Kamuoyunda Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele olarak bilinen JİTEM’in asıl isminin, JİTEM’in kurucularından olan Ahmet Cem Ersever’in Soner Yalçın’a verdiği röportajda isminin aslında Jandarma İstihbarat Grup Komutanlığı olduğunu (JİGK) belirtmişti.
JİTEM’in varlığı devlet kurumları tarafından uzun süre doğrulanmamış olsa da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın JİTEM ile ilgili başlattığı soruşturmada devlet, JİTEM’in var olduğunu resmen kabul etmiştir.
Kurumun Kürt İllerindeki pek çok ”faili meçhul” cinayetten sorumlu olduğu bilinmektedir.
Uluslararası Af Örgütü de bölgede gerçekleştirilen pek çok cinayet ve infazın devlet yetkililerince gerçekleştirildiğini belirtmektedir. Kamuoyu bu faili meçhul cinayeti işleyen devlet yetkililerinin JİTEM mensupları olduğunu düşünmektedir.
Faili meçhul kalmış 19 cinayetin JİTEM elemanları tarafından işlendiğine yönelik açılan soruşturmanın davası sonucunda yargılanan tüm sanıklar Aralık 2019’da beraat etmiştir.
Sabah gazetesinde, JİTEM’in tarihçesinin ve örgütlenme modelinin anlatıldığı iddia edilen belgeye göre teşkilat, 27 Ağustos 1987 tarihinde Jandarma Genel Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı’na bağlı olarak “Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı (JİTEM)” adıyla kurulmuştur. Başlangıçta, Mardin, Silopi, Batman’da faaliyet alanı olarak belirlenmiştir ve toplam 2 grup, 11 tim bu kuruluş içerisinde faaliyetlerini göstermiştir.
Binbaşı Ersever’in İtirafları kitabının yazarı araştırmacı Soner Yalçın’a göre JİTEM, 1987 yılında Binbaşı Arif Doğan tarafından Jandarma İstihbarat Daire Başkanlığı bünyesinde kurulmuş; İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Diyarbakır, Samsun ve Erzurum’da örgütlenmiştir. Yalçın, JİTEM içerisinde muvazzaflar ve hapishaneden özel izinle çıkarılan PKK itirafçılarının da olduğunu belirtmiştir.
1993-96 yılları arasında Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü Abdülmecit Baskın’ın da bulunduğu zorla kaybedilen 19 kişiye ilişkin ilk soruşturma 2011 yılında başlatıldı.
20 Eylül 2013 tarihinde zamanaşımı riskinden dolayı Abdülmecit Baskın cinayetiyle ilgili iddianame hazırlandı. 19 Aralık 2013 tarihinde hazırlanan yeni iddianameyle Namık Erdoğan, Metin Vural, Recep Kuzucu, Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Haci Karay, Adnan Yıldırım, İsmail Karaalioğlu, Yusuf Ekinci, Ömer Lutfi Topal, Hikmet Babataş, Medet Serhat, Feyzi Aslan, Lazem Esmaeılı, Asker Smıtko, Tarık Ümit, Salih Aslan ve Faik Candan cinayetleri de yargılamaya dahil edildi.
Sanıklar Mehmet Ağar, İbrahim Şahin, Korkut Eken, Ayhan Çarkın, Ayhan Akça, Ziya Bandırmalıoğlu, Ercan Ersoy, Ahmet Demirel, Ayhan Özkan, Seyfettin Lap, Enver Ulu, Uğur Şahin, Alper Tekdemir, Yusuf Yüksel, Abbas Semih Sueri, Lokman Külünk, Mahmut Yıldırım, Nurettin Güven, Muhsin Korman’ın, “cürüm işlemek için oluşturulan silahlı teşekkülün faaliyeti kapsamında insan öldürmek” suçlarından yargılandığı dava, Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başladı.
Yıllarca süren yargılamaların sonucunda 20 Eylül 2019’de görülen duruşmada, katılan avukatları kovuşturmanın genişletilerek, Tansu Çiller, Özer Uçuran Çiller ve Mesut Yılmaz’ın dinlenilmesine; Kutlu Savaş’ın hazırladığı Teftiş Kurulu Raporu’nun ve eklerin getirilmesi talebinde bulundu.
Avukatlar, sanıkların cezalandırılmasına yetecek kadar dosyada delil bulunduğuna; cinayetlerin aynı failler ve aynı silahlarla işlendiğine dair somut delilerin olduğuna dikkat çekerek, Ayhan Çarkın’ın Yusuf Ekinci cinayetine ilişkin çok açık beyanlarını hatırlattı.
Mahkeme heyeti, kovuşturmanın genişletilmesi talebinin reddine ve savcının mütalaasını sunmak için ek süre verilmesine karar verdi.
13 Aralık 2019‘da görülen karar duruşmasında, Ahmet Demirel’in ölmüş olması nedeniyle hakkındaki davanın düşmesine, Lazem Esmaeili ve Asker Smitko’nun öldürülmesi ile ilgili sanık Yeşil kod Mahmut Yıldırım’ın yakalanamamış olması nedeniyle tefrik edilmesine, diğer ölümlerle ilgili tüm sanıklar hakkında beraat kararı verdi.
5 Nisan 2021 tarihinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin bozma kararı üzerine dosyanın Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderilmesiyle 15 Ekim 2021’de görülen ilk duruşmada, avukatların sanıkların duruşmalardan vareste tutulması kararlarının kaldırılması, Sedat Peker’in kardeşi Atilla Peker’in dinlenmesi ve Ayhan Çarkın’ın sanıklarla yüzleşme talepleri reddedildi. Davada yargılama devam ediyor.
Katılan avukatlarının bahsettikleri gibi, aradan geçen onca yılda dosyaya sanıkların aleyhine birçok ciddi delil girmesine, hatta Kutlu Adalı cinayeti, Sedat Peker itirafları, sanıklardan Ziya Bandırmalıoğlu’nun öldürülmesi gibi pek çok gelişme yaşanmış olmasına rağmen sanıklara hiçbir soru yöneltilemedi.
Onlarca yıldır görülen davada, belki de en çok yok sayılanlardan biri, onarıcı adalet için şart olan hesap verilebilirlik idi.
Duruşmanın bu şekilde uzadığı sürece davanın zaman aşımına uğrayacağını söyleyen avukatlar, dosya kapatmanın öne sürüleceğini ve bu davaların böylece kapatılacağını vurguluyorlar.
Avukatlar; “Bu dosyaların açılma sebebi de buydu. Şu an oynanan hakikaten tiyatro oyunudur, başka bir şey değil.” demektedirler.
Teşkilatın gözaltında tuttuğu kişilere Filistin askısı, falaka vb. yöntemlerle işkence uyguladığı ve yargısız infazlar yaptığı biliniyor. Öldürdükleri kişilerin bazılarını gömerek gizledikleri bazılarını ise halkta korku yaratmak amacıyla bir yere attıkları da biliniyor. Eski JİTEM elemanı Abdülkadir Aygan’a göre de bölgede cinayetlerin %80’i JİTEM tarafından işlenmiştir.
Abdülkadir Aygan’a göre teşkilatın şeması şöyledir:
Jandarma Genel Komutanlığı
İstihbarat Başkanlığı-Gruplar Komutanlığı
Grup Komutanlıkları (yedi ayrı bölgede konumlanmış)
Tim Komutanlıkları-Birimler
JİTEM adının ilk kez mahkeme tutanaklarına girdiği olay Yüksekova çetesi davasıdır. Silah ve uyuşturucu kaçakçılığı başta olmak üzere bir dizi suçtan yargılanan Yüksekova çetesi yapılanmasında Arif Doğan’ın da adı geçiyordu.
JİTEM ve faili meçhul cinayet tartışmalarında genellikle 17 bin faili meçhul rakamı telaffuz edilir. (Faili Belli-MA-Wikipedia)
Bernamegeh Türkçe