Keman virtüözü Suna Kan, 21 Ekim 1936 tarihinde Adana’da dünyaya geldi.
Babası, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Viyola sanatçısı Nuri Kan’dır.
Beş yaşındayken babasından keman öğrenmeye başladı.
Daha sonra aile dostları Hulusi Karsel’den keman dersleri aldı.
Ankara Devlet Konservatuvarı sınavlarını kazandı ve bu okulda Avusturyalı eğitimci Walter Gerhardt ile başladığı temel keman öğrenimini İzzet Nezih Albayrak ve Gilbert Back ile devam ettirdi.
Son olarak Liko Amar ile çağdaş müzik eserleri çalıştı.
“Harika Çocuk” olarak yeteneği küçük yaşta tespit edilen sanatçı, Türkiye’nin en iyi keman virtüözlerinden birisi olarak tanındı.
Uzun yıllar Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nda solist ve başkemancı olarak görev yaptı.
1971 yılından bu yana “devlet sanatçısı” ünvanını taşımaktadır.
İlk resitalini 18 Nisan 1946 tarihinde Ankara Devlet Konservatuvarı’nın konser salonunda verdi.
Mozart’ın 5. Keman Konçertosunu seslendirdiği bu resital vesilesiyle “Harika Çocuk” olarak anıldı ve eğitimine Avrupa’da devam etmesi gerekliliği gündeme geldi.
1948 yılında isme-özel olarak çıkarılan “İdil Biret ve Suna Kan’ın yabancı memleketlere müzik tahsiline gönderilmesine dair kanun” (Harika Çocuk Yasası) ile yurt dışında öğrenim görmek için devlet bursu alma olanağı doğdu.
Yasanın çıkmasından bir süre sonra ailesiyle birlikte önce Roma’ya gitti; birlikte çalışacağı eğitimcinin yaşamını yitirdiğini öğrenince Paris Konservatuvarı’na gönderildi.
Paris’te Gabriel Bouillon ile çalışan Suna Kan, 1952 senesinde konservatuvarı birincilikle bitirdi.
Okulu bitirdikten sonra da Gabriel Bouillon ile repertuvar çalışmalarına devam etti ve uluslararası yarışmalara katıldı.
Viotti Yarışması birincilik ödülünü (1955), Münih Yarışması İkincilik ödülünü (1956), Long-Thibaud Yarışması Paris Kenti ödülünü (1957) kazandı.
1957 yılında yurda döndü ve Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası solist sanatçılığına atandı.
1960 senesinde müzisyen ve müzik eleştirmeni Faruk Güvenç ile hayatını birleştirdi.
Bu evlilik Faruk Güvenç’in 1982 yılında yaşamını yitirmesine kadar sürdü.
1960 senesinde Türkiye’nin ilk konser piyanisti Ferhunde Erkin’le kurduğu keman-piyano ikilisi ile yurdun pek çok yerinde oda müziği konserleri ve resitaller verdi.
İkili yurt dışında da çeşitli merkezlerde resitaller verdi.
Almanya’da öğrenimini tamamlamış Gülay Uğurata ile bir ikili oluşturdu.
Tam 29 sene birlikte çaldılar.
Suna Kan, 1970’li yılların başında orkestra şefi Gürer Aykal ve eşi Faruk Güvenç ile Ankara Oda Orkestrası’nın kuruluşunda yer aldı.
Orkestra, yurt dışında yüzün üzerinde konser verdi; çeşitli plaklar yaptı.
Sanatçı, 1977 ve 1986 yılları arasında Ankara Oda Orkestrası’nda başkemancı ve solist sanatçı olarak görev aldı.
Geniş bir repertuvarı olan ünlü kemancı, Türk bestecilerinin keman için ürettikleri repertuvarın önde gelen yorumcularından birisidir.
Necil Kazım Akses’in Keman Konçertosu’nun ilk çalınışını gerçekleştirmiştir.
Sık sık yorumladığı Ulvi Cemal Erkin’in Keman Konçertosu’nun en iyi yorumcularından biri olarak kabul edilmektedir.
Ahmet Adnan Saygun’un Keman Konçertosu’nu da birçok defa icra etmiştir.
Türk sanatına katkı ve hizmetlerinden dolayı 1971 yılında Devlet Sanatçısı unvanına değer görüldü.
Türkiye’nin ilk kültür bakanı olan Talât Sait Halman’ın Cumhurbaşkanlığı Konser Salonu’nda düzenlemek istediği Itri konserine şiddetle karşı çıkmış, hatta Başbakan Nihat Erim’e mektup göndererek ‘alaturka müzik o salonda icra edilirse devlet sanatçısı unvanımı geri iade ederim’ demiştir.
Talât Sait Halman’ın bütün uzlaşmacı gayretlerini geri çevirerek Itri konserinin iptal edilmesine sebep olmuştur.
Bu olay neticesinde Talât Sait Halman Kültür Bakanlığı görevinden istifa etmiştir.
1988 senesinde diplomat Halit Güvener ile hayatını birleştirdi ve sefire olarak Macaristan’da bulundu.
Sanatçı, 1996 senesinde Sevda – Cenap And Müzik Vakfı Onur Altın Madalyası ile ödüllendirildi.
1997 senesinde Müşerref Hekimoğlu’nun yazdığı “Suna Kan: Öz Şarkısını Duyuran Keman” isimli kitap Sevda – Cenap And Müzik Vakfı tarafından yayınlandı.
Mayıs 2017’de sağlık sorunları sebebiyle uzun bir süre konser vermediğini anımsatarak “Kemanın kutusunu şimdilik, bu dünyadan gidinceye kadar kapattım” ifadelerini sarf etti.