Neyzen, ebru sanatçısı ve fotoğrafçı Niyazi Sayın, 12 Şubat 1927 tarihinde İstanbul’un Üsküdar ilçesinde dünyaya geldi.
Sanat Musıkisinin ney üstatlarından Mesut Cemil Bey ve İstanbul ekolünün temsilcisidir.
Babası Resneli, annesi de Manastırlı olan Niyazi Sayın, Üsküdar’ın Doğancılar (Türbe) semtinde ahşap bir evde doğdu.
Üç kardeşin en küçüğüdür.
İlkokul ve ortaokul mektebi Üsküdar Paşakapı’da, liseyi Haydarpaşa ve Beyoğlu’nda okudu.
İkinci Dünya Harbi nedeniyle eğitimini yarıda kesmesiyle birlikte, askerliğini eğitim alayında yaparken İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’na yazıldı.
Müziğe aileden gelme musıki birikimi sayesinde aşinadır, babası çocuklarına borulu gramofonun başında hayran olduğu Tamburi Cemil Beyin taksimleri dinletti.
Sanat Musıkisinin yanında tutkuyla Klasik Batı Müziği eserleri dinledi.
Bach onun için önem kazandı. Haydarpaşa Lisesi’nde öğrenciliği sırasında çok iyi ağız armonikası çalmaktaydı.
Aynı dönemde Fenerbahçe genç takım seçmelerini ön sırada kazandı ve bir süre bu takımda futbol oynadı.
1947 senesinde semtlerinin camiinde okunan bir ikindi ezanını, kimin okuduğunu öğrenmek için cami kapısına giden Niyazi Sayın, burada müstakbel hocası Mustafa Düzgünman ile tanıştı ve hocasının daveti üzerine Düzgünman’ın evindeki dinî eser meşklerine iştirak etmeye başladı ve tasavvufla tanıştı.
4 Mart 1948 tarihinde ney sazına olan ve kendince bile kaynağı bilinmez tutkusu, onu Üsküdar Musıki Cemiyeti neyzenlerinden Emin Beyle birlikte Bayezit Çadırcılar’da ney yapımcısı Osman Dede’ye götürdü.
On lira karşılığında bir sipürde ney aldılar.
İlk iki derslerini Yenikapı Mevlevîhânesi Şeyhi Abdülbaki Dede’nin oğlu Neyzen Gavsi Baykara’dan aldı.
Bu günlerde karşılaştığı Hezarfen Hattat Necmeddin Okyay, Neyzen Niyazi Sayın’ı aldı, Resim Heykel Müzesi Müdürü ve Güzel Sanatlar Akademisi resim hocası Neyzen Halil Dikmen’e götürdü ve Niyazi Sayın’ı teslim etti. Kendileri Neyzen Emin Dede’nin öğrencisidir.
Böylece İstanbul Güzel Sanatlar Akademesi’nin hocalarından birisinin öğrencisi oldu.
İlk dersini 21 Ocak 1949 tarihinde aldı, her Perşembe günü on beş sene boyunca hocasıyla ney ve ahlâk derslerine devam etti.
Diğer hocası Mustafa Düzgünman’dan ilâhîlerin yanı sıra; ebru, cilt yapımı ve fotoğrafçılık öğrendi ve tespih yapımına ilgisi başladı.
Bilâhare tespihe olan merakı dolayısıyla altı ay kadar bir süre Edirnekapı’ya, Galip Ustanın yanına tespih yapmasını öğrenmeye gitti.
Hocası Neyzen Halil Dikmen’den neyin yanında resim dersleri almaya başladı. Bu günler içerisinde hocasının teşvikiyle İstanbul Belediyesi Konservatuvarı’nda da derslere devam etti.
1950 yıllarına gelindiğinde, Üsküdar Musıki Cemiyeti ve Neyzen Süleyman Erguner (Dede) ile İstanbul Radyosu’nda saz eserleri icra etmekteydiler.
Yapmış olduğu sololar neticesinde, Dr. Nevzat Atlığ Beyin arzularıyle 1954 senesinde İstanbul Radyosu Müzik Yayınları’nda görev aldı, başlı başına bir ekol hükmündeki TRT Radyosu çevresinde feyz ve tecrübe kazandı.
Bu görevini 1956 yılına kadar sürdürdü. TRT Radyosunun müzik neşriyatına da iştirak etti.
1956 ve 1969 seneleri arasında Münir Nurettin Selçuk’un isteğiyle İstanbul Belediyesi Konservatuvarı icra heyetinde görev aldı.
Bu görevin ardından o devirde yeni kurulan İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musıkisi Devlet Konservatuvarı’nda Öğretim Görevlisi ve Nefesli Sazlar Ana Bilim Dalı Başkanı sıfatıyla çalıştı, 2005 yılında halen bu görevdedir.
1980 yılında ABD’nin Seatle Üniversitesinde bir yıl boyunca dostu Tamburi Necdet Yaşar ile birlikte Türk Musıkisi dersleri verdiler.
Bu dönemde Seattle Public’te iki de ebru sergisi açtı.
Aynı ikili, başta İngiltere, Almanya ve Fransa olmak üzere birçok yabancı ülkede Türk Musıkisi konserleri verdiler.
Çok yönlü bir sanatçı ve zanaatçı olan Neyzen Niyazi Sayın, ebrudan fotoğrafa, tespihçilikten sedef kakmacılığına, elektronikten tornacılığa, balıkçılıktan gülcülüğe, ağaç işlerinden kuşçuluğa kadar geniş bir ilgi yelpazesi içinde yoğrulmuştur.
Bütün bu sanatların mütemmim olduğu görüşünden yola çıktı.
Mesut Cemil Bey gibi o da sanatı iyi ahlâkın bir uzantısı olarak gördü.
Ney icra sanatında hocaları Mustafa Düzgünman ve Halil Dikmen’in yanı sıra; Şeyh Hayrullah Efendi, Mızıkalı Muhiddin Efendi, Zekâî Dedenin öğrencisi Kadırgalı Hüseyin Fahrettin Efendi, Hafız Ali Efendi, Kadıköylü Vahit Bey, Emin Ongan, Şefik Gürmeriç ve özellikle de Mesut Cemil Beyden feyz aldığını belirtti.
Halil Dikmen’nden edindiği bir tür İstanbullu ney tavrının son temsilcisidir.
Ney icrasına yaptığı büyük katkı, Halil Dikmen üslubuyla Tamburi Cemil Beyin yolunu ve sanat anlaşını birleştirmekti. Kendisi bunu “Elli üç yıllık sanat hayatım içinde her ikisinin tevhidi ile ortaya bir şeyler koymuş isem, kendimi bahtiyar addederim” şeklinde ifade etmiştir.
Ney icrasında yeni kalıplar ve pozisyonlarla bir dönüm noktası teşkil ettiği, bu manâda geleneği kendi içinde yenilediğinde fikir birliği içinde olmayan neredeyse yoktur.
Neyde, bir “Neyzen Niyazi Sayın öncesi” ve “Neyzen Niyazi Sayın sonrası”ndan söz etmek gerekir.
Bazı pozisyonların ve baskı şekillerinin eksikliği dolayısıyla eskiden Kürdîli Hicazkâr, Şeddi Araban, Nihavend gibi makamlarla taksim bile yapılamazken, bugün çoğu Niyazi Beyin öğrencisi olan neyzenler doğaçlama repertuvarlarına bu makamlara has tınıyı yansıtabilen bir üslûbu da ithal etmişlerdir.
Perdeleri kullanmadaki titizliği, nefes hakimiyeti ve benzersiz legatosuyla tanınan Neyzen Niyazi Bey, Ney açarken yirmi altılı birim sistemine ilave olarak kullandığı kaydırma sistemiyle de yenilikçidir.
Niyazi Bey bu sistemle neylerin tam ve akortlu ses vermesine olanak tanımıştır.
Kayıtları:
Sada : Niyazi Sayın. Mega Müzik-İstanbul : 2001. (Kayıtlar 1964, 1971, 1974, 1978 ve bu zaman aralığında muhtelif tarihler taşımaktadır)
Türk Müziği Ustaları : Niyazi Sayın ve Necdet Yaşar : Kalan Müzik-İstanbul : 2006. (2 CD)
Kutbü’n – Nâyî : Niyazi Sayın : T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü – Ankara : 2009
Ödüller:
2014: Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü
Bernamegeh Türkçe
Biyografilerinizi bernamegeh@gmail.com adresine gönderebilirsiniz.