RİZGAN Û NÛRÊ HİKAYESİ

RİZGAN Û NÛRÊ DESTANI

Destan; milletlerin geçmişlerindeki diri ve canlı hedeflerinin belirli amaçlar doğrultusunda geleceğe aktarılmasında birinci derecede önem taşıyan yazılı ve sözlü belgelerdir. Kürtlerde yazıdan ziyade sözlü edebiyat gelişmiştir. Halk kültürüne ait destan, efsane ve hikayeler Dengbejler aracılığıyla toplumsal belleğe geçmiş ve oradanda günümüze kadar unutulmadan devam etmiştir.

Destanlar ikiye ayrılır:

  • Yapay destanlar
  • Doğal destanlar

Yapay Destanlar: yazarı belli olan, daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara az yer veren bir destan türü iken, Doğal Destanlar: anonim (yazarı belli olmayan)  ilkel dönemde yaşanmış olayları konu alan ve sözlü destan türüdür.

Destanların Genel Özellikleri

  • Anonim olup halkın ortak belleğinin ürünüdür.
  • Belli bir ulusun özelliklerini yansıtır.
  • Genellikle manzum, yani şiir şeklindedir.
  • Günümüze nesir hâlinde ulaşmıştır.
  • Tarihî ve sosyal olaylardan doğar, beslenir.
  • Destanlarda olağan ve olağanüstü olaylar iç içedir.
  • Toplumun hafızasında iz bırakmış önemli olayları anlatır.
  • Kahramanlar olağanüstü özelliklere sahip olabilir.
  • Genellikle, yiğitlik, aşk, dostluk, ölüm ve yurt sevgisi gibi temalar işlenir.
  • Coşkulu bir söyleyişi vardır.

Rizgan ile Nurê hikayeside dengbejler eliyle dağılmıştır. Dengbej geçmişte Kürt sözlü edebiyatını nesilden nesile aktaran tek temsilcisiydi. Bugün destanların büyük çoğunluğu kağıt materyaller yada dijital sitelerde yaygın bir şekilde yer almaktadır.

Dengbêj, Kürt sözlü edebiyatında kilam ve stran söyleyen sanatçıların adıdır. Dengbêj sözcüğünün kelime anlamı; deng ‘ses’, bêj ‘söyle’dir. Bu kelime, sözün ahenkle icra edilmesini sağlayan kişi anlamında kullanılmıştır. Dengbêjler genellikle köyden köye dolaşarak, hayatlarını söyledikleri destanlar, kılamlar, ilahiler ve hikayeler ile sürdürmektedirler. Bazıları erbane (tef), bılur (kaval) gibi çalgılarla söyleseler de, dengbêjlerin çoğu herhangi bir çalgı aleti kullanmadan, gırtlak gücüne dayanarak sanatlarını icra ederlerdi. Dengbêj kelime manası olarak sese biçim, hayat, renk veren anlamındadır. Dengbêjlerin seslerini kullanarak yarattıkları yapıtlara lawik ve kilam denir.

RİZGAN Û NÛRÊ’NİN HİKAYESİ

Rizgan ile Nurê birbirlerine aşıktırlar ve Rizgan Nurê ile kaçmayı planlamaktadır. Rizgan bunu Nurêye anlatmış fakat Nurê buna karşı çıkmıştır. Çünkü amcasının oğlu tavşan avcısı olan Occo’dan korkmaktadır. Nurê seslenir Rizgan’a: “Rizgan kurban olduğum, gel vazgeç. Benim bahtım mıydı yoksa senin talihin mi? Kar yağar, yumuşak ve ıslaktır, yeryüzünü deri gibi kaplamıştır. Gel sen vazgeç ben garibi Kûli mağarasına kaçırmaktan. Kûli mağarası ki yalnız ıssız bir yerdir. Amcamın öküz oğlu avcıdır.

Sabahtan tavşan kovalar. Ya Bizi bulup beni öldürür seni de beraberimde öldürürse.? Rizgan, Nurê’yi yine de kaçırır ve Kuli mağarasına giderler. Rizgan, Nurê’ye; – Nûrê, dizini birazcık koy da başımı koyup uyuyayım. Nurê dizini yere bırakır, Rizgan da başını dizine koyar, uykuya ve rüyalara dalar. Tatlı uykusundan uyanıp fırlar ve der ki Nurê’ye, Hey Nurê! Babasının ocağı yıkılasıca! Kalk ta ben bir rüya gördüm, sana rüyamı anlatacağım ve sen Allahın garibi de yorumla ah. Anlatmaya başladı; ” Gördüm ki babanın evinin önünde bir ağaç yeşermiştir.

O ağaçta iki dal, her dalda birer elma, her elmanın üstünde de birer keklik vardı. Dikkat ettim ki, kara bir kartal yukarıda iki kekliğin tepesinde uçmakta idi ah.” Nurê dedi ki; ” Rizgan! kurban olduğum, Allah rüyanı hayır eylesin. Baba ocağımın önündeki ağaç selvi boyumdur, Her iki dal da ikimizin bahtı ve muradıdır. Üstündeki iki elma da göğüslerimdir. İki keklik te ikimizin ruhlarıdır.

Kara kartal ise amcamın oğlu, avcı Occo’dur. Sabahtan tavşan kovalar. Kurban olduğum! Ya bizi bulup beni öldürür seni de beraberimde öldürürse ah.? Sabah olur, Nurê sabahın seherinde mağaranın önüne çıkar. Bakar ki Occo aşağıdan görünür, gelmektedir. Nurê Occo’nun önüne gider ve seslenir; – Bahtına düştüm Occo! Gel Rizgan’a kıyma. Yazık bir delikanlıdır, biriciktir. Gel ben Allah’ın garibini öldür, burnumu kulaklarımı kes, cebine koy. Sabah gündüz vakti aşiretin içinde çıkarıp göster onlara. Hem sana nam olur hem de namus olur ah. Hikayenin sonrası tam bilinmemektedir. Şarkıdanda anlaşılacağı üzere destan iki sevgili kavuşamadan büyük bir trajediyle biter. Birbirini seven gençler sosyal ve sınıfsal farklılıklar yüzünden mutlu olamazlar. Toplumsal baskının şiddeti nedeniyle ölüme mahkum edilirler.

RİZGAN Û NÛRÊ’NİN SÖZLERİ

Kürtçe:

Bê de lolo lolo lolo…

“Rizgan ez bi qurban nizanim bextê min bû yan talihê te bû?

Berfanî berfa nerm e.

Heyrano rûkê ‘erdê kiriye wekê çerm e.

De tu were min porkura Xwedê nerevîne, nebe Şikefta Qulî.

Şikefta Qulî Şikeftekî cihê bê warî, cangê kurapê min nêçirvan e.

Sibê zû radibe, pey kervûşka digerine.

Ax Rizgano ez bi qurban, tu were îzê bîne ser me, min bikuje.

Lo te jî ser da ax.?” Bê de lolo lolo lolo…lolo Rizgano Bê de lolo lolo lolo…

Rizgar go Nûrê, – wa Nûre, were qasekî çoka xwe bide ‘erdê, ezê serê xwe bidim ser çokê ye.

Nûre çoka xwe dide ‘erdê, Rizgan serê xwe dide ser çokê ye.

Kete xewê û xewnê ye.

Ji xewa şêrîn bazda go Nûrê, wa Nûrê! – Mala bavê lê xerab bûyê!

De rabe minê xewnekî dîtiye.

Ezê xewna xwe bibejim, tu porkura Xwedê xewna min şirove bike ax.

Bê de go; “min dîtibû darekî li derê mala bavê te şîn bûye.

Wê darê du çiqil, her çiqil sêvekî, her sêvê kewekî gozel li ser e.

Minê bala xwe dayê teyrê qereqûşê jor de li serê herdû kewa gozel difirî ax.”

Nûrê go; “Rizgan ez bi qurban,Xwedê xewna te bixêr ke.

Dara derê mala bavê min ji bejna min e, Herdû çiqilê pêva bext û mirazê min û te ne.

Herdû sêvê li ser, memikê min in. Herdû kewê gozel ‘eslê rihê me ne.

Teyrê qereqûçê Occo’yê kurmamê min ê nêçîrvan e.

Sibê zû radibe, pey kervûşka digerîne.

Ax Rizgano ez bi qurban, tu were îzê bîne ser me, min bikuje.

Lo te jî ser da ax.” Bê de lolo lolo lolo…lolo Rizgano… Bê de lolo lolo lolo…

Sibe bû, kubara sibê ye.

Nûrê derdikeve ber derê şikeftê ye.

Dinêre Occo xuya ye jêr de tê ye.

Nûrê diçe pêşiyê Occo,

– “Occo ezê bextê te de me, were Rizgar nekuje Xortek heyfe, take tenê ye.

Were min porkura Xwedê bikuje, Poz û guhê min jê ke, têke cêva xwe de.

Sibê ro nava ‘eşîrê derxe. Him te re nav e, lo him namûs e ax.”

Bê de lolo lolo lolo…lolo Rizgano…

 

Türkçe Çevirisi

Nure seslenir Rizgаn’а:

“Rizgаn kurbаn olduğum, gel vаzgeç. Benim bаhtım mıydı yoksа senin tаlihin mi? Kаr yаğаr, yumuşаk ve ıslаktır, yeryüzünü deri gibi kаplаmıştır. Gel sen vаzgeç ben gаribi Kûli mаğаrаsınа kаçırmаktаn. Kûli mаğаrаsı ki yаlnız ıssız bir yerdir. Amcаmın öküz oğlu аvcıdır. Sаbаhtаn tаvşаn kovаlаr. Yа Bizi bulup beni öldürür seni de berаberimde öldürürse.?”

Rizgаn, Nure’yi yine de kаçırır ve Kuli mаğаrаsınа giderler.
Rizgаn, Nure’ye; – Nûre, dizini birаzcık koy dа bаşımı koyup uyuyаyım.

Nure dizini yere bırаkır, Rizgаn dа bаşını dizine koyаr, uykuyа ve rüyаlаrа dаlаr.
Tаtlı uykusundаn uyаnıp fırlаr ve der ki Nure’ye, Hey Nure!
Bаbаsının ocаğı yıkılаsıcа!
Kаlk tа ben bir rüyа gördüm, sаnа rüyаmı аnlаtаcаğım ve sen Allаhın gаribi de yorumlа аh.

Anlаtmаyа bаşlаdı; ” Gördüm ki bаbаnın evinin önünde bir аğаç yeşermiştir.
O аğаçtа iki dаl, her dаldа birer elmа, her elmаnın üstünde de birer keklik vаrdı.
Dikkаt ettim ki, kаrа bir kаrtаl yukаrıdа iki kekliğin tepesinde uçmаktа idi аh.”

Nure dedi ki; ” Rizgаn! kurbаn olduğum, Allаh rüyаnı hаyır eylesin.
Bаbа ocаğımın önündeki аğаç selvi boyumdur, Her iki dаl dа ikimizin bаhtı ve murаdıdır.
Üstündeki iki elmа dа göğüslerimdir. İki keklik te ikimizin ruhlаrıdır.
Kаrа kаrtаl ise аmcаmın oğlu, аvcı Occo’dur.
Sаbаhtаn tаvşаn kovаlаr. Kurbаn olduğum! Yа bizi bulup beni öldürür seni de berаberimde öldürürse аh.?

Sаbаh olur, Nure sаbаhın seherinde mаğаrаnın önüne çıkаr. Bаkаr ki Occo аşаğıdаn görünür, gelmektedir.
Nure Occo’nun önüne gider ve seslenir;

– Bаhtınа düştüm Occo! Gel Rizgаn’а kıymа.
Yаzık bir delikаnlıdır, biriciktir. Gel ben Allаh’ın gаribini öldür, burnumu kulаklаrımı kes, cebine koy.
Sаbаh gündüz vаkti аşiretin içinde çıkаrıp göster onlаrа. Hem sаnа nаm olur hem de nаmus olur аh.

BERNAMEGEH

UYARI: Yazıların izinsiz kopyalanması ve Web Sitelerinde yayınlanması kesinlikle yasaktır. Hakkınızda yasal işlemlerin başlatılabileceğini lütfen unutmayın!

AYRICA BAKIN

Murat Orkun Çerçi Kimdir Hayatı

Murat Orkun Çerçi, 4 Temmuz 1974 tarihinde İstanbul’da  dünyaya geldi. ilkokulu Fatih/Karagümrük Neslişah ilköğretim okulunda …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!