Sedat Peker, Kafkas (Dağıstan) asıllı Karadeniz’li bir ailenin oğlu olarak 1 Aralık 1970’te Adapazarı, Sakarya’da dünyaya geldi. Ailesi, 93 Harbi’nde Rusların Kafkaslarda tam hakimiyet sağlaması üzerine önce Batum’a, sonra Anadolu topraklarına göç etmek zorunda kalmıştır.
Anadolu üzerinden önce Rize’ye, sonra Adapazarı’na göçmüş ailesinin başta Rize ve Trabzon olmak üzere Elazığ, Erzurum ve Artvin’de akrabaları bulunur.
Peker, ilk kez on yedi yaşında hapishane ile tanışmıştır. Genç yaşta hapis yatmasından dolayı çevresi tarafından Reis diye hitap edilirdi. Peker daha sonra mahkeme kararı ile adının başına Reis ismi ekleterek adını Reis Sedat Peker yaptırır.
22 yaşında özel eğitim kurumlarına sahip olmuş Peker, suça eğilimli öğrenciler yetiştirdiği propagandaları yapılması üzerine bu işi bıraktı. Yakın akrabalarından aldığı finansal destek ile Bulgaristan’da kerestecilik işine girişti.
1980’lerin sonunda Peker’in adı, Bağdat Caddesi’ndeki pek çok yasa dışı olayla anılır oldu. Bu dönemde, Peker’in akrabaları ve arkadaşlarından oluşan “Peker grubu” giderek genişleyen ve güçlenen bir yapı haline geldi. Karıştığı yasa dışı olaylar ve hakkındaki suç iddiaları Peker’in bu dönemde zaman zaman cezaevine girmesine neden oldu.
Peker’in adı, 1990’larda yasa dışı suç örgütü kurduğu, “tehditle tahsilat yaptığı, zorla alıkoyduğu, insan öldürmeye azmettirdiği” gerekçeleriyle yargılanması haberleriyle gündeme gelmeye başladı.
1990’da ortağı Bülent Kılıç ile kurduğu bir otomobil bakım firmasının servisinin dolandırılmasından sonra ortağından ayrıldı. 1997’de Rize’de kaçakçı Abdullah Topçu’yu öldürmek suçundan savcı karşısına çıkmış ve serbest bırakılmış Peker’in iki adamı aynı davadan müebbet hapse mahkûm olmuştur.
Ardından Romanya’ya kaçtı, ancak tüm bu suçlamalarla açılan soruşturmalar sonunda Ağustos 1998’de Türkiye’ye getirildi. Hakkında birden çok suçtan açılan davadan Mayıs 1999’da beraat etti. Bu süreçte sekiz ay boyunca cezaevinde kaldı.
1999’un sonunda, Aralık ayında Milliyet gazetesine verdiği röportajda, kendisini “pantürkist ve turancı” olarak tanımlayan Peker, hakkındaki suçlamalar için “medeni ilişkilerin sınırlarını aşıp sert davranarak hakkı olan parayı almaya çalıştığını” söyledi.
Yine aynı röportajda, Çeçen militanların organizasyonuyla Trabzon-Soçi seferini yapan Avrasya Feribotu’nu kaçıran ve Dalaman Cezaevi’ne giren sanıkları buradan kaçırdığıyla ilgili haberlerle ilgili soruya yanıt vermiş; cezaevi firarlarıyla ilgisi olduğunu yalanlamamıştı.
2002’de katıldığı Kırmızı Işık programında reklamcılık ve emlakçılık yaptığını da Akif Beki’ye anlatmıştı.
2002 yılında ozturkler.com isimli Turancı bir site oluşturmuş, bunun tanıtımı için ülkenin ileri gelen politikacı, sanatçı ve işadamlarını toplayarak bir tanıtım düzenlemiştir.
12 Mart 2005’te İstanbul Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürlüğü tarafından yapılmış Kelebek Operasyonu kapsamında tutuklandı. İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen dava 31 Ocak 2007’de karara bağlandı ve 14 yıl 5 ay 10 gün hapis cezasına çarptırıldı. Peker ayrıca “örgüt kurma”, “tehdit”, “iş yeri kurşunlama”, “yaralama”, “hürriyeti tahdit”, “yağma” ve “sahte kimlik kullanma” gibi iddialar ile İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandı.
5 Ağustos 2013’te İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından karara bağlanan Ergenekon davasında Sedat Peker’e 10 yıl hapis cezası verildi. 10 Mart 2014’te özel yetkili mahkemelerin kararlarına ilişkin yasa değişikliği ve tutukluluk süresi beş yılı aştığı için mevzuat gereği tahliye edildi.
Bu kapsamda Doğu Perinçek, Kemal Kerinçsiz, Tuncay Özkan gibi isimlerle birlikte Peker’in de şartsız tahliyesine karar verildi. Hakkında farklı davalardan verilmiş cezalar olsa da Peker cezaevinden salıverildi.
Cezaevinden çıktıktan sonra “iş adamı olarak çalışmalarını sürdürdüğünü” söyleyen Peker, o dönem Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan için “Bazı insanlar vardır toplum içinde onlarla ilgili şunları duyarız; ‘doğuştan şanslı’, ‘Yüce Allah yürü ya kulum demiş’, ‘rüzgar nereden eserse essin tüm rüzgarlar onun yelkenine gidiyor’ gibi halk deyişlerinin tamamı Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a uymaktadır.” dedi. Aynı röportajında “Milliyetçi Hareket Partisi ile 16 yaşımdan bu yana bir ilişkim var.” açıklaması da yaptı.
Peker’in 1 Kasım genel seçimleri öncesi Ekim 2015’te Rize’de “Teröre lanet mitingi” adı altında toplanan kişilere kürsüden bir konuşma yapması ve “oluk oluk kan akıtacağız” sözlerini söylemesi, tepkilere yol açtı.
Peker, 13 Ocak 2016’da geniş katılımlı bir konuşmasında Barış İçin Akademisyenler bildirisini imzalayan akademisyenlerin katledileceğini söyledi. Bu konuşması nedeniyle yargılandı ancak Temmuz 2018’de beraat etti.
Peker ve adamlarına yönelik bir diğer dosya ise Bursa’da açıldı. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun TRT yayınında “Köfteci Yusuf’a çökeceklerdi” diye anlattığı dosya Köfteci Yusuf olarak bilinen iş insanı Yusuf Akkaş’ın 24 Aralık 2019 tarihli şikayeti üzerine açıldı. 25 Aralık’ta emniyetin başsavcılığı bilgilendirmesiyle Peker ve adamları hakkında başka bir soruşturma başladı.
Soruşturma kapsamında 2020 Temmuz ayında düzenlenen operasyonda 18 kişi gözaltına alındı. Peker yurtdışına çıktıktan sonra gerçekleştirilen operasyonda gözaltına alınan şüphelilerden 9’u tutukladı.
Türkiye’deki 15 Temmuz Olayı’ndan iki hafta sonra Recep Tayyip Erdoğan’a yönelik desteğini açıkladı.
Peker, organize suç örgütü kurmak suçlamasıyla cezaevinde olan Alaattin Çakıcı’nın af kapsamında tahliye edilmesi üzerine Çakıcı’yı hedef alan bir video yayımladı.
Karşılıklı tehdit içerikli açıklamaların ardından iki isim bir telefon konuşması yaptı. Peker, konuşmanın ardından artık birbirlerine düşman olmayacaklarına dair bir söz verdiklerini açıkladı.
Gazeteci Saygı Öztürk, cezaevinde oldukları dönemde Çakıcı’ya yakın bazı isimlerin öldürüldüğünü, bundan da Sedat Peker’i sorumlu tuttuğunu, bu sebeple aralarının açıldığını, daha sonra bir kişinin araya girmesiyle barıştıklarını yazmıştı.
Sedat Peker, 18 Ocak 2021’de Kuzey Makedonya’nın Üsküp kentinde ikameti kötüye kullanmak gerekçesiyle tutuklandı ve Kosova üzerinden Türkiye’ye sınır dışı edildi. Ancak Türkiye’ye gelmeyip önce Fas’a sonra Dubai’ye gitti. Peker 2 Mayıs 2021 açıklamalarında sınır dışı edilmediğini, vize süresi dolduğu için balkan ülkelerini terk ettiğini söyledi.
Polis teşkilatı bünyesindeki Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Dairesi (KOM Dairesi), Antalya’da 2021 Mart’ta bünyesindeki tüm birimlerin suç ve suçlularla mücadelesini belirleyip uygulamaya koyacağı esasları belirlemek amacıyla özel gündemli toplantılar dizisi gerçekleştirdi. Toplantılar sonucunda Türkiye’deki organize Suç örgütleri hakkında bazı sayısal veriler paylaşıldı. Bu verilere göre Sedat Peker, 253 adamıyla
Türkiye’deki üçüncü büyük organize Suç örgütü lideri olarak tanımlandı.
KOM Dairesi’nin Raporunda Alaattin Çakıcı 428 adamıyla birinci, Sedat Şahin (Şahinler) 257 adamıyla Türkiye’nin en büyük ikinci büyük suç örgütü lideri olarak verilendi.
9 Nisan 2021 tarihinde İstanbul’da Sedat Peker ve suç örgütüne yönelik 5 ilde eş zamanlı operasyon düzenlendi. İstanbul’un yanı sıra Ankara, Kocaeli, Trabzon ve Hatay’da düzenlenen operasyonlarda çok sayıda şüpheli gözaltına alındı fakat Sedat Peker’in yurt dışında bulunduğu ifade edildi.
Operasyon kapsamında Sedat Peker’in Beykoz’daki villasında polis ekipleri arama başlattı. Avukatı yaptığı açıklamada Sedat Peker’in bir buçuk yıldan beri yurt dışında olduğunu belirtti. 9 Mayıs 2021 tarihinde Sedat Peker, kendisine yönelik operasyonlar sonrası başlattığı video serisinin üçüncüsünü yayınlayarak Dubai’de bulunduğunu ifşa etti ve Türkiye’ye dönmeyeceğini söyledi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2021/100993 numaralı dosyası üzerinden yürütülmekte olan soruşturma kapsamında Ankara 2. Sulh Ceza Hakimliği 26/05/2021 tarih ve 2021/6114 sayılı kararıyla derhal yakalanmasına karar vererek Reis Sedat Peker hakkında yakalama emri düzenledi.
Sedat Peker’in mal varlığı ile ilgili çeşitli spekülasyonlar bulunmaktadır. 2011 yılında Ergenekon Davalarında organize suç örgütü mensupluğundan yargılanan Bedirhan Şinal, Sedat Peker’in 3 milyar $ mal varlığına sahip olduğunu iddia etmiştir.
Peker mahkemede bu iddiaları reddedip tek mal varlığının, mevcut İstanbul Kartal Adliyesi’nin bulunduğu arsa olduğunu ve devletin bu arsayı kendisinden 20 milyon dolara satın aldığını açıklamıştır.
Peker, bugüne kadar çektiği altı videoda önce eski İçişleri Bakanı ve Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar ile AK Partili milletvekili oğlu Tolga Ağar’ı hedef alan iddialarda bulundu. Ardından iş dünyasından bazı ünlü isimler, gazeteciler ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu hakkında açıklamalarıyla gündemin en üst sırasına yerleşti. Kendisine cevap verenler, karşı suçlamada bulunanlar ya da sessiz kalmayı tercih edenler oldu.
Sedat Peker, videolarında kendisinin dahil olduğu suçlara ilişkin itiraflarını da paylaştı. İfşaatlarına son vermesi için haber sitesi yöneticileri Hadi Özışık ile Süleyman Özışık kardeşlerin Bakan Soylu ve Peker arasında aracılık yaptığı iddialarını içeren son videosu ve bu iddiasına kanıt olarak yayınladığı Facetime görüşmesi kaydı büyük ses getirdi.
Sedat Peker’in kendisine yönelik operasyonlar sonrası çektiği ilk videoda hedefine aldığı isim eski Emniyet Müdürü ve İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ve ‘’Pelikancılar’’ oldu.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şubesi tarafından 9 Nisan’da İstanbul merkezli 5 ilde düzenlenen operasyon kapsamında Sedat Peker’in evinde de arama yapılması üzerine suskunluğunu bozan Peker, Mehmet Ağar’ı operasyonun taşeronluğunu yapmakla suçladı. Operasyonun medya ayağını ise ‘’Pelikancılar’’ın yürüttüğünü iddia etti.
Peker; “Mehmet Ağar ve Pelikancılar olarak bilinen grup, bazı güç odakları için şahsıma yapılan kanunsuzlukların taşeronluğunu yaptılar. Basın ayağını pelikancılar, düşünsenize Akit’ten Ulusal Gazete’ye kadar. Ben bu olayların içinde yaşadım gençliğimden beri. Beni mi korkutacaksınız? Derin devletmiş, vay! Göreceğiz derinliğinizi.” demişti.
Peker, bir videoda şimdiye kadar hiç uyuşturucu satmadığını o nedenle evindeki operasyonda narkotik polislerinin köpeklerle arama yapmasına da tepki gösterdi.
Peker; “Kolombiya limanında 4 ton 900 kilo kokain yakalanmış. Bu Türkiye’ye geldiğinde, paketlenip satıldığında küçük bir Afrika ülkesinin milli hasılası kadar eder. Açıklama yapıyorlar, ‘Bunlar Türkiye’ye gidecekti, İzmir limanına, bir kimya firmasına’. Türkiye’de teslim alacak yerle
ilgili hiçbir operasyon yok. Hiç kimseye. Niye operasyon yok? Bu sehemin sahibi Mehmet Ağar. Eski bir milletvekili bir tane daha. Eski yardımcısı bunun. İki üç tane de mafyatik tip, kriminal bilinen narko ailesi. Hani!” demişti.
“Mehmet Ağar ve Pelikancıların gerçek yüzü” başlığıyla yayınladığı ikinci videoda Peker’in iddiaları arasında Ağar’ın oğlunu tecavüzden şikayet eden kadının ertesi gün ölü bulunduğu da var.
Peker, “Tolga kardeşin hikayeleri böyle bitmiyor. Bir kız var Kırgız ya da Kazak uyruklu. Kızcağız jandarmaya gidiyor, Tolga Ağar bana tecavüz etti diye. Kız şikayet ediyor. Daha sonra helikopterle gelip bu kardeşi babası aldırıyor. Kız ertesi gün ölü bulunuyor. Orada bir garipceğiz öldü, herkes biliyor kimse sesini açmıyor” demişti.
Peker’in ikinci videosunda da dile getirdiği iddia Elazığ’da Kanal 23 Televizyonu’nda program sunucusu ve aynı zamanda üniversite öğrencisi olan Yeldana Kaharman hakkında.
Kaharman’ın Tolga Ağar ile yaptığı röportajın ertesinde ölü bulunmasına dikkat çeken Sedat Peker, Tolga Ağar’ın Kaharman’a cinsel saldırıda bulunduğunu söyledi.
Sedat Peker, çektiği videoların üçüncüsünde eski AK Parti ve ANAP milletvekili Feyzi İşbaşaran’ın ‘kendisini her yere şikâyet ettiğini’ belirterek şunları söyledi:
”Cumhurbaşkanımızın eşine küfür etti diye ben milletvekilinin (Feyzi İşbaşaran), devletin karakolunda kemiklerini kırdırdım, yetmedi mahkemeye çıkarken biraz daha kırdırdım, pişman değilim. Karıya, kıza, anaya kötü laf olmaz. Bende bu tabiat var, yine aynısını yaparım. Biz başkasının kızının namusunu kendi namusumuz kabul ederiz. Tecavüz olmaz, olamaz. Pardon derin devletin başı Tolga Ağar yapınca olur! Oldu da!”
Sedat Peker, çektiği videoların dördüncüsünde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan gelen haberle yurt dışına kaçtığını iddia etti. Bu iddiası için de savcılara telefon sinyallerini tespit etme çağrısı yaptı.
Peker, dördüncü videosunda Hadi Özışık’a, Süleyman Soylu’nun Ocak 2021 tarihlerinde “Ben onu (Peker’i) severim” dediğini öne sürüp “Bu kadar kısa sürede ne değişti” diye sordu.
Hadi Özışık, Halk TV’ye gönderdiği mesajda “Soylu ile Peker arasında haber götürdüğüm yalandır. Böyle yapan şerefsizdir, haysiyetsizdir” ifadeleriyle iddiayı yalanladı. Ardından da Cüneyt Özdemir’in yayınına katılıp “Benim ne Sedat Peker’le ne Süleyman Soylu’yla böyle bir konuda konuşmam olmadı” ifadelerini kullandı.
Peker, iddiasının yalanması üzerine görüşmelerin kayıtlarını Twitter hesabından paylaştı.
Sedat Peker, altıncı videosunda Eylül 2015’deki taşlı, sopalı Hürriyet gazetesi baskınını, bir milletvekilinin talebiyle kendisinin yaptırdığını öne sürerek şöyle demişti:
“Pambık Demirören ekibi dinliyor musunuz? Şatafatlı gazeteciler, ünvanlı gazeteciler, sizin gazetenizi ben bastırdım. Bak, suç ikrarı yapıyorum. Bastırmadan önce gelen milletvekilinin telefon sinyallerine de bakabilirsiniz, ismini söylemeyeyim ayıp olur. ‘Bizim gençlik kollarından birtakım arkadaşlar gidecek ama onlar profesyonel değil, sen böyle arkada’ dedi, tamam dedim, ben gönderdim. E Aydın Doğan yaşlı adam, bir yandan ölüm korkusu sardı, bir yandan devam eden mahkemeler, ben ölürüm çocuklarıma dert kalmasın, ondan sonra hop (Hürriyet gazetesinin Demirören’e satışı)… Senin (Demirören) oturduğun koltukta benim emeğim var, ben pislik siz temiz ha!”
New York Times, Le Monde tarafından yapılan haberlerin ardından Washington Post’ta Peker’in açıklamalarını konu alan bir analiz yayınladı.
Analizde, “1990’ların sonlarında öne çıkan Peker, aynı zamanda daha yeni bir olgunun da ürünü” denilerek şu hatırlatmalarda bulunuldu:
“49 yaşındaki Peker, “suç örgütü kurmak” da dahil olmak üzere hapis cezasına çarptırıldı. 2014’teki son tahliyesinden sonra, Erdoğan’ın partisi için düzenlenen mitinglere katıldı. Takım elbise giyen bir iş yöneticisi ve ateşli bir hükümet destekçisi imajı çizdi. Peker, 2016 yılında, Barış Akademisyenlerine akademisyenlerini tehdit eden bir açıklama yaptı.”
Washington Post, “Peker’in, son videolarında takım elbise yerine tercihini açık beyaz yakalı gömleklerden yana koyduğu” belirtilirken, “Monologları ise teatraldir; dramatik kreşendolar, uzun duraksamalar ve manik kahkahalar içeriyor. Oturduğu bir masa, Leon Trotsky ve Bob Dylan ve Mario Puzo’nun kitaplarıyla süslenmiştir” ifadesini kullanıldı.
Makalede, “İddialar ve isimlerin netliği karşısında Türkiye donakaldı. Her biri hevesle beklenen, milyonlarca kez izlenen videolar sansasyon yaratıyor” denildi.
Makalede, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun ‘Peker’in videolarının bir yıldızı’ olduğu ve suçlamaların doğrudan Erdoğan’ı hedef almadığı belirtildi.
Sedat Peker, Özge Yılmaz Peker ile 2008 yılında evlendi. Sedat Peker’in bu evliliğinden iki kızı, bir oğlu vardır. Bu evliliğinden olmayan iki oğlu daha vardır. İslam Tarihi, Türk Tarihi, Kafkas Tarihi, kondisyon sporları ve dövüş sanatları Peker’in ilgi alanları arasındadır.
Ödülleri:
11 Mart 2015 tarihinde Zihinsel Engelliler Rehabilitasyon ve Eğitim Vakfının TİM Center’da düzenlediği Yılın En İyileri Ödül Töreni’nde Sedat Peker’e yaptığı yardımlardan dolayı En Hayırsever İş Adamı ve Yaşam Boyu Onur Ödülü verildi.
30 Kasım 2015 Tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanlığı öncülüğünde düzenlenen Dünya Karapapak Türkleri 1. Kurultayı ve Kültür Etkinlikleri’nde kendisine Türklük Hakanı Unvanı verildi.
4 Mayıs 2016 tarihinde Lütfi Kırdar Kongre Merkezi’nde yapılan Türkiye Gençlik Ödülleri’nde En İyi İş Adamı ödülünü aldı.
Bernamegeh Türkçe