın delege seçimi var, delege seçilmeyenlerin vardiyası değiştirildi diyenler var. Daha önce 16 ay boyunca gündüz vardiyasında olanlar 16.00-00.00 vardiyasına alındı, çünkü artık delege değil, muhalif listeye dönüşmüş durumda. Rahmetli olan işçilerden ailelerine anlattığı son dönemlerde ısınma olduğu doğrultusunda ve özellikle belirttikleri bir husus var, ‘bizi çok yakında ücretsiz izne çıkaracaklar. Burayı kapatacaklar tadilata sokacaklar’ demiş işçiler.”
KATLİAMIN ÜSTÜNÜ KAPATMAYA ÇALIŞAN BİR ANLAYIŞ VAR
Avukatların engellenmeye çalıştığına da vurgu yapan Doğan, “Tarikatlar çok rahat gezebiliyor, Diyanet’inden psikososyal desteğine bir sürü ekip köylere salınmış durumda, ailelere ‘fıtrat-kader’ meselesini kanıksatmak için. ‘Devletinize karşı davacı olmayın’ fikrini kanıksatmaya çalışıyorlar. Bunun peşinden yüklü miktarda tazminat geleceğini biliyoruz. ‘Susun da oturun diyecekler’. Katliamın üstünü kapatmaya çalışan bir akıl var” ifadelerini kullandı.
ÖN RAPOR YAKINDA TAMAMLANIR
Yakın zamanda en azından bilirkişilerin ön raporunu tamamlayacağını söyleyen Doğan, “O bilirkişi raporu savcıların önünü açacak. Savcılar yavaş yavaş en azından bu katliamın nasıl ortaya çıktığına dair bir iddianame -kasıt varsa, olası kast varsa, buna dair bir ihmal silsilesi ortaya koyacaklar- biz de o sırada da zaten elimize geçen belgeleri mutlaka paylaşacağız” ifadelerini kullandı.
ADALETİN PEŞİNDEYİZ
Soruşturma sürecinde bugüne kadar şüpheli sıfatıyla kimsenin ifadesinin alınmadığını, kimsenin gözaltına alınmadığını, hiçbir görevlinin görevden dahi alınmadığını hatırlatan Doğan şunları söyledi: “Bizim derdimiz adaletin yerini bulması. Bunun ölen bir işçiye, barutçuya, çavuşa bırakılmaması, bütün sorumluların yargı önüne çıkarılması. Bunun için elimizden geleni ardımıza bırakmayacak bir kararlılığa ve iradeye sahibiz. Nasıl Soma için adalet Çorlu için adalet Hendek için adalet Ermenek için adalet dediysek bu tarihten itibaren Amasra için Bartın için adalet de demeye devam edeceğiz.”
PARLATIR, ‘İHMAL’E DİKKAT ÇEKMİŞTİ
İnceleme sonrası açıklama yapan Bartın Baro Başkanı Avukat Ferhat Parlatır da daha önce şu bilgileri paylaşmıştı: “Bizim genel olarak kendi izlenimlerimiz ve tespitimiz burada olayın bir ihmal olduğu ve yakın zamanda bilirkişilerin ön raporları doğrultusunda sorumluların tespit edilerek adalet önünde hesap vereceklerini düşünüyoruz. Bizim genel olarak yaptığımız tespit ve gözlemlere dayılı olarak birtakım bulguları tespit etik.” (Meltem AKYOL ve Hilal TOK / Evrensel)
Bernamegeh Türkçe