Yazar, çevirmen, saz ve ses sanatçısı Turan Parlak, 1962 senesinde dünyaya geldi.
Bir dağ köyündeki evlerinde bulunan radyodan dinlediği türküleri önce ezberlerdi, daha sonra da söylemeye başlardı.
O’na göre türkü; ilk isyan, ilk aşk, ilk ayrılık ve ilk sanat eseridir! Kederli türküleri daha çok sevmektedir.
Keder; teslim olunmadığında insanın en iyi dostu; teslim olunduğunda ise en azılı düşmanıdır, diye düşünmektedir
Politik faaliyetleri sebebiyle 12 Eylül Askeri darbesinden altı ay sonra yakalanmıştır.
Dört buçuk ay sorguda kaldıktan sonra tutuklandı ve yargılandığı davada idam cezası aldı.
On sene dört ay süren tutukluluğu 1991 senesinde sona erdi.
1992 ve 1995 seneleri arasında Türküler Denizi isimli bir müzik grubu kurdu ve çok sayıda etkinlikte sahne aldı.
1995 ve 1997 seneleri arasında İngiltere’de yaşadı.
Turan Parlak; yurda döndükten sonra kitap çevirmenliğine başladı ve iki dönem Çevirmenler Meslek Birliği’nin Yönetim Kurulu başkanlığını yaptı. Halen Dünya Yazarlar Birliği PEN’in Yönetim Kurulu’nda bulunan sanatçı; 2017 senesinde çıkardığı “Deniz’e Türküler” albümüyle uzun seneler ara verdiği müziğe “kesin dönüş” yapmıştır.
Yazar, çevirmen, saz ve ses sanatçısı Turan Parlak’ın ilk albümü Deniz’e Türküler, Anadolu Müzik etiketiyle çıktı. “Zamansız türkülerden” meydana gelen albüm; Turan Parlak’ın oğlu Deniz’e bir ithafıdır.
Karacaoğlan, Aziz Çelik ve Hacı Taşan gibi halk ozanlarının eserlerinin yanı sıra, anonim türkülerden meydana gelen albüm çalışmaları beş ayda tamamlandı.
Kapağında bu ilk albümün kendisi için bir hayal ve tutku olduğunu anlatmaktadır.
