HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ile Mithat Sancar, Abdullah Öcalan ile görüşme talebiyle Adalet Bakanlığı’na başvurdu.
Sancar ve Buldan’ın yanı sıra HDP Merkez Yürütme Kurulu (MYK) Üyesi ve Öcalan’ın yeğeni Urfa Milletvekili Ömer Öcalan ile HDP Sözcüsü Ebru Günay da başvurdu.
HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezi’nde bugün düzenlediği basın toplantısında haberi duyurdu.
Günay, “Çözüm için bir an önce İmralı’daki tecridin son bulmasını istiyoruz” belirterek, “Bu çerçevede sürdürülen savaş siyasetine karşı çözümü tartışmak, Kürt sorununun demokratik çözümünü gündemleştirmek için Eş Genel Başkanlarımız Pervin Buldan ve Mithat Sancar, MYK üyemiz Ömer Öcalan ve benim de içinde bulunduğum heyet bugün itibarıyla İmralı adasına bir ziyaret talebi ile Adalet Bakanlığına başvuru yaptık. Başvurumuza olumlu cevap verilmesi için Adalet Bakanlığına buradan çağrımızı yineliyoruz” dedi.
HDP Sözcüsü Günay, Türkiye’nin Rojava’ya yönelik operasyonlarını eleştirerek “İktidarın pek çok yetkilisi asıl sorunun Kürtlerin varlığı olduğunu farklı tarihlerde yaptıkları pek çok açıklama ile dile getirdiler. İktidarın Suriye Kürtlerine karşı başlattığı savaş bölgeyi tam bataklığa sürükledi” diye konuştu.
Öcalan ile görüşmeler kesildi
Abdullah Öcalan, 11 yılı aşkın bir süredir avukatları ile düzenli olarak görüştürülmüyor.
İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde tutulan Öcalan’ın avukatlarıyla görüşmesine Mayıs 2019’da, 8 yıl aradan sonra izin verilmişti. Daha sonra görüşmeler yeniden kesilmişti.
Öcalan ile 27 Temmuz 2011’den 2019’da kadar avukat görüşü yasaklanmıştı. Daha sonra çeşitli tarihlerde 5 kez avukat görüşmesi gerçekleştirildi. Öcalan’ın 25 Mart 2021’de yakınlarıyla telefonda görüşmesine izin verildi.
“İnsan kaçırma, işkence, katliamlar, tecavüz…”
Efrin’de yaşanan gelişmelere değinen Günay, “Efrin işgal edildiğinde ilk olarak Kürtlere ait değerler hedef alındı, heykeller yıkıldı, Kürtçe eğitim veren kurumlar kapatıldı. Türkiye bölgeye tekçi eğitim sistemini taşıdı, PTT’yi taşıdı, memurlarını taşıdı. Yani tam bir asimilasyon seferberliği başlatıldı. 2018 tarihinden beri başta Efrîn olmak üzere işgal edilen bütün bölgelerde insan kaçırma, işkence, katliamlar, tecavüz, yağma, talan başta olmak üzere insanlığa karşı suç olarak tanımlanacak pek çok suç uluslararası kurumlar tarafından raporlaştırıldı. Bölgenin demografik yapısı değiştirildi, zenginlikleri talan edildi, zeytinlikleri yağmalandı. Bütün bunlar da iktidarın birlikte hareket ettiği adına ÖSO denilen çeteler eliyle yapıldı. Şimdi Türkiye’nin denetiminde ve gözetiminde Efrîn çeteler arası güç ve egemenlik savaşlarına sahne oluyor. BM tarafından terör örgütü olarak nitelendirilen HTŞ İdlib’den çıkarak Efrîn’e girdi ve yine Türkiye’nin denetiminde olan bölgelerde cirit atıyor” ifadelerini kullandı.
“Kimyasal saldırıların vahim boyutunu gözler önüne serdi”
Günay, TSK’nın Kürdistan Bölgesi topraklarında PKK’ye yönelik operasyonlarında “kimyasal kullanıldığına” ilişkin iddialar hakkında, “En son yayınlanan görüntüler, kimyasal saldırıların vahim boyutunu gözler önüne serdi. Tekrar belirtelim ki kimyasal kullanmak toplum vicdanında da, uluslararası hukuk nezdinde de, tarih karşısında insanlığa karşı işlenmiş suçtur. İktidarı derhal açıklama yapmaya ve bu suç pratiğinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Kamuoyu bu vahim suç karşısında sessiz kalmamalı ve ilgili kurumlar, Kürdistan Bölge Yönetimi gerekli incelemeleri yapmalı ve bu suça ortak olmamalıdır” dedi.
“PKK’nın 5-10-15 çocuğu var”
HDP Sözcüsü Güyan, Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dün partisinin grup toplantısında Mehmet Ali Çelebi’ye rozet takarken “PKK’nın 5-10-15 çocuğu var” şeklindeki sözlerine ilişkin bir soruya, “Bu Erdoğan’ın ırkçılığını gösteriyor. Kürtlere karşı nefretini her zaman dile getiriyor. Davranışlarıyla, tavrıyla Kürt halkına karşı bu ırkçılığı, düşmanlığını gösteriyor. Erdoğan’ın bu düşmanlığını tüm kamuoyu duydu. Erdoğan’ın Kürtlere karşı çok düşmanca davrandığını biliyoruz. Birkaç yıl önce kadın da olsa çocuk da olsa öldürün demişti. Bu emri veren şimdi düşmanlığını başka bir şekilde gösteriyor. Aynı zamanda AKP iktidarı cinsiyetçiliğin iktidarıdır. Onlar kadın düşmanıdır ve bu zihniyeti kadınlara ve Kürtlere karşı kullanmaktadır. Yeniden, ırkçılık ve cinsiyetçilik, kadınlara ve Kürtlere yönelik düşmanca görüşlerini dile getirdi” şeklinde konuştu. (Rudaw)
Bernamegeh Türkçe