Kimlikteki ismi Beytullah Güneri olan sanatçı, 1955 senesinde Diyarbakır’a bağlı Silvan’da dünyaya geldi.
Küçük yaşlarda müzikle ilgilenmeye başladı.
Babası yörenin tanınmış şeyhlerinden olduğu için müzikle uğraşmasına pek sıcak bakmadı.
Babsının 6. çocuğu olan Beytocan’ın elindeki tek tutkusu ve zanaatı ise müzikti.
Şeyh bir babaya sahip olmasından dolayı küçük yaşlarda dini ve ilmi eğitim aldı.
İlkokuldan sonra 8 yaşlarında babası Diyarbakır merkeze taşındı.
Sanatçı, bir röportajında ”Siz nasıl Beytocan oldunuz, isminizin bir hikayesi var mı?” sorusuna şöyle cevap veriyordu:
”Babam, Farqin şeyhlerindendi, ona Şeyhzade diyorlardı, dünyada siyasetten hiçbir şey anlamaz, ilgilenmezdi. O haca giderken henüz benim erkek mi kız mı doğacağımı bilmiyorlar, annem soruyor, o da erkekse adını Beytullah koyun diyor, adımı böylece koyuyorlar.”
Kenan Evren liderliğinde gerçekleştirilen 12 Eylül Askeri Darbesinden sonra gözaltına alınır, tutuklanır ve 15 yıl hapis cezasına mahkum edilir.
6,5 yıl süren tutukluluğundan sonra 1987 senesinde hapisten çıkarılır ve İstanbul’a yerleşir.
İstanbul’da Selami Şahin’le çalışır.
Beytullah olan adı Selami Şahin’in önerisiyle Beytocan olur.
Sanatçı, Türkiye’deki anti-demokratik uygulamalardan dolayı 1991 senesinde İsveç’e yerleşmek zorunda kaldı.
Bugüne dek toplam 4 albüm çıkardı.
En çok sevilen albümü “Yan Mirin Yan Diyarbekir” ise yasaklandı.
Türkiye’de CD’sinin piyasaya çıkmasına izin verilmedi.
Bu nedenlerden dolayı albüm korsan yollardan kaydedildi ve el altından satılarak Kürt dinleyicilerle buluşturuldu.
Beytocan 1991 yılında gitmek zorunda kaldığı İsveç’ten, 23 yıl sonra 2014 senesinde memleketi olan Diyarbakır’a döndü.
2021 yılında geçirdiği bir rahatsızlıktan dolayı bir süre İsveç’te tedavi gördü, sağlığı iyileşme yoluna girdi.
Sanatçı hastalığından ve müziğe olan tutkusundan şu sözlerle bahsetmişti:
”Evet, çenemin bir kısmını sağ taraftan çıkarıp attılar, ayağımdan bir kemik çıkarılıp yerine koydular. Zorla konuşabiliyorum. Ekmek yiyemiyorum, ilaçlarımı ağızdan alamıyorum, şırınga ile alıyorum. Hortum ile su ve kahve içebiliyorum ama yavaşça. Gerçekten şarkı yazmak istiyordum ama parmaklarım ağrıyordu, kalem tutamıyordum, çok garip bir hastalık. Her gün vücudum değişiyor, her gün. Dün ve bugün aynı değilim, bu hastalık gittikçe iyileşiyor. Fakat bazı izler de bırakıyor. Sanat her zaman beynimde ve yüreğimde, şimdi bile biraz şarkı sözü yazdım. Ama melodiyi besteleyecek veya üzerinde çalışacak gücüm yok. Müzik olmadan yaşayamam.”
Albümleri:
-Te nadin min (2001)
-Yan Mirin Yan Diyarbekir
-Bîst û yekê adarê (2001)
-Etuna dilê min (2011)
Bernamegeh Türkçe
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!
