Muharrem Ertaş, 1913 senesinde Kırşehir’e bağlı Yağmurlu Büyükoba Köyü’nde dünyaya geldi.
Annesi Ayşe Hanım, babası zurnacı Kara Ahmet’tir.
Ailesi Abdallar diyarı Aksaray Ala Kilise’den gelip, Kırşehir ili Yağmurlu Büyükoba köyüne yerleşmişti.
Rivayete göre Ertaş’ın ataları asırlar önce Horasan’dan gelerek bu köye yerleşen “Deveci Kabilesi”nin bakiyeleriydi.
İlk saz hocaları dayıları Bulduk Usta ve Yusuf Usta ‘dır.
Dayısı Yusuf Usta’dan yörenin önemli âşıklarından Âşık Sait’in şiirlerini, koşma ve deyişlerini öğrendi.
Küçük yaşlardan itibaren gezgin âşıklık yapmaya başladı.
Köylerde yapılan sünnet ve düğün törenlerinde sahne aldı ve bayramlarda saz çaldı.
İlk evliliğini Hatice Hanım’la yaptı.
Eşinin ölümünden sonra Kırşehir’i terk etti ve sanat yaşamını Çiçekdağı, Yerköy, Keskin ve Kırtıllar’da sürdürdü.
Bu bölgenin usta aşığı olarak ün sahibi oldu.
Orta Anadolu geleneksel halk müziğinden geniş bir repertuvarı bulunmaktadır.
Bozlakların yanı sıra halay türünün örneklerini de çalıp söyledi.
Karacaoğlan, Şeyh Galip, Pir Sultan Abdal, Dadaloğlu’nun deyişlerini söyledi.
Bazen de “usandım şu yalan dünyadan Aydost çığırmasında olduğu gibi dinsel içerikli türkülerde seslendirdi.
Kırtıllar’da yaşadığı sırada Keskin Hacelobası köyünden Mazlum Usta’nın kızı Döne Hanım’la ikinci evliliğini yaptı.
Bu evlilikten Necati, Neşet, Ayşe, Nadiye ve Muhterem adında beş çocuğu dünyaya geldi.
Altı sene Kırtıllar köyünde yaşadıktan sonra Çiçekdağı ilçesine bağlı İbikli köyüne göç etti.
İbikli’de ikinci eşi Döne Hanım vefat etti.
Yozgat’ın Kırıksoku köyünden olan Arzu Hanım’la üçüncü evliliğini yaptı.
Bu evlilikten de Ekrem, Ali, Muhterem ve Cemal olmak üzere dört çocuğu dünyaya geldi.
Ses genişliği, sesinin rengi ve tınısı, gırtlak nağmeleri, çarpma, titretme ve trilleri, kendine özgü ses kullanma teknikleri ve kullandığı yiğitçe edayla Muharrem Ertaş, gelmiş geçmiş en büyük bozlak okuyucusu olarak kabul edilmektedir.
Saz şairi ve söz ustası olarak bilinmektedir.
Ertaş, Hacı Taşan ve kendi oğlu Neşet Ertaş gibi çıraklar yetiştirdi.
Neşet Ertaş, babasından aldığı eğitimle son yüzyılın en büyük ozanlarından biri oldu ve Türk halk müziğinde bir ekol olarak kabul edildi.
Neşet Ertaş babası hakkında yaptığı her söyleşide ”Muharrem Usta” olarak hitapta bulunmuştur.
Muharrem Ertaş, 3 Aralık 1984 tarihinde hayatını kaybetti.
Muharrem Ertaş’ın mezar taşında şu sözler yer almaktadır: “İşte geldim, işte gittim. Güz çiçeği gibi bittim. Yalan dünyada ne iş tuttum. Ömrüceğim geçti, gitti.”
Muharrem Ertaş’ın adı, sağlığında oturduğu Kırşehir Bağbaşı Mahallesindeki bir caddeye verilmiştir.
Muharrem Ertaş’ı eşeği ile arkada; kendisi bir taşın üzerine oturmuş elinde sazı ve oğlu Neşet Ertaş’ı çocukluk yıllarında gösteren bir heykeli 2003 yılında Kırşehir’de bir parka dikilmiştir.
Albümleri:
Kalktı Göç Eyledi Avşar Elleri
Ela Gözlerini Sevdiğim Dilber
Gönül Ne Gezersin
Ağ Ellerin Sala Sala Gelen Yar
Mezar Arasında
Yağmur Yağdı Yine Bulandı Hava
Giderim Giderim
Kova Kova İndirdiler Yazıya
Ağ Odana Kara Taban Yatırdım
Bana Gül Diyorlar
Eğil Dağlar
Şu Yalan Dünyadan Usandım
Aldı Dert Beni
Biter Kırşehir’in Gülleri
Başımda Altın Tacım
Yeni Geldim Dinek Dağı
Deniz Dalgasız Olmaz
Kırat Bozlağı
Kısmet Kalktı
Şu Dağlar Ulu Dağlar
Tor Şahin Misali
Bülbül
Aşağıdan Kalktı
Yâ Rab Kime Yalvarayım
Bâd-ı Sabâ
Karanfil Suyu Neyler
Neyleyim Yalan Dünya
Evlerinin Önü Marul
Yüklendi Bahranım Çekildi Göçüm
Seher Vakti Bülbül Öter Ekseri
” İşte Geldim İşte Gittim”
“Sebep”
“Bu Yıl Bu Dagları Karı Erimez”
“Taze Haber Gelmiş Dostun Elinden”
” Küsmedim Neşed’im “
” Neden Garip Garip Ötersin Bülbül”
” Muhammed Neslinden “
” Al Almanın Dördünü “
” Vuruldum Arkadaş”
” Güzel Nideceksin Bu Kadar Malı”
” Kara Taş Boyanır mı ? “
” Kar mı Yağmış Yüce Dağın Başına? “
Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com