ATASÖZÜ NEDİR VE NEDEN ÖNEMLİDİR
Milletlerin ortak düşünce ve davranış biçimlerini, toplumsal ve ahlaksal kurallarını, anane ve göreneklerini yansıtmasına atasözü denir (Aksoy, 1981:20). Her dilin, her milletin kendine özgü atasözleri vardır. Folklor, toplumbilim, ekonomi, felsefe, tarih, ahlak, ruhbilim gibi birçok konuları ilgilendiren atasözleri; kültürel varlığın aktarıcısı konumundadır. Anlatım gücü, kavram zenginliği bakımından önem arz eden dil yapıları olan, atasözleri kalıplaşmış sözlerdir.
Atasözleri halkların tarihi süreçte şekillenen yaşam biçimini, adet ve geleneklerini ifade eden yasalar hükmündedir. Atasözleri yüzyılların geçmesiyle şekillenir ve toplumun ahlâkî, dinî ve dünyevî değerlerini ifade ederler. Toplumun tarihsel kültürünü kuşaktan kuşağa aktarırlar.
Atasözleri bir toplumun duygu, düşünce, inanç ve kültür yapısını yansıtır. Atasözleri, kim tarafından ne zaman söylendiği bilinmediğinden anonimdir. Bu sözler topluma mâl olmuş, toplum tarafından benimsenmiş ve yüzyılların düşünce ve mantık isteminden geçerek günümüze ulaşmış kısa ve özlü sözlerdir. Atasözleri, bir düşünce açıklanırken ya da savunulurken tanık olarak da gösterilirler.
Atasözleri, milletlerin tarihsel süreç içerisinde yaşamış oldukları coğrafi, siyasi, soysal, ekonomik vb. gibi durumlardan kaynaklı olarak tarihsel sürecin derinliği içerisinde ortak bir havzada anlamlandırdıkları gelenek, görenek ve örflerin didaktik yönlerini de dikkate alarak sonraki jenerasyonlara aktarılmasıdır. Ayrıca atasözleri taşıdıkları anlamlar itibari ile insan yaşamı ile alakadar her türlü temayı ve muhtevayı içinde barındırır. Bu yönüyle atasözlerinin gündelik hayattaki kullanımı ise mecazlı anlamları içinde barındırabileceği gibi doğrudan doğruya gerçek anlamları da barındırabilir.
Atasözleri belli bir toplumun ve/veya bütün insanlığın yaşam felsefesidir. İnsanlarda bulunan sevgi, kıskançlık, bencillik, dostluk, düşmanlık gibi duygular evrenseldir. Bu nedenle bu duyguları yansıtan atasözleri de evrensel olarak kabul edilmektedir. Dünyada pek çok ulusun kullandığı atasözleri karşılaştırıldığında, bu atasözlerinin pek çoğunun aynı ya da benzer olduğu görülmüştür. Atasözleri evrensel değerler yanında bir ulusa özgü kültürel değerleri de yansıtır.
Bazı atasözleri için insanoğlu diyebilir ki, dilbilgisi açısından doğru söylenmemiştir. Ancak ezgisi kaybolmasın diye, eksik söylenmiştir. Eğer doğru söylenirse bu ezgiler kaybolur. Ezgi ve kafiye bazı sözler için çok önemlidir. Bundan dolayı ezgi ve kafiye tek başına söylendiği zaman bunlar meal gibi iyi bir şekilde anlaşılıyor. Yani o ezgi ve kafiye ile insanoğlunun zihninde yer ediniyor.
EN ÇOK KULLANILAN KÜRTÇE ATASÖZLERİ
A
• Adetên bav û bapîran, kerik xweştir in ji hêjîran. – Dededen babadan âdetse ham incir olgun incirden daha iyidir.
• Agir berda kayê xwe da ber bayê. – Samanı ateşe verdi, kendisi kenara çekildi.
• Agir xweş e lê arî jî jê çêdibe. – Ateş iyidir ama kül de bırakır.
• An bike, melerize, an meke, melerize. – Ya davran titremeden yada davranma ve titreme.
• Aqilê sivik barê girane. – Hafif akıl ağır yüktür.
• Aşê dîna bi xwe digere. – Delinin değirmeni kendi kendine çalışır.
• Axa, bi deh gundên xwe ve, bawer dike Keyxosrow e. – Ağa, on köyü ile kendini Keyhüsrev sanıyor.
• Ava hêdî hêdî, me ecêb jê dî. – Çok yavaş sudan çok garabetler gördük.
• Av bi bêjîngê nayê civandin. – Elekle su toplanmaz.
• Ava de serî; çi bihostek çi çar tilî. – Başı aşan su; ha bir karış olmuş, ha dört parmak.
B
• Ba ji tehtê çi dibe? – Yel kayadan ne götürür?
• Ban qul be binban şile. – Dam delikse damdibi ıslaktır.
• Baran disekine ga bi cil dike. – Yağmur durunca öküze çul örtüyor.
• Bedewê çav kil kir, dilê xortan tev kul kir. – Güzel gözlerine sürme çekti, gençlerin gönlünü yakıp geçti.
• Behr bi devê kûçika heram nabe. – Deniz itin ağzıyla haram olmaz.
• Bela tên serê mêra. – Bela yiğidin başına gelir.
• Bext nadim bi text. – Bahtı tahta değişmem.
• Bê derpê bigere, stûyê xwe li ber zalim xwar neke. – Donsuz dolaş fakat boynunu zalim önünde eğme.
• Bi desta berda bi linga bidû geriya. – Elini bıraktı, ayağı ile ardına düştü.
• Bila conegayê rojekê bim, ne çêleka sed rojî bim. – Bir günün boğası olayım, yüz günün ineği olmayayım.
• Bi dinyê bişêwir bi aqilê xwe bik. – Dünyaya danış, aklına göre yap.
• Bila avis be kengî dizê bila bizê. – Gebe olsun da ne zaman doğurursa doğursun.
• Bila dilê min bi dil be bila tûrê kirasê mû li min be. – Gönlüm hoş olsun da varsın giysim kıldan olsun.
• Bila hespê çê be bila bê nal be. – İyi at olsun da varsın nalı olmasın.
• Bila rû biêşe zik ne êşe. – Yüz acısın, karın ağrımasın.
• Birîndar bi birîna xwe zane. – Yaralı yarasını bilir.
• Bi pirsê mirov diçe mala Xwedê – Sorma ile insan Allah’ın evine kadar gider.
• Bi xwezîya dest nagîhê baqê kezîya. – Keşke ile eller saç örgüsü demetine yetişmez.
C
• Carina mirov ji yarê dîya xwe re dibê yabo. – Gün olur insan anasının dostuna baba der.
• Cer di riya avê de dişkê. – Su testisi su yolunda kırılır.
Ç
• Çavê derîgirtîya li ê derîvekiryaye. – Kapısı kapalı olanın gözü kapısı açık olandadır.
• Çêlîkê mara bê jahr nabin. – Yılanın yavrusu zehirsiz olmaz.
• Çira nîne ku heta sibehê pêkeve. – Lamba değil ki sabaha kadar yansın.
• Çira ji kora re def ji kera re bêfêdeye. – Çıranın köre, davulun sağıra yararı yoktur.
• Çû dermanê mîzê gû lê esirî. – Sidik ilacına gitti kabız oldu.
D
• Dara xwezîya hêşîn nabe. – Keşkenin ağacı yeşermez.
• Daran di ser xwe re mebire. – Ağaçları üstünden kesme: seni koruyan, senden büyük olana saldırma.
• Darê ji binî nebire. – Ağacı kökünden kesme.
• Derew sêwî ye. – Yalan öksüzdür.
• Deriyê xerata bi bena girêdayîye. – Marangozun kapısı iple bağlıdır.
• Deriyê xwe bigire cîranê xwe diz dernexe. – Kapını kapa, komşunu hırsız çıkarma.
• Destê xebitî li ser zikê têre. – Çalışan el tok karnın üstündedir.
• Destikê bivir ne ji darê be dar nakeve. – Baltanın sapı ağaçtan olmazsa ağaç devrilmez.
• Dev dixwe rû fedî dike. – Ağız yer yüz utanır.
• Dîn ne dînin; ê ji wan bawer dikin dînin. – Deliler deli değil onlara inananlar delidir.
• Dê û dotê şerkirin, bêaqila bawer kirin. – Ana kız kavga ettiler, akılsızlar inandı.
• Dibêjin tu li rê qeze û bele li rê. – Derler ki sen yola çıkınca kaza bela birlikte yola çıkar.
• Dikana Bekiro; du qalib sabûn û çar torbe xwê. – Bekir’in dükkanı; iki kalıp sabun, dört torba tuz.
• Dilê xweş her lê bihar e. – Neşeli gönül hep bahar gibidir.
• Dilê tirsonek timî dikute. – Korkak yürek hep çarpar.
• Dilê tirsonek sînga gewr nabîne. – Korkak yürekli, ak göğsü göremez.
• Dile yekê ket kevirekî heft salan bi xwe re gerand. – Birinin (kadının) gönlü bir taşa düştü, yedi yıl birlikte dolaştırdı.
• Dil ku şikest, êdî nacebire. – Gönül ki kırıldı artık düzelmez.
• Dil ne sifre ye ku mirov ber hemûyan veke. – Gönül sofra değil ki insan herkesin önüne açıversin.
• Dilê şivên bixwaze kare ji nêrî şîr derxe. – Çobanın gönlü isterse tekeden süt çıkarır.
• Dinya bi dore, ne bi zor e. – Dünya sabır ile yürür, şiddet ile değil.
• Dinya guleke, bêhn bike û wê bide hevalê xwe. – Dünya bir güldür, kokla onu ve yakınındakine ver.
• Dinya li dinyê; çavê gur li mîhê. – Dünya durdukça kurdun gözü koyundadır.
• Diyari qesp in, şûndiyari hesp in. – Armağan (hediye) olarak hurma alınınca, karşılığında at vermek gerekir.
• Dît ezim nedît dizim. – Gördüyse benim, görmediyse hırsızım.
• Dûjminê te gêrikek be jî dîsa hesabê xwe bike. – Düşmanın bir karınca bile olsa önlemini al.
• Dûr bi nure. – Uzak ışıklıdır.
E
• Eger xêr bê welatekî wê bigihîje hemî cîhê welat. – Eğer bir ülkeye iyilik gelirse ülkenin her yerine ulaşır.
• Erd birinc be, av rûn be, ku xwedî tunebe zû xelas dibe. – Yer pirinç olsa, su da yağ, sahibi yoksa tez biter.
• Eyarê bênamûsa firehe. – Namussuzun postu geniştir.
• Ez çi dibêjim bilûra min çi dibêje. – Ben ne diyorum kavalım ne çalıyor.
• Ez ez im, tu tu yî. – Ben benim sen sensin.
• Ez hêdî dimeşim bela digihê min, ez zû dimeşim ez digihêm bela. – Yavaş yürüyorum bela bana yetişiyor, hızlı yürüyorum ben belaya yetişiyorum.
• Ez kelê rojekê bim û ne mangê hezar salî bim. – Bin yıl inek olmaktansa bir günlük boğa olayım.
Ê
• Ê diziya hingiv bike wê mêş pêvedin. – Bal hırsızını arı sokar.
• Ê jinê berde li panîyê nanêre. – Karıyı boşayan ardından bakmaz.
• Ê ne di şer de be şêr e. – Kavgada olmayan aslan kesilir.
• Ê rabe cîhê wî, ê bimre jîna wî dimîne. – Kalkanın yeri, ölenin karısı kalır.
• Êş hat Şam’ê, ecelhatî mirin. – Bulaşıcı hastalık Şam’dan geldi, eceli gelenler öldü.
• Êl hebe, êlbeg jî heye – Aşiret varsa aşiret beyi de vardır.
F
• Fala Qereçîya lihev derdikeve. – Çingenenin falı birdir, atar tutturur.
• Feqîr çûn xwe daliqînin dîtin ku dewlemend li ba dibin. – Fakir kendini asmaya gitti, zenginlerin ipte sallandıklarını gördü.
• Ferxekî şêra, şêr e. – Aslan yavrusu (gene) aslandır.
G
• Galgala ket nav dev û dirana, wê bigere li bajar û şaristana. – Ağız ve dişlerin arasına düşen söz, kentleri memleketleri dolaşır.
• Giya di bin kevir de namîne. – Taşın altında ot kalmaz.
• Gotina rast bi mirov ne xweş tê. – Doğru söz insana hoş gelmez.
• Gotina xweş buhara dilan e. – İyi söz yüreklerin baharıdır.
• Gotin: Bavê te siwaran kuşt yan pêyan? Gotî: Her kuştin, çi siwar û çi pêya – Dediler: Babanı süvariler mi yoksa yayalar mı öldürdü? Dedi: Öldürüldükten sonra ha süvari ha yaya ne fark eder.
• Gula bidin gul nasa. – Gülü, gülü tanıyana verin.
• Gul ew gul bû baran jî lê hat şil bû. – Gül gül değildi, yağmur yağdı mahvoldu.
• Gundê bê rez, konê bê pez, mirovê dibêjê ez û ez, hemî ne tutişt e. – Bağsız köy, koyunsuz çadır, hep ben ben diyen adam, bunların hepsi işe yaramaz (beş para etmez).
• Gur dikujin qijik dixwin. – Kurt öldürür karga yer.
• Gurê ku dijminî min nîn e, bila hezar sal bijî – Bana düşman olmayan kurt bin yıl yaşasın.
H
• Ha kevir li cer ket ha cer li kevir ket. – Ha taş testiye değmiş ha testi taşa.
• Hechecîkê silava li hecêk. – Ey kırlangıç hacca selam söyle.
• Heçî li hespê hevalan siwar e, herî peyar e. – Dost atına binen hep yaya kalır.
• Heft çîrokên hirçe hene, her heft jî li ser hirmiyene. – Ayının bildiği yedi hikaye, yedisi de armut üstüne.
• Helaw ji şîrêzê çênabe. – Zamk’tan helva yapılmaz.
• Hemî çêlek tên dotin, hemî gotin nayên gotin. – Her inek sağılır, her söz söylenmez.
• Hem ji dêrê bû hem jî ji mizgeftê. – Hem kiliseden oldu hem de camiden.
• Hem serê xwe dişkîne hem jî xercê xwe dide. – Hem başını kırdırıyor, hem de vergisini ödüyor.
• Hêştir radibin hev, hêstir û ker bin lingên wan de diçin. – Develer dövüşünce katırlarla eşekler tekmeleri altında ezilirler.
• Here miletan, bigre adetan. – Uluslara git, gelenekler öğren.
• Her giya li ser koka xwe hêşîn tê. – Her ot kendi kökü üzerinde yeşerir.
• Her şêrek bi lepê xwê ye. – Her aslan kendi pençesiyle.
• Her kezîzerek, simbêlsorek li himbere. – Her sarı örgülünün yanıbaşında bir kaytan bıyıklı vardır.
• Herçi jar e, li havînê jî sar e. – Kim ki zayıftır yazın bile üşür.
• Her tişt bi ziravî dişkê, mirov bi stûrî. – Her şey incelikten dolayı kırılır bozulur, insanlar kabalıktan.
• Heta min xwe naskir mal li xwe xelas kir. – Kendimi tanıyıncaya kadar malımı bitirdim.
• Heta li mirinê, çav li kirinê. – Ölünceye kadar çalış.
• Hevalê bêje “heval heval” nede dû. – “Arkadaş arkadaş” diyen arkadaşın ardından gitme.
• Heya tu cehnemê nebînî bihuşt bi te xweş nabe. – Cehennemi görmeyene dek cennet sana tatlı gelmez.
• Heyfa ciwanîyê pîrî li pê ye. – Yazık gençliğe, yaşlılık ardından geliyor.
• Heywana tu bigerînî wê erzan bibe. – Gezdirdiğin hayvan ucuz olur.
• Hin dikin hin dixwin. – Kimi yapar kimi yer.
• Hingivê debeye di eyarê kâçikdaye. – Süzme baldır ama it postu içindedir.
• Hûrik hûrik dagir tûrik. – Ufak ufak doldur dağarcığını.
J
• Ji hirçekî du eyar dernayê. – Bir ayıdan iki post çıkmaz.
• Jin kelehe mêr girtîye. – Kadın kaledir erkek tutsaktır.
• Jina ne delal, çavê mirov diêşine, jina delal dilê mirov diêşine. – Çirkin kadın göz ağrıtır, güzel olan da gönül ağrıtır.
• Ji pira pir diçe, ji hindika hindik. – Çoktan çok gider, azdan az.
• Ji rovî fenektir tune ji eyarê wî pirtir tune. – Tilkiden kurnaz yoktur, derisinden de çok yoktur.
• Ji xezalê bezatir nîne, ji rizqê xwe zêde naxwe. – Ceylan kadar hızlı yoktur, (ama) kısmetinden fazlasını yemez.
• Ji xelkê re masîgiro ji xwe re kûsîgiro. – Elaleme balıkçı kendine kaplumbağacı.
K
• Kaniya ku tu avê jê vexwî kevira na avêjê. – Su içtiğin kaynağa taş atma.
• Karê ne ji min re bayê wê di ser min re. – Benim olmayan işin yeli üzerimden geçsin.
• Keça mîran bi qelenê gavana nayê. – Sığırtmaç başlığıyla bey kızı alınamaz.
• Keça gan nîşandayê diran. – Gönlü olan kız gülümser.
• Keçkê bêbav çîyayê bêav. – Babasız kız susuz dağ gibidir.
• Keda helal dibe mû naqete, keda heram bibe werîs jî diqete. – Helal ekmek kıl olsa kopmaz, haram ekmek halat da olsa kopar.
• Kes nakeve gora kesî. – Kimse kimsenin mezarına girmez.
• Kihêl di bin mêrxasan de dibezin.- Küheylan at, yiğitlerin altında koşar.
• Kor çilo li Xwedê dinêre, Xwedê jî werge le dinêre. – Kör Allaha nasıl bakarsa Allah da ona öyle bakar.
• Ku kela şorbê çû buhayê heskê pere nake. – Çorba taşarsa kepçenin değeri para etmez.
• Ku agir li çiyê ket, ter û hişk tev de dişewitin. – Ateş dağı sarınca,yaş kuru, her şey yanar.
• Kumê rasta tim qetyayîye. – Doğru kişinin külahı hep yırtıktır.
• Kurmê şîrî heta pîrî. – Ana sütündeki kurt ölüme kadar.
• Ku te girt bernede ku te berda bi dû nekeve. – Tuttunsa bırakma, bıraktınsa ardına düşme.
• Kûçik ji kê bitirse bi wî alî direye. – Köpek korktuğu yana havlar.
L
• Lê kalîyê lê korîyê; mirin çêtire ji feqîrîyê. – Ah yaşlılık ah körlük; ölüm yoksulluktan iyidir.
• Li bejnê nerî bi zêra kirî, laçek rakir kertkê gurî. – Boyuna posuna baktı altınla aldı, örtüsünü kaldırdı kel çıktı.
• Li kerê mirî digere ku nala jêke. – Ölmüş eşek arıyor ki nalını kopara.
• Li ser kebab ve çû, li ser dexdexana keran ve bû. – Kebaba giderken eşek dağlamasına rast geldi.
• Li şera xal û xwarzî; li xwarina, mam û brazî. – Savaşta dayı ve yeğen, yemekte amca ve yeğen.
M
• Mala me li çoyê meye; çoyê me li ser milê meye. – Evimiz sopamızda, sopamız omzumuzun üstündedir.
• Mala mêran kaniya zêran. Yiğit(lerin) evi altın çeşmeye benzer.
• Malê dinê qloçê mêran e. – Koça boynuzu ne ise dünya malı da insana odur.
• Malê axê diçe canê xulêm dêşe. – Ağanın malı gider uşağın canı yanar.
• Malê camêrkî û xesîskî wek hev dire. – Cömerdin malıyla cimrinin malı aynı oranda harcanır.
• Mal li ser malê nabe. – Ev üstünde ev olmaz.
• Ma ne xwîn e? Ha ji dest, ha ji zend. – Kan değil mi, ha elden çıkmış, ha bilekten.
• Mal mala teye lê bi aliyê firaxa nere. – Ev evindir ancak mutfak tarafına gitme.
• Mêja Kurmanca ne îbadete, adete. – Kürt’ün namazı ibadet değil adettir.
• Mêrê qels du cara şer dixwaze. – Güçsüz adam iki kez kavga ister.
• Min xelk hin kir govendê, êdî kesî destê min negirt. – İnsanlara oyun oynamayı öğrettim, o zamandan beri kimse (oyuna katılmak için) elimden tutmadı.
• Mirin mirine xirexir çiye? – Ölüm ölümdür, hırıltı nedir?
• Mirîşka bigere wê lingê wê bi zelq be. – Gezen tavuğun ayağında pislik olur.
• Mirov here masiya, qûna wî şil dibe. – Kim balığa giderse kıçı ıslanır.
• Mirovê Kurmanc gava têr xwar ya mêrekî bikuje yan jinekê birevîne. – Kürt’ün karnı doyunca ya bir adam öldürür ya bir kadın kaçırır.
• Mirov bi carekê qûnek nabe. – Bir seferle i*ne olunmaz.
• Mirov xwe bi destê xwe ne xurîne xura mirov naşkê. – İnsan kendini kendi eliyle kaşımazsa kaşıntısı geçmez.
• Mirazê min dil be ber seriyê min kevir be. – Gönlümün muradı olsun, yastığım taştan olsun.
• Mirov pîr dibe, dil pîr nabe. – İnsan yaşlanır, gönül yaşlanmaz.
N
• Nabêjin kê kir; dibêjin kê got. – Kim yaptı demezler kim söyledi derler.
• Nan û pîvaz hebe nexweşî çavreşîye. – Ekmek ve soğan olursa hastalık çekememezliktir.
• Navê gur derketîye; rovî dinya xera kir. – Kurdun adı çıkmış; tilki dünyayı yıktı.
• Neger li newala nebîn xeyala. – Vadilerde dolaşma, kabus görme.
• Ne dijminê xeraba bin; dijminê xerabîyê bin. – Kötülerin düşmanı değil kötülüğün düşmanı olun.
• Ne fene, ev çi dar û bene? – Tuzak değilse, bu ne değnek ve iptir?
• Ne xwar ne da hevala, genî kir avêt newala. – Ne yedi ne arkadaşlara verdi, kokuttu vadilere attı.
• Nivişta bê tişt, xwediyê xwe kuşt. – Ücretsiz muska sahibini öldürdü.
• Ne çira ji kwîra re, ne duhêl ji kera re. -Ne köre ışık, ne sağıra davul.
• Ne jina kenokî, ne mêrê fêtokî. -Ne hayasız kadın, ne utangaç erkek
• Ne dixwim savarê, ne diçim hawarê. – Ne bulgur yerim, ne imdada koşarım.
• Ne gayê min li garanê ye, ne galgala nanê gavên dikim, ne sürüde sığırım var. – Ne çobanın ekmeğinden söz ederim.
• Nû hatin, kevin xelatin. – Yeniler gelince eskiler hediye olur.
Î
• Îro roja te ye, sibe roja min e. – Bugün senin günündür, yarın benim günümdür.
P
• Pezê nêr ji bo kêrê ye. – Koç bıçak içindir.
• Pisîk ne li male mişk Evdirrehman’e. – Kedi evde olmayınca fare Abdurrahman kesilir.
• Pîvaz, çi sor çi sipî. – Soğan, ha kırmızı ha beyaz.
Q
• Qantir nazê xwê hêşîn nayê. – Katır doğurmaz, tuz yeşermez.
• Qedirê gulê çi zane; kelbeş divê kerê reş. – Gülün değerini ne bilir; devedikeni ister kara eşek.
• Qûna wê qûna mirîşkêye hêkê qaza dike. – G*tü tavuk g*tüdür kaz yumurtası yumurtluyor.
R
• Reng rengin, sor bi dengin. – Renk renktir, kırmızı ünlüdür.
• Rûyê reş ne hewcî tenîyêye. – Kara yüze is gerekmez.
• Rê reya mirine be jî, tu her li pêş be. -Yol ölüme giden yol olsa bile daima önde ol.
• Roja xweş ji sibehê de xweş e. – Güzel gün sabahtan belli olur.
• Royê kiçik lê herikî ji avê mezin lê sekinî çêtir e. – Akan küçük dere duran büyük sulardan iyidir.
• Rovîkî berdayî ji şêrekî girêdayî çêtir e. – Özgür bir tilki, zincire vurulmuş bir aslandan daha iyidir.
S
• Serê du berana di beroşkê de nakela. – İki koçun başı bir tencerede kaynamaz.
• Serê sale bine salê, Xwedê bihêle kevaniya malê. Sene başı sene sonu, Allah bağışlasın evin hanımını.
• Serê sale bine salê, Xwedê bihelê kalê malê. Sene başı sene sonu, Allah korusun evin ihtiyarlarını.
• Serê sale bine salê , sal qurbana kalê. Sene başı sene sonu, yıllar kurban olsun ihtiyarlara.
• Serê sale bine salê, Xwedê kurekî bide vê malê. sene başı sene sonu, Allah bir erkek evlat versin bu eve.
• Serê sale bine salê , Xwedê şênayî bide vê malê…Sene başı sene sonu, Allah mutluluk versin bu eve.
• Sê wêne dost hene: Nano, gano, cano. – Üç türlü dost vardır: yiyici, ırz düşmanı, candan dost.
• Simbêl bi pisîka jî heye. – Bıyık kedide de vardır.
• Siwarê kerê ne tu siwar e. – Dişi eşeğe binen süvari sayılmaz.
Ş
• Şahidê rovî teriya wî ye. – Tilkinin tanığı kuyruğudur.
• Şeb û şekir çûn Dîyarbekir, şekir rûnişt deng nekir, şeb rabû pesnê xwe kir. – Şap ile şeker Diyarbakır’a gittiler, şeker sustu oturdu, şap kalktı kendini övdü.
• Şerê sibehê ji xêra êvarê çêtire. – Sabahın kavgası akşamın hayrından iyidir.
• Şeva reş keleha mêraye. – Kara gece yiğidin kalesidir.
• Şeytên gotîye “ê li xwe bi heyire ez di wînim.” – Şeytan, “Şaşırıp kalanı edeyim.” demiş.
• Şêr şêr e; çi mê ye çi nêr e. – Aslan aslandır; ha dişidir ha erkek.
• Şikefta sed pez heryê wê sed û yek pez jî heryê. – Yüz koyunun sığdığı yere yüzbir koyun da sığar.
• Şûr kalanê xwe nabire. – Kılıç kınını kesmez.
• Şûşeya dil ku şikest nacebire. Gönül camı bir kırılırsa artık birbirine yapışmaz.
T
• Ta bi ta dibe rîh. – Kıl kılla sakal olur.
• Tajî bi zorê nare nêçirê. – Tazı zorla ava gitmez.
• Te çi danî beroşê, tuê wî bixwî. – Tencereye ne koyduysan onu yersin
• Teyrê ku goşt dixwin nikilxwarin. – Et yiyen kartallar eğri gagalı olur.
• Timayî birakuje. – Tamah kardeş öldürendir.
• Tirsa gur ji baranê heba wê ji xwe re kulavek çêkira. – Kurdun yağmurdan korkusu olsaydı kendine bir aba yapardı.
• Tu bi hirîba tê li nav kerî ba. – Yapağılı olsaydın sürü arasında olurdun.
• Tu çi têxî kewarê wê ew bê xwarê. – Dolaba ne koyarsan onu alırsın.
W
• War ew ware lê bihar ne ew bihare. – Yer aynı yer ama bahar aynı bahar değil.
• Wê ev hevîra hîn gelek avê hilîne. – Bu hamur daha çok su kaldırır.
X
• Xeber çekê jinêye. – Küfür kadının silahıdır.
• Xeta xwar ji gayê pîre. – Eğri çizgi yaşlı öküzdendir.
• Xwedê yar be, bila şûr dar be. – Tanrı yardımcın olsun, kılıcın ağaçtan olsun (gene keser).
• Xwedê ji yekî re xera bike diranê wî di pelûlê de dişkê. – Allah birisinin işini bozarsa dişi sütlaçta kırılır.
• Xwediyê xêra dibe evdalê ber dêra. – İyilik sahibi kilisenin hizmetçisi olur.
• Xwestek û kodik bi şûn de. – Dilencilik ve utangaçlık olmaz.
• Xilt çiqas axê bikole bi serê xwe dadike. – Köstebek ne kadar toprağı kazarsa başına döker.
• Xwîn bi xwîn nayê şuştin. – Kan kanla yıkanmaz.
Y
• Ya naçe aş ya jî diçe aşvan dikuje. – Ya değirmene gitmiyor ya da gidip değirmenciyi öldürüyor.
• Yarê dîya min yek ba minê bi dendikê bihîva bi xwedî bikira. – Anamın dostu bir tane olsaydı onu bademiçiyle beslerdim.
• Yê ku ji jina xwe natirse ne tu mêr e. – Karısından korkmayan erkek değildir.
• Yek heye, bi sedî; sed heye, ne bi yekî. – Bir tekil yüze değer ve yüz tanesi bir etmez.
• Yek ta nabe du ta tê ranabe. – Bir iplik olmuyor, iki iplik geçmiyor.
Z
• Zikê bixwe savarê divê here hawarê. – Bulgur yiyen imdada koşmalı.
• Zikê zaroka tijeye lê zimanê wan nagere. – Çocukların karınları söz doludur ama dilleri dönmez.
• Zimanê dirêj darkutikê serê xwediyê xwe ye. – Uzun dil sahibinin başına ağaçkakandır.
• Zêr zane, zor zane. – Altın yapabilir, kuvvet yapabilir.
• Zêr di zikaka de winda nabe. – Altın sokaklarda kaybolmaz.
• Zor gêzerê radike. – Zor, havucu kökünden çıkarır.
EN SIK KARŞILAŞTIĞIMIZ KÜRTÇE ATASÖZLERİ
Günlük hayatta kullandığımız atasözlerini bir hatırlayalım..
Derew dijminê Xwedê ye – Yalan Allah’ın düşmanıdır.
Bi dınyê bışêwır bı aqlê xwe bık. – Dünyaya danış, aklına göre yap.
Av bı bêjingê nayê cıvandın. – Elekle su toplanmaz.
Bar neyê ber kerê, wê ker were ber bar. – Yük eşeğe gelmiyorsa eşek yüke gider.
Bê derpê bigere, stûyê xwe li ber zalim xwar neke.- Donsuz dolaş fakat boynunu zalimlerin önünde eğme.
Bira avis be kengi dızê bıla bızê. – Gebe olsun da ne zaman doğurursa doğursun.
Bıra şêrê rokê be, ne roviyê salekê be. – Bir günlük aslan ol, bir yıllık tilki olma.
Bışuğle weke mêra, bûxe weke şêra. – Adam gibi çalış, aslan gibi ye.
Çela ku morev ji hewalê xwra bi kohle rojekî bi xwe dikevê. – Arkadaşına kazdığın kuyu bir gün kendın duşersın.
Bıra rû bêşe zık ne êşe. – Yüz acısın, karın ağrımasın.
Dara xweziya şin nabe. – Keşkenin ağacı yeşermez.
Darê jı bıni nebır. – Ağacı kökünden kesme.
Dema mirov got “heq” çem disekine, av diçîke. – İnsan “hak” dediği zaman; ırmak durur, su kesilir.
Derdê dîlekî, jî baré deh milan girantîr e. – Gönüldeki bir dert sırtladığın on yükten ağırdır.
Deriyê xwe bigir cîranê xwe diz dernexe. – Kapını kapa, komşunu hırsız çıkarma.
Dijmınê te gêrikek be jî disa hesabê xwe bike. – Düşmanın bir karınca bile olsa hasabını yap ((önlemini al)).
Çêlekê mara bê jahr nabın. – Yılanın yavrusu zehirsiz olmaz.
Dê û dotê şer kırın, bêaqıla bawer kırın. – Ana kız kavga ettiler, akılsızlar inandı.
Bırîndar bı bırîna xwe zane. – Yaralı yarasını bilir.
Destkê bıvır ne jı darê be dar nakeve. – Baltanın sapı ağaçtan olmazsa ağaç devrilmez.
Ê ku bi ya mezinan neke, poşman dibe. – Büyüklerin dediğini yapmayan pişman olur
Ê ne dı şer de be şêr e. – Kavgada olmayan aslan kesilir.
Ê rabe cihê wi, ê bımre jina wî dımîne-Kalkarsa yatağı kalır, ölürse karısı kalır.
Bişuxle weke mêra, bûxe weke şêra-Adam gibi çalış, aslan gibi ye.
Agir berda kayê xwe da ber bayê-Samanı ateşe verdi, kendisi de rüzgarın önüne verdi.
KAYNAKLAR:
-https://occomahabad.wordpress.com/
-Hasan ÇİFTCİ, ORTAK ATASÖZLERİNİN HİKÂYELERİ: FARSÎ-KURMANCÎ-ZAZAKÎ.
-Hasan KARACAN, İhsan AYUS, KÜRTÇE VE TÜRKÇEDEKİ ATASÖZLERİNİN KARŞILAŞTIRMALI BİÇİMDE İNCELENMESİ.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!