Rus aktör Sergei Sergeyevich Bodrov (Rusça: Сергей Сергеевич Бодров) 27 Aralık 1971 tarihinde Moskova’da dünyaya geldi.
Aynı zamanda Sergei Bodrov Jr. olarak da bilinmektedir.
Brother, Prisoner of the Mountains, East/West ve Brother 2 filmlerinde başrol oynayan bir Rus aktördü.
Rus oyun yazarı, oyuncu, yönetmen ve yapımcı Sergei Bodrov’un oğluydu.
The Messenger filminin çekimlerinin ikinci gününün sonunda Kolka-Karmadon kaya buz kaydırağında hayatını kaybetti.
Babası yönetmen Sergey Vladimiroviç Bodrov, annesi de Valantine Nikolaevna’dır.
Çocukluğunda bir çöp kamyonu sürücüsü olmak istediği söylenmektedir.
1265 numaralı yoğun Fransızca eğitimi veren bir okulda öğrenim gördü.
Öğretmenleri onun hareketli olduğunu fakat asla huysuz bir çocuk olmadığını dile getirmişlerdir.
Okul, Sergey’e görev bilinci kazandırmıştır.
Örneğin her gün okuldan sonra Sergey, sınıfıyla birlikte şekerleme fabrikasında çalışırdı.
İşleri, üretilen şekerlemeleri paketlemekti.
Kazandıkları para okulda toplanırdı ve bu parayla geziye giderlerdi.
Bodrov, Gerasimov Sinematografi Enstitüsü’ne başvurmak istedi.
Fakat babası sinemanın bir tutku olduğunu, eğer sinema olmazsa, beklemesi ya da onu sonsuza kadar unutması gerektiğini dile getirdi.
Kendisinde bu tutkuyu o an için göremeyen Bodrov 1989 yılından 1994 yılına kadar Moskova Devlet Üniversitesi’nin Sanat Tarihi bölümünde okudu.
Uzmanlık alanı Rönesans dönemi Venedik sanatıydı.
Okuldan yüksek derece ifade eden kırmızı diploma alarak mezun oldu.
Fakat kütüphanede ya da bir müzede çalışamayacağından çok emindi.
Sergey Bodrov, kendi deyişiyle, üniversitede çevresindeki herhangi bir nesnenin üzerindeki estetiği görmeyi öğrendi.
1998 senesinde Rönesans’ta Venedik resim sanatı konusunda kaleme aldığı yüksek lisans tezini başarıyla savundu.
1991 senesinde İtalya’da yeniden sanat konusunda eğitim aldı.
Kıyı şehirlerinden birinde cankurtaran olarak çalıştı ve kazandığı parayla da ülkeyi dolaştı.
Bir röportajında Sergey’e, aldığı eğitiminyaşamına bir katkısı olup olmadığını sorduklarında şöyle demişti: “Elbette bir katkısı var. Gidin herhangi bir şehre. O şehir hakkında ne bilirsiniz? İşte meydanı şuradadır, burada dükkanlar vardır… Ama ben oradaki bir müzede, karşısında tüm gününüzü geçirebileceğiniz bir tablo olduğunu bilirim. Ve işte o gün, hayatınıza katılmıştır.”