DENGBÊJ
Dengbêj, Kürt sözlü edebiyatında kilam ve stran söyleyen sanatçıların adıdır. Dengbêj sözcüğünün kelime anlamı; deng ‘ses’, bêj ‘söyle’dir. Bu kelime, sözün ahenkle icra edilmesini sağlayan kişi anlamında kullanılmıştır. Dengbêjler genellikle köyden köye dolaşarak, hayatlarını söyledikleri destanlar, kılamlar, ilahiler ve hikayeler ile sürdürmektedirler.
Bazıları erbane (tef), bılur (kaval) gibi çalgılarla söyleseler de, dengbêjlerin çoğu herhangi bir çalgı aleti kullanmadan, gırtlak gücüne dayanarak sanatlarını icra ederlerdi. Kahramanlıkların anlatıldığı ve ‘şer’ denilen sıtranlardan (şarkı) avcılığa, baharın güzelliği ‘kılam’lardan, düğün ve eğlencedeki mutluluktan, zaferlerin heyecanına kadar, hastalıktan kaynaklı acılardan, haksızlık ve birçok konu, değişik şekillerde sanatsal olarak sözlü Kürt edebiyatında yerini almıştır.
Dengbêj kelime manası olarak sese biçim, hayat, renk veren anlamındadır. Dengbêjlerin seslerini kullanarak yarattıkları yapıtlara lawik ve kilam denir. Kürdistan’da gelenekselleşmiş olan Dengbêjlik özellikle Serhat Bölgesi diye anılan (Van, Kars, Erzurum, Ağrı, Muş gibi yerleşim yeri ve köylerinde hala sürdürülmektedir.
‘Deng’ Kürtçe’de ‘ses’ anlamına geldiği gibi ‘haber’ anlamında da kullanılmaktadır. Özellikle deyimlerde birçok örneğine rastlamak mümkündür: dengeke ji wan nehat gibi… Yaygın olarak bilinenin aksine deng-bêj, ‘ses’ ve ‘söyle’ anlamlarından öte ‘haber veren’, ‘haber eden’ anlamına gelmektedir. Dengbêjlik dil aracılığıyla; tarihi, sosyal ve kültürel içeriğe sahip bir gelenektir. Bu manada ‘dengbêj’ vak’alardan ibaret bir tarihi bildirendir.
Dilden dile aktarılarak günümüze ulaşan kilamları seslendiren dengbêjler, tarihsel olarak bir isimde fikir birliği içerisindedirler. Söz konusu isim, dengbêjlik geleneğinin efsanevi anlatılara konu olmuş, şairane özellikleriyle bilinen ve kilamları günümüze kadar ulaşmış Evdalê Zeynikêdir. Evdalê Zeynikê, dengbêjlik geleneğinin en önemli temsilcilerinden biridir. Onu önemli kılan şey anlatılara konu olmuş efsanevi yönleridir. Bu özelliklerinin yanında bir şair olan Evdalê Zevnikê, güçlü dili, canlı tasvirleri ve akıcı üslubuyla Kürt sözlü edebiyatına damgasını vurmuştur.
Dengbêjlik
Dengbêjlik geleneğinin en önemli unsuru olduğu Kürt sözlü edebiyatı, okur-yazarlığın geniş bir kitle tarafından benimsenmesinin çok geç tarihlere rastladığı Kürtler açısından oldukça büyük bir öneme haizdir. Kürtler tarihe ilişkin çoğu bilgiyi sözlü kültür ürünlerinden, büyük oranda da dengbêjlerden öğrenmişlerdir. Yazılı bir tarih kaleme alınmadığı için Kürtler geçmişe dair, belleklerinde var olan tüm olaylara dengbêjler aracılığıyla ulaşabilmişlerdir. “Belleği canlı, diri tutan, hatta bellek olan” (Uzun, 2006: 12) dengbêjler, önemli oranda yazılı kültürden uzak kalan Kürtler için büyük önem arz etmektedir. Kürtlerde dini eğitimden geçmemiş olan sıradan insanlar yazıdan uzak bir kültürün etkisinde yaşamışlardır (Allison, 2007: 55), bunun sonucu olarak okur-yazarlık gelişmemiştir.
İslam dini, içerisinde hayat bulduğu kültürleri sözlü gelenekten yazılı döneme geçirme konusunda oldukça etkili olmuştur. Araplar, Farslar gibi Kürtlerde söze dayalı kültürlerini kısıtlı da olsa yazıya açmışlardır. Burada en önemli rolü medreseler oynamıştır.
Kürt kültürünün en önemli parçası olması nedeniyle sözlü kültür ve bu kültürün aktarıcısı olarak dengbêj, sadece bir ozan değil, bir halk şairi değil bunlarla birlikte birçok misyon edinmiştir. Dengbêjler aynı zamanda tarih yazıcısı ve haberci gibi işlevler üstlenerek hafızayı canlı tutan, tarihi olaylara farklı bakış açıları getiren bir görev edinmişlerdir.
Kürtlerin kendi deneyimleri ve sorunları üzerine düşünme fırsatı dengbêjlik geleneğinin tarihsel olayları aktarımı sonucunda mümkün olmuştur. Kürt bölgelerinde uzun yıllar araştırmalar yapan Nikitin, halkın hiçbir şekilde okuma yazma bilmeden söylenen şarkılarla ve anlatılarla birçok konuyu duyarak ve kavrayarak benimsediğini belirtmesi, yazının olmadığı Kürt toplumu için Dengbêjlik geleneğinin önemini ortaya koymaktadır.
Sözlü kültür yazının söz konusu kalıplarının dışında, zihnin gerçeklere daha yakın olduğu, gerçekleri olduğu gibi kavrayabildiği bir alan sunmaktadır. İcracı, yani dengbêj, birinci elden deneyimlerini, gözlemlerini gerçeklerden yola çıkarak kilam haline getirmekte ve bu yazılı tarihin birçok sakıncalı yönünü devre dışı bırakmaktadır. Yazı icat edildiğinden beri iktidarların en güçlü aracı olmuştur.
Dengbêjlik geleneğinin aktarım rolünü dışında Kürtler açısından bir diğer önemi ve değeri de, belleğin canlı tutulması sonucu ortaya çıkan yazıdan bağımsız hatırlama gücüdür. Modern dönemle birlikte örgün eğitim kurumlarının ortaya çıkmasıyla birlikte yazı eğitimin temel aracı ve biçimi olmuştur. Yazılı eğitimle birlikte insanlardaki hatırlama gücü zayıflamış ve yüzyıllar içerisinde sözlü geleneklerin etkisiyle oluşmuş tüm öğrenme ve hatırlama biçimleri yerini yazıya bırakmıştır.
Dengbêj sadece aktaran değil bir anlamda aktarma uğraşını, dengbêjlik kurumunun dışında kalanlara da öğretendir. Belli bir kültür dairesi içinde, dar bir coğrafyada kentleşmeden uzak yaşayan topluluklar için yerelde üretilen sanat ya da anlatı, bireylerin kendilerini var edebilmesi açısından önemlidir. Neredeyse hiçbir sosyal faaliyetin olmadığı, gündelik işler dışında tek etkinliğin bazı geceler dengbêjleri, anlatıcıları dinlemek olduğu kırsal bölgelerde halk ozanının rolü sosyal hayatın canlılığı açısından da önem arz etmektedir.
Tarım, hayvancılık, ticaret gibi ekonomik faaliyetler çerçevesinde şekillenen köy hayatı Dengbêjin yarattığı manevi ortam sayesinde ortak duygulara erişen bir topluluk oluşturmuştur. Anlatılanlar oradaki herkesin hikâyesidir. Kürt sözlü geleneğinin en önemli unsuru olarak dengbêj söz konusu ortak duygulanım sürecinin baş aktörüdür.
Dengbêjlik geleneğinin en güçlü olduğu bölgelerden biri olarak Serhad bölgesi Muş, Bitlis, Erzurum, Ağrı, Iğdır, Kars, Van gibi illeri kapsamaktadır. Klasik manada dengbêjliğin tüm özelliklerini anlatılarında ve yaşamında barındıran Evdalê Zeynikê kendinden sonra gelen dengbêjler için en temel referans olmuştur. Serhad dengbêjliğinin bir diğer ayırt edici özelliği ise, sesin kullanım biçimidir. Serhad bölgesi dengbêjleri sesi sonuna kadar kullanmaktadırlar.
Geleneğin yaşandığı bölgelerin güney kısımlarında sesler kesik kesik, parça parça kullanılmakta fakat Serhad bölgesinde ses tek parça halinde ve nefesin sınırların zorlayacak şekildedir. Bunun en güzel örneklerini dengbêjlik geleneğinin en önemli temsilcileri olan Serhad bölgesi dengbêjlerinden Şakiro9, Reso10 ve Hüseyno11 da görmek mümkündür.
Kaynaklar:
-Fırat Taş, Dengbejlik Geleneği ve Dönüşümler, 2015, Ankara.
-PARILTI, Abidin, Sözlü Kültürlerde Hikâye Anlatıcıları, Halkbilimi Araştırmaları 3. Kitap İçinde, E Yayınları, İstanbul.
-Gürür, Zeki, Dengbêji Di Peywenda Patronajê De, Mardin Artuklu Üniversitesi Yaşayan Diller Enstitüsü.
-Gültekin, Mehmet, Zargotina Kurdên Serhedê Kilam û Destanên Epîk ên Dîrokî, Mêrxasî û Serhildanan, Avesta Yayınları, İstanbul.
BERNAMEGEH
UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!