Vedat Aydın, 1953 senesinde Diyarbakır Bismil’e bağlı Kürthacı köyünde dünyaya geldi.
1979 senesinde Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü’nü bitirdi.
1990 senesinde İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Başkanı olarak göreve geldi.
28 Ekim 1990 tarihinde Ankara’da gerçekleştirilen İHD Genel Kurulu’nda kürsüde yaptğı Kürtçe konuşmayı, Türkçeye çeviren avukat Ahmet Zeki Okçuoğlu ve Mustafa Özer ile beraber gözaltına alındı.
Gözaltında günlerce sorgulandı ve ardından tutuklanarak Ankara Ulucanlar Cezaevi’ne sevk edildi.
Yargılama süreçleri tutuklu olarak süren Aydın, 19 Aralık 1990 tarihinde ilk duruşmada Kürtçe ifade verdi ve ardından beraat etti.
Aydın, 5 Temmuz 1991 tarihinde kendilerinin polis olduğunu belirten şahıslarca “ifadesinin alınması gerekçesiyle” evinden alındı.
7 Temmuz günü Elazığ’a bağlı Maden ilçesi yakınlarında bulunan bir köprü dibinde cesedi çok ağır işkence edilmiş halde bulundu.
10 Temmuz 1991 tarihinde Diyarbakır’da yapılan cenaze töreninde, Aydın’ı son yolculuğuna uğurlamak isteyen kalabalığın üzerine otomatik silahlarla ateş açıldı.
Resmi rakamların ifade ettiğine göre 3, dönemin Diyarbakır Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı’nın yaptığı son açıklamalarına göre 23 kişi hayatını yitirdi.
Aydın’ın anısını yaşatmak için, Mardin Kapı’da yaklaşık 40 bin metrekare alan üzerine Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi tarafından bir park inşa edildi.
PKK itirafçısı ve JİTEM elemanı Abdulkadir Aygan, yaptığı açıklamada şöyle demişti; “Vedat Aydın’ın olayında keşifte yer aldım ama olayda yer almadım” ve “bu olayda Vedat Aydın’ın evden alırken gören Şükran Aydın’ın çizdiği robot resimler vardı. O robot resimler Ali Ozansoy, Fethi Çetin ve Aytekin Özen Binbaşı’ya bayağı uyuyor.”
Yine dönemin Diyarbakır Emniyeti İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı, Haliç’te Yaşayan Simonlar adlı kitabında şu sözleri yazmıştı; “Yine bir süre sonra HEP Diyarbakır il başkanı Vedat Aydın Diyarbakır Şehitlik semtindeki evinden polis görümündeki kişiler tarafından Emniyete götürüleceği söylenerek kaçırılmıştı. O zamanlar Cem’in yanındaki bazı kişilere uyan bir eşkâl tarif ediliyordu. Bu eşkâllere göre faillerin Cem’in yanında çalışan insanlardan bazıları olabileceği kanaati bende de uyanmıştı ama tam olarak netleşmemişti.”
Bernamegeh Türkçe
