Mehmed Uzun, 1953 senesinde Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde dünyaya geldi.
Ailesi Viranşehir kökenli olan Uzun’un, annesi Zaza, babası ise Kurmanç’tır.
Babası ailenin ekonomik geçimini koyun tüccarlığı ile sağlıyordu.
Mehmed Uzun’un beş kardeşi bulunmaktadır.
Küçük yaşlardan itibaren ailesinden duyduğu sözlü anlatım örnekleri, edebi sanatının zeminini oluşturdu.
İleride yazacağı romanları çocukluk yıllarından itibaren edindiği birikimlerle buluşturdu.
İlkokula başlamadan önce Türkçe henüz bilmemekteydi.
7 yaşında, Şair İbrahim Rafet İlkokulu’na başlamasıyla Türk dilini öğrendi.
Anadilinin Kürtçe, eğitim dilinin de Türkçe olmasının zorluğunu yaşayarak derslerde çok zorlandı ve okulu bırakma kararı aldı. Fakat, ailesi okula devam etmesi yönünde ısrar etti.
Beşinci sınıftayken Şair İbrahim Rafet İlkokulu’ndan atıldı ve Atatürk İlkokulu’nda öğrenimine devam etti.
12 Mart Askeri Muhtırası sonrasında, 3 Mart 1972’de, sol kesime destek vermesi gerekçe gösterilerek gözaltına alındı. Ardından tutuklandı.
Tutuklandıktan sonra, 28 kişiyle beraber Diyarbakır Askerî Cezaevi’ne sevk edildi.
Sol kültürden gelenler için cezaevi bir eğitim yuvası olurdu. Uzun için de cezaevi böyle bir sürece evrildi.
Kürtçe okuma ve yazmayı da burada, Musa Anter ve kuzeni Ferit Uzun’un desteğiyle öğrendi.
Diyarbakır Askerî Cezaevi’nin ardından Mamak Askerî Cezaevi’ne sevki yapıldı. 2 yıllık hapis hayatının ardından, 1974 yılında çıkan Genel Afla serbest bırakıldı.
Meteoroloji mühendisliği okumak için geldiği Ankara’da, Ankara Yüksek Teknik Öğretmen Okulu’nda üniversite öğrenim hayatına başladı.
Ankara’da arkadaşlarıyla beraber Komal yayınevini kurdu.
21 Mart 1976 tarihinde yayına sundukları Rizgari (Kurtuluş) adlı Kürtçe-Türkçe derginin yayın yönetmenliği görevini üstlendi.
Yayınladıkları yazılarda “bölücülük” propagandası yaptıkları gerekçesiyle tutuklandı ve Ankara Merkez Kapalı Ceza ve Tutukevi’ne gönderildi.
Duruşmasında savunmasını Kürtçe yaptı. 15 Eylül 1976 tarihinde serbest bırakıldı.
Yargılanma süreci henüz bitmediği için, 26 Ağustos 1977 tarihinde sahte Tunus pasaportuyla Suriye üzerinden İsveç’e geçti.
12 Eylül Askeri Darbesinin ardından Türkiye Yazarlar Sendikası’nın kapatılması ve yazarların tutuklanması olaylarına dair kaleme aldığı eleştirel yazılar gerekçe gösterilerek, 1981’de Türkiye vatandaşlığından çıkarıldı.
İsveç’e yerleştikten sonra çalışmalarına buradan devam etti.
Uzun, bir süreliğine Dagens Nyheter ve Aftonbladet gibi gazetelerde, 1979’dan itibaren de Rızgariya Kurdistan (Kürdistan’ın Özgürlüğü), Kurmanci, Berbang (Şafak) ve Paris Kürt Enstitüsü’nün yayınladığı Hêvî (Umut) gibi Kürt dilinde yayın yapan dergilerde yazdı.
M. Ferzend Baran mahlasıyla yazdığı şiir ve yazılar hem bu dergilerde hem de Kurdistan Press Gazetesi’nde yayınlandı.
Mahmut Baksi ve Şerefhan Ciziri gibi yazarların da katkı sağladığı siyaset ve kültür dergisi olan Rizgarîya Kurdistan, 1982 senesine kadar toplamda 11 sayı yayınlandı.
Uzun, bu derginin her sayısının sonunda henüz yayınlanmamış bir şiirini de koyuyordu. Bütün şiirlerini ileride yayınlamak üzere Hêviya Şehîdan (Şehitlerin Umudu) adlı dosyada biriktirse de şiirleri yayınlanmadı.
1989 ve 1992 seneleri arasında İsveççe yayınlanan 90-tal adlı edebiyat dergisinde yazarlık yaptı.
Uzun, daha çok Kürt diline ağırlık verse de, İsveççe ve Türkçede yazmıştır. Yazarlığını üç dilde de sürdürmüştür.
Sürgün, Uzun’a edebi yaşamı açısından çok şey kazandırmıştır. Sürgün yaşamının ilk kazanımı anadilinde bir roman yazmak olur.
O zamanlar Kürtçe fazla bir dilbilgisi kaynağı ve yeterli edebi yayın mevcut olmadığı için çok güçlük çeker.
”Tu” romanını yazdığı sırada, edebi dilinin yeterli olmadığını fark eder ve Irak ile Suriye’yi dolaşarak Kürtçesini geliştirir.
Seyahati sırasında eski Kürt metinlerini inceleme fırsatı da bulur.
Böylelikle Kürtçenin birkaç lehçesini aynı çatıda birleştirerek kendine has bir edebi dil oluşturur.
Oluşturduğu edebi dil, Kürt klasik edebiyatı, günlük konuşma dili ve dengbêjlik geleneğinden beslenmiştir.
Eserleriyle, ötekileştirilen Kürt halkının sesi olmayı amaçlamıştır.
Yazarın yarattığı kahramanlar, genelde halkının özgürlüğü ve huzuru adına mücadele eden yurtsever Kürt aydınlarıdır.
1991’de, İngiliz yazar Harold Pinter’ın Dağ Dili oynunu” Zimanê Çiya” başlığıyla Kürtçeye çevirmiştir.
Uzun, ertesi yıl Fırat Ceweri tarafından yayınlanan Kürtçe edebiyat dergisi Nûdem (Yeni zaman) için yazılar yazmıştır ve kimi romanları bu dergide tefrika şeklinde yayınlanmıştır.
Mehmed Uzun’un 1993 yılında Welat gazetesinde yayınlanan Mirina Şervanekî (Bir Savaşçının Ölümü) başlıklı uzun şiiri daha sonra ufak düzenlemelerle İsveç’te Mirina Egîdekî ismiyle yayınlanır.
Bu eser Ciwan Haco’nun önerisiyle müzikale dönüştürüldü ve 1996 yılında Oslo’da kaydedildi.
1995 yılında yayınlanan Kader Kuyusu romanında yazar, önceki eserlerinden daha değişik bir metod uyguladı. Olayların iki anlatıcının ağzından anlatıldığı romanda anlatılan dönemler fotoğraflarla okuyucuya sunuldu.
Eser, Kürt milliyetçisi Celadet Ali Bedirhan’ın hayatını konu alsa da biyografik tarzda bir eser değildir. Etno-sembolik öğelerde yer almaktadır.
Uzun, 1995 senesinde türünün ilk örneği olan Antolojiya Edebiyata Kurdî (Kürt Edebiyatı Antolojisi) ve gazeteci Madeleine Grive ile beraber, İsveç’teki göçmen yazarların da yer aldığı Världen i Sverige (Tüm Dünya İsveç’te) adlı antoloji eserlerini kaleme aldı.
Ertesi sene Nar Çiçekleri ve 1998’de Dengbejlerim adlı Türkçe deneme kitapları yayınlandı.
Uzun, roman, söyleşi, deneme, anlatı ve inceleme türünde 20’ye yakın eser verdi.
Romanlarını Kürtçe, diğer edebi çalışmalarını ise Kürtçe, Türkçe ve İsveççe dillerinde yaptı.
Kürtçe yazdığı yedi roman, 1990’lı yıllardan sonra Türkiye’de yayınlandı.
Türkçe’ye çevrilen romanları, Türkiye’de Kürtçe ve Türkçe olarak yayınlandı.
İsveç ve Dünya Gazeteciler Birliği, Uluslararası ve İsveç PEN Kulübü üyesi de olan Uzun, Kürt PEN Kulübü’nün kurulmasına önayak olmuştur.
İsveç’te yaşadığı yıllar boyunca ülkenin kültür ve edebiyatını öğrenen Uzun’un, İsveççe çalışmaları da bulunmaktadır.
Uzun, İsveç Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulu üyesiydi.
Kitapları Türkiye’de yayınlandıktan sonra defalarca yargılandı.
16 Ocak 2000’de Diyarbakır’da yapılan Kürt Edebiyat Semineri’nde yaptığı konuşma dolayısıyla “halkı ayrımcılığa teşvik” iddiasıyla Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde hakkında dava açıldı ve gıyabi tutuklama kararı çıkarıldı.
3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 8/1. maddesi gereği, 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi istenen Uzun, savunmasında “Benim görevim bölücülük yapmak değil, birleştirici olmaktır sözlerini sarf etti.
”Bölücülüğü sadece bir aptallık olarak değil; aynı zamanda tehlikeli bir düşünce olarak da görüyorum” ifadelerine de savunmasında yer verdi.
Mehmed Uzun’la Dayanışma Komitesi üyelerinin de yer aldığı, 19 Nisan 2002 tarihli duruşmada beraat etti.
4 Şubat 2000’de kitaplarının 7 tanesi, Diyarbakır 4 no’lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin 2000/39 sayılı kararıyla yasaklandı ve toplatıldı.
Yine, Nar Çiçekleri, Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık, Bir Dil Yaratmak ve Kürt Edebiyatına Giriş kitapları 2001 yılında yasaklandı.
Diyarbakır’da toplatılan Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık romanı dolayısıyla 6 no’lu İstanbul Devlet Güvenlik Mahkemesi’nce “terör örgütüne yardım ve yataklıktan” TCK’nın 169. maddesiyle yargılandı.
Bu durum uluslararası arenada büyük ses getirdi ve protesto edildi.
Mayıs 2006’da mide kanseri teşhisi konuldu, bir müddet Stockholm’daki Karolinska Enstitüsü Hastanesi’nde tedavi gördü ve 13 Temmuz’da Diyarbakır’a geldi.
“Ben buraya ölmek için değil, yaşamak için geldim” diyen Uzun, tedavisine Özel Veni Vidi Hastanesi’nde devam etti.
Bu sırada “Hêviya Auerbach” (Auerbach’ın Umudu) adını verdiği romanın taslağını oluşturmaya başladı. Lâkin, bu ve yazmayı planladığı diğer romanlarını yazamadan 11 Ekim 2007 tarihinde Dicle Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti.
13 Ekimde Diyarbakır Ulu Camii’nde kılınan cenaze namazı ardından vasiyeti üzerine cami önündeki kalabalığa sırasıyla Yaşar Kemal, Şerafettin Elçi, Ahmet Türk ve Osman Baydemir’in yaptığı konuşmaların ardından Mardinkapı Mezarlığı’na defnedildi.
Ölümünden sonra, Uzun’un hayatını konu alan 17. Fotoğraf adlı belgesel film çekilmiştir.
Eserleri:
-Tu (Sen), Roman (1985)
-Mirina Kalekî Rind (Yaşlı Rind’in Ölümü) Roman, (1987)
-Siya Evînê (Yitik Bir Aşkın Gölgesinde) Roman, (1989)
-Rojek ji Rojên Evdalê Zeynikê (Abdalın Bir Günü), Roman (1991)
-Destpêka Edebiyata Kurdî (Kürt Edebiyatına Giriş), İnceleme (1992)
-Hêz û Bedewiya Pênûsê (Kalemin Gücü ve Görkemi), Denemeler (1993)
-Mirina Egîdekî (Bir Yiğidin Destanı), Destan-Ağıt (1993)
-Världen i Sverige (Tüm Dünya İsveç’te), Edebiyat Antolojisi, M. Grive ile birlikte (1995)
-Antolojiya Edebiyata Kurdî (Kürt Edebiyat Antolojisi), Antoloji, iki cilt (1995)
-Bîra Qederê (Kader Kuyusu), Roman, (1995)
-Nar Çiçekleri, Deneme (1996)
-Ziman û Roman (Dil ve Roman), Söyleşiler (1997)
-Bir Dil Yaratmak, Söyleşiler (1997)
-Dengbêjlerim, Deneme (1998)
-Ronî Mîna Evîne – Tarî Mîna Mirinê (Aşk Gibi Aydınlık Ölüm Gibi Karanlık), Roman (1998)
-Zincirlenmiş Zamanlar Zincirlenmiş Sözcükler, Deneme (2002)
-Dicle’nin Sesi I – Hawara Dîcleyê (Dicle’nin Yakarışı), Roman (2002)
-Diclenin Sesi II – Dicle’nin Sürgünleri, Roman (2003)
-Ruhun Gökkuşağı, Anlatı (2005)
-Küllerinden Doğan Dil ve Roman, Söyleşiler (2005)
-Bir Romanın Hatıra Defteri, Günlük (2007)
Ödülleri:
-Türkiye Yayıncılar Birliği Düşünce ve İfade Özgürlüğü Ödülü – 2001
-Berlin Kürt Enstitüsü Edebiyat Ödülü – 2001
-Torgny Segerstedt Özgürlük Kalemi Ödülü – 2001
-Stina-Erik Lundeberg Ödülü – 2002
-Kürdistan Bölgesel Yönetimi Onur Ödülü – 2005
-Diyarbakır Belediyeleri Onur Ödülü – 2005
Bernamegeh Türkçe / bernamegeh@gmail.com