Bebek isimleri ve Anlamları

En güzel, duyulmamış, karizmatik, anlamlı, popüler bebek isimleri ve anlamları

İsmin çocuğun kendi kişiliğini ve karakterini gölgelememesi gerekir. Çocuğun ismi; sosyal rolünü, kişiliğini gölgeliyorsa ve ismiyle diğer insanlar uğraşıyorsa (dalga geçme, küçümsenme) bu durum çocuğun sosyalleşmesini olumsuz etkiler.

Her iki cinsiyette kullanılabilen isimler aslında çocuk için sakıncalı olabilir. Ancak, bu isimleri çocuğun cinsiyetine uygun bir başka isimle beraber koymak, bu sakıncalı durumun etkisini azaltır.

Anne ve babanın çocuklarına kendi isimlerini vermesi ego tatmini olarak değerlendirilebilir. Çift isim olarak belki verilebilir, ama alışılmış bir şey değildir. Anne ve babanın çocuğun kimliğine saygı duyması gerekir.

Bilinmeyen unisex isimler, çocukta cinsel kimlik değişimine sebep olabilir. İsim, çocuk için sadece bir rutin tekrar haline gelmez, özellikle arkadaşlar arasında isim konuşulduğu zaman o isimle ilgili rol tanımlamasına girilmesine de neden olur.

Anne ve babanın çocuğun sosyal uyumunu kolaylaştıracak roller ve isimler vermesi, çocuğun hayatını kolaylaştırır ve sosyal uyumuna katkı sağlar.

Çocuğun isminde bir tuhaflık varsa, bir topluma girdiğinde sorun yaşayabilir ve bu da sosyal fobiyi artırıcı bir etki olabilir. Ayrıca marjinal bir isim seçimi olmamasına da dikkat etmek gerekir.

ERKEK VE KIZ BEBEK İSİMLERİ

Abad : Şen, bayındır, Sonsuz gelecek zamanlar.

Acahan : Güçlü kuvvetli kişi

Acatay : Güçlü tay

Aclan : Yerinde duramayan, aceleci.

Acunalp : Dünyaca tanınmış yiğit.

Adar : Uygur metinlerinde geçen bir Türk adı, olgunluk, erginlik, süre zaman, omuzdaş

Adin : Cennet

Adiyan : Bervari ilçesi halkından kabile.

Affan : Kendini kötülüklerden uzak tutan

Afif : Temiz, namuslu.

Ahen : Demir gibi sert.

Ahıska : Gürcistan’da bir kent.

Ahter : Yıldız.

Ahves : Cesur, kahraman, yiğit.

Akalp : Doğruluğu ve dürüstlüğüyle tanınan kimse.

Akam : Etki, sonuç, vargı.

Akan : Akıp gitmekte olan

Akatay : Temiz ve herkesçe bilinen kimse

Akay : Dolunay, ayın ondördü.

Akbaran : Ak güç

Akbaş : Tane tutamamış ekin, başağı, bir tür ak buğday, şahinden büyük bir av kuşu

Akbatu : Yiğit erkek

Akbulut : Beyaz bulut

Akdur : Akıp git ve dur, akıp dur

Aker : Dürüst, er kişi.

Akhan : Ak soylu han

Akmeriç : Duru akan Meriç.

Aktan : Aydınlık sabah manasındadır. Güneşin ağırma vakti.

Aktunç : Beyaz tunç.

Akyel : Güneyden esen yel, lodos, (kimi yerde) doğudan esen yel, (kimi yerlerde) kuzeyden esen yel, poyraz

Alaner : Alan eri, meydan yiğidi

Alatan : Seher vakti rengi.

Alataş : Karışık renkli taşlar

Alatay : Karışık renkli tay.

Alatürk : Çok renkli bir kişiliğe sahip olan.

Alçin : Kızıl ve parlak renkli küçük bir kuş.

Aldemir : Ateşte ısıtılıp kırmızı hale getirilen demir Al-Demir.

Alen : Ermenice kökenlidir. Saygınlık başarı anlamlarında

Alvin : Soylu arkadaş.

Amil : Faal olan

Anya : Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi

Aral : Büyük bir göl

Araz : İşaret, alamet

Aren : Kum tanesi.

Arjen : Volkan alevi

Arjin : Yaşam ateşi, yiğit.

Arkan : Arı kan, temiz kan, soylu kan

Artemis : Orman ve savaş tanrıçası

Azrak : Çok az bulunur, değerli

Babaç : Azameti olan, gösterişli.

Badak : Ufak tefek, ufak yapılı

Badakalp : Ufak tefek yiğit

Badi : Rüzgarla ilgili

Bafun : Tunç.

Bagatur : Yiğit, kahraman, batur, alp, bahadır

Bagay : Afacan, yaramaz.

Bager : Karla birlikte esen şiddetli rüzgar, fırtına

Bağatur : Yiğit, kahraman, cesur.

Bağışhan : Hükmeden bağışlayıcı.

Bahai : Samimi toplum ilişkisi kuran.Toplumun bir parçası olan.

Bahra : Eski bir sınır kalesi

Bahşı : Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim.

Bakanay : Açık, ortada. 2. Gökyüzünde duran ay.

Bakırhan : Bakır gibi işe yarayan hükümdar.

Baksı : Bilgin, öğretmen. 2. Saz şairi, âşık. 3. Hekim. bk. Bahşı

Bakur : Kuzey.

Balabey : iri cüsseli ve saygı duyulan kişi.

Balay : Ay yüzlü

Balaz : Ağaç, sürgün.

Balbal : Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş.

Balbay : Bal-bay.

Balbey : iyiliksever, hoşgörülü, saygın ve sevecen kişi.

Balcan : Bal gibi sevimli ve tatlı olan.

Baldaş : Bal gibi tatlı, taş, gibi sağlam, sert

Baldemir : Sevimli ancak yeri geldiğinde de demir gibi sert olabilen kişi anlamında

Baler : Bal gibi tatlı kimse, bal gibi erkek, yiğit

Balhan : Bal gibi tatlı yöneten.

Balı : Büyük kardeş. 2. Sevgi gösterilen kimse. 3. Veli, ermiş.

Balıbaş : Ermiş kimse.

Balıbey : Değer verilen olgun bey.

Balibey : Değer verilen olgun bey. bk. Balıbey.

Balk : Şimşek. 2. Parıltı, parlayış.

Balkı : Şimşek, ışık, parlayış.

Balkır : Işıl ışıl parıldar, ışık saçar

Balkırtan : Tan ışığı.

Balkış : Güzel geçen bir kış mevsimi anlamında.

Balkoç : Bal gibi tatlı ve sevimli yiğit.

Balla : şimşek, ışık, parlayış.

Balsan : Sevecen ve hoşgörülü hükümdar anlamında.

Baltaş : Bal gibi tatlı, taş gibi sağlam, sert

Bangu : Çığlık, tiz, ses, yüksek ses, bağırtı, yankı

Barak : Akıllı kişi, şaşkın

Baray : Ezeli, öncesi olmayan, öncesiz.

Barayı : Öncesi, başlangıcı olmayan.

Barbaros : Büyük denizci, kırmızı sakal

Barça : Hükümdar

Barçın : İpekli bir kumaş.

Barın : Güç, kuvvet.

Barik : Dar, ince, narin. 2. Parıldayan.

Barka : Büyük bir çeşit sandal

Barkal : Sağlam, güçlü, sert ol

Barkan : Arap çöllerindeki kumul yapısı

Barkev : Hediye

Barkın : Gezip, dolaşan, seyyah, gezgin

Barksal : Güçlü, sağlam.

Bars : Arının oğul vermesi.

Bartık : Heykel.

Baruk : Eskiden kalan kişi.

Basim : Sempatik kişi

Baskan : Düşmanı alt etme, yengi.

Başağa : Ağaların başı, kıdemli

Başat : Hepsinden üstün, benzerlerinden üstün, egemen, en başta gelen

Batın : İç, gizli, görünmeyen manasındadır.Allah’ın 99 isminden biri.

Batır : Kahraman, savaşçı yiğit.

Batıray : Yiğit Ay, hem yiğit hem ay gibi.

Batırhan : Yiğit han

Batırkan : Yiğitlik geçmişine sahip anlamında.

Batırsoy : Yiğitler, kahramanlar soyundan olan anlamında.

Batuhan : Güçlü Kuvvetli Handır. Altınordu devletinin kurucusu Batuhan.

Batuk : Güçlü, alp, yiğit

Baver : güvenmek, inanmak

Bayal : Saygın ve kudretli.

Bayalan : Saygın ve etkili kişi.

Bayar : Büyük, yüce

Baybars : Bir cins kaplan.

Baybaş : Zenginliği, saygınlığı ve de bilgeliği nedeniyle kendisine danışılan kişi.

Baybora : Zengin

Baycan : Zengin kimse

Bayça : Zengin ve cömert kişi.

Baydak : Alem, bayrak.

Baydar : Zengin

Baydır : Cesur ve güçlü kişi.

Baydu : İlhanlı hükümdarı.

Bayduhan : Kutluk Devleti şehzadelerinden

Baydur : Zengin ve ölümsüz olan

Bayduralp : Zengin ve ölümsüz yiğit

Bayer : Zengin ve varlıklı kimse.

Bayfun : Çok yorulmuş, yorgun

Baygüç : Zengin ve güçlü

Bayhun : Zengin.

Bayık : Doğruluğu tartışılmayan söz.

Bayındır : İmar edilmiş, onarılmış.

Bayır : Bir tepenin eğilimli yeri, yokuş

Bayırhan : Sert hükümdar.

Baykam : Sağlığa kavuşturan kimse

Baykurt : Malı mülkü çok olan kurt, zengin ve kurt gibi olan.

Baykut : Kale muhafızı, zengin.

Baykuta : Zengin uğurlu ve aydınlık kişi.

Baykutay : Zengin, kutlu ve Ay gibi güzel kimse

Baylan : Nazlı, şımarık. 2. Olgun ve kibar.

Bayman : Zengin kimse

Bayol : Zengin ve saygın olması temenni edilen.

Bayrav : Çok yeğin, şiddetli

Bayrı : Soyu çok eskilere dayanan kimse.

Bayru : Geçmişi çok eskilere dayanan.

Bayruk : Eskimiş

Baysan : Varlıklı ve ünlü kişidir.

Baysoy : Soyu zengin ve saygın olan kimse anlamında.

Baysu : Varlıklı ve su gibi değerli.

Baysungur : Bir tür yırtıcı kuş.

Baytal : Kısrak. Bayır, yokuş.

Baytaş : Bir beye hizmet eden kimse

Baytok : Zengin ve gönlü tok, bir kırgız oymağının kurucusunun adı

Baytüze : Varlıklı ve haktan yana olan.

Baytüzün : Varlıklı ve adaletli

Bayülken : Eski türk inanışına göre göğün on altıncı katında oturan barış

Bedih : Çok saygın ve çok büyük bir ünü olan anlamında.

Bedii : 2. Güzellik ölçülerine uyan, gözü gönlü okşayan, beğenilen.

Beğenç : Beğeni, güzel bulmak.

Beha : Ender, zor bulunan.

Behir : Deniz.

Behit : Mucize, garip, şaşma..

Behman : Güleç, iyi huylu, hep gülen.

Behnan : İyimser ve sempatik kişi anlamında.

Bejin : Boy, endam.

Bejmer : Değerli, layık.

Bekata : Geçmişi tavizsiz ve sert olan anlamında.

Beki : El değmemiş, bakir, tertemiz, bozulmamış manasındadır.

Bektöre : Geleneklerine bağlı olan.

Bektürk : Türk geleneklerine güçlü bir şekilde bağlı olan anlamında.

Beledi : Kıvılcım.

Belek : Armağan, hediye

Belekan : Siirt’te bir aşiret.

Belemir : Peygamber çiçeği, mavikantaron olarak bilinen çiçek

Belen : Dağlık, sarp yer. 2. Sırt, bayır, yamaç, dağ eteği. 3. Yüksek, dağlık yerlerde görülen düzlük. 4. Issız yer.

Beler : Hun İmparatoru Attilla’nın dedelerinden.

Belger : Benzerlerinin içinde seçilen, farklı olan

Beliğ : Telafuzu düzgün olan.

Belin : Şaşkın.

Bellisan : Geçmişinin ünlü olmasından dolayı iyi tanınan kişi.

Bellisoy : Soyu iyi bilinen kişi.

Benam : Şöhretli ve iyimser kişi.

Bender : Liman.

Bendis : Yunan mitolojisinde Ay tanrıçası.

Bener : Kendisinin koruyucu olduğuna inanan kişi.

Beran : Kötülükten uzak, erdemli

Berez : Saygı, değer verme, saygın.

Berezan : Loşkan ve Alişan aşiretlerinden bir kabile.

Berge : İz, eser.

Berger : Yönetici, direktör.

Bergin : Güçlü, kuvvetli.

Berktuğ : Berk sağlam sancak, tuğ Osmanlıda bir nişan demektir.

Berkün : Sağlam ün, şan.

Beröz : Özü sağlam olan kişi anlamında.

Berran : Keskin.

Bersu : Suyun berrak hali.

Berşan : Bir peygamberin din ve kitabını kabul ve tasdik eden kimse

Bertan : Sabahın en erken meyvesi, şafak yemişidir.

Berter : Yetenekli, üstün, değerli.

Bertuğ : Engel tanımayan, güçlükleri aşan.

Bervari : Doğu’da bir Kürt aşireti.

Berzah : İnsanların ölümden sonra kıyamete kadar bekleyeceği yer.

Berzan : Kam, şaman, yol gösteren.

Besat : Düz arazi.

Besim : Güler yüzlü, güleç adam.

Beybars : Pars gibi yırtıcı.

Beybolat : İradesinin gücüyle anılan saygın kişi anlamında.

Beybora : Bora gibi fırtınalı

Beycan : Saygın ve çelik gibi güçlü kimse.

Beydağ : Ödemiş’te bir yöre. 2. Anadolu’da çeşitli dağların adı.

Beydaş : Dürüstlük, doğruluk, hakkaniyet.

Beydoğan : Zengin doğan.

Beykan : Soylu olan kimse.

Beykara : Saygın ve sert kişi.

Beyna : iki el arasındaki sevgi anlamındadır, Kur’an ‘da yer alan bir kelimedir.

Beyrek : Çok nazik olan kimse, beyefendi

Beysan : Bey, efendi. 2. Zenginlik. 3. Ün, şöhret;

Bilgütay : Bilgili ve bilgi peşinde olan.

Birgit : Birlikte, beraberce anlamında.

Birhan : Tek hükümdar manasındadır.

Boğatır : Savaşçı.

Böke : Güçlü ve kahraman kişi. 2. Reis. 3. Pehlivan.

Börteçin : Yoğun sevgi, tapınma

Börühan : Savaşçı hükümdar.

Bulgubay : Saygın ve anlayışlı kişi.

Bumin : Baykuş, Göktürk devletinin kurucusu.

Burla : Ay gibi beyaz yüzlü siyah anlamındadır

Burtaş : Kapı altına konulan taş.

Büke : Pehlivan. 2. Bilgili, zeki kişi. 3. Ejderha.

Büker : Bükme işini yapan, kıvıran

Bürçe : Kurt yavrusu.

Bürkan : Yanardağ·

Bürküt : Kartal.

Calp : Güçlü

Camer : Centilmen. 2. Cesur adam.

Cameri : Eliaçık, cömert.

Canay : Ay gibi temiz ve parlak yüzlü kimse.

Canber : Sert kişi, sağlam kişi, canı sağlam..

Canda : İçte, özde, yürekte olan kimse.

Candar : Candan, içten

Candeğer : Uğruna herşey göze alınabilecek kadar sevilen anlamındadır

Cangür : Yaşam dolu, canlı.

Canip : Yan, taraf, yön.

Cankat : Yaşamına can ekle, sevinçle dol

Canser : Yaşama gücü.

Canset : Genç kraliçe ya da prenses.

Cantaş : içtenlik ve sevecenlik iradesi gösteren.

Cantekin : Dost, huzur dolu.

Cantez : Aceleci, yerinde duramayan.

Caran : Güzel kokan bir tür çiçek.

Carim : Suçlu.

Carullah : Allah’a yakın olan

Cazim : Karar veren, kesen.

Cazip : Çekici, ilgi uyandırıcı, albenili olan.

Cebel : Dağ.

Ceben : Bir Oğuz boy’u.

Cebesoy : Silahlarla ilgilene soydan gelme anlamında.

Cedit : Yeni 2. Yeni var olmuş, yeni ortalığa çıkmış anlamında

Cefali : İlahi olan.

Celadet : Yiğitlik.

Celasun : Kahraman, cesur. Genç, sağlıklı, yiğit kimse

Celayir : Moğolların kollarından birinin adı.

Celilay : Ulu, yüce, yüksek ay.

Cembeli : Konusu Hakkari’de geçen bir halk kahramanı.

Cemşah : Hükümdar.

Cengel : Orman.

Cenker : Savaşçı.

Cenup : Güney.

Cerbeze : Mahir, ustalık. 2. Serinkanlılık.

Cerit : Bekar.

Cevval : Hareketli, yerinde duramayan.

Cezlan : Mutluluk içinde olan.

Cidal : Kavga, savaş.

Civanşir : Genç aslan.

Cudi : Cömert, eli açık.

Çağa : Küçük çocuk, yavru, küçük kuş yavrusu

Çağacan : Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan

Çağacar : Yeni bir çağ başlatan kimse, çağ açan

Çağaçan : Yeni bir dönem başlatan kişi.

Çağakan : Çağ, yani zaman gibi akan

Çağbay : Bu çağın zengini, efendisi.

Çağer : Bir çağda yaşayan yiğit.

Çağın : Yıldırım.

Çağlı : Güçlü, kuvvetli. 2. Namusuna düşkün.

Çağman : Çağdaş kimse, çağın insanı.

Çakmur : Eli sıkı kimse

Çalak : Atak, çabuk davranan.

Çalap : Tanrı. 2. Ateş.

Çalapkulu : Tanrı kulu.

Çalgan : Yatağı taşlık olan ve gürültüyle akan dere.

Çaltı : Küçük ve dikenli orman.

Çambel : Çamlık yöre, yer.

Çamego : Şair.

Çamer : Çam ağacı gibi güzel ve yiğit

Çandar : Osmanlı İmparatorluğu ‘nda büyük bir ailenin adı.

Çandır : Melez. 2. İnatçı, kavgacı.

Çanga : İyi bir soydan gelen, soylu

Çapın : Çok hızlı koşabilen

Çarman : Neşeli.

Çavbal : Açık göz.

Çavlan : Bir akarsuyun yüksekten köpürerek döküldüğü yer, çağlayan

Çavlı : Tanınmış, ünlü, Selçukluların devlet adamlarından birkaçının adı

Çavsar : Yiğit, kahraman, yılmaz.

Çayan : Mavi gözlü kişi. 2. Kızak.

Çaylan : çay ve ırmağın geçit yeri.

Çeber : El işlerinde becerikli olan. 2. Korkusuz ve uyanık kimse.

Çebi : Bir yaşındaki keçi yavrusu. 2. Meyve vermiş bağ.

Çebüri : Olgunluk.

Çelem : Yiğit, Şalgam.

Çeri : Asker, yeniçeri

Çerme : Çay kıyılarında sulu ve yeşil yer.

Çevren : Gökyüzünün yerle birleşmiş gibi olduğu yer, göz erimi, ufuk

Çıdal : Sabır.

Çıdam : Güçlü olma, dayanıklılık.

Çıdamlı : Sabırlı kişi.

Çığıl : İnsan kalabalığı.

Çıvgın : Rüzgar ve karla karışık yağan yağmur

Çilen : Çişe, hafif yağış.

Çiltay : Çilli tay.

Çiner : Doğru, dürüst insan.

Çintan : Tan zamanı.

Çiray : Yüz, sima

Çokay : Köyağası. 2. Eşkiya.

Çoker : Çok yiğit

Çokman : Gürz.

Çölgeçen : Zorlukların üstesinden kolaylıkla gelebilen.

Dadak : Büyük kardeş, ağabey. 2. Bebek. 3. Bir yiyeceğin tadına bakmak için yenilen parçası, tadımlık. 4. Şeker, akide şekeri.

Dadaloğlu : 19. yy. da yaşamış. Anadolu halk Ozanı.

Dağardı : Dağın sırt kısmı, arkası

Dai : Dua eden, duacı. 2. Davet eden, çağıran.

Dalan : Dal gibi olan, dal gibi ince yapılı

Dalay : Deniz. Dal gibi ince Ay gibi güzel.

Dalayer : Deniz adamı.

Dalbaş : Koruyucu.

Dalboğa : Koruyucu yürekli kimse.

Dalkoç : Koruyucu, arka çıkıcı kimse.

Dalokay : Çokça beğenilen

Dalsar : Saldır ve sar, saldır ve kuşat

Damra : Peygamber efendimizin sütkardeşinin adı.

Danyal : Kutsal kitapta adı geçen İsrail peygamberi.

Daraş : Kartal.

Darcan : Sıkıntılı, sabırsız kimse, serçe büyüklüğünde boz renkli kuş

Dare : Yoldaş, arkadaş.

Davas : İlaç, umar.

Davaz : Katık.

Daver : Doğru, adil yönetici.

Davran : Hamle yap, atak yap

Dayanışma : Yardımlaşma, destekleme.

Dayar : Hazır, tamamlanmış olan.

Dayende : Bağışlayan

Debernuş : Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar.

Dehal : Aziz, dost, canayakın.

Dehri : Çok bilgili kimse.

Delal : Cilve, naz, işve. İnsana güzel ve sevimli görünecek hal, durum.

Delali : Azizlik, aziz; naz.

Demren : Okun ucuna geçirilmiş demir parçası

Deng : Ses, seda, haykırma.

Denker : Uygun er

Deran : Güzellik.Derhal, o anda hemen anlamlarındadır.

Derda : Kur’an fıkıh ve hadis ili.

Derlen : Başkaları seni toplasın, derleme işine konu ol, toparlasınlar, toplan

Deryavan : Denizci.

Devin : Hareket.

Deviner : Emek harcayan yiğit.

Dijdar : Kale bekçisi

Dilgir : Kızgın, öfkeli.

Dilkeş : Çekici, cazip.

Dilkoçer : Sevimli, neşeli şakacı.

Dilmaç : Dili çok iyi bilen, dil ustası.

Dilsafa : Derdi olmayan, rahat

Dilsozi : Samimi, içten, sadık.

Dilşad : Gönlü hoş.

Dincel : Dinç bir duruma gel, dinçleş, dinç el güçlü el

Domaniç : Tümsek, yokuş. 2. Kambur.

Dora : En yüksek yer, uç. Bir şeyin uç kısmı yukarısı tepesi. Dağ doruğu anlamlarını taşır.

Dorak : Tepe, en yüksek yer, doruk.

Duha : Kur’anı Kerim’de 93. surenin ismi, kuşluk vakti.

Duhan : Kıyamet gününde çıkacak duman

Duyal : Duygulu duyarlı çabuk duygulanan

Duygun : Hislerini yoğun yaşayan, duygusal.

Dülge : Deste.

Dülger : Yapıların tahta işlerini yapan kimse.

Dürri : Parlak, parlayan, inci gibi parlayan.

Ebecen : Akıllı çocuk.

Ebrak : Çok parlak olan.

Ecemiş : Çok bilmiş.

Ecer : Güzel, yeni.

Ecir : Güzel işler karşılığında alınan mükafattır

Ecvet : Mükemmel. 2. Eli açık olan.

Edayi : Dua eden.

Edhem : Karayağız at.

Edra : Vücudu beyaz, başı siyah at.

Efnan : Türler, çeşitler.

Efrahim : Hz. Yusuf un ikinci oğlu.

Efran : Sevinçli, mesut, neşeli kimsedir.

Efsane : Kulaktan kulağa yayılan öyküdür.

Efser : Taç, padişah tacı ve subay anlamına gelir.

Eftal : En değerli en yüksek.

Eğit : Kahraman, yiğit.

Eke : Usta, bilgili, deneyli, yetişkin, açıkgöz, zeki

Eken : Tarım ile uğraşan kişidir.

Ekenel : Elleriyle toprağı eken kişi.

Elbek : İl beyi, ellerin beyi demektir.

Elber : İyiligi ve ihsani bol olan demek

Elbir : Uzlaştırıcı, arabulucu, bir işi birlikte yapan

Elbruz : Boyu uzun yakışıklı

Eldem : Ehli. 2. Cana yakın.

Elyesa : Kur’an-ı Kerim’de adı geçen bir peygamber.

Emcet : Onurlu.

Enç : Güvenilir kimse, erinçli kişi

Eneç : Dağlardaki karın erimesiyle kendine yatak oluşturan ve yaz gelmesiyle de kuruyan su yatağı. 2.

Enek : Kapital.

Enfal : Ganimet.

Eracar : Güçlü er gürbüz kimsedir.

Eral : Korkusuz yiğit.

Eran : Yiğit diye anılacak kişi; anmakta geç kalma.

Erel : Yiğit el

Erem : Cennet.

Erençer : Huzur veren.

Erendiz : En büyük gezegen, jüpiter.

Erenean : can dost.

Erenel : Ermiş el, yiğit el

Erener : Ermiş yiğit.

Erengüç : Ermiş ve güçlü kimse

Erge : Şımarık, nazlı

Ergi : Güzelliği yakalama. 2. İyi bir şeye erişme durumu, mazhariyet-

Ergiden : Yiğit erkek.

Ergil : Er ile ilgili.

Erışın : içindeki cevheri paylaşan.

Erin : Erginleşmiş kimse.

Erinçer : Mutluluk içinde yaşayan kimse, dirlik düzenlik içinde yaşayan erkek

Erip : Bilgisi ve yeteneğiyle zeki olduğunu belli eden kişi.

Eris : Uyanık, zeki.

Eriş : Saldırı, hücum.

Erişen : Olgunlaşan, erginleşen, ulaşan, yetişen

Erizgi : Akıllı kimse zeki erkek

Erksal : Güç Sal, güç gönder

Erksan : Güç sahibi ün, güçlü ad

Ersayın : Saygıdeğer yiğit, saygı gösterilmesi gereken kimse

Erseç : Yiğit seç,

Ersel : Yiğit sel

Ersen : Kolay, zor olmayan

Ersev : Erkek ol ve sev, erken sev

Erseven : Erken seven kimse, yiğit kimse

Ersever : Yiğit sever.

Ersevin : Erkenden, vaktinden önce sevinç duy, vaktinden önce sevin

Ersezen : Vaktinden önce sezen kimse

Ersezer : Erken sezer, vaktinden önce sezer

Erson : son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad

Ersons : Son yiğit, son erkek anlamında, ailenin sonuncu erkek çocuğuna verilen ad

Ersoy : Erkek soy, yiğit soy

Ersöz : Yiğit sözü

Ersun : Erken sun, vaktinden önce sun

Ersungur : Yiğit ve doğan gibi yırtıcı

Ersü : Yiğit asker, yiğit subay

Erşan : Yiğit, ünlü, yiğit şanlı

Erte : Sonraki, gün; şafak sökme zamanı; herhangi bir işteki ilk başarı

Ertingü : Hayranlık uyandıran.

Erzen : Darı.

Erzi : Dini vecibelerini yerine getiren.

Esil : Soylu, zengin.

Eşfak : İçten, çok şefkatli olan.

Etka : Takvayla yaşayan, Allah korkusu ile günahtan çok fazla çekinen

Eymür : Varlıklı, iyi durumda olan oğuzlarda boy adı.

Ezman : Gökyüzü.

Fadıl : Erdemli, üstün, parlak

Fahim : Yüce kişi. 2. İtibarı olan kişi.

Fahir : Şanlı, şerefli, onurlu, övülecek kimse manasındadır.

Fahmi : Yüce.

Fakib : Anlayışlı, zeki. 2. Fıkıh bilgini.

Fakih : Anlayışlı, zeki kimse. 2. Fıkıh bilgini.

Fakri : Yoksulluğun getirdiği gariplik.

Falaz : Fırtına, tozu toprağı savurarak esen sert rüzgardır.

Fasih : Hitabet yeteneği olan.

Fatin : Zekası sayesinde her şeyi çabuk kavrayan anlamında.

Fazh : Fazilet sahibi.

Fecri : Tan kızıllığı.

Felat : Susuz çöl.

Felit : Açık düşünceli.

Ferdari : Bilgi veren.

Ferdi : Bireysel, tek başına

Fereç : Zafer, utku. 2. Sevinç, teselli.

Feriz : Ekini alınmış tarla.

Ferkan : Saygın soydan gelen.

Ferran : İki isimin baş ve son parçalarından oluşturulmuş

Ferruh : Uğurlu, kutlu, aydınlık yüzlü kişi

Fersan : Bir tür sansar.

Ferzend : Oğul, çocuk.

Fesal : Biçim, tavır.

Fıda : Özveri.

Firas : Yiğit, mert, binici, at yetiştirici gibi anlamlar taşır.

Fütüvvet : Mertlik, yiğitlik. 2. Soy temizliği. 3. Cömertlik.

Gavsi : Yardım, destekle ilgili. 2. Derine dalan kimse.

Gayur : Çok çalışkan, gayretli.

Geray : Açık maviye yakın, gök rengindeki Ay

German : Hisar, kale.

Gernas : Kahraman.

Gerok : Etkin, faal.

Gıyas : Yardım.

Giran : Ağırbaşlı, sakin.

Giray : Kırım hanı

Girgin : Girişken, sokulgan

Gizay : Gizlenmiş Ay, saklı Ay

Gizer : Giz gibi saklanan yiğit

Gizmen : Giz saklayan kimse, sırdaş

Gokay : Gök ve ay gibi güzel olan.

Gorani : Şarkı, türkü.

Gökbaran : Gökteki güç; gök gücü

Gökbay : Gökyüzlü ve zengin kimse

Gökbel : Yeşil bir dağın geçit veren yeri

Gökbelen : Yeşil bir dağın geçit veren yeri; yeşil tepe

Göknel : Mavi gökyüzü.

Gökra : Gökyüzündeki muhteşem güzellik.

Göksagun : Mavi gözlü hekim

Göktay : Mavi gözlü çocuk.

Göktekin : Gökyüzlü ve biricik, mavi gözlü şehzade

Gökten : Gökyüzünden gelen.

Göktuğ : Gök renkli Tuğ sahibi

Göktulga : Savaşçı kimse.

Göktuna : Mavi Tuna

Göktunç : Mavi gözlü ve tunç gibi

Görkel : Heybetli el,

Gujan : Atik, güçlü

Gücal : Kuvvet al.

Güçer : Çetin yiğit.

Güder : Amacının peşinde olan

Gülan : Ortadoğu takvimine göre bahar ayı.

Gülez : Gülü ayaklarında çiğne

Günkan : Sıcakkanlı.

Günkaya : Güneş gibi sıcak, taş gibi sert.

Günkul : Günün uğuru.

Günşiray : Aydınlık yüzlü, güneş gibi parlak yüzü olan kimse.

Güre : Güçlü, dinç, ürkek

Gürman : Güçlü, gürbüz.

Gürsal : Her tarafa nam salmış olan.

Gürsan : Önemli, güçlü bir üne, soya sahip olan kimse.

Gürsay : Güçlü, saygın.

Gürtuna : Gürül gürül akan Tuna.

Güyer : Su yolu

Güzcan : Sonbaharda doğan.

Güzek : Yer yuvarlağı, küre, dünya, yeryüzü.

Hadin : Dost, yoldaş.

Hadra : Çok yeşil, en yeşil manasında.

Haktan : Allah’tan gelen, Allah’ın verdiği

Haktanar : Her anlamda haktan yana olan.

Halas : Kurtuluş, özgürlüğe kavuşmak.

Halef : Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse.

Halet : Hal, durum.

Halik : Yoktan var eden, yaratıcı.

Halilullah : Allah’ın sadık dostu. 2. Hz. İbrahim’e verilen san.

Halittin : Dinin sonsuzluğu, ölümsüzlüğü.

Hamaset : Cesaret, kahramanlık, yiğitlik.

Hamil : Sahip olan. 2. Destek.

Hamis : Beşinci.

Hankan : Han soyundan gelen.

Hanzala : Uhud Savaşı şehitlerinden biri

Hasbek : İyi, dürüst, saf insan.

Hasefe : İyi efe.

Hasip : Kişisel değeri olan, ünlü bir soydan gelen

Haskan : İyi kan.

Haslet : İnsanın yaradılışındaki huyu¸ doğası.

Hati : Sempatik, ikramda kusur etmeyen

Hatif : Sesi işitilen fakat görünmeyen kişi. 2. Gaipten seslenir gibi haber veren melek.

Hatin : Ürün, gelmek, ulaşmak

Hatit : Torun.

Hatiz : Esirgeyen, gözeten.

Havar : İmdat, çağrı.

Havbeş : Ortak, paylaşımcı.

Haver : Güneşin doğduğu taraf.

Havi : Boş çöl, ıssız, tenha yer.

Havin : Yaz mevsimi.

Hayri : Hayırla, iyilikle ilgili

Hazan : Sonbahar.

Hazerlen : Çok bilen yetenekli.

Hazık : Usta, mahir, becerikli.

Hazım : Hezimete uğratan

Hazni : Değerli eşya, büyük servet, hazine.

Hazra : Türk musikisinde bir makam.

Hebun : Varlık, yaratılmış olan.

Hedar : Hali vakti yerinde, zengin.

Heja : Kıymetli, değerli, biricik, makbul

Helat : Güneş, doğmak.

Hemdem : Birlikte yaşayan, arkadaş.

Hemden : çağdaş.

Hemşar : Hemşeri, yurttaş.

Heper : Her zaman yiğit

Herji : Güvenli, emin.

Heşar : Uyanık

Heşin : Haşin. 2. Mavi renk.

Hetan : Eski Kürtçede Güneş.

Heval : Arkadaş, dost, yoldaş.

Hevbeş : Özdeş.

Hevi : Umut 2. Düş, rüya.

Hevin : Aşk, sevda

Hızır : Darda kalanların yardımına koşan

Hidiv : Vezir

Hilet : Alışkanlık, huy.

Hilkat : Yaradılış.

Hinkari : Çalışkan, işçi.

Hişam : Eski bir Endülüs hükümdarının adı

Huzeyfe : Peygamber efendimizin sır katibinin adı.

Hüdavent : Allah. 2. Hükümdar. 3. Sahip olan, efendi.

Hürel : Özgür ülke.

Hürer : Özgürlüğüne düşkün yiğit kişi.

Hürgün : Özgür gün.

Hürkal : Hep özgür ol!

Hürkan : Özgürlüğüne düşkün bir soydan gelen.

Hürol : Özgür ol.

Hürtan : Özgürlüğüne düşkün ve romantizmden hoşlanan

Hüryaşa : Özgür, bağımsız yaşa.

Hüşenk : Akıl ve düşünce.

Hüzeyfe : Peygamberimizin sırdaşı.

Ibra : (AR) Beri kılma, beraat etme, çıkarılma, aklanma temize.

Icab : (AR) Lazım gelme, gerçek. Bir sözleşme için ilk söylenen söz. Olumlama, olumlu hale gelme.

Idık : (TR) Kutsal, mübarek.

Ikdam : (AR) İlerleme. İlerlemeye çalışma.

Iksir : (AR) Ortaçağ kimyacılarının olağanüstü etkili güçte varsaydıkları cisim. Etkili, yarar şurup. En etkili neden.

Ilbeyi : Eski Osmanlı ileri gelenler için kullanılan unvan

Ilcan : Ağacın gövdesi, ılımlı.

Ildır : Alacakaranlık. 2. Parıltı, ışıltı.

Ildız : Yıldız.

Ilgar : Akın

Ilgaz : Atın dörtnala koşması, hücum, akın gibi manaları vardır.

Ilgazer : Ilgaz dağlarının yiğidi

Ilgı : Soy, köken

Ilgısoy : Köken.

Ilgıt : Esinti ve akış için kullanılan yavaş yavaş anlamında

Ilıcan : Yumuşak, ılımlı kimse

Ilkutay : Kutsal ülke.

Ilsu : (TR) Ülkenin suyu, bereketi, bolluğu.

Iltifat : (AR) Yüzünü çevirip bakma. Dikkat. Hatır sorma, gönül alma. Sözünü başka bir kişiye çevirme.

Imren : (TR) Görülen bir şeyi veya herhangi bir isteği elde etmek istemi, gıbta.

Ira : Öz yapı, karakter, kişilik.

Irade : (AR) İstem. Emir.

Iraz : Uzak.

Irgun : (TR) Sabahın erken saatleri.

Irhan : Rehin koyma ya da başkaları tarafından rehin koyulma.

Irız : Cesur, yiğit.

Irkd : Kehanette bulunan.

Irşa : Doğru yolu gösterme, uyarma

Irşat : Doğru yolu gösterme, uyarma.

Isra : Hz. Peygamberin miraç gecesi

Işıkalp : Işıklı yiğit

Işıkay : (TR) (bkz. Işık).

Işıker : Aydınlık yiğit, ışıklı yiğit

Işıkhan : (TR) (bkz. Işık).

Işıldak : Parlayan, ışıltılı, 2. Karanlıkta bir hedefi aydınlatmak için kullanılan dar, uzun bir ışın demeti çıkaran ışık kaynağı.

Işıman : Aydın yüzlü insan.

Işınbay : Aydınlık ve zengin.

Işınbey : Işık saçan saygın kişi.

Işıner : Işın saçan yiğit

Işınkan : Aydın soydan/kandan gelen.

Işınsoy : Aydınlık bir soydan gelen.

Işıt : (ışımak”tan buyruk) ışık ver, aydınlat

Işıtan : Aydınlatan, ışık veren

Işkın : Filiz.

Itri : Itır kokulu; kokusu büyüleyici olan…

Izhar : (AR) Gösterme, meydana çıkarma.

İçöz : İçi özü olan

İdi : Güç, kuvvet

İğdemir : Araba okunun demiri, dülgerlerin ve heykelcilerin ağaç yontma aracı

İhvan : Yakın dostlar, arkadaşlar. 2. Aynı okul veya tarikattan olan kimseler.

İhya : Canlandırma, diriltme. 2. Umut verme, güçlendirme. 3. Çok iyi duruma getirme, geliştirme, güçlendirme.

İkan : Yurttaş, vatandaş.

İldem : Pişmanlık duyan.

İldemir : Sağlam, kuvvetli kişi

İlgü : Engel.

İlgün : Halk, ulus, ahali.

İlkan : İran’da devlet kuran bir Türk hükümdarı.

İlkcan : İlk çocuk.

İlkem : Temel kanı.

İlker : İlkle ilgili, ilk erkek çocuk

İlon : Eylül.

İltan : Ülkenin ışığı

İltekin : Ülkenin şehzadesi

İlvan : Gösteriş, süs, bezek.

İmat : Sütun.

İmre : Dost, arkadaş, ağabey, büyük birader

İnalbey : Kendisine inanılan, güvenilen bey.

İnalkut : İnanılır ve uğurlu kimse,

İnaltekin : Güvenilir ve biricik olan,

İnayet : İyilik, lütuf

İnkdap : Evrim, dönüşüm. 2. Devrim.

İpar : Yüksek dağların kar tutmayan yerlerinde yetişen Bir çeşit dikenli otun güzel kokulu sarımtrak çiçeğin kurusa bile kosusu gitmez. Güzel koku, misk, amber gibi manaları vardır.

İra : Bağış yapma, iyilikte bulunma. Çıplak bırakma soyma. Otlatma.

İren : Özgür, hür

İrsal : Gönderme, yollama.

İrtek : Erken doğan, er doğmuş

İsfendiyar : İran mitolojisinde adı geçen hükümdar.

İsrafil : Dört büyük melekten biri

İstemi : Göktürklerin ünlü hakanı

İstemihan : Göktürklerin ünlü hakanı

İsvan : Saç ekmeğini tutmak için kullanılan maşa,

İşcan : Becerikli, çalışkan, işçen

İşcen : İşsever,

İşeri : İşçi, emekçi.

İşger : Emekçi, işçi.

İşmen : Çalışkan.

İvecen : Aceleci.

İzer : İzci Eri

İzgü : İyi, güzel.2. Akıllı, adaletli.
Kadagan : Buyruk, emir.

Kadem : Adım, ölçü. 2. Uğur.

Kafar : Batırıcı, kahreden.

Kahhar : Kahreden, üzen manasındadır. Allah’ın esmalarındandır.

Kahra : Yeraltı. Büyük taşlık yer. Bir diğer anlamı da hayvan yiyeceğidir.

Kaim : Birinin yerine geçen. 2. Bir işte sebat eden, direnen. 3. Ayakta duran.

Kakınç : Öfke, kızgınlık, sitem. 2. Vurma, vuruş. 3. Harekete geçiş, ayağa kalkış.

Kalagay : Al, kırmızı renk.

Kalgay : İzci başı.

Kalmuk : Göz kapağı. 2. Tüylü yün kumaş. 3. Asya’da eski bir Moğol kabilesinin adı.

Kamar : Hekim, doktor.

Kamet : Endam.

Kamran : Mutlu, muzaffer, isteğine kavuşmuş olan

Kanbore : Kahraman.

Kaner : Soyu yiğit olan, er olan kimsedir.

Kanık : Elindekinden hoşnut olan, azla yetinen, yetingen, kanaatkar. 2. Tok gözlü.

Kansu : Soyu su gibi saf ve temiz olan manasındadır.

Kapkın : Uygun, düzenli anlamındadır.

Karamuk : Böğürtlen.

Karan : Kahraman yürekli ve diğer anlam olarak karanlık demektir.

Kardani : Eylem.

Kardelen : Karda yaşayabilen çiçek

Karer : Yağız yiğit

Kargın : Kabarmış su, eriyen karların oluşturduğu akarsudur.

Karhan : Karların hükümdarı anlamındadır.

Karık : Bağ ve bahçelerde sebze ekmek için ayrılan bölümler. 2. Karışık, karışmış.

Karmen : Parlak kırmızı.

Kasal : Kibir, gurur, övünme.

Kawa : M. Ö. 612’de Şedadilerin kralı Dehak’ı öldürerek bir ihtilal yapan ve o günden beri Nevroz bayramının kutlayıcısı olan Kürt kahramanı.

Kavas : Koruyan, koruyucu.

Kayaş : Sülale, akraba.

Kazgan : Kazan

Kelami : Sözle ilgili.

Kelemer : Kuvvetli karakteri olan adam.

Kemar : Cumhuriyet.

Kendal : Yamaç, uçurum kenarı, sel yarığı gibi anlamları vardır.

Kenter : Kentli

Kevin : Yaşlı, ihtiyar, eski.

Keyan : Büyük hükümdar, şah.

Keyhan : Dünya. Far

Kezer : Kahraman

Kıncal : İnce, zayıf.

Kıray : Genç, delikanlı.

Kırbay : Saygın genç.

Kırbey : Saygın genç.

Kırtay : Kır renkli at yavrusu, kır renkli tay

Kıyan : Dağdan hızla inen sele verilen addır.

Kinyas : Geniş yüzlü kişi.

Kiper : Canlı, dayanıklı, sağlam kimse anlamındadır.

Kiram : Soylu, cömert.

Kirman : Hisar, kale.

Kiyan : Dağdan hızla inen sel, 2. Dede korkut kahramanı.

Koman : Umut.

Konan : Misafir,

Kongar/Kongur : Kestane rengi.

Konur : Açık sarı, boz, bozla sarı arası renk. 2. Yanık kırmızı, yağızımsı al. 3. Kimseyi beğenmeyen, gururlu, kibirli. 4. Kahraman, yiğit. 5.
Süslü, çalımlı, şık, kurumlu. 6. İnatçı, aksi.

Kopan : Muzaffer.

Kopuz : Ozanların çaldığı telli Türk sazı.

Koral : Sınır muhafızı

Koralp : Kor gibi, kor ateş gibi yiğit

Korcan : Kanı sıcak, kanı kaynayan

Korçak : Heykel.

Korçan : Çağlayan.

Korday : Kuğu kuşu.

Korel : Kor ateş durumuna gelmiş el

Korer : Kızıl ateş gibi yiğit, kor gibi erkek

Korgan : Kale, burç.

Korgün : Kızıl Güneş, kor durumdaki Güneş

Kortan : Sabah ateşi

Kortaş : Kızgın taş.

Kortay : Kızgın tay.

Koryak : Kıpkırmızı

Kostak : Çalımlı, iyi giyinmiş Yakışıklı. 2. Yiğit, kabadayı, yürekli.

Koşak : Taş yığını. 2. Çokgüzel.

Koyaş : Güneş.

Koygun : Dokunaklı, etkili, acıklı.

Koytak : Rüzgar olmayan çukur yer.

Koytan : Yalçın, kesik, kaya.

Kozak : Kozalak. 2-Padişah mektuplarının konulduğu kutu.

Kökcan : Asıl dost.

Kökel : Sağlıklı el.

Kuddosi : Kutsal kişi.

Kula : Sarışın, mavi gözlü.

Kulan : Muzaffer olan.

Kunt : Sağlam yapılı, sağlıklı, dayanıklı, kalın, sert

Kuntay : iri yapılı genç.

Kunter : Sağlam yapılı yiğit, sert yiğit

Kuntman : Sağlam ve iri yapıl erkek

Kuray : Ay gibi güzel.

Kurçak : Heykel.

Kurman : Üstün ve yetenekli kişi.

Kuşay : Uzaklaşmak.

Kut : Uğur, talih, şans

Kutal : Uğur al, uğurla ilgili, uğursal

Kutan : Saban 2. Saka kuşu.

Kutat : Mutlu olmuş kişi.

Kutsan : Uğurlu ad, kutlu ad.

Kutun : Kutsal, mukaddes.

Kutyar : Uğurlu kimse

Kuzey : Bir yön

Küce : Etkileyici.

Küntay : Sağlam yapılı, kunt Ay

Kürhan : Yiğit, yürekli han.

Kürümer : Topluluk.

Laden : Pembe çiçekler açan, hekimlikte kullanılan bir ağaççık.

Lahik : Yetişen, ulaşan. 2. Eklenen.

Lâhut : Tanrı âlemi, ilahi âlem.

Lala : Çocuğun eğitimi ve öğretimiyle görevli kişi. 2. Padişahların vezirlerine seslenirken kullandıkları

Lami : Parıldayan, parlak, ışık veren.

Lâmih : Parlayan, parlak.

Laşa : Bir Gürcü kralının adı.

Lavani : Genç, gençlik, tazelik.

Lavekar : İstekli. arzulu, hevesli.

Lavik : Destan.

Lebib : Akıllı, zeki

Lebip : Akıllı, zeki, uyanık.

Ledün : Tanrı katı.

Lefter : Muhtaç, meteliksiz.

Lehatin : Şans, talih.

Lemi : Parlak, parıldayan

Levin : Renk, boya.

Levne : Renkler, türler.

Levniz : Renk. 2. Yüz.

Lezgi : Kuzey Kafkasya’da yaşayan bir halk

Lezgin : Hızlı, süratli, acele.

Lezir : Akıllı. 2. Akla uygun.

Liva : Bayrak

Livin : Hareket, devinim.

Lut : Bir peygamber adı.

Maarif : Bilgi, kültür.

Mağrip : Batı. 2. Akşam.

Mağrur : Gururlu.

Mahabad : Mehebat, eski İran’da tanınmış bir peygamber ve şehir ismi.

Mahbup : Sevilen, sevilmiş, sevgili.

Mahra : Değerli kimse.

Mahser : Huy, özellik

Mahsun : Güçlü, güçlendirilmiş

Mahsut : Biçilmiş ekin.

Mahur : Klasik Türk müziğinde bir makam.

Mahya : Ramazan ayında camilere ışıkla yazılan yazı, resim.

Makal : Söz, kelam. 2. Söyleyiş,

Maksud : Amaç, gaye, maksat

Maksum : Taksim edilen, bölünmüş.

Maksur : Kısaltılmış. 2. alıkonulmuş. 3. Elinde olmadan zoraki.

Maksut : Ulaşılması istenen şey.

Mançer : Yabani kiraz ağacı.

Mançu : Kuzeydoğu Çin´de yaşayan Moğol asıllı halktan olan.

Mangalay : Alın. 2. Binici, süvari.

Manuk : Delikanlı, küçük

Mardik : Mücadele eden

Maruf : Herkesçe bilinen ve tanınan kişi, ünlü

Maşide : Şan ve şeref sahibi anlamındadır

Matlup : İstenilen, aranılan, talep edilen şey.

Matuk : Özgürlüğü bağışlanmış.

Mebruk : Kutlamaya değer kimse.

Mebrur : Hayırlı, beğenilmiş, makbul.

Mebus : Gönderilmiş, yollanmış. 2. Milletvekili. 3. Öldükten sonra diriltilmiş olan.

Mecdi : Büyüklük, ululuk, şan ve şerefle ilgili.

Mecdut : Talihi açık, mutlu, şanslı kimse.

Medayin : Şehirler, kentler.

Mefhar : Övünme. 2. Övünmeyi gerektiren şey.

Mehay : Sevgini ölümsüzlüğü.

Mehcur : Ayrı, uzak.

Mehip : Heybetli, azametli. 2. Aslan.

Mekin : Nüfuz sahibi, oturup yerleşen.

Mekki : Mekkeli. 2. Mekke´yle ilgili.

Mekselina : Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar.

Melen : Kıraç toprak

Meli : Çılgın aşık.

Meran : Sis, duman.

Merani : Cesaret.

Merksas : Cesur, yiğit.

Mernuş : Eshab-ı Kehf´den – 7 Uyurlar´dan. Efsus ya da Yarpuz denilen bir şehirde Dakyanus (Dakyus) adındaki zalim hükümdar, halkı kendisine ve putlarına tapmaya zorlar.

Merzuk : Mutlu. 2. Rızkı verilmiş, rızklı.

Mesih : İsa peygambere verilen adlardan biri.

Mesrur : Memnun, sevilen.

Mestan : Savruk. Cüret sahibi

Mestur : Örtülü. 2. Gizli, saklı. 3. Namuslu.

Meva : Yurt, memleket. 2. Sığınılacak, güvenilir yer.

Mevzun : Biçimli düzgün.

Mezit : Artırılmış.

Mihan : Sıkıntı

Mihin : Büyük, ulu.

Mihrali : En büyük komutan

Mihri : Güneş ile ilgili. 2. Sevgi.

Milis : Halk gücü

Minas : Büyük

Mir : Baş, komutan, amir, bey.

Mirat : Ayna. 2. Bir çeşit lale.

Mirek : Prens.

Mirel : Demir gibi güçlü.

Mocan : Soğukkanlı, dayanıklı, direngen.

Moran : Dereden büyük akarsu, ırmak, müren

Moray : Mor renkteki ışık.

Munar : Pınar, çeşme.

Mungan : Cömert, eli açık

Munis : Sıcakkanlı sevimli

Mustan : Tarihi güzellikleri dolu olan ilimiz

Muti : İyi kalpli, yumuşak başlı

Mübin : İyiyi kötüyü ayırabilen. 2. Apaçık, besbelli.

Mücap : Duası kabul edilen.

Müçteba : Seçkin, seçilmiş

Müfit : Faydalı, yararlı

Mükrim : Güler yüzlü.

Müldür : Berrak.

Mülket : Ülke.

Münci : Kurtaran, kurtarıcı.

Nad : Kurtulmuş, selamete ermiş. 2. Cennetlik.

Nafiz : İşleyen, içeriye giden, delip geçen işleyen, sözü etkili olan gibi anlamları vardır.

Nahid : Venüs, Zühre yıldızı

Nakıp : Bir kavim, kabile başkanı.

Namzet : Aday.

Nara : Haykırma, söylenme

Narız : Delip geçen. 2. İçe işleyen. 3. Sözü geçen, çok etkili.

Nart : Yürekli, yiğit

Narter : Yürekli yiğit, yiğitler yiğidi

Nasıf : Ekmek.

Nasıh : Öğüt veren.

Nasri : Tanrı yardımıyla üstünlük.

Nasuh : Öğüt veren.

Nasuhi : Kesin şekilde tövbe eden, tövbekar.

Natık : Konuşan. 2. Düşünen. 3. Bildiren.

Natuvan : Zayıf, güçsüz. 2. Beceriksiz.

Nayman : Moğolistan’da yaşayan Türk topluluğu.

Nebez : Boyun eğmeyen.

Necabet : Asalet.

Neccar : Dülger. 2. Marangoz.

Necear : Dülger, marangoz.

Necil : Soylu, soyu temiz. 2. Evlat, çocuk.

Nefer : Bir adam, tek kişi. 2. Er, asker.

Nefi : Çıkar ile ilgili faydacı. 2, Divan şairi.

Nehar : Gündüz

Nehidar : Yararlı, faydalı, iyi.

Nehip : Korku salan.

Nemır : Ölümsüz.

Nenkvaz : Çetin, sert.

Nesim : Hoşa giden hafif rüzgar

Nesip : Soylu, soydan.

Nesren : Nesir olarak, düz yazı olarak yazılan yazıya denir.

Nevcivan : Genç, delikanlı.

Nevfel : Deniz, derya

Nevit : İyi, sevinçli haber, müjde.

Nevşekar : Şair, ozan.

Neyyir : Nurlu, parlak. Işıklı cisim. Güneş

Niviskar : Yazar, yazıcı.

Nizar : Zayıf.

Nogay : Bugün Kuzey Kafkasya’da yaşayan bir Türk boyunun adı

Nova : Bir yıldız grubunun adı

Noyan : Ordular komutanı, başkomutan, soylu kişi

Nurzat : Nurlu, aydınlık kişi.

Nücivan : Genç, delikanlı.

Nüjen : Modem, yeni.

Nüvedan : Mucit, yaratıcı.

Nüvit : İyi haber

Nüza : Yeni, yeni doğan.

Nüzhet : Zevk, keyif, istek, tat, eğlence, sevinç

Obuz : Su gözesi, göze kaynak

Oflaz : Güzel, iyi, sevilen

Oflazer : Yakışıklı. 2. Cesur, yiğit.

Ogan : Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş

Oganalp : Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit

Oganer : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit.

Ogansoy : Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu

Ogeday : Akıllı, zeki.

Oğan : Tanrı.

Oğanalp : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü

Oğaner : İlahi gücü olan.

Oğansoy : İlahi bir güce sahip soydan gelen.

Oğantürk : İlahi bir güce sahip Türk.

Oğanverdi : “Allah bağışladı” anlamında kullanılan bir ad.

Oğur : İçten dost, samimi

Okat : Ok atan, savaşcı.

Okcan : Ok gibi doğru can

Okçun : Uzak, ilerde, uzaklaşmış.

Oker : Hızlı ve kuvvetli.

Oksar : Okları hazırlayan.

Okuş : Akıl, zeka, mantıklılık.

Olca : Savaş ganimeti.

Olçum : Bilgiçlik taslayan.

Olçun : Becerikli

Oldaç : Şişman, iri yapılı.

Oldağ : Dağ gibi yüksek ol.

Older : Dindar, sofu.

Olgu : Gerçekte var ol

Olgun : Yetişmiş, bilgili

Olgunay : Dolunay durumundaki ay

Olgunel : İyi el.

Olguner : Bilgi ve görgüce gelişmiş erkek, olgunlaşmış erkek

Olgunsoy : Gelişmiş soy, olgunlaşmış soy

Olguntürk : İyi yetişmiş Türk.

Olpak : Her zaman temiz, dürüst olan.

Olperest : Dinine sıkıca bağlı kimse, dindar, dinini çok seven.

Olsan : Ad ol, san ol

Oltan : Şafak ol, tan ol

Oltun : Saygı gösterilen ol, saygın ol

Oltunç : Tunç ol, tunç gibi sağlam ol

Oluş : Varlık halini alma, meydana gelme. 2. Bir durumdan öteki duruma geçiş.

Omaç : Hedef, gaye, amaç.

Omariya : Mardin, Nusaybin’de Kürt aşireti.

Omay : Beğenilen, sevilen

Omet : Ümmet, topluluk.

Omur : Omurgayı oluşturan kemiklerin herbiri, herhangi bir şeyin iskeletinin her bir parçası.

Omurtak : Küçük kartal.

Onan : Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna Eren, iyileşen

Onar : (“onmak”tan) eksiği kalmayıp gönül erincine ulaşır, daha iyi bir duruma gelir, mutlu olur

Onaran : Düzelten, tamir eden

Onart : İşler bir duruma getirilmesini sağla, düzelttir.

Onat : Özenli, düzgün

Onatkan : İyi, dürüst soydan gelen.

Onatkut : İyi ve uğurlu

Onay : Uygun bulunmuş

Onel : Elleriyle her tarafı sarmalamış olan.

Oner : On kişiye bedel yiğit

Ongan : Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu

Onganer : Mutlu yiğit

Ongay : Kolay, zorluğu olmayan.

Ongu : Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk

Ongun : Bol verimli, yararlı duruma gelmiş, mutlu, kutlu, gelişmiş, Gürbüz, tapılan kişi, beğenilen kimse

Ongunalp : Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit

Onguner : Mutlu yiğit, yararlı yiğit, kutlu yiğit, gürbüz yiğit

Ongunsu : Gürbüz ve su gibi duru kişi.

Ongur : Kurtuluş.

Ongün : Uğurlu gün.

Onkut : Daha iyi ve şanslı yaşa.

Onuk : Sevgili; dürüst

Onuker : Herkesçe sevilen, sayılan kişi.

Onuktan : Sevilen, saygı duyulan ve tan gibi ışıltılı kişi.

Onuktekin : Sevilen, saygı duyulan, uğurlu.

Onul : İyi ol, sağlıklı ol.

Onultan : İyileştiren, sağlığa kavuşturan.

Onur : Özsaygı, şeref

Onural : Onur sahibi ol

Onuralp : Saygıdeğer, aziz, yiğit

Onuray : Onurlu ve Ay gibi güzel

Onurhan : Şeref sahibi hükümdar

Onurkan : Onurlu, şerefli soydan gelen.

Onursal : Onurla ilgili, onur niteliğinde; saygı göstermiş olmak için verilen

Onursan : Dürüstlüğüyle nam salmış kişi.

Onursay : Şeref sahibi saygın kişi.

Onursev : Kendin gibi olanı sev.

Onurseven : Onurlu insanları seven.

Onursoy : Onurlu bir soydan gelen.

Onursu : Saygın, şerefli ve su gibi temiz.

Orak : Hasat, ekin biçilen araç.

Orakay : Orak ayı. 2. Temmuz.

Oral : Türklerin ilk yurtlarından

Oralmış : Zaptedilmiş yer.

Oraltan : Tan vakti yapılan savaş. Oran

Oran : Karşılıklı uygunluk, iki şeyin birbirini tutması, iki şey arasında ya da parça ile bütün arasında bulunan fark

Oraner : Anlayışlı, hesaplı ve yiğit kimse.

Oransal : Oranla ilgili

Oray : 1.Ateş kırmızısı. 2. Şehirli.

Orbay : Ordu komutanı

Orbek : Kentli bey.

Orbey : Bekçi, koruyucu, muhafız.

Orcan : Üstün, kıdemli kişi

Orçum : Sağlam adam

Orçun : Arkadan gelenler, halefler 2. Ahlak

Orean : Direnen kişi.

Oreaner : Direngen ve yiğit kimse.

Orgun : Gizli, gizemli.

Orgunalp : Sır dolu yiğit.

Orgunay : Bulutların arkasında kalmış ay.

Orguner : Sır dolu yiğit.

Orgunhan : Sır dolu hükümdar.

Orgunkan : Geçmişi sır dolu olan.

Orgunsoy : Sır dolu bir soydan gelen.

Orguntay : Sır dolu genç.

Orgün : Kapalı havası olan gün.

Orhan : Kentin hükümdarı 2. Osmanlının ikinci padişahı

Orhon : Eski bir türk alfabesi

Orhun : Asya da bir nehir

Orkan : Orhan adının bir başka biçimi

Orkun : Or+kun (han) Kentin hanı

Orkuş : Ateş kırmızısı renkli bir kuş.

Orkut : Kutlu kent

Orkutay : Kutlu, uğurlu şehir.

Orman : Ağaçlarla örtülü geniş alan

Orsa : Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi/ rüzgâra karşı

Ortaç : Tepe, kendine miras kalan kimse; bir hükümdarlığın tahtına geçecek kimse, veliaht

Ortak : Ortak zevkleri paylaşanlar, arkadaşlar. 2. Birlikte iş yapan, ortaklaşa yararlarla birbirlerine bağlı kimselerden her biri. 3. Kuma.

Ortan : Tan renginin kızıllığı.

Ortun : Ortanca kardeş

Ortunç : Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale

Oruç : Müslümanların yeme içmeden vs. uzaklaştıkları bir ibadet

Oruk : Çare, yol, imkan.

Orun : En büyük makam

Orunbay : Büyük görevi olan kimse, makam sahibi

Orus : Saadet, mutluluk, talih.

Oruz : Düşünce, düşün, ide.

Oskan : Zeki kişi.

Oskay : Neşeli, sevinç içinde olan.

Osma : Bulgaristan Türklerinin yaşadığı yörelerden birindeki nehrin adı.

Osman : Hz. Muhammet’in damadı üçüncü halife. 2.Osmanlı İmparatorluğu’nun kurucusu ve ilk hükümdarı. 3. Bir tür kuş ya da ejderha.

Oşan : Şanlı, şöhretli, adı duyulmuş olan.

Otacı : Hekim, doktor.

Otağ : Yüksek direkli, süslü, büyük çadır

Otağ / Otak : Büyük, süslü çadır.

Otamış : İyileştiren, düzelten.

Otaran : Beğenip arzu eden.

Otay : Alev kızıllığında ay.

Oxır : Uğur.

Oyal : Düşünceye önem veren, görüş alan.

Oyalp : Düşünceli ve yiğit.

Oyhan : Düşünceli hükümdar.

Oykan : Düşünce ve fikir erbabı soydan gelen.

Oykut : Düşünceli ve kutlu insan.

Oymak : Aşiret, küçük izci birliği

Oyman : Belli bir görüşe sahip kişi.

Oysan : Düşünce, fikirleriyle tanınan.

Oytun : Beğenilen, güzel yer, kutsal.

Oytunç : Düşünce sahibi sağlam kişi.

Ozan : Şair, halk şairi

Ozanalp : Şair ve yiğit kimse

Ozanar : Namuslu, şerefli, şair kişi.

Ozanay : Şair ve Ay gibi kimse

Ozaner : Şair ve yiğit

Ozankan : Ozan soyundan gelen

Ozansoy : Şairler soyundan gelen.

Ozansu : Şair dilli ve su gibi berrak kişi.

Oba : Üstün yetenekli. 2. Göçebelerin meydana getirdiği topluluk.

Obe : Aşiretin bir bölümü.

Oben : Erkek deve, o benim anlamlarındadır.

Obuz : Su gözesi, göze kaynak

Ocak : Ev, aile.

Ocan : O dost 2. İçten kişi.

Od : Ateş.

Oder : Ateş gibi canlı, coşkulu, hareketli kimse.

Odhan : Ateş kağan, ateş han

Odkan : Ateş kan, ateşli kan, kaynayan kan, deli kan

Odkanlı : Canlı, coşkulu, ateşli kimse.

Odman : Ateşli, canlı, çoşkulu kişi.

Odyak : “Ateşli ve coşkulu ol” anlamında kullanılan bir ad.

Odyakar : Ateş gibi can yakan kimse.

Odyakmaz : Ateş yakmaz.

Oflas : bk. Oflaz

Oflaz : Güzel, iyi, sevilen

Oflazer : Yakışıklı. 2. Cesur, yiğit.

Ogan : Barış tanrısı, gök tanrısı, güneş

Oganalp : Güneş gibi yiğit, gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit

Oganer : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü yiğit.

Ogansoy : Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu

Ogeday : Akıllı, zeki.

Ogün : O bilinen gün, hayatımızın değiştiği gün

Oğan : Tanrı.

Oğanalp : Gök tanrısı gibi yiğit, güçlü

Oğaner : İlahi gücü olan.

Oğansoy : İlahi bir güce sahip soydan gelen.

Oğantürk : İlahi bir güce sahip Türk.

Oğanverdi : “Allah bağışladı” anlamında kullanılan bir ad.

Oğul : Evlat, erkek çocuk.

Oğulbal : Tatlı oğul, oğul balı, oğul arılarının yaptığı ak bal

Oğulbey : Beyin oğlu.

Oğulcan : Can oğul

Oğultan : Tan vakti

Oğultay : Genç.

Oğultekin : Biricik oğul, şehzade

Oğultürk : Türkoğlu

Oğur : İçten dost, samimi

Oğuralp : Samimi, içten erkek.

Oğuz : Gürbüz, delikanlı, temiz yaratılmış, iyi, doğru

Oğuzalp : Güçlü yiğit, iyi yürekli yiğit, dost yiğit

Oğuzata : İyi huyluluğu atalarından, soyundan gelen.

Oğuzbay : İyi huylu, saygın kişi.

Oğuzcan : İyi huylu, candan dost.

Oğuzer : Sağlam yiğit, dost yiğit

Oğuzhan : Oğuzların başı / Mete

Oğuzkan : Hükümdar soyundan gelen

Oğuzman : Sağlam, gürbüz, güçlü kimse, iyi yürekli dost kimse

Oğuztan : İyi huylu kişi.

Oğuztay : İyi huylu genç kişi.

Okan : Akıllı, anlayışlı, öğrenen 2. Tanrı, Güneş, Oğuz

Okanalp : İlahi bir güce sahip olan.

Okanay : Güçlü Ay, yiğit ay, Güneş ve Ay

Okaner : İlahi bir güce sahip olan yiğit.

Okansoy : Tanrı soyundan, gök tanrısı soylu

Okat : Ok atan, savaşcı.

Okay : Beğeni, onaylamak

Okayer : Ok gibi doğru, Ay gibi yiğit

Okaygün : Ok gibi doğru, Ay gibi güzel, Güneş gibi yakıcı kimse

Okbay : Ok gibi doğru ve varsıl kimse

Okcan : Ok gibi doğru can

Okçun : Uzak, ilerde, uzaklaşmış.

Okdemir : Demirden yapılmış ok

Oker : Hızlı ve kuvvetli.

Okgüç : Ok gibi doğru ve güçlü

Okhan : Ok gibi hızlı, delici hükümdar.

Okkan : Ok gibi delici soydan gelen.

Okman : Okçu, ok atan kimse

Oksal : Okla ilgili, hızlı

Oksar : Okları hazırlayan.

Oksu : Düzenli ve hızlı bir şekilde akan su

Oktan : Ok kadar hızlı

Oktar : Ok taşıyıcı / Ok+dar (Bayraktargibi)

Oktaş : Ok gibi delici, taş gibi sert.

Oktay : Çok hiddetli, kızgın

Oktuğ : Ok atan, okçu.

Oktunç : Ok tuncu; tunçtan yapılmış ok

Oktürk : Ok gibi Türk

Okumuş : Bilgili, öğrenimli.

Okur : Bilgilenmeyi, okumayı seven.

Okuş : Akıl, zeka, mantıklılık.

Okutan : Eğitim ve öğretim işini yapan.

Okutman : Öğreten.

Okuyan : Okumayı seven.

Okyan : Okçular, okçuluk.

Okyanus : Kıtaları birbirinden ayıran engin deniz.

Okyar : Oku parçala

Olca : Savaş ganimeti.

Olcan : Canlı, hareketli

Olça : Savaş ganimeti

Olçum : Bilgiçlik taslayan.

Olçun : Becerikli

Oldaç : Şişman, iri yapılı.

Olpak : Her zaman temiz, dürüst olan.

Olperest : Dinine sıkıca bağlı kimse, dindar, dinini çok seven.

Onan : Daha iyi bir duruma giren, eksiği kalmayıp gönül huzuruna Eren, iyileşen

Ongan : Özlem ve istekleri yerine gelmiş, mutlu

Onganer : Mutlu yiğit

Ongay : Kolay, zorluğu olmayan.

Ongu : Onmuş olma durumu, sağlık, mutluluk

Ongur : Kurtuluş.

Onuk : Sevgili; dürüst

Onul : İyi ol, sağlıklı ol.

Oraltan : Tan vakti yapılan savaş. Oran

Oray : 1.Ateş kırmızısı. 2. Şehirli.

Orbey : Bekçi, koruyucu, muhafız.

Orcan : Üstün, kıdemli kişi

Orçum : Sağlam adam

Orean : Direnen kişi.

Oreaner : Direngen ve yiğit kimse.

Orgun : Gizli, gizemli.

Orkutay : Kutlu, uğurlu şehir.

Orsa : Geminin, rüzgârın geldiği yöne döndürülmesi/ rüzgâra karşı

Ortan : Tan renginin kızıllığı.

Ortunç : Tunçtan yapılmış gibi sağlam kale

Oruk : Çare, yol, imkan.

Orun : En büyük makam

Orus : Saadet, mutluluk, talih.

Oruz : Düşünce, düşün, ide.

Oskan : Zeki kişi.

Oskay : Neşeli, sevinç içinde olan.

Osma : Bulgaristan Türklerinin yaşadığı yörelerden birindeki nehrin adı.

Oyhan : Düşünceli hükümdar.

Oykan : Düşünce ve fikir erbabı soydan gelen.

Oykut : Düşünceli ve kutlu insan.

Oysan : Düşünce, fikirleriyle tanınan.

Öger : Bilge, akıllı, zeki kişi.

Öget : Akıllığıyla beğenilen kişi.

Öğmen : Nitelikleriyle sevilen kişi.

Öğrünç : Sevinç.

Öğüş : Torun; çok; övme biçimi, övüş

Ökcan : Akıllı, zeka sahibi.

Ökmen : Akıllı, zeki

Öksel : Akılla ilgili, zeka ile ilgili, ussal, akılsal

Ökten : Güçlü, yiğit

Öktürk : Bilge Türk.

Önen : Hak, adalet.

Öngel : Oturaklı ve olgun kişi.

Önür : İlk. 2. Liderliği, yakalayan.

Örsal : Örs gibi sağlam, oturaklı

Örskan : Sağlam kan, örs gibi sağlam kan

Öymen : Uğurlu, talihli

Özark : Çok dürüst kişi.

Özçın : Özü doğru, saf, temiz kimse.

Özdem : İçsel varlığım olan özü demir olan, demir özlü

Özden : Soyu temiz olan

Özek : Ağacın, bitkinin içi, özü, çalışkan, güç, soluk, nefes, okla Boyunduruğu birbirine bağlayan demir

Özmen : Özlü kimse, içten kimse

Padaş : Ödül, mükafat.

Pala : Kısa, geniş kılıç

Palaalp : Azametli, yiğit,

Palatekin : Uğurlu kılıç.

Pamir : Yüksek dağlık külle

Pamirhan : Pamirlerin hükümdarı.

Payam : Badem.

Payan : Ortak, şerik.

Paye : Aşama, rütbe.

Payzen/Payzın : Tutsak. 2. Ayağına pranga vurulmuş kişi.

Pedük : Ulu, yüce, yüksek kişi.

Peren : Ülker yıldızı

Pereng : Ateş.

Perk : Güçlü, sert

Peyam : Haber. 2. Başkasından alınan bilgi.

Poreş : Esmer.

Porzer : Sarışın.

Pozan : Üzüm bağı.

Rabes : Tutum.

Raci : Rica eden, dileyen

Racih : Değerli, üstün.

Radi : Kabullenen rıza gösteren. 2. Boyun eğen.

Rahi : Yol ile ilgili.

Rahile : Sakin, rahat

Raif : Acıyan, esirgeyen

Raperin : Ayaklanmak, bir yerden kalkmak.

Raser : Üstün.

Rasid : Bekleyen, gözleyen

Ratip : Tertipleyen, düzenleyen.

Raydan : Etkili.

Rayet : Sancak, bayrak.

Reber : Rehber

Renan : Çok ses çıkaran, inleyen, çınlayan

Renas : Yol bilen

Resai : Süs, süsler.

Resat : Kahraman, cesur, savaşçı

Reyyan : Suya kanmış, suya doymuş. 2. Cennet´te sadece oruç tutan kimselerin girebileceği kapı.

Rezan : Ağırbaşlı.

Rical : Rütbe ve makam bakımından en üst düzeyde olanlar.

Rida : Razı olan erkek

Rihem : Yağmur yağdığında toprağın kokusu.

Rikap : Büyük, saygın bir kimsenin huzuru, önü. 2. Binilecek yer, üzengi.

Riva : Suya doymuşlar.

Ronay : Ayın hallerinden biri

Roza : Pembe renk

Ruat : Bulut, gök gürültüsü. 2. Konuşkan. 3. Tehdit eden.

Rüveyha : Zariflik, incelik.

Safir : Mavi renkli, değerli bir taş.

Safter : Düşman saflarını yaran yiğit.

Sağhan : İyi kağan / Sağın saygıdeğer, kutsal kimse / Hekim, Doktor / Kazak hakanlarının ünlülerinden biri

Sahir : Gece uyumayan.

Sara : Dertsizlik, rahatlık. 2. Berraklık ve saflık.

Sargan : Verimsiz arazide biten ot.

Sargın : İçten yürekten.

Sarim : Keskin.

Satvet : Atılma, hücum etme, saldırma.

Sayraç : Cıvıldayan, şakıyan, güzel ötüşlü

Seffah : Güzel söz söyleyen hatip / Cömert, eli açık

Sehran : Geceleri uyumayan, uykusuzluk çeken.

Selhan : Haberci.

Semir : Dost, arkadaş. 2. Nitelikli 3. Yamaç, dağ silsilesi

Senan : Parlak, ışıklı

Senih : Eli açık cömert 2. Süs, bezek, inci

Serad : Adı lider olan.

Serezad : Serbest, hür. 2. Derdi olmayan, rahat ve huzurlu.

Serhas : Dikenli bitki.

Serhun : Asil kan, soylu kan.

Serkut : Mutlu, şanslı insan

Sernerm : Uysal, yumuşak başlı.

Serok : Başkan, şef, yönetici.

Sertuğ : Baştacı edilen.

Somel : Güçlü el.

Somer : Katışıksız yiğit, tam yiğit

Sona : Bir tür ördek, suna; artık ondan sonrası olmayan, sona gelen; (mecaz olarak) son çocuk

Sualp : Asker, yiğit.

Suavi : Herkesin işine koşan yardım eden kişi

Suay : Suya vuran ay ışığı gibi ışıltılı

Şadi : Sevinç, neşe, mutluluk

Şahab : Ateş, alev parçası

Şahat : Güçlü, güzel cins at, atların şahı.

Şenalp : Neşeli yiğit, şen yiğit

Şerzan : Savaşı bilen

Şimal : Kuzey.

Şipal : Kahraman.

Şiraz : Türk müziğinde eski bir makam

Taçkın : Gurur

Talas : Rüzgârın kaldırdığı toz; fırtına; kasırga

Talat : Yüz, surat, çehre

Talaz : Dalga, kasırga

Talu : İyi, güzel, seçilmiş, seçkin

Taluy : Deniz, büyük nehir. 2. Çok, fazla.

Tamal : “Bütünüyle ele geçir” anlamında kullanılan bir ad..

Tamay : Dolunay.

Tanaçan : Şafak gibi açılan, aydınlatan

Tanalp : Şafak gibi aydınlık ve yiğit; şafak yiğidi

Tanay : Şafaktaki ay

Tancan : Şafak vakti doğan can

Taran : Tarla, geniş toprak, geniş yer

Tarcan : Ayrıcalıklı dost

Tardu : Armağan, hediye

Targan : Ayrıcalıklı, saygın.

Tercan : Delikanlı.

Toper : Güçlü, yiğit.

Toran : Genç irisi.

Torcan : Utangaç.

Torel : Gururlu kimse.

Torgay : Serçe, tarla kuşu.

Torkal : Mütevazi

Torkan : Mütevazi bir soydan gelen.

Toyka : Kalın sopa.

Tuğalp : Tuğlu yiğit, sorguçlu yiğit

Tuğberk : Göklerin hâkimi

Tuğsan : Tuğuyla ünlü olmuş kimse

Tuğsel : Başarıları dilden dile dolaşan.

Tunçtan : Altedilmesi imkansız olan.

Tunga : Güçlü, yiğit, rütbe

Tural : Yaşamak

Turalp : Genç yiğit.

Tümerk : Güçlü, kuvvetli.

Türkalp : Yiğit Türk

Ugan : Yüce, güçlü, kuvvetli

Ulaçhan : Hükümdarlığın sınırı.

Ulunay : Yüce ay, büyük ay

Unan : Bağlılık.

Unat : Akıllı, ergin.

Ural : Asya’da bir sıra dağ

Uralp : Yiğit.

Uraltan : Kızıllık.

Uraltay : Gençlik.

Uras : Saadet, mutluluk

Uras-Uraz : Talih, şans

Usalp : Akıllı yiğit.

Utkan : Zafer kazanmış, muzaffer. 2. Şerefli, onurlu soydan gelen.

Utku : Zafer, başarı, mutlu son

Utman : Şerefli.

Uygan : Uyumlu.

Uzalp : Becerikli yiğit

Uzay : Bütün canlı ve cansız varlıkların içinde bulunduğu sonsuz boşluk, evren.

Uztan : Bilgiyi ve güzelliği kendinde barındıran.

Uztürk : Becerikli Türk

Ülfer : Büyük su, ırmak.

Ülhan : Davranışı iyi olan hükümdar.

Ülmen : Denizci.

Üner : Ünlü yiğit

Ünhan : Ün salmış hükümdar.

Üstay : Yüksek ay.

Vaha : Çöl ortasında sulak ve yeşillik yer

Vahap : Çok bağışlayan, ihsan edici

Vahdi : Bir ve tek olmayla ilgili

Vahid : Yalnız, tek

Vassaf : Nitelendiren, tanımlayan.

Vedayi : Emanet olarak bırakılan.

Vedi : Başkasının malını saklamakla görevli kimse.

Vedid : Sevgisi çok olan, dost.

Vera : Günah ve haramdan kaçmak için şüpheli şeylerden uzaklaşma, takva.

Visam : Damga, nişan, işaret.

Viyan : İstek, arzu.

Vuska : Çok sağlam kuvvetli.

Yafes : Hz. Nuh’un üçüncü oğludur

Yağınalp : Hareketli yiğit.

Yağız : Yiğit; esmer

Yağıztürk : Esmer Türk.

Yalaza : Alev.

Yalgınay : Alev gibi parlayan kimse.

Yaltaray : Parıldayan ay.

Yaman : Şiddetli, öfkeli, cesur, korkutan, becerikli

Yarkaya : Sarp, uçurumdaki kaya.

Yelen : Arzu, istek, fırtına.

Yeler : Rüzgar gibi yiğit

Yelesen : Fırtınalı, çabuk kimse.

Yetener : Her türlü zorluğun üstesinden rahatlıkla gelebilen.

Yetkiner : Yetişkin yiğit, olgunlaşmış yiğit

Yücealp : Büyük, ulaşılmaz ve ulu yiğit

Zade : Evlat, oğul. 2. Doğmuş.

Zafir : Zafer kazanan, üstün gelen.

Zağnos : Bir tür doğan kuşu.

Zahid : Dinen yasak olan şeylerden sakınan

Zahit : Dini yasaklardan kaçan

Zait : Çoğalan. artıran.

Zaki : Saf, katışıksız, temiz, pak.

Zerak : Mavi, gök renkli

Zeynur : Aydınlık.

Zeyyat : Zeytinyağcı.

Zişan : Şanlı, şöhretli, şerefli.

Zuhur : Görünme, baş gösterme.

Zürap : Toprağa atılan tohumun yeşermesi

Zürriyet : Soy, bir soydan gelenler.

Bernamegeh Türkçe

AYRICA BAKIN

Camille Desmoulins Kimdir Hayatı Hakkında Bilinmeyenler

Camille Desmoulins, Fransız Devrimi’nin en çalkantılı dönemlerinde ön plana çıkan bir gazeteci, hukukçu ve devrimciydi.Hayatı, …

error: LÜTFEN KOPYALAMAYIN OKUYUN!